Mehmet Ali Çetinkaya

Cavcav’ın teknik direktörlerle bitmeyen mücadelesi

Bu girişi derecelendir
Cavcav’ın teknik direktörlerle bitmeyen mücadelesi

Türk futbol tarihinin en istikrarlı başkanı İlhan Cavcav, aynı zamanda kendisine tezat bir şekilde Türk futbol tarihinin de en fazla teknik adam gönderen başkanı. Peki Cavcav’ın bu hocalarla alıp veremediği ne?

Yazar: Mehmet Ali Çetinkaya

Gençlerbirliği’nin bu sezon başlamadan anlaştığı teknik direktör Kemal Özdeş’in takımla antrenmana bile çıkmadan yönetim tarafından gönderilmesi, herkesin bakışlarını 91 yaşındaki Ankara kulübüne çevirmesine sebep oldu. Oysa, (1976/77′deki bir sezonluk başkanlık dönemini bir kenara bırakırsak) 1981′den bugüne kadar kulübün bir numaralı koltuğunda oturan İlhan Cavcav’ı biraz olsun tanıyanlar içinbu pek de alışılmadık bir durum değildi. Tıpkı, bir önceki sezonun ilk 8 haftasında sadece 4 puan toplayabilen, kötü kurulmuş takımın başına geçip mucizeler yaratan Mehmet Özdilek’in sezon sonunda “sürpriz” bir şekilde gönderilmesine şaşırmadıkları gibi.

1981/82 sezonuna teknik direktör Teoman Yamanlar’labaşlayan Gençlerbirliği’nin çiçeği burnundaki başkanı İlhan Cavcav, o günden bugüne kadar, tam 33 yıldır kulübün başında yer alıyor. Fakat bu istikrar abidesi durumuna tezat olarak, bu süre zarfında Alkaraların başında 51 teknik direktör görev aldı. Bunlardan hiçbiri 2 sezondan daha uzun süre Gençlerbirliği’nin başında kalmayı başaramadı. Hatta üst üste 2 sezon görev alanların sayısı sadece 3 (Ersun Yanal, Fuat Çapa, Tınaz Tırpan). Takımın başında 10 maçtan daha az çalışanların sayısı ise 13!

Aslında Cavcav’ın teknik direktörlerle pek içli dışlı olmadığı bilinen bir gerçek. Tıpkı futbolcular ve taraftarlara karşı oldukça mesafeli durduğu gibi. Belki de bu yüzden, çemberinin içinde yer alan birkaç isim dışında neredeyse etrafındaki herkes sürekli değişiyor.

Taraftarlar, yönetimin soğuk tavırlarına ve sportif başarıdan bağımsız hamlelerine kızıp çoğu zaman maçlara bile gelmeyi keserek, kulüpten uzaklaşıyorlar. Futbolcular, bu kulübe adım attıkları an satış listesine eklendiklerini bildikleri için, kulübü sahiplenmeyip sadece basamak olarak görüyorlar. Teknik direktörler ise alınan ve satılan oyuncular konusunda çok fazla söz hakkına sahip olamayacaklarını, kulübün futbolcu alıp satmayı sportif başarıdan daha öncelikli bir hedef olarak belirlediğini ve isteseler bile kalıcı olamayacaklarını tecrübe ettikleri an “bir şekilde” gidiyorlar.

Birkaç kere basına yaptığı, “Elimde bir diploma olsa, en iyi teknik direktör kadar, teknik direktörlük yaparım” açıklamaları da, Cavcav’ın teknik direktörlere olan bakış açısını gösteriyor.

İlhan Cavcav’ın bugüne kadar bir teknik direktörle en fazla yakınlaştığı ilk ve tek an, kulüp tarihinin en başarılı sezonu olan ve bir yandan son ana kadar şampiyonluğun kovalandığı, bir yandan da Türkiye Kupası’nda finale ulaşıldığı, 2002/03 sezonun sonunda Fenerbahçe’ye gitmek için yanıp tutuşan Ersun Yanal’ı açık açık tehdit ederek kulüpte tutmayı başardığı andı. UEFA’da son 16′ya kalınan bir sonraki sezon öncesi İlhan Cavcav, ilk ve tek kez alınan ve satılan futbolcular konusunda tüm ipleri Ersun Yanal’ın ellerine teslim etmişti. Sezon sonunda Yanal’ın milli takıma çağırılmasına istemeye istemeye onay veren Cavcav, o günden sonra tekrar eski tutumuna geri döndü.

Yanal 2, Bulak 15 gün kaldı

7 Haziran 2007′de Ersun Yanal’ın bir kere daha Alkaraların başına geldiğini duyan birçok Gençlerbirlikli, 2002-2004′de yaşananları düşünerek sevinmişlerdi. Oysa Yanal’ın, 2 gün sonra, transferler konusunda yaşadığı sorunları sebep gösterip, “hedeflerimiz farklı” diyerek istifa etmesi Cavcav’ın 2003′teki tutkulu tavrının sadece bir kez yaşanacağının kanıtı olmuştu.

27 Mayıs 2011′de sözleşmeye imza atan Giray Bulak da, benzer nedenlerle, antrenmana bile çıkmadan 15 günlük Gençlerbirliği kariyerine son noktayı koyan bir başka teknik adamdı.

2005 Eylül’ünde, 2.Lig B Kategorisinde yer alan, tecrübesiz ve genç bir takım kadrosuna sahip, Gençlerbirliği’nin pilot takımı OFTAŞ’ı, önce 2. Lig A Kategorisine çıkartan, ardından da Süper Lig’e çıkartmak üzereyken, son 4 haftada görevinden alınan, eski Gençlerbirlikli futbolcu Metin Diyadin’in ağlayan futbolcular eşliğinde kulübü terk etmesi de hafızalara kazınan olaylardan biriydi.

İlhan Cavcav, bilinçli ve programlı bir şekilde herkesi Gençlerbirliği’nden uzak tutmaya çalışıyor. Bunu, kimseye hesap vermeden, tek başına kararlar almak için mi, yoksa, kulübü ve yıllardır dillendirdiği, kasadaki parayı tüketmek isteyen art niyetli insanları uzakta tutma paranoyası yüzünden mi yapıyor bilinmez ama uzun yıllardır hedefine ulaştığı bir gerçek.

Hayatım Futbol, #137, 18 Temmuz 2014

kaynak: http://www.hayatimfutbol.com/cavcavi...en-mucadelesi/
+ http://www.mehmetalicetinkaya.com/20...en-mucadelesi/

Updated 19-Jul-2014 at 18:46 by Mehmet Ali Çetinkaya

Kategori
Kategorisiz

Yorumlar