1. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var 123 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 25 ve 58

Konu: Fuat Çapa

  1. #1
    ALKARA Abreg Çelem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Samsun
    Mesajlar
    336

    Fuat Çapa

    Fuat Çapa hakkındaki yorumlarınız...
    a|c

    Kalpağımı alır giderim...

  2. #2
    İyidir, hoştur hocamız...
    Gelecek sene için yumruğu masaya vurma vaktinin gelmesine 2-3 maç kalmıştır.
    Hocamız, takım yapısının ve transferlerin iyi planlanlandığı, altyapı ile desteklenmiş ve hak edenin forma bulduğu bir yapı oluşturabilirse,
    Seneye başarı kaçınılmaz olacaktır.
    Bunun dışındaki çabalar güdük kalacak ve günü kurtarmaya yönelik olacaktır.
    Biz artık ''günü kurtarma'' rutininden fazlasını istiyoruz..

  3. #3
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    fuat çapa
    daha çok çaba...

    bize gelecek sene ile alakalı bir ışık yakmasını bekliyoruz hala ısrarla ama göremiyorum.

    hedef sorunu var gibi hocanın.

  4. #4
    öncelikle fuat çapa'nın başarısı tartışılır ama değeri asla tartışılmaz. aşağıda yazdıklarım tamamen teknik olarak başarılı olup olmadığı hakkındaki görüşümdür.

    bu sene bu kadroyla lig sıralamasında çok gerilerde olabilirdik. 3 istanbullu, kasımpaşa, bursa, trabzon, eskişehir ve akhisar dışında kalan 11 takımın kadro kaliteleri birbirine çok yakın. biz de ligin ortalama kadro kalitesine sahip takımlarından biriyiz.

    fuat çapa'nın göreve geldiği günden bugüne kadar geride kalan süreyi tekrar gözden geçirelim. geçen sezon başında ligde kalabileceğine inanmadığımız bir kadro ile başladık. fuat çapa tercihi kendisini dinleyene, fikirlerini duyana kadar bizi çok mutlu etmemişti. meğer en büyük şansımız, futbol üzerine düşünen tüm insanlar, futbolun içinde olan herkes şike davası nedeniyle oyuna olan konsantrasyonunu kaybetmişken; fuat hoca'nın çok hevesli ve iyi bir motivasyonla, futbola aç olarak bizim takımın başına geçmesiymiş. o kadroyla, futbol kalitesi düşük olan sezonda kendi içimizden ürettiğimiz hurşut, soner, azo, yasin, tum, m.sedef gibi futbolcuların gösterdiği gelişim sayesinde, lig öncesi tahminlerimizin çok üstünde bir yerde gerçirdik sezonu...

    bu sene ise farklı, herkes daha çok futbolu düşünüyor. iyi kadro kuran takımlar var. istanbul üçlüsü ile eskişehir-bursa-trabzon-kasımpaşa-akhisar'ı çıkarın, geri kalan takımların kadro kaliteleri hep aynı. bu kadroyla mersin'in yerinde de olabilirdik, onların kadrosu bizimkinden kötü değil. geçen sezon yıldızlaşan ve takıma skor katkısı yapan yasin, tum, soner gibi üç adamı gönderip; tosic dışında takıma fazla katkısı olmayan futbolcuları transfer ettik. serkan 7-8 hafta sonra yararlı olmaya başlamıştı ki sakatlandı, petrovic geç alındı ve büyük katkı vermedi. lekiç üzerinde durulmasına rağmen bir türlü bizim beklediğimiz seviyeyi bulamadı. ekigho da geldiğinden beri forma giyecek düzeye ulaşamadı. buna geçen sezon iyi performanslar gösteren sedef, oktay, hurşut gibi futbolcuların formsuzluğu da eklendi. cavcav her defasında bu sene ne kadar çok para harcandığını anlatsa da, görüldü ki, harcanan paralar takımın kadro seviyesini ileri değil geri götürdü. devre arasında fuat çapa gitti kendi eliyle vleminckx'i getirdi. vleminckx gelişi takımın kadro ve oyun kalitesini hemen arttırdı. insanın aklına iki soru geliyor; 1. vleminckx'in olmadığı ligin ilk yarısını 17 maçta 21 puanla bitirdik. sezon başında lekiç yerine vleminckx transfer edilmiş olsa kaç puan toplardık? 2. ligin ikinci yarısında 9 haftada 16 puan toplamışız. vleminckx olmasaydı kaç puan alırdık?

    sezon başı transferi fuat çapa tarafından yapılmış ve birebir kendisinin önerdiği ve istediği futbolcular alınmış olsaydı, şu anda fuat hoca'nın başarısını tartışıyor olabilirdik. yalnız bizim kulübün transfer politikası hoca'yı dinlemek değil, alınmasına karar verilen futbolu için hoca'nın onayını almak. yalnızca vleminckx transferini kendisi yaptı. o'nun da katkısı ortada... tabi ki fuat hoca'nın da zaman zaman kötü performanslar sergilediği ve beklediğimiz oyunu oynatamadığı zamanlar oldu. ancak bu kadro ile şu ana kadar oynanan oyun ve puan tablosundaki yerimizi yan yana koyup düşündüğümüzde, fuat çapa'nın başarılı olduğunu söyleyebiliriz. bana göre en büyük eksiği, futbol üzerine bu kadar düşünürken, düşündüklerini cesaretle uygulamaktan birazcık kaçınması ve genç futbolculara beklendiğinden daha az şans veriyor oluşu...

  5. #5
    Alıntı serkan_gungordu demiş ki... Mesajı göster
    öncelikle fuat çapa'nın başarısı tartışılır ama değeri asla tartışılmaz. aşağıda yazdıklarım tamamen teknik olarak başarılı olup olmadığı hakkındaki görüşümdür.

    bu sene bu kadroyla lig sıralamasında çok gerilerde olabilirdik. 3 istanbullu, kasımpaşa, bursa, trabzon, eskişehir ve akhisar dışında kalan 11 takımın kadro kaliteleri birbirine çok yakın. biz de ligin ortalama kadro kalitesine sahip takımlarından biriyiz.

    fuat çapa'nın göreve geldiği günden bugüne kadar geride kalan süreyi tekrar gözden geçirelim. geçen sezon başında ligde kalabileceğine inanmadığımız bir kadro ile başladık. fuat çapa tercihi kendisini dinleyene, fikirlerini duyana kadar bizi çok mutlu etmemişti. meğer en büyük şansımız, futbol üzerine düşünen tüm insanlar, futbolun içinde olan herkes şike davası nedeniyle oyuna olan konsantrasyonunu kaybetmişken; fuat hoca'nın çok hevesli ve iyi bir motivasyonla, futbola aç olarak bizim takımın başına geçmesiymiş. o kadroyla, futbol kalitesi düşük olan sezonda kendi içimizden ürettiğimiz hurşut, soner, azo, yasin, tum, m.sedef gibi futbolcuların gösterdiği gelişim sayesinde, lig öncesi tahminlerimizin çok üstünde bir yerde gerçirdik sezonu...

