2016-17 Süper Lig 13. Hafta Maçı
ADANASPOR GENÇLERBİRLİĞİ
4 Aralık 2016 Pazar, 19:00
5 Ocak Stadı
2016-17 Süper Lig 13. Hafta Maçı
ADANASPOR GENÇLERBİRLİĞİ
4 Aralık 2016 Pazar, 19:00
5 Ocak Stadı
adanaspor maçının önemi arttı..
şöyle oldu: şu an için 15 puandayız. önümüzdeki maçlara baktığımızda ise; hiç bakmayalım daha iyi..
aldığımız alacağımız yegane maç gibi duruyor. haa olmadı bi terslik oldu da 3 puan çıkaramadık.. o zaman ilk yarının son maçı kasımpaşa'yı deplasmanda halletmek zorunda kalırız.
psikolojik sınırımız haline gelen, devre arasına rahat girebilmek için 15 olan puanımızı münümüm 18'e çıkarmak için bu ikilemle karşı karşıya kaldık..
önce kolay olandan başlayalım derim ben.. deplasman meplasman, nersinden bakarsan bak altıda adanaspor, üstü de.. üstelik ümit özat'ın santraforsuz oyun stili deplasmanlara daha uygun.. bkz. fenerbahçe maçı..
hazır depoyu fenerbahçe maçının gazıyla doldurmuşken, adanaspor'da kendini bulamamışkene aradan iki tane çıkarmalıyız..
yukarıda ümit özat santroforsuz oynuyor dedik ya; hah işte bu maçta öyle değil.. olması lazım..
uzun zamandır suskun stancu ve vedat muriç'i çift santrofor oynatmalıyız.. santafora iki değil istersen 10 kişi koy hikaye, bildiğiniz gibi.. beslenmeyen santrofor bu soğukta en fazla 90dk. yaşar..
santraforları tabiri caizse elle beslemek zorundasınız. aksi halde yaşayamaz ölürler.. bkz. nationa coğrafik 15. cilt, 23. sf. -santrafor nedir?. ne işe yarar?. ne yer, ne içer_. makalesi. mehmet güner-
geçen sene beslenen stancunun tüylerinin nasıl parladığını, gözleri nasıl kamaştırdığını hatırlayalım..
işte bu maçı deplasman gibi görmeyip, içeride oynayacağımız en kolay maçımız gibi hazırlanmalıyız.
aksi takdirde önümüzde şiddetle puana ihtiyacı olan hedef sahibi, hatta birini de deliye dönderdiğimiz 4 takım kalıyor..
Adana ligin dibinde. Biz yeni hocayla bir hava yakaladık, eksiklerimiz var mı? var ama oyun genel olarak fena değil. Çoğu oyuncumuz şans bulmaya başladı, gol atınca geriye yaslanmıyoruz. Kağıt üzerinde mutlak kazanmamız gereken bir maç ama klişe bir tabirle top yuvarlak. Maçlar oynanarak kazanılıyor.
Daha Çok Çalışmak Gerek
Galip gelmek güzel. Gol yemeden galip gelmek daha da güzel. Deplasmanda gol yemeden galip gelmek ise nefis! Ama Adana’da gol yemeden galibiyet almış olsak da çıkarmamız gereken çok derse var.
Ümit Özat, 4 gün önce kupada Fenerbahçe’yi 2-1 yenen takımın ilk 11’ini Adanaspor karşısında sahaya sürdü. İlk yarı boyunca Alkaralar, biri İrfan’ın topu savunma arkasındaki Aydın’la buluşturduğu ve diğeri Adanaspor savunmasının Aydın’a armağan ettiği ve akabinde penaltının kazanıldığı pozisyon dışında etkili pozisyon üretemedi. Buna karşılık Adanaspor 3 tane net pozisyona girdi ama yararlanamadı. Buraya kadar klasik “deplasman takımı oyunu” diyerek yorumlanabilir. Sonuçta deplasman takımı devre arasına 37. dakikada Serdar’ın penaltıdan attığı golle 1-0 önde kapatmayı da başardı.
