3 Mayıs Cumartesi
Saat 19:00
Galatasaray - Gençlerbirliği
3 Mayıs Cumartesi
Saat 19:00
Galatasaray - Gençlerbirliği
rakip takımda muslera yok kaleyi ufuk ceylan koruyacak, objektif bir hakemle ve cavcav takımı frenlemezse (takım ne zaman potaya girse cavcav frene basıyor), farklı kazanacağımız bir maç olacağını düşünüyorum, stada gitmeyeceğim, lig tvde gs güzellemelerini dinlemeyip ki lig tv mi iptal ettirmiştim herkese bunu öneririm, maçı radyodan dinleyeceğim.
Eğer bu maçta 2 gol atarsak; 2. golü atan oyuncu lig tarihi boyunca Galatasaray'a 90. ve deplasmandaki 40. gole imzasını atacak...
http://gencler.org/rakip_ist.php?rakip=Galatasaray
Galatasarayın kritik zamanlarında İstanbulda kazandığımız birkaç maç hatırlıyorum. Adamların basına yansıyan ciddi problemleri var. Gerçekten bu maçı kazanmak için sahaya çıkıp, çaba sarf edersek 3 puanla dönmenin çokta zor olmadığına inanıyorum.
bütün bu yorumlara katılıyorum. bunlar kağıt üstündeki şeyler. elimizde olanlar yani. kağıt üstündekileri değerlendirip yenebileceğimizi çıkarsamak da taraftarlığın gereği olmalı..
gerçekte ise kağıt üstündekilere bakmayın, kaybedeceğimiz kesin olur o zaman.. çünkü adamların santroforu burak'ın tamamı veya sneider'in yarısı bizim takımın tamamına eşit değerde..
ama diğer taraftan bu maçı kazanacağımız garanti gibi bişey.. bu nasıl yorum derseniz, bu nasıl oyun, bu nebiçim sonuç derim bende..
olağandışılık tekrar ede ede olağan hale geldi. bu güne kadar nasıl kazandıysak, bilemediğimiz bir biçimde bu maçıda öyle kazanacağız..
bizde bu şifo varken bi şekilde kazanırız.. bizde bu cavcav varken hiç bi şekilde avrupaya gidemeyiz..
bizde bu aşk varkene umar dururuz.. bilemeden..
Konu MehmetGUNER tarafından (30-Apr-2014 Saat 14:43 ) değiştirilmiştir. Sebep: değiştirecem işte..
Sakat ve cezalı oyuncumuz çok fazla.Umarım sıkıntı olmaz.
haftasonu ben Ankara'da değilim ama, uygun bir mekanda buluşup hep birlikte maçı radyodan dinlemek güzel olurdu boşverin ligtv'yi, sudem'i falan
hem sohbet edip hem içip hem de radyodan maç dinleyebileceğimiz bir yer olarak aylak yaşamı öneriyorum.talep olursa şahane olur.
Arkadaşlar sudem nerede? (olurda giderseniz gelirim)
Radyo derseniz o da olabilir, maksat buluşup takım ağırlıklı hoş sohbet ve güzel zaman geçirmek.
Sudem'in yeri:
https://www.google.com/maps/place/Su...2f17da5504dd46
"maçı illa ki gözümle görmek istiyorum" diyen olursa, maç sudem'de izlenecek.
bana radyo da uyar sudem de. son karar verilen yeri söylerseniz akşam gelmeye çalışacağım.
eiπ+1=0
@ozgurOdun
Kısmetse bu akşam stadda GS li bir dostumun locasından maçı izleyeceğim.
Büyük oğlum yaş günüm için böyle bir organizasyon yapmış.
Eğer böyle bir fırsat olmasa idi takımımı izleyemeyecektim.
Ama diğer kardeşlerim de bu maça nasıl girebilecek orası muamma.
En tepedeki deplasman tribününde olmayı ve hep bir arada takımımızı desteklemeyi çok isterdim.
Aslında takımdaki önemli eksiklikler ve rakibin kazanma zorunluluğu ve hırsı nedeni ile kötü bir sonuçtan korkmuyor da değilim. Ama nasıl olsa kümede kalmış olmanın getirdiği bir huzur da yok değil.