    bu sene ise farklı, herkes daha çok futbolu düşünüyor. iyi kadro kuran takımlar var. istanbul üçlüsü ile eskişehir-bursa-trabzon-kasımpaşa-akhisar'ı çıkarın, geri kalan takımların kadro kaliteleri hep aynı. bu kadroyla mersin'in yerinde de olabilirdik, onların kadrosu bizimkinden kötü değil. geçen sezon yıldızlaşan ve takıma skor katkısı yapan yasin, tum, soner gibi üç adamı gönderip; tosic dışında takıma fazla katkısı olmayan futbolcuları transfer ettik. serkan 7-8 hafta sonra yararlı olmaya başlamıştı ki sakatlandı, petrovic geç alındı ve büyük katkı vermedi. lekiç üzerinde durulmasına rağmen bir türlü bizim beklediğimiz seviyeyi bulamadı. ekigho da geldiğinden beri forma giyecek düzeye ulaşamadı. buna geçen sezon iyi performanslar gösteren sedef, oktay, hurşut gibi futbolcuların formsuzluğu da eklendi. cavcav her defasında bu sene ne kadar çok para harcandığını anlatsa da, görüldü ki, harcanan paralar takımın kadro seviyesini ileri değil geri götürdü. devre arasında fuat çapa gitti kendi eliyle vleminckx'i getirdi. vleminckx gelişi takımın kadro ve oyun kalitesini hemen arttırdı. insanın aklına iki soru geliyor; 1. vleminckx'in olmadığı ligin ilk yarısını 17 maçta 21 puanla bitirdik. sezon başında lekiç yerine vleminckx transfer edilmiş olsa kaç puan toplardık? 2. ligin ikinci yarısında 9 haftada 16 puan toplamışız. vleminckx olmasaydı kaç puan alırdık?

    sezon başı transferi fuat çapa tarafından yapılmış ve birebir kendisinin önerdiği ve istediği futbolcular alınmış olsaydı, şu anda fuat hoca'nın başarısını tartışıyor olabilirdik. yalnız bizim kulübün transfer politikası hoca'yı dinlemek değil, alınmasına karar verilen futbolu için hoca'nın onayını almak. yalnızca vleminckx transferini kendisi yaptı. o'nun da katkısı ortada... tabi ki fuat hoca'nın da zaman zaman kötü performanslar sergilediği ve beklediğimiz oyunu oynatamadığı zamanlar oldu. ancak bu kadro ile şu ana kadar oynanan oyun ve puan tablosundaki yerimizi yan yana koyup düşündüğümüzde, fuat çapa'nın başarılı olduğunu söyleyebiliriz. bana göre en büyük eksiği, futbol üzerine bu kadar düşünürken, düşündüklerini cesaretle uygulamaktan birazcık kaçınması ve genç futbolculara beklendiğinden daha az şans veriyor oluşu...
    Mesela ben şu atabeyi bir süper lig maçında wleminxin yanında oynarken görmek isterdim.

  6. #6
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    serkan yazdıkların doğru tespitler.

    ama hocamızdan daha fazlasını beklememizi engelleyici durumlar değil bana göre.

    fuat hocanın azla yetinen bir tarzı var.

    daha basınçlı olması gerektiğini düşünüyorum.

    ülkemiz futbolu bunu gerektiriyor.

    konuşsun konuşsun sonra da kıçının üstüne otursu değil tabii kastettiğim.

    ancak gerek bizden gerekse takımdan esirgediği ve kullanmaktan imtina ettiği gizli bir enerjisi var gibi bu adamın.

    onu kullansın istiyorum. korkmasın bitecek diye. futbolda enerji kullanımı fazlasıyla geri dönüyor. çekinmesin, çıksın ortaya.

  7. #7
    http://www.gencler.org/haberler.php?id=8815
    fuat çapa Gençlerbirliği tarihinde en uzun süre görev yapan 5. teknik adam olmuş.

  8. #8
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Sincan/Fatih
    Mesajlar
    334
    Doll dan önceki dönemlerde senede 3-4 hoca değiştirdiğimiz olurdu. Hoca yönünden istikrara kavuştuk diyebilirim. Fuat Hocanın değerini tartışmak yersiz olur, Serkan Abininde ifade ettiği gibi. Bizim transfer politikamızda hoca aktif rol oynayamıyor. Her sene aynı nakarat baştan takım kur, önceki sene sivrilenleri sat. Sonra ilk yarının ortasına takım kendisini bulsun vs vs...

    Halbuki bu yıl idareten iyi bir kadromuz var. Seneye bu kadroyu bozmayıp( sürekli oynayan ve de istikrarlı oyuncular kastım yedek ve istikrarsız olanlar değil) aksayan bölgelerimize takviye yapsak gelecek yıl daha iddalı konuma gelebiliriz. Tabi Fuat Hocada kalmak şartıyla.

    Ertuğrul Sağlam uzun süre Bursa da kaldı başarı getirdi. Mehmet Özdilek, Abdullah Avcı ve Trabzonda Şenol Güneş örnekleri.(sonradan ayrılsalar da bir dönem başarılı oldular)

    Bence aynı hocayla her sene üste birşeyler katarak takımı bozmadan ilerlemeliyiz. Geçen sene 9. bitirdik bu sene Avrupa ligi olmasa bile 5-6 yapabilirsek gelecek sene ilk 4 hedefi koyarız.

  9. #9
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    fuat hoca değeri tartışılmayacak kadar da üst düzey futbol oynatan bir hoca değil bence.

    galatasaraylılar fatih terimi bile tartışabiliyorken bizde nasıl bir done varki hocamız tartışılamayacak kadar değerli?

    bendeki tek done serkan ın yazdığı imkansızlıklara rağmen alınan puanlar. peki ya futbol kalitemiz??? bence bunu tartışabilmeliyiz. ucunun hocaya dokunmasından da çekinmemeliyiz. şu anda yeni bir hoca talebimiz var anlamına gelmez oynanan futbolu tartışmamız.

  10. #10
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    bence fuat hocanın kalitesini tartışmak veya tereddüde düşmek son derece gereksiz ve zaman kaybettirici bir süreç olur.
    derhal gönderilmeli..

    ters ayaklıların ters kanatta oynamasından daha kötüsüde varmış. kanat oyuncularının olmadığı, bir tek orta yapmadığın bir maçta üç tane santroforla oynamak. hoca bunuda yaptı.
    pivot santroforların sonuncusu belkide en başarılarıyla oynuyorsun ve bir orta yapmıyorsun. adama gülerler. ama bizden hocaya körü körüne destek çıkıyor.
    fuat hoca ne santroforla oynamayı biliyor nede santroforsuz oynamayı biliyor. geçen sene bizimde övgülerimize mazhar olan isabetli çabuk pas, hızlı ve basit oyundan da bir eser kalmadığına göre hoca ne biliyor sorusu gündeme geliyor.
    galatasaray'ın 6 tane santroforu var genede en fazla çift satrofor çıkıyor; onda da bi ton eleştiri.. bizim topu topu üç tane santroforumuz var, kanat oyuncularının olmadığı bir maçta üçünüde oynattık.. inanması zor ama bunuda yaptık..

