2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 12
Gösterilen sonuçlar: 26 ile 30 ve 30

Konu: 2013 - 14 / Süper Lig 4. hafta / Gençlerbirliği - Kayserispor

  1. #26
    Gençlerbirliği-Kayserispor maçına babası ile gelen 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi genç taraftar Umut Yılmaz'dan maça ilişkin izlenimlerini, duygularını ve görüşlerini yazmasını rica etmiştim. Umut'un yazıp gönderdiği yazı, bugün kulüp web sitesinde ve Facebook sayfasında yayınlandı. Ben de biraz önce Alkaralar Blog'da yayınladım. Minik ve genç taraftar kardeşlerimizin gittikleri maçlara ilişkin anı, gözlem, izlenim, duygu, görüş ve düşüncelerini yazıya döküp çeşitli mecralarda arkadaşları ve taraftar camiası ile paylaşmalarını futbola ve futbol yazılarına olan sevgi ve ilginin artması, konuşarak ifade edilen görüş ve düşüncelerin yazıya dökülerek kayıt altına alınması bakımından çok hoş buluyor ve önemsiyorum. Umarım böylesi yazılar artarak ve gelişerek sürer; bizler de keyifle okuruz.

    http://www.genclerbirligi.org.tr/olu...sampiyon-olsa/


    Ölürüz Gençler uğruna… Ah bir de şampiyon olsa!

    Her zamanki gibi gözümü açıp kapayıncaya kadar çabuk biten bir yaz tatilinin son günü… Ders ve sınav stresleri yetmiyormuş gibi bu yıl başımda bir de SBS derdi var. Şu sıkıntılar içinde bile Gençlerbirliği’nden kopmamam bir mucizeyken, ben Gençlerbirliği’nin maçına gitmek istiyor ve önceki maçlarda olduğu gibi hem takımıma hem de Necdet Amcam’a uğur getirmeyi hayal ediyordum. Şanssızlık ya, ne zaman maça gitmek için hazır olsak hep bir son dakika aksiliği çıkıyor ve eve kapanıyordum adeta. Neyse, Allah’tan bugün bir aksilik çıkmadı da Cuma günü Necdet Amcam ile Kayserispor maçına gitmek için sözleştik. Akşam yattığımda aklıma türlü türlü sonuçlar gelmeye başladı ve Kayserispor’u 2—1 yeneceğimiz doğdu içime…

    Bilmiyorum ben mi çok şanslıyım, yoksa başka bir şey mi ama maç öncesi hangi skoru tahmin edersem maç o skorla ya da tahminime çok yakın bir skorla bitiyor. Hatta bir Antalyaspor maçında Orhan Şam’ın son dakikada gol atacağından tutun, Billy Mehmet’in penaltıdan gol atacağına kadar bilmiştim. Ayrıca şimdiye kadar gittiğim hiçbir maçta Gençlerbirliği yenilmedi. Neyse, babamla birlikte maça tahmin ettiğim 2—1’lik skorun keyfiyle rahat gittik. Sağ olsun Necdet Amca ve kardeşi bizi statta karşıladılar. Çok samimi olarak söyleyebilirim ki Necdet Amca’yı tanımasam şimdi nadir de olsa gidebildiğim Gençlerbirliği maçlarına bir kez bile gidemezdim.

    Stada girince o özlediğim davul sesleri gümbürdedi Maraton Tribününün ortasından. Futbolcular ısınıyor, ben de onları yakından görebildiğim için seviniyordum. Babamla beraber (C) Bloktaki her zamanki yerimize geçip oturduk. Maç öncesi takım hakkında konuştuk biraz. Malum, giden çok futbolcu var takımımızda. Yeni transferler yeterli mi değil mi görecektik. Benim en büyük endişem Vlemincx’in yokluğunun nasıl kapatılacağıydı. Çünkü Vlemincx oynadığı yarım sezonda attığı 9 golle Gençlerbirliği’nin en golcü oyuncusuydu. Eğer lig başında transfer edilmiş olsaydı, gol krallığında Burak Yılmaz’ı bile geçebilirdi.

