-
Ben de Cuma akşamı maçın ikinci yarısı başlarken tribünü terk edenlerdenim. Gösterilen tepkinin ne kadar doğru olduğunu, etkisinin olup olmayacağını kuşkusuz zaman gösterecektir. Ancak bir yerde yanlış bir iş yapılıyorsa, bu yanlışlığın muhatabı olanların karşı çıkması normaldir, kaçınılmazdır. Tarihte çok örneği var, kimi zaman bir tek kişi yanlışa karşı çıkmıştır ve onun haklı olduğunu ise ancak zaman göstermiştir. Öte yandan, Necdet bey gibi ben de bizimle birlikte davranmayan ve tribünleri terk etmeyen, maçı izlemeyi sürdüren taraftara bir şey diyemiyorum. Kendilerince haklı gerekçeleri mutlaka vardır. Ben de bir an için ‘kalsam mı acaba’ diye düşünmedim değil. Kalsaydım eğer, yalnızca bir galibiyete tanıklık etmiş olacaktım, ama sonrasındaki iç hesaplaşması daha zor olacaktı. Yani vicdanım rahat.
Bu 19 Mayıs’ta yıllardır ne maçlara tanık olduk. Takımın kötü, çok kötü oynadığı zamanlar da oldu, muhteşem galibiyetlere, olağanüstü geri dönüşlere tanık olduğumuz zamanlarda. Tüm statlarda olabileceği gibi. Kilometrelerce uzakta, Antalya’da bizden ayrı iki takımın oynadığı bir maçta atılan gol sayesinde kümede kalıp 19 Mayıs’ta sevindiğimiz günler oldu. Bu kez ise durum biraz farklı idi. İlk kez bir maçı, önceden planlandığı gibi, ikinci yarının başında yarım bırakıp tribünleri terk ettik. Taraftarı olduğumuz takımı rakibiyle, muhteşem Süleymanla, şeref tribünündeki güruhla, lig tv’nin kameralarıyla, emniyetin foto muhabiriyle, reklam tabelalarıyla kısacası endüstriyel futbola dair tüm araçlarla baş başa bırakıp tribünleri terk ettik. Eve dönerken bunları düşünmüştüm. Umarım futbolcularımız bizi yanlış anlamamışlardır ve ne yaptığımız konusunda imkan bulanlar onları bilgilendirebilir. Aklımda kalan bir örnek: İkinci yarının başında tribünden toplu ayrılma başladığında bizim tribüne en yakın yerde duran sağ bekimiz Hakan durdu, iki elini yana açtı, şaşkınlığı belli idi, ‘ne yapıyorsunuz, niye gidiyorsunuz, bizi niye bırakıyorsunuz’ der gibi baktı. Mümkün olsaydı da orada oturup ne yaptığımızı, niye yaptığımızı paylaşabilseydik onunla ve diğer çocuklarla (Doğa’nın maç sonrası yaptığı açıklama bu konuda biraz yüreğime su serpti diyebilirim).
Bu arada ben de asıl yumuşak karnın lig tv olduğuna inanıyorum. Kulüp yöneticileri için, lig tv gelirlerinin yanında, maça gelen 3-5 bin kişinin bilet parasının esamesi bile okunmayabilir. Belki maçlara ne kadar az kişi gelirse o kadar iyi bile olabilir, onlar için ve memleketi yöneten daha yukarıdakiler için. Benim hiçbir zaman lig tv’im olmamıştı, bundan sonra da olmayacak. Yenimahalle Hasan Doğan ya da OSTİM Stadyumu’nda semt takımlarının maçlarını izlerim, bir mahalle takımının taraftarı olurum daha iyi.
Bir de, Antalya maçına gideceğim ama, belki takımla vedalaşmak için.
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları
Paylaş