    hemde 10 kişi kalmasına rağmen oyunun tamda mesut bakkalın istediği gibi oynandığı bir maçta yaptık bunu..
    ama artık santrofor kalmadığı için orta sahada yaptığımız değişiklikler sonucu allah rızası için bir orta çıktı, gol girdi.. bence hocaya övgüler düzmeden önce ucuz yırttığımıza sevinelim..
    ya mesut hocanın düşündüğü gibi olsaydı, ya gözüne gelseydi?. karabük nerede biz neredeydik?.

    elimizdeki kadroyu bu lig için yetersiz gören arkadaşlarıma şunu demek isterimki; üçüncünün kadrosuna bakarmısınız?. onların eksiği var bizim yok..
    cemcan sağbekte oturmuşken orta sahaya beyin görevine getiriliyor, ideal geri dörtlü serkan kurtuluş’un katılımıyla felakete döndürülüyor, tarumar edilmiş orta saha hem ileriye hemde geriye küskün bir durumda, 7 gölün 5'ini kafayla atmış bir pivota bir tek orta atılmıyor ama etkin görüş: kadromuz yetersiz hoca daha ne yasın?.

    böylesine saçma ve paçoz bir ligde. 28 puanın kaybolduğu, birinci olanın topladığı puanın yarısından fazlasını heder ettiği, iki maçlık seri(!) yakalayanın ilk dörde girdiği bir ligde yapıyor bunu.. kepazeligin böyleside görülmemişken hemde..
    doğru yapacağı bir şey kalmamış gerçektende..

  11. #11
    Fuat Hoca'nın kişiliğini çok beğeniyorum. Teknik direktörlüğü için kötü takımın iyi hocası, iyi takımın kötü hocası olduğunu düşünüyorum. Geçen sene ilk yarıda takıma oynattığı pozitif futbol hepimizi umutlandırdı. Ancak sezonun ikinci yarısında ilk yarıda izlediğimiz cesur futbol anlayışını terk edip savunma ağırlıklı sağlamcı futbol anlayışına dönünce hevesimiz kursağımızda kaldı. Takımın başına geçtiğinde kaybedecek bir şeyi olmayan Fuat Hoca, başarıyı yakalayınca risk almamaya başladı.

    Bu sezon takıma oynattığı futbol bana keyif vermiyor. Takıma bir oyun karakteri kazandıramadı. Elindeki kadronun daha pozitif futbol oynayıp iyi sonuçlar alabileceği kanaatindeyim.

  12. #12
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    14 Mar 2013
    Mesajlar
    107
    Blog Girişleri
    1
    Fuat Hoca'nın her yerde dile getirdiği bir şikayeti var(mış). Transferleri ben yapmıyorum ki hesabı ben vereyim şeklinde özetlenebilecek. Bence bir ölçüde haklı. Ben takımın başında bir süre daha kalması taraftarıyım. Ama karakterini de ortaya koyarak. Dümeni eline alarak. Transferleri ben yaparım, Futbol işini ben yönetirim diyerek.

    Yoksa ister Fuat Hoca ister Ali Veli Hoca. Bulunacağımız nokta buralar. Kimi sene düşmediğimize seviniriz. Kimi sene altıncılık mutlu eder.

  13. #13
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    geçen sene hocamızın takıma oynattığı zannedilen futbolun, dibe vurmuş takımın kendiliğinden silkinişi, kendiliğinden insiyatif koyması sonucu ortaya çıktığına eminiz artık.
    bu kadar basit oyun, kısa ve çabuk paslarla forvet hattına taşınan garantili oyunun istenildiği zaman oynanmasında hiçbir engel olmadığını hepimiz biliyor olmamız lazım.
    bisiklete binmek gibi bir şeydir bu. asla unutulmaz istediğin zaman bin sür.. bu kadar basit.. adıda basit oyun zaten.. bunu hızlı yapması zor. zaten onuda yaparsan olursun barça..

    bu ligde kaç tane hoca kendi istediği transferleri yapabiliyor. fatih terimi istifanın eşiğine getiren neydi acaba?.
    istediğin oyun düzenine uygun futbolcu tarnsfer edemiyorsan -ki imkansız böyle bir şey- elindeki kadro yapısına uygun bir oyun planı geliştirmek olmalıdır önceliğimiz. plan yapabilme ve geliştirebilme yeteneğimiz varsa tabi..
    her hafta aynı takımla, aynı stadda ve aynı kadrolarla mücadele etmediğinize göre doğru olan budur. her durumda ve her şartta kazanabilmeyi amaçlayan bir oyun anlayışını bulacak hocayı tarif ediyorum..
    içeride üçlü forvet, dışarıda üçlü forvet.. forvet oyuncusu olmasa bile sağbeki sağaçığa koyup genede üçlü forvet diyenleri değil.. orta saha allahlık ali bey; illede üçlü forvet.. üçüde santrafor olsa dahi..

    burası süperlig.. alt yapı değil..
    ölümcül hatalar geçiştirilecekse, zaman tanınacaksa, hacettepeye, A2 takımına tanınır. çünkü onların vakti boldur, misyonu A takımına oyuncu yetiştirmektir vede verilen kredilerin geri döneceği aşikardır. sn. cavcav satış olarak değerlendirir o başka..
    süperligde ise senede 3-4 hoca değiştirmek doğrudur. hoca seçimini yapanın bu kararları alanın sorumluluğundadır isabet oranı.. çünkü süperlig hoşça vakit geçirilecek bir yer değildir. bütün gücümüzün, bütün emeklerin ve tüm imkanlarımızın sergilendiği yerdir orası.. böyle bakıldığında ise 28 puanın kaybedildiği bu kepazeligi domine edecek tek takımın biz olduğu ortamda tesadüflere dayanan galibiyetler, hasb-el kader alınan puanlar kimi mutlu eder; düşünmek lazım..

    yapamayan gider yapabilecek olan gelir.. bundan başka kural yoktur bu ligde.. bu kadar yapamayan hocayı bulup getiren cevaplasın bu soruyu size ne oluyor?.
    ersun yanal döneminden sonra değiştirdiğimiz hocanın haddi hesabı yok.. bazı hocaların ise iki kere geldiği bir ortamda nasıl oluyor da mustafa denizli, ertuğrul sağlam, hikmet karaman, rıza çalımbay, ersun yanal gibi hocalara denk gelmeden bu trafiği düzenlemişiz esas onu düşünelim derim ben..

    26. haftasında 28 puanın yitirildiği, başkentin tek temsilcisi kaldığın kepazeligin içinde, idareten kurulan kadrolar, söz dinler hocalar.. bu şekilde hiçbir yarışmanın kazanılamayacağı gün gibi ortadayken neyin rekorunu kırmaya çaılışıyoruzki biz?.
    Konu MehmetGUNER tarafından (23-Mar-2013 Saat 13:55 ) değiştirilmiştir.

  14. #14
    Türkiye'de futbol ortamının yerleşik kültürü genellikle teknik direktörlerin saha sonuçlarına göre her an ipinin çekilmesini öngördüğü için, ben de son söyleyeceğimi ilk söyleyerek başlayayım: Fuat Çapa'nın "çok iyi" bir teknik direktör olma ihtimali olduğuna dair inancımı kaybetmiş olsam da takımın başında kalmasından yanayım. Bunun iki nedeni var; birincisi Fuat Çapa'nın hakikaten boğazına kadar çamura batmış Türk futbol kültürüne yabancı kalmayı başaran, kulüp kimliğini iyi temsil eden bir sportmen olmasını önemsiyorum. İkincisi ise, mevcut Cavcav yönetiminin Fuat Çapa'dan daha iyisini getirebileceğine ihtimal vermiyorum.