    Ben bu düşüncelere kapılmış giderken, futbolcular sahaya çıkmıştı bile. Kayserispor sarı, biz ise —klasik çubuklu formamızı giyebileceğimiz halde— beyaz forma ve beyaz konçla maça çıktık. Maçı özel kılan nedenlerden birisi de hakemin Cüneyt Çakır olmasıydı. Malum, ülkemizin en iyi hakemlerinden biri… Aslında bir itirafta bulunmak gerekirse, takımımız maça çok kötü başladı. İleride hızlı çoğalamıyor ve saçma top kayıpları yapıyorduk. Ama top yine de bizde kalıyordu. İlk yarıda adeta tek kale oynadık diyebilirim. Öyle ki Ramazan’a top bile gelmedi. Genelde topun bizde olduğu ama orta sahayı zor geçebildiğimiz bir ilk yarı izledik.

    İkinci yarı her iki takım da maça hızlı başladı. Çok değil, sadece üç dakika sonra Biseswar, çok şık bir golle Kayserispor’u 1—0 öne geçirdi.

    Golü yedikten sonra bizde de değişiklikler oldu. Mervan oyuna girdi. Gosso çıktı. Neyse, ikinci yarıda da golü arayan takım yine bizdik. Genelde hep sol kanattan atak geliştirmeye çalıştık. Ama Kayserispor defansı, sanki özellikle sola çalışmış gibi hiçbir topumuza müdahale etmeden bırakmadı. Golü arıyorduk, gol pozisyonlarına giriyorduk ama yetersizdik. Stancu topu kontrol edemiyor, atılan ara pasları bile —o da ayrı bir yetenek— topuğuna çarptırıp Kayserisporlu futbolculara adeta kibarca pas olarak (!) veriyordu. Biz, o sabırlı Gençlerbirliği taraftarları bile gerek Kayserispor kalecisi Ertuğrul’un zaman geçirerek kullandığı autlar, gerek hakemin aleyhimize verdiği kararlar nedeniyle çileden çıkmış durumdaydık. Biz bu değildik. İlginçtir, takım tam maç biterken 90. dakikada kendine geldi. Maça eklenen beş dakikalık duraklama bölümünün her saniyesinde bizi kâh hoplattılar, kâh zıplattılar. Allah’tan 90+4’te Tomiç beklediğimiz golü attı. Statta herkes takımımız şampiyon olmuş gibi seviniyordu. Örneğin ben, yanımdaki hiç tanımadığım bir taraftara sarıldım. Zıplayarak birbirimizi sarstık. Tahmin ettiğim skor 2—1’di ve bir gole daha ihtiyacımız vardı. Uzatmanın son dakikasında Stancu ceza sahasında topu havalandırdı ve plase bir vuruşla kaleye göndererek durumu 2—1 yapabileceği pozisyonda röveşata çekerek fantezi yapmaya kalktı ve topu auta gönderdi. O pozisyondan sonra da maç bitti zaten. Yıllardır bu takıma destek veren, hiç küfür etmeyen bu saygın taraftar, evine biraz 3 puan alamamanın üzüntüsüyle, biraz da hiç olmazsa son dakikada beraberliği kurtarmanın sevinciyle döndü.

    Maç bitince gerçeklerle yüzleşme vakti geldi kanaatimce ve şöyle bir kanıya vardım: Türkiye hariç diğer ülkelerin hepsinde başkent takımlarının süper lig şampiyonlukları var. Peki, bizim niye yok? Yüz yılı aşkın tarihi olan Ankaragücü’nün hali ortada… Peki biz, takımına ve rakibine saygılı taraftarlar bunu hak ediyor muyuz? Elbette hayır… Dünyaya örnek olabilecek bir taraftara sahip olan Gençlerbirliği’nin yöneticileri bunun değerini en kısa zamanda anlarlar umarım.

    Bir tezahüratımız var tribünde hep söylediğimiz, tek dileğimizi anlatırcasına: “Tapmadık asla paraya pula… Ne de kahpe Bizans’a… Ölürüz Gençler uğruna… Ah bir de şampiyon olsa!”

