Konu: Mehmet Hoca taraftarın sorularını cevaplıyor!

Kendisi ile 5 yıllık bir sözleşme yapılsa ve gerekli olan bütçe ayrılsa, bu süre içinde G.Birliği'nin şampiyonluğa oynayabileceğine inanıyor mu? Yıllık ne kadarlık bir bütçe ile bunu yapabilir?

E-Bilet ve Passolig kartı uygulaması ile tribünlerin son maçlardaki görüntüsü hakkında ne düşünüyor? Passolig'e olumlu bakıyor mu?

Sayın Mehmet Özdilek'in göreve başladığından beri hiç alışık olmadığımız şekilde bazı antrenmanları taraftarlara kapattığını görüyoruz. Bu konuda önceden bilgi de verilmediği için bazı antrenmanları izleyemeden tesislerden döndüğümüz oldu. Gençlerbirliği antrenmanları yüzlerce, hatta onlarca kişinin izlediği antrenmanlar değil... Antrenman izlemeye gelen taraftar sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Onlar da teknik heyete ve futbolculara hiçbir sıkıntı yaratmadan, kimseyi rahatsız etmeden bir kenarda sessizce antrenmanı izler; bazen de antrenman sonrasında futbolcularla anı fotoğrafı çektirir ki bu da futbolun ve taraftar olmanın güzelliklerindendir. Dolayısıyla antrenmanı taraftara kapattım dediğiniz zaman o gün tesislere yolu düşen, Ankara dışından gelmişken bir de takımın antrenmanını izlemek isteyen üç-beş kişiye kapatmış oluyorsunuz. Yine de eleştirmekle birlikte Sayın Özdilek'in bir teknik direktör olarak bu uygulamasına bir şey söyleyemeyiz ve saygı duymaktan başka yapacak bir şey yok. Ancak sırf merakımdan dolayı bunun sebebini öğrenmek isterim. Çünkü antrenmanı taraftarlara kapattığı birçok maçta galip gelemediğimiz ve yenildiğimiz de oldu.

önümüzdeki sezon da takımımız golü bulduktan sonra geriye yaslanmaya devam edecek mi yoksa artık hücumu düşünen bir takım mı olacağız tüm taraftarın gönlünde ersun yanal zamanındaki gibi rakibi boğan oyun tarzı ve bol gol attığımız futbol yatıyor bize bunu tekrar yaşatabilecek mi acaba hocamız? hocamızdan beklentilerimiz çok büyük kesinlikle ilk 10 istemiyorum yeni sezonda.

Kona-Moshoeu-Kushe Gençlerbirliği taraftarı için efsane olmuş yabancılar. Onlarla aynı dönem sahada yer alan Mehmet Hocamızın efsane üçlüyü teknik ve yetenek olarak yorumlamasını rica etmek isterim.

Mehmet Özdilek'ten diğer kulüplerle kıyaslandığında, Gençlerbirliği taraftarını nasıl bulduğunu öğrenmek isterim. Yani, bir teknik adam olarak, sürekli küfür eden, oyuna müdahale eden ya da oyuncu değişiklerine müdahale eden, içeride-dışarıda olay çıkaran, kulübe zarar veren, tribünleri kirleten taraftara sahip bir kulüpde mi, yoksa Gençlerbirliği taraftarı gibi düzeyli, amacı sadece güzel futbol izlemek isteyen kötü hiçbir olayda görmediğimiz, böyle nezih bir taraftar kitlesine sahip bir kulüpde mi antrenörlük yapmak kolaydır.
Tribünler ve renkler bu kadar güzel iken, müsabaka esnasında gereksiz yere futbolu çirkinleştiren futbolcular hakkındaki düşüncelerinide öğrenmek isterim.. Teşekkürler ..Kolay gelsin..

facebook'a yazdım, buraya da ekleyim.

1-bu sezon takımın uyguladığı oyun karakterini nasıl tanımlar? bu karakterin başat etkenleri nelerdi? buna bağlı olarak, bu karakteri kendi uygulamak istediği karakter olduğu için mi, yoksa kadro yapısı buna uygun olduğu için mi tercih etti?

2-mourinho'nun kendi yarı alanını koruma içgüdüsü taşıyan defansif futbolu mu; guardiola'nın tiki-takası mı, klopp'un karşı-pres temelli dinamik futbolu mu; dünya futbolunda kendisini en çok cezbeden futbol biçimi hangisi? (nasıl ki faşist faşistim demeyi kendine yediremezse bir teknik direktör de defansif oynattığını söylemeyi yediremiyor ama yine de soralım)

3-neden takımda bariz bir 10 numara ve alternatif forvet eksikliği varken, mehmet özdilek'in son derece memnun olduğunu belirttiği bir bölgeye yabancı bir stoper alındı? ihtiyaç olmayan bir yabancı stoper alındıktan sonra nasıl oldu da forvet transferinin rafa kalkmasına sebep olarak yabancı kontenjanını gösterdi? madem tüm bunları yaptı, bunları yaptıktan sonra nasıl çıkıp antalyaspor mağlubiyetini forvetsizliğe bağladı?

4-erdem ve bülent abi 3. soruyu sormaya cesaret edebilirler mi?

5-hemen her maç yanında 2 stoperle -sedat,ferhat- ve 2 bekle -serkan, uğur-otururken, kulübede oyuna etki edecek bir hücümcü bulamıyor. kadronun yapısı hakkında ne düşünüyor? buna bağlı olarak önümüzdeki sezon nasıl bir transfer politikası izlenecek ve kadro yapılanmasına gidilecek? (evet, sorunun muhattabı mehmet özdilek değil; ama cavcav'ın karar mekanizmalarına karşılık nasıl bir pozisyonda bulunduğunu görebiliriz bir ihtimal)

İşte Barcelona, Guardiola, pas, daha çok pas, daha da çok pas anahtar kelimeleriyle açıkladığımız oyun biçemi

erdem ve bülent çok güzel iş. teşekkür.

gençlerbirliğinin altyapı takımları heryıl kendi liglerinde büyük başarı sağlarken bu çocukların neredeyse hiçbirini a takımda göremiyoruz. bu konuda hocamızın düşünceleri ne? bu çocukları gelecek yıl a takımda görecekmiyiz? altyapıyı ekipten kim takip ediyor?

Programa İstanbul'dan katılmayı düşünüyorum.

Sorum şu:
Maç esnasında, sahada olup bitene karşı Mehmet Hoca'nın oldukça dikkatli ve heyecanlı olduğunu gözlüyorum.
Ama iş taraftar ilişkilerine geldiğinde hocamızın çok da renk vermeyen bir duruşa sahip olduğu düşüncesindeyim(örneğin trübünlere gitmemek, taraftarlarla diyaloga geçmemek gibi).
Mimik ve tavırlarından çıkardığımız kadarı ile oldukça sıcakkanlı görünen Mehmet Hoca'mızın bu davranışı prensipleri gereği midir?
Gençlerbirliği taraftarları için bir duygu (yargı veya düşünce değil) besliyor mu?

Benim soru sorulmamış. Bundan sonra köşe başlarından korkarak geçin Bülent ve Erdem.

Ben de 6 soru yönelttim ancak 2 tanesi soruldu.
Hatta sorularım güme gitmesin diye bizzat "40 Kişi" lik yayın ekibinin içine sızdım ama nafile.
Tahmin edeceğiniz üzere bu sızma harekatında yalnız değildim. 3 kişilik dev taraftar topluluğumuz ile birlikte hareket ettik.
Hediye edilecek Olan forma Zeynur hanımın hakkıdır ona göre. Yanlış olmasın.

Erdem Ceydilek demiş ki...

Onur abi başka başka soruların içinde bu konu konuşulduğu için doğrudan soramadım senin soruyu. Yayının tekrarını buradan izleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=lPWK3qbGU5Y#t=3696

Şaka yaptım Erdem, güzel sorular sormuşsunuz. Emeğinize sağlık.

G.Birliği'nin hedefinin katıldığı bütün organizasyonlarda şampiyonluk olması gerektiğini her platformda dile getirmek lazım. Yöneticisi, hocası, sporcusu bilmeli ki camianın hedefi ve beklentisi şampiyonluk. Göreve talipse bunun için geldiğinin farkında olmalı. Mehmet Güner Abi'nin deyimiyle yapamayan gider, yapacak olan gelir.

3 kişilik dev taraftar topluluğuna beni de dahil ve davet ettiğiniz için teşekkür ederim Ozan ve Necdet bey... Çok güzel bir gündü..
Diğer taraftan, Alkaralar sitesinden ve iki tweet'le ulaşmaya çalıştığım, olmadı tesislere kadar gittiğim, ama sorularımı Mehmet Özdilek'e yöneltmeyen Erdem Ceydilek'e;
Erdem gardaşım, ben o formayı istiyorum... (Yakında sizin gibi konuşacağım demiştim)