    Ancak elbette bu yargı kendisinin teknik direktörlük performansını değerlendirmeme engel değil. İsimden ve kişilikten bağımsız olarak değerlendirdiğimde ben de Serkan gibi Fuat hocanın saha sonuçları itibariyle en azından kötü olmadığını düşünüyorum. (bu sezonki performansı saha sonuçları anlamında da olması gerekenin altında. Ancak toplamda bakıldığında 2 senelik bilançosu "kötü değil" denebilir) Bunun yanısıra maç içerisinde yaptığı taktik-oyuncu değişikliklerini toplamda teraziye koyduğumda artıları eksilerine oranla biraz daha ağır basıyor diyebilirim.

    Fakat mevcut hocamızla neredeyse 2. sezonumuzu tamamlamak üzere olduğumuza göre, performansını değerlendirmekte yararlanabileceğimiz, günlük saha sonuçlarından çok daha somut olgulara sahip olduğumuzu düşünüyorum. Ve bu objektif olgular ne yazık ki Fuat hocanın eksilerini görmezden gelinemeyecek kadar açık ortaya çıkarıyor. Gençlerbirliği an itibariyle aynı teknik direktörle ikinci sezonunu doldurmak üzere olduğu halde, kollektif uyum-taktik organizasyon bakımından hala hocası yeni göreve gelmiş bir takımı andırıyor. Takımın uzun vadeli bir stratejisi, bu stratejiye bağlı olarak oluşturulan bir oyun felsefesi ve bu felsefeyi somut organizasyona dönüştürecek bir saha çalışması olmadığı ortada. Taktik meselelere önem veren bir gözle izlediğinizde, takımın hayret verecek ölçüde organizasyonsuz, ne yaptığını bilmez, bireysel performansla bağlı oynadığını gözlemliyorsunuz. Bugün formaları ve takım adlarını saklayarak maçları izlesek, hepimiz Ersun Yanal'ın Eskişehirspor'unu sürekli pas yapan, beklerini hücuma çıkartarak ön liberoları ve stoperleri ile savunmayı bekleyen, azla uzun vurmayan ve 3.bölgede pres yapan anlayışından tanırız. Ya da Mourinho'nun Inter'ini, Real Madrid'ini ve Chelsea'sini yanyana koyun, oyuncu farklılıklarının getirdiği ufak tefek adaptasyonlar dışında aynı oyunu oynadıklarını görürsünüz. Veya Terim'in önde basan Gs'sini, Thomas Doll ve Briegel gibi Almanların bloklar arasını yakın tutan, beraber hareket eden, agresif disiplinli takımlarını şıp diye tanırız..

    İşte ne yazık ki 2 sene gibi fazlasıyla yeterli bir süre geride bırakılmış olmasına rağmen Fuat Çapa'nın Gençlerbirliği artısı ile eksisi ile şudur diyebileceğimiz bir kimlik, hocamız tarafından hala ortaya konabilmiş değil. Takımın ve teknik heyetin en iyi 11 kişiyi seçelim ve iyi oynamaları için dua edelim demek dışında bir çözümü, planı, çalışmış ve içselleştirmiş olduğu bir stratejisi-oyun felsefesi namevcut.. Takım hala sahada tek ve bütünlüklü bir "birim" teşkil etmekten çok uzak. Geçen süre zarfında takımın bir antrenör takımı olmak yolunda hiçbir aşama kaydetmemiş olması benim hocadan büyük ölçüde umudu kesmemin en büyük nedeni..

    Bunun yanı sıra, diğer bir temel konu olan oyuncu gelişimi-bireysel performans konusunda da hocanın sınıfta kaldığını görüyorum. Fuat hocanın takıma kazandırdığı önemli bir genç oyuncu olmamasını geçtim, bugün hangi futbolcumuzun günden güne oyununu ileri seviyeye taşıdığından söz edebilmek mümkün? Hurşut mu, Ramazan mı, Azofeifa mı? Ne yazık ki Fuat hoca döneminde hiçbir oyuncumuzun var olan özelliklerinin üzerine koyamadığını görüyoruz...

    Son olarak ve belki de bunların hepsinden daha önemli bir eksi olarak, Fuat hocanın çoğu kez aza tamah eden, koltuğunu korumayı öncelikli görev bilen ve Gençlerbirliği'nin de içinde bulunduğu tüm Anadolu takımlarının ontolojik olarak büyük takımlara göre aşağıda olduğunu kabul eden bir anlayışı benimsediğini hissediyorum. Dalga geçer gibi 8.lik hedefi koyması, basın toplantılarında sürekli kötü performansları aklayacak bahanelere sığınması, büyük takımlarla oynanan maçlarda takımın adeta korkudan ve inançsızlıktan maça zorla gelmiş edasıyla sahada dolanması Capa'nın bu anlayısının somut yansımaları.. Artun gibi Gençlerbirliği alt yapısından yetişmiş bir yıldız adayını, Gs maçında 80'li dk larda oyuna alırken, 10 kişilik rakip karşısında gerekirse korner bayrağını sığın, vakit geçir diye tembihleyen bir teknik direktörün bu takımı büyük hedeflere götürmesini beklemek biraz hayalcilik oluyor diye düşünüyorum doğrusu.. Zira 19 yaşındaki oyuncuya bu zihniyeti aşılayan, aşılamayı da geçtim kendisi bu zihniyetle sahaya çıkan bir hoca, sonuçta o maç kazanılmış da olsa benim tadımı kaçırıyor.
    Konu efesavas tarafından (24-Mar-2013 Saat 00:07 ) değiştirilmiştir.

  15. #15
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    18 Mar 2013
    Mesajlar
    2
    Blog Girişleri
    1
    Öncelikle selamlar. Bu benim ilk yorumum.
    Fuat hoca özverili ve çalışkan bir hoca, kimse buna itiraz etmiyor.
    Yalnız kaçak döğüşen boksör gibi defans ağırlıklı futbol felsefesi oyunun ve taraftarın tadını kaçırıyor.
    Ne zaman gol atsak defansa çekilip gol yememeyi bekliyoruz. Geçen sene takım öne geçmiş sivas ve mersin ,ibb maçlarındaa hemen defans ta ecelini bekleyen hasta sendromu gibi vaziyeti acibane?
    Forvetlerimiz ??? Zec geçen sene kulübede bitirdi ligi. Erdal devre arası yollandı, Tum alelacele gönderildi. Vlemiks gelene kadar en skorer Aykuttu.
    İlginç olanı da şuki ileri top sürmeyi düşünen futbolcu yok, varsa da büyük günah ilşlemiş gibi topu veriri vermez defansa kaçıyor.
    Sanki bir hat var da ileri gitmek suçmuş gibi. Gümbür gümbür eze eze bir maç seyredemedik 2 sezondur belki doll dönemi dahil 3-4 sezondur. Kötüyü kötüye kıyaslayıp ; en kötüye şükretmek basiretsizliktir bence.
    3 sezon önce geldi kovuldu, k.paşaya gitti küme düşürdü ,sonra bize geldi 2 sezondur işte ateşli futbolcu dediklerimizin hepsi gitti. Oktay-soner-yasin-Tum-Erdal-Burhan vb. ve sahada varlığıyla yalnızca kendini tatmin etmek için oynayan Hurşuta inatla sabrediyor. şu 2 haftadır oynamıyor ve takım 11 kişi oynadığı için gs ve karabük maçlarını kazandık. Hurşutun becerisini tartışmıyorum. Sadece bunu sahaya yansıtmıyor veya takım oyununa katkı sağlamıyor.
    Maç ketuma gidiyor yedek kulübesinden bir adam arıyorum takımı ateşleyecek adam yok.. Bu kadar güzel kadroyla malesef başarısızlık sayılacak bir performans gösterdiğinie inandığım Fuat hocamız Hacettepede 2 sezon ofansif futbol nedir? bunun stajını yaptıktan bizde Yardımcı antröner olabilir. Antröner olacaksa Metin Diyadin bize ve başarıya yabancı olmayan birisi.

