Konu: Basından Haberler

Dün Hamzaoğlu'nu yollayan GS, bugün Ersun Yanal ile anlaştığını açıklamış.

bugün passolig duruşması var tüketici mahkemesinde. hiç umudum olmasa da umarım taraftarlar lehinde bir karar çıkar. olur da beklenmedik şekilde iptal-yürütmeyi durdurma kararı gelirse bile, federasyonun aynı sistemi küçük değişikliklerle yine aktifbank altyapısı üzerinden devam ettireceğini düşünüyorum.

süper lig kariyerindeki ilk maçında karabük deplasmanımızda bizi yakan deniz ateş bitnel, dün akşamın yıldızı olmuş. salih dursun'un hareketi de, tıpkı Gasgoine'in yıllar önceki hareketi gibi uzun zaman hatırlanacak bir hareket olmuş.

bencede kötünün iyisi denilebilecek hakemlerdendi..
göstermek zorunda kaldığı son iki kırmızı kart olayı çok ilerilere taşıdı. umarım istifa etmez ve çok iyi bir ceza alır.. onun yerine esas istifa etmesi gerekenler var..

oyun çok iyi başladı. o kadar ki; penaltı olmayan -bana göre penaltı- bir pozisyonda hakem beyaz noktayı gösteriyor, galatasaraylı oyunculardan itiraz eden yok.. hatalı kararlar trabzonspor aleyhinede verilmeye başlayınca ortam geriliyor ve sezon başından beri gelen "bizi kimse sevmiyor" sığınağı boşalıyor..
hakem kararları hatalı. bunu baştan koyalım.. maçı çığırından çıkaranda bu kararlar burasıda doğru.. bu kararların sahibide deniz ateş bitnel.. buda tamam..
ama arkadaşlar bu nedir yahu?. cavanda hakeme göbüş tacizi uyguluyor.. taksimde konser izliyo sanki.. bi dakka şimdi cavanda kardeş.. karşındaki hakem.. anlaşılmadı herhalde bi daha söylüyorum hakem.. o bütün sporseverlerin adına, onlardan aldığı yetkiyle o maçı kurallar içinde tutarak bitirecek ve tescil ettirecek.. sen kimi iteliyosun yahu.. ona o yetkiyi veren biziz ve yetkisini kötüye kullandığında cezasını kessin diye başka bir kurumu görevlendirmişiz.. sen kimsin?.

salih bi dursun.. sıra onada gelecek..
hakemin kararları hatalıysa onu değerlendirecek, gözlemciler ve mhk gibi çarpraz kontrol altında belgelendirecek, buna görede notunu verecek kurumlar var..
haa sen ve senin camian bu kurumların kararlarınada güvenmeyebilir.. bu sezon sizin üzerinizde operasyon falan yapıldığını iddia edersiniz, o zamanda geçmiş sezonlarda olduğu gibi federasyona yürür, çelenk bırakır, tepkinizi haykırırsınız..

salih kardeşim bu sene neden yürümedi sizinkiler.. çünkü bu sene sizden bi cacık olmaz.. onlarda biliyo..
sende biliyosun ama kendinizin muhteşem oyuncular olduğunu, gerçekte hakemlerin önünüzü kestiğini, yoksa bu ligin size çok hafif geleceğini gösterebilmek için yakaladığın fırsatı değerlendiriyorsun ve suçu gene hakeme atıyorsun.. hemde dünyada eşi az görülmüş protesto şekliyle..
maç içinde yakaladığın pozisyonları değerlendiremiyorsun ama bunu kaçırmıyorsun.. garip..

sen önce oynadığın oyuna bir bak.. bi halta benziyor mu?. bi halta benziyorsa bende seninle beraberim.. hakem dışarı, yıkılsın oligarşi.. yürüyün arkadaşlar, ben arkanızdayım..
ersun yanal'ı kovdunuz, futbol kulüpleri cenaze levazımatçısı süleyman hurmayı "mucize adam" diye kulübünüzün başına getirdiniz.. akla bak akla..
hurma kulübün bundan sonraki 20 yılını tehlike altına atarak kofti transferlerle doldurdu takımı.. gözleriniz kör olmuştu, kim ne derse hikayeydi.. akıl 50 karış yukarıdaydı.. ama sonuçlar gelmeye başlayınca akıl geri dönmek yerine bi 50 karış daha ileri gitti..

