bence türkiye'nin en iyi hakemiydi ama yazık etti kendine. biraz idare edeceksin
konuyla ilgili ekşide yazdığım yazı:
futbol bir yorum işi. yani her pozisyonun kendine oluşum süreci var hiçbiri birbirine benzemiyor aslında, her pozisyon bir parmak izi gibi, uzaktan aynı ama aslında çok farklı.. mesela tenis hakemi olsan bakacağın tek şey topun çizgiye teması... ama iş futbol olunca, hakemlik, 22 aktörün yaptığı bir organizasyonu, bu aktörlerin tavırlarından, tarzlarından, niyetlerine kadar değerlendirdiğiniz bir yorumlama sanatı... (az önce örnek verdiğim teniste bile, challenge haklı olunca biraz yorum giriyor işin içine, sonra sayı mı tekrar mı ne tartışmalar dönüyor) ve evet her hakemin bir tarzı var. bir de işin şahin gözlüğü boyutu var. yani maçı ne kadar iyi götürürseniz götürün, bir anda olan pozisyonu da gözden kaçırdınız, bitti! 90 dakika iyi yönettin, henry'nin elle attığı görmedin 6-7 sene konuşulursun. her yönüyle çok acayip zor ve karışık bir iş.
deniz ateş bitnel iyi bir hakem. türkiye futbolunu çok yakından izleyen biri olarak söylüyorum bunu. asla galatasaray trabzonspor maçını iyi yönettiği anlamı çıkmasın dediğimden ancak, deniz ateş bitnel'in bir yorum tarzı var. geride kalan bütün maçları bu yorum tarzı ile yönetti. kendi ile çelişmedi. istikrar diyoruz biz buna. geride kalan 3 sene içinde, ligin en istikrarlı karar veren hakemidir. şimdi başa sarın ve yukarıda paylaştığım, kulusic'in (gençlerbirliği) pozisyonunu tekrar izleyin. orada bir temas var, ve orta sahada olsa hemen her hakemin faul olarak değerlendireceği bir temas. deniz ateş bitnel'in farkı biraz bu. türkiyedeki bütün hakemler, 10 kusurlu hareket değerlendirmesini, pozisyonun sahanın hangi konumunda olduğuna göre değerlendirirken, (bkz: ya bu penaltı gibi penaltı değil diyen erman hoca) deniz ates bitnel, ne gördüyse çalan bir adam. kolay penaltı verdiğini, kolay kart verdiğini kendisini az çok izleyen herkes bilir. ki ben tarzını, oyunu dinamik tutmaya çalışmasını sevdiğim için çok başarılı bulurum ve beğenirim. yönettiği maçları izlemek keyiftir gerçekten, premier lig hakemi gibi tempo yaptırmayı sever.
bugünkü maça gelince. iyi yönetmedi, doğru... ama bu o'nun kötü bir hakem olduğu anlamına gelmez. özer'in kırmızı kartı tabi ki affedilemez bir hataydı ve bence maçta yaptığı en büyük hataydı. şimdi ortalama bir türk futbolcu açısından bakıyorum. aykut gidip podolski'yi tartaklıyor. aykut'un kafasında şu var, "hakem özer'i hatalı attı 10 kişi kaldık beni atamaz"... çünkü türkiyedeki hakemlerin ortalaması bu. aykut bir başka pozisyondan güç alarak sahada oyuncu tartaklıyor, çünkü türkiye'de hakemin kafasında soru işareti yaratacak bir pozisyon yaşanmışsa, bunu kullanabilirsiniz (eyyam bu işte) rakip penaltı aldı mı, gir rakibin ceza sahasına yuvarla kendini, sonuç verir. rakip 10 kişi mi, aman dikkat et, kesin bizden de birini atacak! aykut sarı kartı varken bunu yapıyorsa, rakip oyuncuyu tartaklıyorsa pek tabi ki kırmızı görecektir. devam edelim, cavanda-umut arasındaki pozisyon ceza alanı içinde olmasa türkiyedeki 10 hakemin 9u faul çalar. çünkü burası türkiye, oto boka faul çalınan, oyunun ha bire düdükle kesildiği bir futbol liginden bahsediyoruz. ki cavanda'nın umut'a net bir müdahalesi var. umut'un kendini atışından bağımsız diyorum bunu! bitnel dışarıda çaldığına içeride çalınmaz demeyen bir hakem olduğu için veriyor penaltıyı. bence haklı da... sonraki kırmızı kartlar ise, özellikle salih'in yaptığı, bitnel'in hakemliğini konuşuyoruz ama profesyonel futbolcu salih'in futbolculuk kariyeri devam edecek, yaptığı bu harekete rağmen. üstelik çok zeki olduğunu söyleyenler bile var maşallah :d
bazı arkadaşlar eyyam demiş. eyyamın ne olduğunu bilmiyorlar sanırım. aykut'a göre göre kırmızı vermeden geçiştirmek, umut'un pozisyonunu penaltı olduğunu düşünmesine rağmen, "aman kıyamet kopmasın" düşüncesiyle çalmadan es geçmek eyyam olurdu. tekrar diyorum, aykut'un kırmızısı, türk hakemliği eyyama bulaştığı için aykut tarafından alınmış bir kırmızı karttır. eyyamcı adam gördüğünü değil, kendini kurtaracağına inandığını çalar. umut'un penaltısını çalarken bitnel başına ne geleceğini biliyordu artık. hepimiz biliyorduk, bu adam da salak değil herhalde!
bitnel, özer'e yanlış kırmızı gösterdiği için, aykut'un hakedilmiş kırmızısını es geçse; penaltı olduğuna inanmasına rağmen "aman takım 10 kişi" diye penaltı vermese, bu iş acısız biterdi. çünkü türkiye'de benim izlediğim 25 yıldır yönetilen futbol bu!
dönüp baktığımda gördüğüm açıkça şu: özer'e ikinci sarıyı göstererek feci bir karar vermiş, onun dışında maçta ortalamanın belki biraz altında performans göstermiş bir hakem var. ama aykut'un, cavanda'nın, salih'in terbiyesizlik yaparak zorla aldıkları kırmızı kartların cezasını çekecek. gördüğünü çalmanın cezasını çekecek. sonra ortam hüseyinlere, fıratlara, süleymanlara falan kalacak. geriden gelenler de iyi hakem olmanın ne siktiri boktan bir şey olduğunu görerek töbe diyecekler. eyyama kaldığımız yerden devam!
Hakemlikle uzaktan yakindan alakası olmayan bir hakemdi (!). Daha geçen hafta bursa macimizdaki rezalet yonetimini canlı canlı izledik. Sırf bizim maclardaki rezil yönetimlerinden dolayı da söylemiyorum. iyi oldu, sicili ortaya çıktı. Darısı bir diğer uzaktan yakından Hakemlikle ilgisi olmayan Özgür Yankaya'nin başına
Paylaş