  16. #16
    futbol aslında her şeyi ile bir takım oyundur.

    bizler son kullanıcılar (taraftarlar ve futbolseverler) olarak sadece saha içindeki "takım oyununa" bakarak ve onu analiz ederek futbolcunun, tdnin ve hatta yöneticilerin, başkanın iyi ya da kötü olduğuna karar veriyoruz.

    oysa futbol gerçekten bir takım oyundur ve sahadaki takım oyunun "gerçekçiliği" için saha dışında da takım oyunu oynamak gerekir...

    saha dışındaki takım oyunun parçaları altyapı, transfer politikası ve teknik direktörün oyun yapısı'dır. Saha içindeki takım oyunu iste bu taktiği takımın uygulaması ve oyuncuların performanslarıdır. Altyapınız güçlü olursa dışarıdan sadece kilit transferler yaparsınız ve giderleriniz düşer. aynı zamanda bu oyuncuları yıllarca izlediğiniz için as takımınızdaki eksiklere göre bu oyunculara yükleme yaparsınız ve takıma adapte olmasını sağlarsınız. sonrasında çok pişince de gerekirse satar ve yerine daha önce hazırladığınız altyapıdan oyuncuyu koyarsınız. transferler oyun yapısına ve takımın oyun sistemine göre ve eksiklerin giderilmesi için yapılmalıdır. alternatif olarak transfer yapmak yerine altyapıdan oyuncuları kullanmak hem transferi hem de altyapıyı destekler. görüldüğü gibi altyapı, transfer politikası ve tdnin oyun yapısı aslında saha dışındaki takım oyununun uyumunu gösterir. bunlardan biri aksayınca bu iş gerçekten olmuyor.

    kısacası orta-uzun vadede istikrarlı büyüme ve başarı isteniyorsa kulübün bunu istediğini kanıtlaması gerekiyor. Fakat benim gördüğüm, Fuat Çapa'nın 2 yıldır kulübün başında olmasının "rakamsal olarak" önemi dışında istikrar için hiçbir şey yapılmamaktadır. 9 maçta 7 gol atan ve sadece onun attığı gollerle 9 puan kazanan vleminckx'in HALA bonservisinin ALINMAMASI bile kulübün içindeki durumu sanırım çok iyi özetliyor...

    birkaç hafta önce bu konuda gencler.org'da şunu yazmıştım;

    geçen sezonun başından beri takımımızın başında fuat çapa var. bizler, gençlerbirliği'nin geçen sezonki performansının ışığında bu sezonu değerlendirmeye çalışıyoruz. ama bana göre bu değerlendirmeleri yaparken görmemiz gereken bazı noktalar var...

    öncelikle geçen sezon başlarken "kesin düşer" dediğimiz bir takımımız vardı. fakat fuat çapa elindeki futbolcular ile altyapıdan keşfettiği oyuncuları harmanlayarak takım ruhunu sahaya yansıtmayı başardı. 4-2'lik beşiktaş galibiyeti de bunun kanıtı ve aynı zamanda ateşleyici gücü oldu.

    sezon sonunda hepimiz beklediğimizden oldukça başarılı bir takım izlediğimizi düşündük. hatta son haftalara kadar 4. lük mücadelesi veren ekibimizin 9. olmasını "tecrübesizliğe" bağlayıp "yeni sezon daha iyi olacak" diye düşündük.

    bu sezon başında, geçen sezon orta sahanın yükünü taşıyan ve oyun kuran soner aydoğdu'yu, kariyerindeki en çok gole ulaşan herve tum'u ve hızlı, yetenekli kanat oyuncusu yasin'i elimizden kaçırdık.

    bu sezona bakarsak;

    1. geçen sezondan ötürü beklentimiz çok yükseldi. bu yüzden aynı oyuncuların aynı performanslarında bile "bir düşüş" görmeye başladık.

    2. giden oyuncuların yerine alınan oyuncular onların yerini dolduramadı. mesela orta sahanın ortasında oynatacak solak bir oyuncumuz yok! soner ile azo geçen sezonki performansın en önemli iki ismi idi. ama bunda en önemli şey "birbirlerini tamamlamaları" idi. ama bu sezon azo tek başına kalıyor, yerine/yanına oynatılan hiçbir oyuncu beklentilerimizi karşılayamıyor.

    3. hurşut geçen yıldan sonra çok mimlendi. rakip takımlar onu çok iyi kontrol ediyorlar. bu da onun daha agresif ve kendi başına oynamasına, sürekli 2-3 kişinin arasına dalmasını sağlıyor.

    4. takımda çok fazla yabancı oyuncu var. bu altyapıyı kullanmak isteyen bizim gibi takımların sistemlerini baltalayan bir durum. ayrıca bu yabancıların çoğunluğunun "aynı ülkeden" olması da "olası durumlarda" büyük dezavantaj. bana göre bir takımda aynı ülkeden maksimum 2 oyuncunun olması gerekiyor.

    5. sezon başında beri aldığımız futbolcuların özelliklerine baktığımızda "aynılıklarını" görmemek mümkün değil. yani elimizde 2 tane aynı tarz oyuncu varken biz eksikleri tamamlamak yerine üçüncüsünü alıyoruz. (bakınız doğa kaya)

    6. devre arasında takıma katılan ve benim 12 yıllık tribün hayatım boyunca gençlerbirliği forması ile izledim "tam anlamıyla" ilk ve tek forvet olan vleminckx'i bir türlü besleyemiyoruz. çünkü geçen yılki kadar etkili, hızlı ve "tek başına" oynamayacak orta saha oyuncularımız yok. daha önemlisi geçen yıl ki yasin gibi savunma arkasına koşu yapacak ve vleminckx ile aradaki mesafeyi kapatacak oyuncumuz yok. aslında bu özelliklere sahip zec var ama o da bir türlü istediğimiz performansı sergileyemiyor.