Ne diyelim?
HAAAYDI GENÇLER......
Şirketimiz, misafirlerini ağırlamak üzere aldığı G.Saray kombinelerinden iki tanesini bu maçta kullanmamı önerdi. Nevzat Abi de bu maça mutlaka gitmek istediğini söyleyince isterse paso lig almadan bu maçı G. Saray tribününde izleyebileceğimizi söyledim. Önce o da benim gibi tereddüt etti ama hem kemik seslerini duyabileceğimiz hem de 5 golün atıldığı kaleyi off side kamerasının açısında izleyebileceğimizi koltukların konumunu görünce takımı izleme isteğimiz ağır bastı. Mehmet Hoca'nın hemen çaprazında maçı izledik.
Ilk yarı neredeyse mükemmel bir oyunla G. Saray'ı sahadan sildik. Yerden ayağa paslarla G. Saray'a top göstermedik. Daha maçın ilk 15 dakikasında savunmanın arkasına atılan iki kanat topu ile 2-0 öne geçtik. 3. Golü bulabileceğimiz birkaç pozisyonu değerlendiremedik. Ilk yarıda özellikle orta sahanın ortasında oynayan Gosso yıldızlaştı. Nizamettin, Doğa, Hakan ve Ahmet de mükemmele yakın oynadılar.
2-0'dan sonra G.Saray oyunu sertleştirdi. Aslında iyi maç yöneten hakem tribünlerin baskısı nedeniyle kasıtlı tekmelere kart çıkaramadı. Ikinci yarının hemen başında sahanın en iyisi olan Gosso'nun sakatlanması hem takımın mücadele gücünü düşürdü, hem de pas trafiğimizi bozdu. Geriye yaslanmak zorunda kaldık. 5 dakika içinde gelen 2 karambol golüne engel olamadık. Maçın böyle biteceğini düşünürken son dakikada yediğimiz golle mağlup olduk.
Stancu, Kulusiç, Tosiç gibi çok önemli eksiklerimize rağmen dişe diş bir futbol oynadık. Mehmet Hoca her türlü takdiri hak ediyor. Yenileceksek böyle onurlu futbol oynayıp yenilelim. Ahmet, Uğur, Yusuf'a Doğa ve Hakan'ı eklersek 5 tane altyapıdan gelen oyuncumuz oynadı. Çok da iyi oynadılar. Önümüzdeki sezon bu oyunculara gözü kapalı formayı teslim edebiliriz.
Önümüzdeki sezon Zec, Kulusiç ve Gosso'nun sözleşmesi sona eriyor. Şu anda kadromuzda 12 yabancı oyuncu var. Federasyon önümüzdeki sezon 5 futbolcunun kadroda 3 oyuncunun tribünde olmasını istiyor. Yabancı sınırlaması nedeniyle bu oyuncularla yollar ayrılabilir. Bence Gosso mutlaka takımda kalmalı. G.Saray maçında Dahlin ve Radkov klas oyuncular olduklarını gösterdiler.
Herkesin dün geceden beri dillendirdiği hakem hataları, sertlikler, çirkeflikler bir yana maçın gitmesindeki sebeplerden başlıcası bir yana.
Hocayı seviyoruz, geldiğinden beri kısıtlı kadroyu iyi bir mental örgütleme ile iyi bir yere getirdi ama ikidir aynı hatayı yapıyor.
Dün gece GOSSO sakatlanınca Deniz Naki'yi oyuna aldı... Gosso'nun yerine de Oktay-Jimmy ikilisinden birisini kaydırdı. Deniz Naki'yi kişilik olarak sevsek de oyunculuk düzeyi olarak şu an ligimizin seviyesinde değil. Oyuna fiziksel veya topla hareket olarak müsbet katkı yapma olasılığı az bir görüntü çiziyor. Deniz'in yerine oyuna alınacak Ferhat, Yusuf, Sedat veya Serkan maçın bizde kalmasını sağlayabilirdi.