Fakat ikinci yarı başlar başlamaz Gençlerbirliği’nin sahasına gömülüp ful defans yapması, ligde sadece tek galibiyeti bulunan ve 6 puanla lig sonunculuğuna demir atmış olan Adanaspor’dan uzun süreli baskı yemesi, üstüne üstlük tüm topları şişirerek ileri atması ve sürekli pas hataları yapması son derece sağlıksızdı. Oysa Gençlerbirliği kısa süreli bir baskı yese dahi önde olmanın verdiği moralle topu ayağında tutup bir an önce ikinci golü bulmak için uğraşmalı ve kırılgan rakibin gardını düşürüp üç puanı rahatça cebe indirme planları kurmalıydı.
Kırmızı-Siyahlılar Rantie’nin kontrataktan attığı gole kadar sadece bir kez önemli pozisyon yaratabildiler, onda da Khalili’nin ortası sonucu ceza alanı içerisinde topla buluşan Serdar topu dışarıya nişanladı. Buna karşılık Adanasporlular 2 kere bom boş pozisyonda kafa vuruşu yaptılar ama topu filelere göndermeyi başaramadılar. Rantie’nin attığı golle fark 2’ye çıktıktan sonra Adanaspor’un gardı tamamen düştü ve maçı Gençlerbirliği kazandı.
Ümit Özat geldiği günden bu yana 3 lig ve bir kupa maçında Alkaraların başında yer aldı. Özat’ın takımı bu maçlarda 3 galibiyet, 1 beraberlik aldı ve daha da önemlisi 6 gol atıp kalesinde sadece bir gol gördü. Bu rakamlara baktığınızda her şeyin müthiş gittiği düşünülebilir ama oynanan 3 maçın ligin vasat takımlarına karşı olduğu, kupanın da yedek ve 80 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe’ye karşı alındığı unutulmamalı. Kaldı ki, Adanaspor maçında da olduğu gibi, Gençlerbirliği 4 maçın da birçok bölümünde oldukça dengesiz ve kötü oynadığı göz önünde bulundurulmalı.
Bu yüzden bir an önce eksiklerin görülüp, gerekli önlemlerin alınması gerekiyor yoksa hedefleri olan Başakşehir, Fenerbahçe ve Bursaspor maçlarında alınabilecek kötü sonuçlar tüm gidişatı ve moralleri altüst edebilir.
Takımımızı bu güzel galibiyetten dolayı kutluyorum.
Puan cetveline şöyle bir baktım da biz 18 puan, Kayserispor 9 puan, Adanaspor 6 puan... Bu takımlara yenilseydik biz 12 puan, Kayserispor 12 puan, Adanaspor 9 puan... Yani küme düşme hattında puan puana ve nefes nefese... Bundan sonraki maçları da düşününce geçen sezonun ilk yarısının sonlarında olduğu gibi bitkin, moralsiz, kaderine razı olmuş ümitsiz bir takım... Kısacası, zor durumdaki Antalyaspor'a deplasmanda penaltı kaçırıp penaltı golüyle yenildikten sonra yaptığımız iki deplasman maçından öyle bir 6 puan aldık ki adeta ilaç gibi oldu. Antalyaspor yenilgisiyle küme düşme hattına yaklaşmışken, altımızdaki takımlardan Kayserispor ve Adanaspor'u deplasmanda yenerek bir anda hem puan hem de moral olarak rahatladığımız gibi futbol şansı da yanımızda olursa üst sıralara oynayabilecek duruma geldik. Önümüzdeki 4 zorlu maçtan da en az 7 puan alabilirsek ligin ikinci yarısında çok daha iyi olabiliriz.