    7. tomic kumaşı iyi bir futbolcu fakat bu oyuncunun gelmesi altyapıdan o mevkiye hazırladığımız oyuncuların önünü kapatmakla aynı anlamı taşıyor.

    bu listeyi uzatmak mümkün.

    kısacası geçen yıla göre bu sezon "daha pahalı" ama takım ruhu ve tamamlayıcı özellik olarak "daha uyumsuz" futbolcularımız var. geçen yıl orta sahadan top çıkartırken hem kanatlar hem de ortadan atağa destek veren oyuncularımız ve takım oyunumuz varken bu sefer kendi başına oynayan, orta sahada top üretemeyen, birbirini tamamlamayan ve ileride iyi bir forveti olan bir takımımız var.

    bu yüzden takımın oynadığı oyunu eleştirirken biraz da bunları görmek gerektiğine inanıyorum. ayrıca 2 yıldır aynı hoca ile çalışmamıza ve onun sürekli "altyapıdan en az 4-5 futbolcu oynatmalıyız" demesine rağmen neden bu aşamaya gelemediğimizin de sorgulanması gerektiğine düşünüyorum...

    kulübümüzün transfer politikası ve altyapıya bakışı, geleceğimizle doğru orantılı. satılan futbolcuların gitmeden önce yerine adam bulmaktan tutun da, sahaya takım ruhunu yansıtmak için birbirini tamamlayan oyuncular bulup yetiştirip/alıp sisteminize uydurmak en önemli şey. bir gün bunu başarabilirsek, işte o zaman raslantıyla değil basamakları birer birer çıkarak kalıcı bir başarı elde edeceğimizi görmemiz gerekiyor.

    http://www.gencler.org/yorumlar.php?id=569

  17. #17
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Ankara Yenimahalle
    Mesajlar
    62
    Dün akşam milli maçtan sonra TRT'de Fuat Hoca vardı. Hakan Şükür ile birlikte Erdoğan Arıkan'ın programında konuştular. Daha doğrusu üçlünün içinde hep Hakan Şükür konuştu ve sürekli kendisine hep haksızlık yapıldığından filan bahsetti, herşeyden şikayetçi oldu. Anlamlı, işe yarar bir şey söylemedi.
    Bizim hocamız ise, nezaketinden olmalı, Hakan Şükür gibi laf aralarına dalamadığı için çok az konuşabildi. Oysa onun kendisini anlatması, bizim de onu daha iyi anlayabilmemiz için iyi bir fırsattı. Fuat Hoca'nın söylediklerinden benim anladığım şu:
    Gençlerbirliği gibi Anadolu takımlarında sürekli sirkülasyon doğal işleyişin parçası. Parlattığınız oyuncuların her zaman bir pazarı olmakta ve futbolcuların birçoğu kaçınılmaz olarak gitmekte. Böyle olunca da başarının gelmesi zor. Gidenler çoğunlukla kilit oyuncular olduğundan, onların yerine altyapıdan oyuncu koyma riski de alınamadığından, mutlaka dışardan yeni oyuncular alınıyor. Bu yüzden de alt yapıdan oyuncu kazanılması da zor olmakta. Hatta bir ara, milli takımın başarısızlığı üzerine konuşurken, "ülkemizde altyapıdan oyuncu kazanılmaz" gibi bir cümle kullandı ama orada kaldı.
    Geçmişimizi ve şu andaki durumumuzu düşününce gerçeğin bu olduğu ortada. Örneğin bu sezon parlayan, parlamak üzere olan oyuncularımızın kaçının önümüzdeki birkaç yıl takımda kalacağının garantisi var. Garantisinin olmadığı ortada, geçmiş bizim aynamız.
    Fuat hocanın sevdiğim yanları gerçekçi olması, samimi olması, futbol üzerine kafa yoruyor olması, seyirciye yakın durması, bizden biri olması. Hoca olarak yetenekleri konusunda birşey söylemek beni aşar. Ben yalnızca bir taraftarım ve hocayı da yalnızca bir taraftar olarak değerlendirebilirim. Eğer Fuat hoca kendi özgün yanlarından fazla ödün vermeden, sabırla çalışırsa ve bir kazaya uğramaz ise, Gençlerbirliğimiz için en uygun kişilerden olduğunu düşünmekteyim.

  18. #18
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    köleliğin kabulü diyosunuz yani..
    zaten bizim doğru olanı aramak, bir adım dahi ileri gitmek için yapılması gerekenleri arayıp bulmak ne haddimize.. çok sevgili duayenimiz inşallah giden oyuncuların yerine daha iyilerini alırsa, eksik bölgelerimizede kimsenin görmediği bilmediği starları bulup getirirse, eh o zamanda hocamız doğru olanı bulmuş olursa bizde 20 sene önceleri olduğu gibi estirir uçtururuz artık..

    yukarıdaki mesajlarda yer alan verilerle cavcav'ı suçlamanında bir alemi kalmadı artık.. çünkü karşımızdaki bir duayen ve bize ilk söyleyeceği şu: "ben size messi'yi alsam ne olacak ki?. hocanın solbek oynatmayacağını hanginiz garanti edebiliyor?"
    gerçek mesleği santrofor olan oyuncularımzdan 3 tanesiyle forvet hattını oluşturan, ve bu forvete vede geri dörtlüye küskün kalmış bir orta sahanın beyninde cemcan'la çıkan bir hocamız varken sn. cavcav'dan oyuncu istemek herhalde yapabileceğimiz en büyük hata olur..
    ki; bu ükedeki tek hoca olduğu kesinleşen ersun yanal'ı daha antremana bile çıkmadan kovan birinden bunu beklemekde hayal..
    burada sorun yönetilememek.. idareten kurulan kadroların başına kariyersiz, vasıfsız ve söz dinler hocalar getirip daha nice 30 yıllara doğru yola devam etmek..

    devre arasında takıma katılan oyuncularla bu ligi domine edecek kadromuz oldu artık.. inanmayan üstümüzde yer alan takımların kadrolarınla kıyaslayabilir.
    ama bu kadronun doğru dizilip, doğru yönlendirilememesi cavcav'ın önünde sütre görevi görmektedir. takım doğru olanları yapacak, hoca doğru şekilde oynatacak ki; oklar yönetimi göstersin.. dimi ama?. şu anda yönetimi suçlayacak veya ondan birşey talep edecek durumda değiliz..

    senin sağbekin topun 18 içinde yere düşmesini beklerken, yerden seken topun başının üzerinden geçmesini seyredeken, başının üzerinden geçen topu rakip oyuncu şutlarken engel olamayıp golü izleyici olarak takip ediyorsa;
    en azından bu işi yapacak cemcan bu mevkiden alınmış, orta sahada top dağıtmaya görevlendirilmişse.. ve bütün bunlar özgür, tomiç, doğa gibi orta saha oynayacak oyuncular kenarda bekletilirken yapılmışsa bizim cavcav'dan kalkıpta himmet göstermesini beklemek köleliğin kabulü değildir de nedir?.

    bütün bunlar ölümcül hatalardır ve bir çocuğun bile yapmayacağı şeylerdir. ister üzülün, ister dövünün tümüde bu kadroyu bu şekilde kuran ve oynatan hocanın sorumluluğundadır.
    ve cavcav şu anda "ben yapmadım, o yaptı" diyecek rahatlıktadır.
    "işte sizin çok beğendiğiniz hocanız, işte cimri dediğiniz benim takıma harcadığım para sizi dinliyorum" dese, kimsenin diyeceği birşey yok..
    Konu MehmetGUNER tarafından (28-Mar-2013 Saat 12:18 ) değiştirilmiştir. Sebep: sebep yok