    Umut Yılmaz

    İsim:  Umut Yılmaz foto 2.jpg
Görüntüleme: 131
Büyüklük:  60.2 KB (Kilobyte)İsim:  umut_ve_ben.jpg
Görüntüleme: 118
Büyüklük:  5.1 KB (Kilobyte)
    Konu Necdet Özkazancı tarafından (16-Sep-2013 Saat 14:02 ) değiştirilmiştir. Sebep: Yanlışlıkla başlık silinmiş. Eklendi

  2. #27
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    maçın 75 - 80 dakikasını rakip yarı alanda oynadık, fark yemekten kurtulduk..
    nasıl oluyorda oluyor derseniz.. tam bir metin diyadin akıldışılığı..

    yürümeye mecali olmayan stancu çare olarak santrofora çekilmiş, onun yerine tosiç'in boşalttığı sol çizgiye zec kanat organizasyonları aktörü diye sürülmüş..
    tam bir hoca rezaleti. kötü yönetimin nelere malolacağının tek hamlelik ispatı.. ermin zec bir santrofor.. ondan solaçık olmaaaaazzzzzzz...

    ermin zec'ten solaçık yaratacağım diye çapsız ve kariyersiz fuat çapa yıllarımızı yedi.. bakalım metin diyadin nereden dönecek.. yada dönmezse kaç yılımız gidecek?..
    izlemediğim için uzak durduğum ama arkadaşlarımın ısrarla yazdığı, mervan çelik oyuna girdiğinde ise açıkça gördük ki; bizim solaçığımız olabilirmiş.. üstelik..

    ilk 45 dakikada kalemize sadece 45. dak.da gelebilen kayserispora karşı tosiç'i stopere çekip, sol kulvarı çalışamaz hale getiren kimdir?. kim bunun hesabını verecek?.
    ilk yarının neredeyse tamamını rakip ceza alanı civarında oynadık; sayabileceğimiz sadece ve sadece jimmy durmazın şahsi çabaları var.. bu kadar baskılı oyunda pozisyon azlığı sadece ve sadece santrofor beceriksizliğidir.. beceriksiz ve dünyaya küsmüş stancunun ısrarla santroforda oynatılması onun yerine daha agresif, daha hareketli ve az daha yetenekli ermin zecin solaçığa sürülmesi ikinci yarıda kayserisporu umutlandıran, yılmış ve bıkmış kayserisporu yeniden oyuna döndüren bizim hatalarımızdır.. ve bu hatalı dizilişin tek müsebbibi hiç tartışmasız metin diyadindir..

    metin hoca ne yaptığını biliyor. nasıl yapacağını bilmiyor..
    tosiç gibi bir dinamoyu sol bekten stopere çekmekle bizim sol tarafımızı kayserispora teslim ettiğini biliyor. -çok şükür-
    ama o kulvarı ermin zec ile kazanmayı düşünmesi çok yanlış.. sol kulvarı kazanamadığı gibi santrofor mevkiinde de yokları oynuyor..
    takıma diyecek fazla birşey yok. yıldızı olmayan, lider oyuncusu olmayan takımlar ne yaparsa onlarda onu yapıyor.. başsız, desteksiz ancak dayanışmayla ayakta durabiliyorlar..
    stancunun derhal kulübeye çekip, santrofora ermin zeci kaydırarak sol kanadı mevan çelike teslim etmeliyiz.
    tomiç'in topa yatkın ayakları nasıl oluyorda görülmüyor bunu anlamak mümkün değil.. tomiç bu özelliğiyle oktayla değişmeli olarak takımı ileri taşıyan oyuncumuz olabilir..
    çünkü bizim 40m. den gol atamayacağımıza göre topu ileri taşımak zorunda olduğumuzu herkes kabul ediyordur umarım..

    bişeyler yapmalı..
    aksi takdirde iyice kurulmuş kadroların bulunduğu bu sezonda işimiz zor..
    takımı kümede tutma duayeninin bu taraklarda bezi olmadığına göre geriye kalan gençlerbirliklilere çok iş düşüyor bu sezon..

  3. #28
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    konuyla alaksı yok ama son bişey daha;
    5. haftaya geldiğimiz lig yarışında cimmy durmaz gösterdiği aşırı performansı ile takımın yükünü çeken oyuncu olarak çıkıyor karşımıza. hepimiz biliyoruz ki; cimmy durmaz bir tosiç değil, daha fazla bu yükü kaldıramayacağı kesin.. performans düşüklüğü göstermesi kuvvetle muhtemel..
    hocamızın elleme koşuyor demeyip, yerine tomiçi ve sol kulvarada mervan çeliki hazırlaması elzem görünüyor. sonuçta bu çocukların form düşüklüğünün cezasını çekecek olan kendisi. formda bir takımın getirilerinide sahiplenecek olanında kendisi olması gibi..
    bu durumda çok sevdiği ve flemincixden daha iyi bir golcü zannettiği -bana görede yeni bir cem onuk fiyaskosu- stancu ve zeci de 4-4-2'nin ileri ikilisinde, çift santrofor olarak kullanabilir.. bu kadro yapısı ve bu orta saha bolluğu ile başka birşey oynayamayız..

  4. #29
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Angara'nın göbüğü
    Mesajlar
    177
    Genç taraftarımız uğurlu Umut Yılmaz'a maç yazısı nedeniyle teşekkür ederim. Henüz 13 yaşında ama güzel toparlamış.
    Galiba Tanıl Bora'nın yakıştırmasıydı hani Gençlerbirliği demek okumuş yazmış çocuklar demektir diye.Uğur da genç yaşında bu saflara katılmış oldu.
    Bu arada Satılmış'ı da unutmayalım. O da ayrı bir fenomen. Aslen Ankaragüçlü ama geçen sezondan itibaren maratonda bizim maçları da izliyor. Henüz mağlubiyet yüzü görmedi. Bir nevi ikinci uğurumuz.
    Babadostu, bence Fener maçı yazısını da Satılmış yazsın.

    Takıma gelince; ilk yarıda rakip kaleye 8 şut çektik, Jimy'nin şutu hariç hiç biri kaleyi bulmadı. Bence ilk yarıda bu işi bitirmeliydik. Bu maçta olmadı ama hiç olmayacağı anlamına gelmez. İğneyle oynayan Oktay çok etkisizdi. Oynamak istemeyen futbolcu 10 bilemedin 15 dakikada kendini belli ediyor ama teknik adamlarında bazı takıntıları yok değil.
    Konyaspor'da teknik direktör değişikliğinden söz ediliyor. Zor bir deplasman daha....

  5. #30
    Serdal Eşgin
    Ziyaretçi
    bu takım ister 4-4-2 ister 5-5-6 ne oynarsa oynasın yada kim oynarsa oynasın kesinlikle başarılı olamaz.boşu boşuna taktik mesajları kimse yazmasın.topcunun bir kere kapasitesi yok. gerisi hikayedir.gerçekleri herkes görmeli.filemix gibi adamı yaşlı cavcav ve şişman menejer cem onuk 3 kuruş için gönderirlerse bu takım çoğu zaman maglup olmaya layıktır.zaten cavcav da sene başında küme düşmekten söz etti.işte önemli bir rakip,konyaspor ve bana göre banko mağlubiyet.ihtiyar cavcav ondan sonra metin diyadine fırça çekecek.metin diyadinin ne suçu var.kendisine ve şişman menejer e fırça çekmeli.

    ben eskiden Ankaragüçlü idim oradada çok yanlış işler yapılıyordu doğru işler yapılan gb ye geçtim.ama gb de ankaragüçleşti.böyle giderse hiçbir takımı tutmayacağım.ruh hastası olacaz valla.herhafta mağlubiyet ala ala.

    eldeki kadro bu deyipte buna sığınmak nasıl yanlışsa ,kaliteli topçuları sayısı zaten çok az satıp kalitesiz,ikinci liğden 2.sınıf,3.liğden 3.sınıf topçuları takıma doldurup ondan sonra bunlardan başarı beklemekte o kadar saçmadır.

    hiç kimse enayi değildir,kaliteli topçuyu ucuza verecek.ihtiyar cavcav kar ettiğini sanıyor ama çok büyük zararda.bonservisi elinde,yaşı 30 u aşmış,özellikle bizanstan gelen problemli topçular asla gençlerbirliği takımına zerre kadar fayda vermez aksine dünyanın zararını verir.

    burada önemli olan kesinlikle iyi oyun falan değildir.maçı kazanmış mı takım.işte önemli olan budur.dünyanın en kötü oyununu oynasınlar ama yeter ki maçı kazansınlar.işde önemli olan budur.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •