futbol aslında her şeyi ile bir takım oyundur.

bizler son kullanıcılar (taraftarlar ve futbolseverler) olarak sadece saha içindeki "takım oyununa" bakarak ve onu analiz ederek futbolcunun, tdnin ve hatta yöneticilerin, başkanın iyi ya da kötü olduğuna karar veriyoruz.

oysa futbol gerçekten bir takım oyundur ve sahadaki takım oyunun "gerçekçiliği" için saha dışında da takım oyunu oynamak gerekir...

saha dışındaki takım oyunun parçaları altyapı, transfer politikası ve teknik direktörün oyun yapısı'dır. Saha içindeki takım oyunu iste bu taktiği takımın uygulaması ve oyuncuların performanslarıdır. Altyapınız güçlü olursa dışarıdan sadece kilit transferler yaparsınız ve giderleriniz düşer. aynı zamanda bu oyuncuları yıllarca izlediğiniz için as takımınızdaki eksiklere göre bu oyunculara yükleme yaparsınız ve takıma adapte olmasını sağlarsınız. sonrasında çok pişince de gerekirse satar ve yerine daha önce hazırladığınız altyapıdan oyuncuyu koyarsınız. transferler oyun yapısına ve takımın oyun sistemine göre ve eksiklerin giderilmesi için yapılmalıdır. alternatif olarak transfer yapmak yerine altyapıdan oyuncuları kullanmak hem transferi hem de altyapıyı destekler. görüldüğü gibi altyapı, transfer politikası ve tdnin oyun yapısı aslında saha dışındaki takım oyununun uyumunu gösterir. bunlardan biri aksayınca bu iş gerçekten olmuyor.

kısacası orta-uzun vadede istikrarlı büyüme ve başarı isteniyorsa kulübün bunu istediğini kanıtlaması gerekiyor. Fakat benim gördüğüm, Fuat Çapa'nın 2 yıldır kulübün başında olmasının "rakamsal olarak" önemi dışında istikrar için hiçbir şey yapılmamaktadır. 9 maçta 7 gol atan ve sadece onun attığı gollerle 9 puan kazanan vleminckx'in HALA bonservisinin ALINMAMASI bile kulübün içindeki durumu sanırım çok iyi özetliyor...

birkaç hafta önce bu konuda gencler.org'da şunu yazmıştım;

geçen sezonun başından beri takımımızın başında fuat çapa var. bizler, gençlerbirliği'nin geçen sezonki performansının ışığında bu sezonu değerlendirmeye çalışıyoruz. ama bana göre bu değerlendirmeleri yaparken görmemiz gereken bazı noktalar var...

öncelikle geçen sezon başlarken "kesin düşer" dediğimiz bir takımımız vardı. fakat fuat çapa elindeki futbolcular ile altyapıdan keşfettiği oyuncuları harmanlayarak takım ruhunu sahaya yansıtmayı başardı. 4-2'lik beşiktaş galibiyeti de bunun kanıtı ve aynı zamanda ateşleyici gücü oldu.

sezon sonunda hepimiz beklediğimizden oldukça başarılı bir takım izlediğimizi düşündük. hatta son haftalara kadar 4. lük mücadelesi veren ekibimizin 9. olmasını "tecrübesizliğe" bağlayıp "yeni sezon daha iyi olacak" diye düşündük.

bu sezon başında, geçen sezon orta sahanın yükünü taşıyan ve oyun kuran soner aydoğdu'yu, kariyerindeki en çok gole ulaşan herve tum'u ve hızlı, yetenekli kanat oyuncusu yasin'i elimizden kaçırdık.

bu sezona bakarsak;

1. geçen sezondan ötürü beklentimiz çok yükseldi. bu yüzden aynı oyuncuların aynı performanslarında bile "bir düşüş" görmeye başladık.

2. giden oyuncuların yerine alınan oyuncular onların yerini dolduramadı. mesela orta sahanın ortasında oynatacak solak bir oyuncumuz yok! soner ile azo geçen sezonki performansın en önemli iki ismi idi. ama bunda en önemli şey "birbirlerini tamamlamaları" idi. ama bu sezon azo tek başına kalıyor, yerine/yanına oynatılan hiçbir oyuncu beklentilerimizi karşılayamıyor.

3. hurşut geçen yıldan sonra çok mimlendi. rakip takımlar onu çok iyi kontrol ediyorlar. bu da onun daha agresif ve kendi başına oynamasına, sürekli 2-3 kişinin arasına dalmasını sağlıyor.

4. takımda çok fazla yabancı oyuncu var. bu altyapıyı kullanmak isteyen bizim gibi takımların sistemlerini baltalayan bir durum. ayrıca bu yabancıların çoğunluğunun "aynı ülkeden" olması da "olası durumlarda" büyük dezavantaj. bana göre bir takımda aynı ülkeden maksimum 2 oyuncunun olması gerekiyor.

5. sezon başında beri aldığımız futbolcuların özelliklerine baktığımızda "aynılıklarını" görmemek mümkün değil. yani elimizde 2 tane aynı tarz oyuncu varken biz eksikleri tamamlamak yerine üçüncüsünü alıyoruz. (bakınız doğa kaya)

6. devre arasında takıma katılan ve benim 12 yıllık tribün hayatım boyunca gençlerbirliği forması ile izledim "tam anlamıyla" ilk ve tek forvet olan vleminckx'i bir türlü besleyemiyoruz. çünkü geçen yılki kadar etkili, hızlı ve "tek başına" oynamayacak orta saha oyuncularımız yok. daha önemlisi geçen yıl ki yasin gibi savunma arkasına koşu yapacak ve vleminckx ile aradaki mesafeyi kapatacak oyuncumuz yok. aslında bu özelliklere sahip zec var ama o da bir türlü istediğimiz performansı sergileyemiyor.

7. tomic kumaşı iyi bir futbolcu fakat bu oyuncunun gelmesi altyapıdan o mevkiye hazırladığımız oyuncuların önünü kapatmakla aynı anlamı taşıyor.

bu listeyi uzatmak mümkün.

kısacası geçen yıla göre bu sezon "daha pahalı" ama takım ruhu ve tamamlayıcı özellik olarak "daha uyumsuz" futbolcularımız var. geçen yıl orta sahadan top çıkartırken hem kanatlar hem de ortadan atağa destek veren oyuncularımız ve takım oyunumuz varken bu sefer kendi başına oynayan, orta sahada top üretemeyen, birbirini tamamlamayan ve ileride iyi bir forveti olan bir takımımız var.

bu yüzden takımın oynadığı oyunu eleştirirken biraz da bunları görmek gerektiğine inanıyorum. ayrıca 2 yıldır aynı hoca ile çalışmamıza ve onun sürekli "altyapıdan en az 4-5 futbolcu oynatmalıyız" demesine rağmen neden bu aşamaya gelemediğimizin de sorgulanması gerektiğine düşünüyorum...

kulübümüzün transfer politikası ve altyapıya bakışı, geleceğimizle doğru orantılı. satılan futbolcuların gitmeden önce yerine adam bulmaktan tutun da, sahaya takım ruhunu yansıtmak için birbirini tamamlayan oyuncular bulup yetiştirip/alıp sisteminize uydurmak en önemli şey. bir gün bunu başarabilirsek, işte o zaman raslantıyla değil basamakları birer birer çıkarak kalıcı bir başarı elde edeceğimizi görmemiz gerekiyor.

http://www.gencler.org/yorumlar.php?id=569