  19. #19
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Ankara Yenimahalle
    Mesajlar
    62
    Mehmet bey yazdıklarımdan 'köleliğin kabulü' anlamını çıkarmış olmanız gerçekten ilginç. Köleliğe hiç bir zaman razı olmayacak biri olmak için çabalayanlardanım.
    Bir de ilginç olan, konuyu Cavcav'a bağlamanız. Kuşkusuz bu takımda birçok yol sonunda Cavcav'a bağlanıyor doğal olarak. Ama ben düşündüklerimi yazarken Cavcav bir an bile aklıma gelmemişti. Çünkü olayın boyutları Cavcav'ı da aşar vaziyette.
    Herşeyin yalan, talan, gösteriş, çok para, ikiyüzlülük, adam kayırmacılık, emek düşmanlığı, estetikten uzak çirkinlik vb. üzerinden yürüdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Futbolun bundan nasibini almaması mümkün mü? Cem Can doğru yerinde oynatılsa, ya da orta sahanın düzeni öyle değil de sizin dediğiniz gibi olsa, üç beş gol daha fazla atılmış, beş on puan daha fazla alınmış olsa temeldeki sorun (Fuat Hoca'nın da bahsettiği, ama fazla konuşmadığı/konuşamadığı) çözülmüş mü olacak... Ben işin bu yanında değilim pek. Ama işin bu yanında olanlara da birşey demem...

  20. #20
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    hemen üzerinize alınmayın sevgili atila çınar.. sorun çok büyük ve bizim dışımızda..
    diğer kulüplerde aşağı yukarı böyle yönetiliyor ama tek adamlığın, anti demaokratik yönetimin, padişahlığın bile hafif kaldığı yönetilememenin acısını en çok biz çekiyoruz.
    endüstriyelleşen futbol yalaka istiyor ve yalaka bir spor medyası oluşturuyor. sevgili ahmet kaya bunları çok güzel tarif etmişti. yalakalığın en güzel tarifi olduğu için burada hatırlatmakta fayda görüyorum. hiçbir talep gelmeden salt tapabilmek için yine kendilerinin yarattığı güce ihtiyaç hissedenlere "elleri telefona kendiliğinden uzanıyor" derdi sevgili ahmet kaya. karşımıza "duayen" diye ulaşılması mümkün olmayan bir mertebede birini çıkaran, olmadık başarılara orantısız övgüler düzen bu yalaka basın bizi ne gibi bir çukura soktuğunun farkında mı?.
    33 yıldır ortada bir başarımı var ki; bir duayen tarafından yönetidiğimizi bize pompalıyorlar?. bizim dışımızdaki spor kamuoyunu geçtik -zaten başka birşey beklemek hayalcilik olurdu- kendi içimizde bile bu duayen safsatasına inananlar var.
    her sene iki elin parmaklarından daha fazla oyuncu alıyoruz ve artık bizde futbolcu öğüten bir değirmeniz.. bumu başarı?. bumu duayenlik?. son zamanlarda artık ucuz transferde yapmıyoruz. ama ne hikmetse antreman eksiği kalmasın diye bila bedel gönderilen fylemincx takımı ipten alıyor.. diğerlerine harcanan milyonların heba edilmesi tokadını yüzümüze vuracakken duayen transfer yaptı oluyor.

    her sene en az 10 transfer yapan ve artık transfere çok para harcayan, çok daha önemlisi avrupayı kıskandıracak yapılanmaya sahip kulübümüzü kümede tutmak hoca başarısı gibi gösteriliyor..
    daha futbolun en basit gereklerini bile sahaya yansıtamayan hocamızın, elimizdeki bu gücü boşa harcamak ve doğru kanalize edememekle suçlanması gerekirken salt bizi kümede bıraktı diye bir duayenin hoca seçimi olarak birbirimize sunuyoruz..
    arkadaşlar bu tip söylemler mesnetsiz ve tutarsız. çünkü ortada ne başarılı bir takım var nede başarılı bir hoca.. elimizdeki imkanlarla kıyasladığımızda durduğumuz yer utanç verici..
    haa yukarıda da dediğim gibi şu yapılanmamızı gözardı edip kümede kalmayı bir başarı gibi göstereceksek... evet başarılı bir hocaya sahibiz ve onu bulup getiren birde duayene..

  21. #21
    Alıntı Atila_Cinar demiş ki... Mesajı göster
    Geçmişimizi ve şu andaki durumumuzu düşününce gerçeğin bu olduğu ortada. Örneğin bu sezon parlayan, parlamak üzere olan oyuncularımızın kaçının önümüzdeki birkaç yıl takımda kalacağının garantisi var. Garantisinin olmadığı ortada, geçmiş bizim aynamız.
    Fuat hocanın sevdiğim yanları gerçekçi olması, samimi olması, futbol üzerine kafa yoruyor olması, seyirciye yakın durması, bizden biri olması. Hoca olarak yetenekleri konusunda birşey söylemek beni aşar. Ben yalnızca bir taraftarım ve hocayı da yalnızca bir taraftar olarak değerlendirebilirim. Eğer Fuat hoca kendi özgün yanlarından fazla ödün vermeden, sabırla çalışırsa ve bir kazaya uğramaz ise, Gençlerbirliğimiz için en uygun kişilerden olduğunu düşünmekteyim.
    süper, her cümlesine aynen katılıyorum.

  22. #22
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    ben de fuat çapa yı seviyorum.
    sevmeyeni de yoktur.
    aydınlık bir adam.
    ancak işini iyi yaptığı konusunda şu ana kadar beni ikna edemedi.
    vakitmi kaybediyoruz yoksa düşüncesine kapılmaya başladım.
    umarım öyle değildir.
    umarım gelecek yıl öyle şeyler yaparki "lan sabrettik ama değdi" deriz.
    zor dostum zor.

  23. #23
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    tartışma çok güzel bir noktaya geldi..
    fuat hocanın çok yetenekli olduğunu ve bu dahi hocaya cavcav'ın oyuncu almayarak ve taktiğine müdahale ederek yönetim kabahati işlediğini öne sunanlar var..
    birde benim gibi hocalık değilde başka işlerde yetenekli olduğunu, bu kariyersiz ve bilgisiz hocayı kulübümüze getirmekle cavcav'ın yönetim kabahati işlediğini iddia edenler var..

    ama ben bir çocuğun bile yapmayacağı hataları tek tek sayarak fuat hocanın neden konuya uzak olduğunu pozisyon pozisyon anlatıyorum.. asla uzağa gidemeyeceğimizide söylüyorum..
    fuat çapa'nın hoca olduğunu savunan arkadaşlarım genelde iyi ve doğru konuşmasını, güzel tewet atmasını, taraftarla diyaloğunun iyi olmasın vede çok ilginç futbola kafa yormasını falan gerekçe gösteriyorlar..

    elimizde ama öyle ama böyle pivot santroforların en iyisi filemincyx var.. daha geldiği gün 4 gol çakmış ve bu güne kadar attığı 7 golün 5'ini kafayla atmış.
    şimdi futbol adamı olmaya gerek yok.. evde yemek yaparken kanalı değiştiremediği için bir futbol programını izlemek zorunda kalmış sıradan bir ev hanımı bile bu adama orta yapılması gerektiğini söyler..
    bende eklerim: takımda yürür gibi adam geçen, hızla çizgiye inebilen iki tanede yetenekli açık oyuncusu var.. bu ev hanımı futbola hiç kafa yormamış, hani biz kafa yoruyoz ya ondan dedim bunları..

    bu çok yetenekli ama ne hikmetse kariyeri düşük hocanın takımnda bir tek sol ayaklı tosiç sol bekten çıkarak orta yapıyor; oda maç başına 2 veya 3 orta..
    ben fylemincix'in yeterince iyi beslenemediği kanaatindeyim..