Deniz'in etkisizliğinin yanısıra Oktay veya Jimmy'nin çıkan Gosso gibi defansif özelliklere sahip oyuncular olmaması maçı tutan orta saha mücadelemizin canına okudu ve takım ilk yarı maçı domine ederken ikinci yarı iki pası peşpeşe yapamaz hale geldi. En ölü haliyle yakalanan Gs bile canlandı...
Bu hatayı hoca iki maç önce de yapmıştı.
Takımı neredeyse 10 kişi bırakan bir hata oldu bu.. Oysa ki Ferhat gibi agresif defans yapabilen, Sedat gibi bu ligin kurdu olmuş iki oyuncu ile ölümüne direnme oyunu oynayabilir belki de kazançlı çıkardık. Veya Serkan Kurtuluş gibi Hakan Aslantaş'a bile hücum oyunu konusunda fark koyabilen ve sağ kanadı işler hale getiren bir yetenek ile takım, topu oyunda tutabilirdi.
Oyuncuların kişisel özelliklerine bakmak yerine sadece oynadıkları mevkiye göre ezberden yapılmış bu oyuncu değişikliği ile hoca maçı kendi elleri ile HEDİYE etti.. GEÇMİŞLER OLA.
Haa bir de sevgili BAŞGANIMIZIN devre arası elfrenini çekip de " aman haa gs'yi çok skıştırmayın" demiş olma ihtimali de var...
Passolig'in can sıkıcılığı devam ederken br de bu tarz sıkıcılıklar insanda tat bırakmıyor! :-/
arda sen yapma bari. "cavcav soyunma odasına girmiştir belki" demek bizim topçulara ayıp etmek oluyor bence. hakemdir, acemiliktir, sakatlıktır, şanssızlıktır yenildik işte.
Arda'nın Deniz Naki yorumuna katılıyorum. Bu oyuncumuz henüz süper lig seviyesinde değil. Savunma yönü çok zayıf. Gosso sakatlanınca yerine çok beğendiğim Yusuf girseydi muhtemelen maçı kazanırdık. Mehmet Hoca ısrarla oynattığına göre bir beklentisi vardır mutlaka.
Başkanımız 15 dakikalık devre arasında soyunma odasına gidip gelecek kondisyona ve sürate sahip değil Arda.
Maçta beni üzen tek nokta 2-0 önde iken 3-2 mağlup olmamızdır.
İlk yarıyı izlemedemi, güzel oynayıp iki güzel gol atmışız.
Bariz hakem kayırmaları ve Melo'nun ''muhteşem'' performansı ile ikinci yarı maç aleyhimize döndü.
GS yi bilmem ama bizim için sıradan bir lig maçı geride kaldı.Bana göre GS'lı futbolcuların son düdükle birlikte sergiledikleri büyük sevinç maçın ne kadar sıradan olduğunun göstergesidir.
İkinci yarı Yusuf Emre ve Ferhat'ın oyuna alınması daha erken olabilirdi. Çünkü ilk devre maçında Ferhat Ankara'da yanılmıyorsam yine GS'ye karşı çok güzel oynamıştı.
Bugün Petroviç ile ilgili birşeyler duydum. Doğru olsa da olamsa da, hepsi gitsin, bizim gençler bize yeter.
Her zaman söylediğimiz gibi çok iyi birkaç kilit oyuncu destekli genç, dinamik, altyapıya dayalı yerli kadro bu ligin tozunu attırır.
Lütfen Mehmet Hoca, gelecek yıl bu dediklerimizi dikkate al.
Gosso sakatlanarak çıktı deniliyor. Sakatlığı hakkında basında her hangi bir haber göremedim. İnternette arama yaptım, Mersin İdman Yurdu takımındayken yaşadığı sakatlık haberlerine ulaştım. Sakatlığının ne olduğunu bilen var mı? Yoksa sakatlığı "sanal" mı? Diğer taraftan Petroviç'le ilgili bir haber çıktı. Ne kadar doğrudur bilinmez. Sonuçta, Cavcav'ın Galatasaray'ı sevdiği gerçeği ve olup bitenleri bir araya getirdiğinizde güzel bir "komplo teorisi" ortaya çıkıyor.
Uçmayalım arkadaşlar, o kadar da değil artık.
işin teknik-taktik yönüne hiç girmemek akıl ve ruh sağlığımız açısından yararlı olur kanaatindeyim.
mesele sadece deniz naki ile sınırlı kalsa görmemezlikten gelinir. an itibariyle de, şifo hoca ile ve futbolu ezberlemiş bir "ceo" temini ile önümüzdeki yıllara bakmak gerektiği hasıl oldu. sn. yaşlı cavcav'la bu işin yürümeyeceği gün gibi ortada..
stancu ile zec'in birlikte oynamayacağını talihsiz sakatlıklar gösteriyor.. şifo değil..
her ikisininde gerçek bir santrofor olduğunu ve ancak birbirlerinin yedeği olarak üçlü forvetin ortasında -kanatlarında değil- oynayabileceğini görmek için allahaşkına hocamı olmak lazım?. zec kanata gitti öldü.. stancu kanata gitti öldü.. ama ne hikmetse bu ikisi santrofora geçince coşuyorlar.. çift santrofor oynattı diyeceğim ama çift santrofor böyle oynamaz ki.. zaten her ikiside birlikte oynadıkları maçlarda hiç coşmadılar..
herkes heryerde oynar gibi saçma sapan bir yalana sarılsak bile bu santroforlar için geçerli olmaz.. çünkü bir santrofor, değil forvet hattının kanatlarında sahanın hiçbir yerinde oynayamaz.. hiç adamın kalmamışsa; -ki nasıl olacak- o zaman stoperde belki.. oda gol yollarına vakıf olduğu, golün nereden atılacağını bildiği ve hava toplarına olan kamiyeti için.. şuna bak ya.. dünyanın en saçma tercihi için satırlarca açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.. ne taktiği ne tekniğinden bahsediyoruz..
hakan aslantaş gibi bilekleri yumuşak, ortaları isabetli bir oyuncumuzun kesinlikle sağaçıkta değerlendirilmesini yazmaktan klavyenin tuşları eskidi.. hatırlarsanız geçmiş dönemlerde biz bu yeteneği solbek oynattık durduk.. solbekle sağaçık arasındaki mesafe, futbol sahasındaki en uzak mesafe.. sonrada istenen elektriği alamadık diye sattık.. arkasından da onda bu yeteneği göremeyen hocaları.. değirmen mi olduk arkadaşlar?. ne öğüttüğümüze dikiz..
ne taktikğinden bahsediyorsunuz arkadaşlar?.
hangi cahill, tosiç gibi bir sol kanat şimendiferini stoperde oynatır?. üstelik her yer stoper, her yer yetenek iken..
içeride üçlü forvet, dışarıda üçlü forvet uğruna, yengeç misali yana doğru oynayan orta sahamızda ileri top taşıyan yegane oyuncumuz oktay'ı kim solaçıkta oynatır. dikine oynayabilen bir diğer oyuncumuz özgür -soyadı bile ileri- kaç kez ilk 11'de yer bulabildi?
doğru olan tomiç-stancu (zec)-cimmy durmaz şeklinde taktik diziliş değilmidir?. eee... lig bitti biz bunu sadece bir haftada görebildik.
ama başka bir şey oldu..
şifo hoca asli görevi olan eldeki kadroyu limitlerde kullanma işini yukarıda yazdığımız şekilde değilde; nedeni bizce anlaşılmayan başka bir yolla yaptı..
biz anlamadık diye yapılan işlerin her türlü takdirin ötesinde olduğunu görmeyecek değiliz.. kesinlikle ve kesinlikle düşmüştük, trabzonun ve kasımpaşanın puan kaybettiği bu haftada üç puanımızı çalmasalardı avrupa hayalimiz gerçeğe dönmek üzereydi..
onun için derim ki; şifo ile önümüzdeki yılları kapsayacak uzun süreli bir anlaşma olmalı ama takımımızın kadrosundan, yürürlülüğünden sorumlu çok tecrübeli yeni moda deyimle kulüp ceo'su ile çalışmalı..
kurumsallığa giriş.. kulübümüze hayırlı olsun..
Konu MehmetGUNER tarafından (07-May-2014 Saat 11:45 ) değiştirilmiştir. Sebep: değiştirecem işte..
Paylaş