işte bu gerçeklerle yüzleşmenin vermiş olduğu bitiştir..
haksızlığa baş kaldırı, emek mücadelesi, kulüp menfaatini savunma değil, tükeniştir..
sen bittin artık trabzon.. düştüğün bu girdaptan çıkarsan öpde başına koy..
yada hakemleri bi odaya kitle başkanın gelene kadar çıkarma..
seçeneğin çok..

akşit abi..
sanki bu olacakları görmüş gibi 15 gün önce "derin mevzu" topiğinde futbolumuzun kurtulması için naçizane bişeyler sıralarken, sahtekar futbolcularla ilgi bişeyler demişim.
bu işi çözersek biz çözeceğiz.. taraftarlar yani. ama dürüst taraftarlar.. avrupa böyle çözdü..

bomboş kalan stadlarını hastane veya avm yapmayı bile düşünmüşken düzgün taraftarlar hakeme yetkiyi verdi.. sahtekarlık yapan benim oyuncum bile olsa "at onu" dedi.. bizde böyle diyeceğiz.. "vur kır parçalan, bu maçı kazan" veya "üç puan bizim olsun da; nasıl olursa olsun" diyen neredeyse tamamı sahtekar olan taraftarlarla bu iş nasıl olacak?.. olacak abi, başka yolu yok..
olmazsa aziz yıldırım hakem odasına girer, trabzonda hakemi 4 saat kilit altında tutarlar, hakeme kırmızı bilen gösteren sahtekarlar çıkar, "ayağına sıkacağım" diyen aykut magandası bile omuzlara alınır.. ve ne kadar gariptir ki; aykut yobazını poh-pohlayan, salih dursunun heykelini dikmeyi düşünen andavalların başta kendileri adaletsizlikten yakınır.. niye yakınıyor ki; olayı sahanın dışına çeken kendisi.. sahada acizsin, dışarıda güçsüz.. bide kupamı istiyorsun?..

derin mevzunun tekrarı gibi olacak: ben soytarı izlemek isteseydim sirke giderdim. hem biletleri daha ucuz, hemde pasolig gerekmiyor..
ama ben futbol izlemeyi seçtim, çocuğumun nafakasından kestim stada geldim. ey sahtekarlar bana futbol izletmek zorundasınız.. bunu kafanıza koyun..
hakim türk milleti adına karar verir, hakem türk futbolu adına.. onu dut gibi sallayamazsın.. onu ayağına sıkmayla, dışarıda dövmeyle tehdit edemezsin.. aykut kardeşim, sen iki topa vurup milyonları cebe indirmenin hafifliğini yaşıyorsun.. tamam biz artık senin veli-nimetin değiliz belki ama unutma ki; trabzon gibi gelir kaynakları sınırlı bir şehirde stada gelenler, günde 12 saat çalışıp kazandıklarından eve götüreceklerini kısarak ayırdığı parayla geliyor.. senin sevmen gerekir böyle şeyleri, buna hürmet et.. saygı duy..

futbol erkek oyunudur diyen sahtekara soruyorum: topla giden savunmasız futbolcuyu arkadan indirmek erkeklik mi?. erkeğe bak erkeğe: hem vuruyo, hemde hakeme koşuyo..
sahtekarlığın adı erkeklik olmuş.. zorbalığın adı da adalet.. federasyona yanaşan kafakolcu başkan, iş bilen yönetici.. ee bizim bu iş nasıl olacak?
bu işin sahibi bahisçiler, sponsorlar, reklam verenler değil de, bizsek eğer bu iş olacak.. emek hırsızları satadlarımızdan defolacak..