Adana maçını kazandık ama ben gidişatı pek beğenmiyorum. Özat geldiğinde pek memnun olmamış ve sezonun ikinci yarısına yeni hoca ile devam edeceğimizi tahmin ettiğimi yazmıştım. Yeni hoca geldiğinde birkaç hafta plasebo etkisi olabileceğini, birkaç hafta alınacak iyi sonuçların geçici olacağını belirtmiştim. Nitekim, üçü deplasman 4 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik geldi. Ancak Üzülmez zamanında pozisyon olarak rakiplerimize ezici üstünlük kurduğumuz maçları kaybederken dün 90 dakika yarı sahamızda oynadığımız maçı kazandık. Tabelayı bir kenara bırakıp oyuna baktığımızda Özat ile 3 maçı gol yemeden tamamlamamıza rağmen son iki maçta önceki maçlarda vermediğimiz kadar pozisyon verdik rakiplerimize. Umarım Ahmet Oğuz ve Uğur takıma döndükten sonra savunmadaki bu dağınıklık düzelir.
Üzülmez'in gönderildiği maçta deplasmanda ligin dişli takımlarından Antalyaspor'u maçın başında sahasına hapsetmiş, kaçan penaltı, 2 karşı karşıya pozisyon, direkten dönen toptan sonra gereksiz bir penaltı ile mağlup olmuştuk. Dün lig sonuncusu karşısında sanki Barcelona ile oynuyormuş gibi savunma yapmamız iyi yolda olmadığımızı gösteriyor. Evet kazandık ama bu kadar pozisyonu, forvetleri becerikli başka bir takıma verseydik daha ilk yarınının sonunda maça havlu atardık.
Olumlu gelişmeler de var. Özat'ın takdir ettiğim iki yönü var. Birincisi bu takımın potansiyelinin farkında olması ve ilk altıya oynayacağını iddia etmesi, ikincisi başarıyı çok istemesi ve tüm gücü ile çalışması. Kornerlerde etkisiz komik varyasyon denemelerine rağmen bir şeyleri deniyor olması sonunda başaracağının göstergesi.
Bu takımın yedeği yok deniyordu değil mi? Adana maçında ideal onbirden, Ahmet Oğuz, Uğur, Kulusiç, Landel, Stancu oynamadı. Daha önce şans verilmeyen Halil İbrahim, Orhan Şam, Muriqi, Issah, Rantie oynadı. İki hafta önce de Matei oynamış ve galibiyet golünü atmıştı. Neredeyse rezerv takımla çıktığımız 3 maçı gol yemeden tamamladığımıza ve galibiyeti getiren golleri daha önce yetersiz görülen oyuncular attığına göre oturup düşünmemiz lazım. Aynı şekilde, geçen sene geldiğinde yerden yere vurduğumuz Hopf'un ligimizin çok üzerinde bir kaleci olduğu, beğenilmeyip Karabük'e gönderilen Latovleviçi'nin iyi hocanın elinde muazzam oyunu ve bu hafta attığı jeneriklik frikik golü yeni transferler hakkında aceleci olumsuz düşünceye kapıldığımızı göstermiyor mu?
Adana maçının adamı Hopf bence. Ahmet Çalık da her deliği kapattı maç boyunca. Halil İbrahim beni hayal kırıklığına uğrattı ama maç eksiği olduğu için mazur görüyorum. Orhan maçta iyiydi ancak 3 gün arayla iki maç yapınca adalesini yırttı sanırım. Kupa maçında cezalı olmayan Ahmet Oğuz'un oynatılması uygun olurdu. Rantie mükemmel bir kontra atak oyuncusu. Özellikle İstanbul deplasmanlarında rakipler üzerimize yüklenirken sahada olması durumunda uzun zamandır hasret kaldığımız galibiyetlere bizi taşıyabilir. Hele de yanında Aydın ve Serdar gibi iki mermi gibi kanat oyuncusu, İrfan gibi adrese top atan usta ayak varken...
Ben kalan 12 puanın onikisine de talibim.
Konu onur_aydogan tarafından (05-Dec-2016 Saat 08:42 ) değiştirilmiştir.
Futbol olarak Ligin 1. haftası ile 13. haftası arasında pek fark yok.
Evet zaman zaman iyi veya kötü oynadığımız maçlar var. Ancak bu rakip, hakem, ortam vs. gibi günlük değişebilecek etkenlerden kaynaklanıyor.
Aslında kaybettiğimiz Rize maçında da benzer oyunu oynamadık mı?
Hoca değişikliğinin bile takıma bir katkısı yok. 2-3 haftada olması zaten fizik kurallarına aykırı.
Durum gösteriyor ki bu sezon 6-12. arasında salınıp duracağız.
Maça Gelince;
Kesinlikle Hopf maçın adamı. Rantie yavaş yavaş kendine geliyor ve kendi ile anılan gol örneklerini sergilemeye başlıyor. Landel'den sağ bekde olur ama Sol beke hala iyi bir alternatifimiz yok.
Aydın'ın pili bitti sonunda, biraz dinlensin garibim. Serdar'ın istikrarı takdire değer, umarım nazar değmez ve sinirleri de kendisine zarar vermez.
Paliseviç iyi oyuncu ancak zaman zaman yaptığı kritik hatalar var. Ante kenarda unutulmamalı.
Prolog:
"ümit özat ağzıyla kuş tutsa gözümdeki değeri değişmeyecek. (ÜÖAKTGDD)"
1. Perde:
- 11 kişilik değil, 20 kişilik bir takım olduğumuzu hatırlamak güzel. alternatifsiz, sabit bir kadronun her hafta çıkıp şapkadan ne çıkaracağını görmek yerine farklı oyuncuların farklı 11'li kombinasyonlarında değişik varyasyonlar görme şansımız oluyor. Bu en güzeli.
- Form tutmuş bir Rantie ve sakatlıktan iştahlı dönmüş bir Stancu ile çok değişik bir hücum zenginliği izleyebiliriz. Kale-defans-hücum hattında belli bir standardı tutturduğumuzu, tutturacağımızı düşünüyorum. Burada 2 kritik oyuncu var. Bizi ya vezir yapacaklar ya rezil. İlki Selçuk. Belli bir standartta oynuyor ve orta sahada varlığı çok önemli. Olası bir sakatlık durumunda 1-2 seviye aşağı düşeriz. Diğeri İrfan. Son maçlarda fena değil ama yine de potansiyelinin çok altında oynuyor. Bir tık yükseltirse vitesi, serdar-rantie-stancu-aydın-muriç hattına da vites yükseltir.
-Orhan özellikle deplasmanlar için daha uygun bir sağ bek olabilir. Baskı yediğimiz dakikalarda stoper özelliklerinin yardımıyla tandeme oldukça yardımcı oldu.
2. Perde
Takım geçtiğimiz haftalara göre sinir-stres kontrolü olarak daha başarılı. Tabi sahada Ahmet Oğuz ve Uğur'un olmayışı da etkilemiş olabilir
Hakem çoğunlukla iyi maç yönetse de, itirazdan verdiği sarı kartlardaki standartsızlığıyla sinir etmedi değil. Özellikle İrfan'ın vücudunu doğru kullanarak kazandığı 3-4 topta çaldığı faullerle bizim Batıkent bebesinin sinirlerini test etti.
Epilog:
Haftaya İBB maçı var. Ankara'da genelde üstünlük kurduğumuz bir takım. Ben ümitsiz değilim maçtan. Oyun aklını yukarıda tutabilirsek keyif veren bir skor almamız mümkün olacaktır.
sevgili mustafa ateş kardeşimin tespitine katılmamak imkansız.. doğru görüş..
eklemek siterim ki; bundan fazla bir şey bekleyen hüsrana uğrar..
ümit özatın kafa çalışıyor.. stoperlikten gelmenin verdiği bir sağlamcılıkda var tabii..
sadece geri dörtlüsü kuvvetli olan ve arkalarında da onlardan daha kuvvetli kalecileri olan bu takımla ileri çıkılmayacağını görüyor ve köşesine çekilen boksör gibi rakibin vura vura yorulmasını bekliyor..
ibrahim bunu geldiği sezon yapmıştı.. daha sonrada ayağı karaya basınca hem biraz zevkini çıkarmak, hemde yeni başladığı teknik direktörlük hayatında iyi bir adım atabilmek için transfer istedi ve dini imanı para oldu..