  24. #24
    ALKARA Erdem Ceydilek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Ankara, Turkey, Turkey
    Mesajlar
    262
    takip edenler biliyordur ama biz bir süredir internet üzerinden canlı yayınla 40Kişi isimli bir program yapmaya başladık. Bugüne kadar genelde Ankara'da sahne alacak olan sanatçılarla konser mekanında konser öncesinde 1 saatlik interaktif programlar yaptık. İzleyiciler sordu sanatçılar cevapladı. Behzat Ç'nin Akbaba ve Hayalet'i de konuğumuz oldu hatta geçenlerde.

    Ben bunları niye bu başlığa yazıyorum peki? Çünkü bu cuma akşamı programa Fuat Çapa'yı konuk ediyoruz. Cuma akşamı saat 8'den itibaren canlı yayında olacağız tesislardan. Programı www.40kisi.com adresinden canlı izleyebileceksiniz. Yayın sırasında ekranda olacak chat kısmından da Fuat Hoca'ya sorularınızı iletebilirsiniz. Elimizden geldiğince ve zamanımız yettikçe bu soruları ileteceğiz hocaya.

    İsim:  11111.jpg
Görüntüleme: 333
Büyüklük:  19.3 KB (Kilobyte)

    Şimdi ise reklamlar:

    Resmi sayfa: http://www.40kisi.com
    Eski yayınlar: http://www.40kisi.com/yayinlar/
    Facebook sayfası: https://www.facebook.com/40Kisi
    Twitter sayfası: https://twitter.com/40Kisi

  25. #25
    İlginç ve güzel bir söyleşi olmasını diliyorum Erdem.

    Ben de Fuat hoca hakkında düşündüklerimi yazmak istiyordum. Bir türlü yazma imkanı olmadı. Ama bugün biraz önce Facebook'taki Alkaralar sayfasında yazılmış birkaç mesajı okuyunca, bir şeyler yazma ihtiyacı hissettim. Oraya yazdığım mesajı aşağıya kopyaladım.

    Facebook'ta ve taraftar sitelerinde yazılanları okuya okuya öyle bir hale geldim ki, inanın futboldan soğumak üzereyim. Kim varmış Fuat Çapa'nın elindeki kadroda? Kadromuz hangi takımdan daha iyi? Neye göre rezalet futbol? Bir teknik adamın taraftara kendini beğendirebilmesi için ne yapması gerekiyor? Önümüze gelene 5 mi çekeceğiz? Aslında rakibi bunaltıp oynama imkanı vermeyen, adeta tek kale oynayıp rakibi kendi yarı sahasından çıkarmayan, devamlı olarak ileride basan, sağlı sollu ataklarla isabetli orta üstüne orta yapan ve golleri sıralayan ataryemez bir takımımız var da bunları yapamamamız hocadan mı kaynaklanıyor? Biz takımız da karşımızdakiler takım değil mi? Bizim futbolcularımız futbolcu da karşımızdaki takımlarda oynayanlar futbolcu değil mi? Kendimizi neden bu kadar dev aynasında görüyoruz? Biraz da gerçeklere bakalım mı arkadaşlar? Şu anda Süper Ligde birçok örneğine rastlanabilecek ve oldukça sıradan sayılabilecek futbolculardan oluşan, lig ölçeğinde oldukça ucuz transfer ücretleriyle kurulmuş, altyapı destekli vasat bir takımımız var. Üstelik bir sezon önce bu takımın gollerinin üçte ikisini atmış olan Soner, Tum ve Yasin de bu takımdan gitmiş. Bu takımla puan olarak geldiğimiz nokta ise bence hiç de kötü değil. Dördüncüden 5 puan, beşinciden 2 puan gerideyiz. Bizden çok daha fazla para harcayıp kurdukları takımlarla umutsuzca kümede kalma mücadelesi veren takımlar var. Biz ise şu an itibariyle rahat bir durumdayız ve üst sıralara yapışmaya çalışıyoruz. Son üç haftada ikisi deplasmanda üç maç oynadık ve 7 puan kazandık. Üstelik bu iki deplasmandan birisi Drogba'lı, Sneijder'li, Muslera'lı, Riera'lı, Selçuk İnan'lı, Burak Yılmaz'lı, Melo'lu, "İmparatore" Fatih Terim'in çalıştırdığı lig lideri ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finalisti Galatasaray ve biz bu takımı öyle veya böyle deplasmanda yendik. Ankara'da da elimizden kaçırmıştık zaten. Öteki ise uzun zamandır çıkışta olan ve düşme hattından şu an itibariyle kurtulmayı başarmış gözüken Elazığspor. Şimdi Elazığspor'u küçümsememiz mi lazım. Elazığspor'u neden küçümseyelim? Rakip rakiptir. Hiçbir zaman küçümsememek ve saygı duymak lazım. Onlar da çıkıp top oynayacaklar, bizi seyretmeyecekler. Sahada 90 dakika içinde oyunun dalgalı bir deniz gibi farklı şekillerde geliştiği bir mücadele olacak. Bazen rakibimiz, bazen de biz üstün taraf olacağız. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler. Kendi takımımızı dev aynasında görüp, rakiplerimizi küçümsersek oynadığımız futboldan da, aldığımız sonuçlardan da, yönetimimizden de, teknik direktörümüzden de, futbolcularımızdan da ağızlarıyla kuş tutsalar memnun kalamayız. Hatta mutsuz oluruz. Benim önerim: Futbolu biraz da güzel bir oyun olarak görelim, maç izlemenin, taraftar olmanın tadını çıkaralım. Yöneticilerimize, teknik adamlarımıza, futbolcularımıza biraz daha hoş görüyle, saygı ve sevgiyle yaklaşalım. Özellikle de şimdiye kadar bilgisiyle, efendiliğiyle, futbolculara yaklaşım ve davranışıyla kulübümüzün çalıştığı en iyi ve düzgün teknik direktörlerden biri olan Fuat Çapa'nın da hakkını verelim. Keşke kendisi aynı Arsen Wenger'in Arsenal'de, Alex Ferguson'un Manchester United'de görev yaptığı gibi uzun yıllar kulübümüzde görev yapsa; kendisine daha iyi şartlar sağlansa ve o da orta ve uzun vadede kendi takımını kurabilse; bir teknik adam ve takım istikrarı sağlayabilsek... Benim düşüncelerim bunlar arkadaşlar. Mert ve Elvan kardeşlerim yanlış anlamasınlar ve alınmasınlar; bu yazdıklarım onlara bir yanıt değil... Uzun zamandan beri Facebook'ta ve taraftar sitelerinde okuduğum mesajları dikkate alarak yazmaya çalıştım.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •