Evrensel Gazatesi'nde, (Toprak Saha köşesinde) yayınlanan İlker Aktükün'ün yazısı: "E-bilet fişlemedir, E-Bilet'e hayır!"

Memleketin spor gündemi Melo’nun “diline” ve centilmenlik dışı hareketlerine kilitlenmişken, hükümetten bütün taraftarlara yönelik gelen “centilmenlik dışı” hareketi gözden kaçırmayalım.

Gelecek haftadan itibaren maçlara gitmek isteyen taraftarlar “passolig” adında bir kart almak zorundalar. Futbol kamuoyu büyük oranda biliyor ama yine de bazı noktaların altını bir kez daha çizmekte fayda var.

E-bilet uygulaması hükümetin her dönem özel ilgi gösterdiği Çalık grubunun şirketleri tarafından hayata geçirilecek. Maçlara bilet almak isteyen taraftarlar bu gruba ait olan AktifBank’ın çıkardığı banka ya da kredi kartı gibi işlev gören bir kart almak zorunda kalacak. Bu kartı almak isteyen taraftarlar, vatandaşlık numarası, fotoğraf, ev adresi ve kimlik bilgilerinin yanı sıra bir dizi özel kişisel bilgisini de bankaya beyan etmek zorunda kalacaklar.

İlginç olan ise AktifBank’ın sadece dört şubesinin olması, banka hizmetlerini PTT şubeleri üzerinden gören Çalık grubu, PTT’yi taşeron olarak kullanıyor, maliyet düşük yani. Kart kullanım bedeli olarak taraftarlardan, ilk yıl 15 TL alınacak ve bu fiyat her sene enflasyon oranında arttırılacak. Ayrıca her maç için bilet alındığında 2 TL’de hizmet bedeli ödenecek. Gelecek sezon, hem Süper lig hem de 1. lig maçlarının sadece biletlerinin değil kombinelerinin de bu sisteme dahil olduğunu düşündüğünüzde yaratılan rantın büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz. Matematiği kuvvetli olanlar, ortalama 40 bin kişiye oynayan 3 büyük kulübün taraftarlarından elde edilecek rantı hemen hesaplayabilirler…

E-bilet uygulamasının savunucuları ki, kim olduklarını zaten hemen tahmin edebilirsiniz, bu uygulamanın stadyumlarda şiddeti azaltacağını söylüyorlar. Ancak taraftarlara göre e-bilet uygulamasının apar topar devreye sokulmasının esas nedeni tribünlerde giderek yükselen muhalif söylemleri denetim altına alma isteği. Ligin bitimine 7 hafta kala büyük bir telaşla başta Kadıköy olmak üzere e-bilet uygulamasının büyük statlarda başlamasının başka bir açıklaması da yok zaten.

E-bilet uygulaması birçok sorunu beraberinde getirecek. Örneğin benim kombinem var ancak bütün maçlara gitme imkanı bulamıyorum. Gidemediğim maçlarda eşim ya da kardeşim kombine kartımı kullanarak maçlara gidebiliyor. E-bilet uygulaması başladığında bu olanak haksız biçimde ortadan kalkacak. Bedelini önceden ödediğim bir hizmetten, kimin yararlanacağına, bedeli ödeyen kişi olarak karar verememek başlı başına bir garabet. Buna birde kişi başına düşük gözükse de toplamda muazzam bir rakamın taraftarın cebinden alınıp hükümete yakın bir sermaye grubuna verilmesinin haksızlığını ekleyince tablonun karanlık yüzü iyice açığa çıkıyor.

İşin bir de ciddi biçimde anayasal hakları ihlal etmesi boyutu var. Bütün bir yerel seçim süreci boyunca “özel hayatımıza girdiler” diye bağıran iktidar sözcüleri, e-bilet uygulamasıyla “kanun” yoluyla, taraftarların “özel hayatına” girmekle kalmıyor, onların kişisel bilgilerini de elektronik kartlar üzerinden depolayabiliyor. Üstelik bu bilgileri kendilerince uygun gördüğü kamu ve özel kurumlara servis etme olanağına da kavuşuyorlar. Konuştuğum birçok hukuk hocası bu uygulamanın “ince” bir şekilde de olsa Anayasal hakları ihlal ettiği görüşünde birleşiyorlar.

Şimdi taraftar gruplarının önünde “Melo’nun dili” , “Emre’nin belinden” daha büyük bir sorun duruyor. Tribün kültürünü tamamen yok edecek, taraftarları fişleyecek, yoksulları statların dışına atacak, bütün taraftarların cebinden bir sermaye grubuna rant aktaracak, özel hayata ilişkin bilgilerin kamu ve özel kurumlara servisini sağlayacak e-bilet uygulamasına karşı ya bir araya gelip hukuki ve başta “boykot” dahil olmak üzere siyasi bir mücadele yapılacak ya da seneye iktidarın biçimlendirdiği tribünlerde “boynu bükük” maç izlemeye hazır olunacak.

Başka bir deyişle taraftarlar renk farkı gözetmeden bir araya gelip e-bilet uygulamasını çöpe atmazlarsa kısa bir süre sonra taraftarlardan değil “seyircilerden” söz etmeye başlayacağız.

Yayınlanma tarihi: 2014-04-10 00:09:25

Link: http://www.evrensel.net/kose-yazisi/...ete-hayir.html