ümit özat da aynısı olacak..
stoper ümit özat biliyor ki; bu ülkede kapalı defansları açabilecek takım yok.. buna istanbullularda dahil..
bazılarına göre avrupanın en çetin ligi, bana göre de kepazeliğin daniskası olan bu lig de kapandın mı, bir puan garanti.. üç puan için ise; senin bişey yapmana gerek yok.. rakibin ne kadar salak olup olmadığı önemli..
bu durumda kim çıkar ileri?.
bi müddet sonra ümir özat da işlerin bu şekilde yürümesinin kendisine değil, başkana itibar kazandırdığını farkedecek ve artık kariyeri içinde bişeyler yapmak isteyecek..
ee bunun içinde yapılması gerekenler belli.. bu işler 35 yaşına kadar bi halt olamamış serdar gürler veya selçuk şahinin 5. baharıyla olmayacak şeyler.. elmas uçlu matkaplar pahalı.. ama delmek istiyorsan alacaksın..
ümitinde dini imanı para olacak mı o zaman?. devir hangi devir?.
bizde o zaman aynı soruyu soracağız?.
bu işi öpücükle yapan kaldı mı?.
Mehmet Abi, Serdar Gürler 35 yaşına kadar bir baltaya sap olamaz ise ben de çok kızacağım ama 1991 doğumlu, daha 25 yaşında, bir 10 yıl daha gideri var.
isterse18 yaşında olsun sevgili onurcum.
çocukcağız kariyeri boyunca 4 gol atmış, bizde bir sezonda 5 gol oldu..
bu ne şimdi?.
santroforun golü yok, sağaçığın 5 golü var.. adam kendine oynuyor..
kafayı öne eğip, dıgıdık futbolu.. bir asistini, bir araya pas organizasyonunu gören var mı?.
varda stancu neden durdu.. yada geçen sene neden gol kralıydı?.
demekki futbol debelenme değil, dayanışma imiş dimi?.
benim serdarla ne alıp veremeyeceğim olur?. ama sen takım oyuncularını, takımı ileri taşıyan ve ileride tutan, milletin arayıpda bulamadığı oyuncuları gönderip, gösterişli ama amaçsız tamda satılabilecek cinsten oyuncuları toplarsan bende "oynatacak değil, satacak adam arıyor" diye tepkimi koyarım..
kendim için yapıyorsam namerdim.. armam için, formam için..
sen demeden ben diyeyim bari.. -birazda gülelim dimşi ama-
sn. cavcava zaman tanımak lazım..
tamam ucuza alıp, pahalıya satmak da bu oyunun bir parçası ama sadece bir parçası..
bu konuda ise başarılı.. diğer meseleler için bence sn. cavcav zaman tanınmasını hakkediyor..
Kendi gibi yüzü de küçük gösteriyordu keratanın. Genç ve istekli olması güzel. Trabzon çok pişman görünüyor Serdar'ın bu performansından..
Mehmet Güner Abi, haksızlık etme Çocuk sağ kanattan çok top getirdi, al da at dedi.Bkz. BJK maçı son dakikası.Ayrıca Adana maçı Rantie'ye asisti.. Kafayı kaldırdı yuvarladı Rantie'nin önüne....
Konu Mustafa Ates tarafından (07-Dec-2016 Saat 09:37 ) değiştirilmiştir. Sebep: Daha neler var neler...
hiçbir şey oynanmadan kazanılan üç puan. adanaspor bizden çok daha kollektif ve iyi bir futbol oynadı. biz bireysel yeteneklerle ve adanaspor takım savunmasının zaafları sayesinde maçı kazandık. şu ana kadar kayseri, adana, trabzon ve fenerbahçe yedek takımına karşı iyi futbol oynamadık. bakalım daha iyi takımlara karşı nasıl bir oyun ortaya koyacağız. başakşehir maçı bence önemli bir seviye tespit sınavı olacak
Paylaş