salih dursun meselesini yola çıkıp mikrofon uzatarak ele alıyor kanalın biri.. izliyorum gen bir çocuk, belliki öğrenci, futbolada meraklı kerata..
"biz avrupada da maç izliyoruz" diyor.. böyle hakemlerin olmadığından maçları çok durdurduğundan falan bahsediyor..
bi daha bak bakiim canım.. avrupada düdükten sonra hakemin etrafına gelen var mı?. orada maçı hızlandıran hakemler mi, futbolcular mı?.
avrupa sahalarında toptan başka birşeye dokunabiliyormusun?. kale direğine, bayrak direğine bile; dokunduğunda hakem oyuncuya ne yapıyor?. trübündeki seyircide dahil neden sahada kimse tepki koymuyor.. hakemin etrafında neden kimse yok.. hakemin her düdüğünden sonra etrafında en az 8-10 kişi; üçü rakip formalı üstelik.. bu garibine gitmiyor eğitimli sporseverin, maçın çok durması garibine gidiyor.. işte o zamanda bu ülkede aykut magandası doktor dövüyor, okula ateş ediyor, benim adil futbolun tesisi için yetki verdiğim hakeme "dışarıda bekliyorum, ayağına sıkacağım" diyor..
avrupada hakemlerin bütün verdikleri kararlar doğrumu sanki. ama orada futbolseverler yetkiyi vermiş, sorumluluğuda federasyonda.. otokontrol tıkır tıkır çalışıyor.. düşük puan alan hakeme maç da yok itibar da..
ama büyük bi fark var -inşallah düzelir- : orada herkes hakkına razı..

bende bayılmıyorum zaten deniz ateşe ve diğerlerine.. ben bataklığı kurutalım diyorum..
mahkemede hakimin verdiği kararı beğenmeyen bir zanlı onu köşeye sıkıştırıp, göbeğiyle taciz edebiliyormu?. soruyoruz..
yada senin ayağına sıkacağım, dışarıda dayak arsızı yapacağım diyebiliyormu?. meraktan..

hakemin her düdüğünden sonra en yakınından başlayarak; kararın mağduru takımla birlikte lehine karar verilen takımdan da bir kaç kişi hakemi atışın yapılacağı yerden en az 15m. ileri süpürürse; tribündeki seyirciler avazı çıktığı kadar, akşam tv'lerdeki sözüm ona sınırsız yorumcular, ertesi gün adına basın denen kıyamet gibi tetikçiler ve takımı adına birşeyler yapmış görünmeye çalışan yalaka yöneticiler baskı altına almaya çabaladıkça zaten yetersiz olan bu kardeşimiz nasıl adalet dağıtacak?.
kulüp yöneticilerinin çoğu çete mafya bozunuları.. bu ortamda adalet nasıl tesis ve idame edilecek?.

bu ülkede hakeme itiraz, kulüp için çaba sarfetmek sayılıyor.. hakeme itiraz etmeyen futbolcu o maçta görevini yerine getirmemiş oluyor.. hakeme saldırmayan, odasını basmayan, tehdit etmeyen yönetici kulüp menfaatlerini gözetmemiş oluyor.. en çok yaygara yapanın en hayırlı evlat olduğu bir ortamda oynanan futboldan zevk alanlarında sayısı ahanda bu kadar.. pasolig etkisini çık, geriye kalan alman üçüncü liginin seyirci ortalamasından da az.. bana görede bu futbola fazla bile..
hayır şimdi iki takımdan biri şampiyon olacak onuda hakemleri en çok pıstıran belirleyecek..

hakemin sınırsız yetkileri var ama kullanamadıktan, daha doğrusu kullandırılmadıktan sonra ne işe yarar?.
şimdi kalkıp yetkileri elinden alınmış garibana sorumluluklarını mı hatırlatacağız?. yakışıyo mu bize?.

tff veya mhk olmaz..
epdk misali tam bağımsız, hiçbir yerden emir almayan, kimseye eyvallahı olmayan, her daim işletebildiği ve her takıma işletmekten çekinmediği oldukça katı kuralları olan bir kurum oluşturulmalı ve bu kurumun verdiği kararlar hakemler üzerinde bile olsa temyiz edilememeli.. denetim işi tamamı tamamına bir meslek olmalı.. bu iş kolunda çalışan insanlar gelirlerini sadece bu işten elde etmeli.. adına sanayici denen zengin aile bebelerinin yada elinden hiç bi iş gelememiş ama hadi bide futbol başkanlığı deneyeyim belki onu yaparım diyen eski kulüp yöneticilerinin elinden kurtarılmalıyız..
bağımsız denetim tam denetim..