Sahsen kesinlikle kalmasini istiyorum. Ilk geldigi günden beri takip ediyorum. Ilk çiktigi maçi unutamiyorum zaten. Her maçta da top ayagina geldigi an farkli heyecanlaniyorum.
Hatta ilk maçindan sonra arkadaslarim beni kizdirmak için "o seneye üç bizansli'ya yar olur, hiç gönlünü baglama" gibisinden beni kizdiriyorlardi. Ben de "ya ne alakasi var, bizim o. Ankara'li oldu o artik" diye çikisiyordum.
Takima katkilari çok açik. Daha da yolu uzun, yapacak seyleri, gelistirecegi yönleri çok. Daha da büyür yani.
Gitmesinin sebebi takima uyumsuzlugu veya faydasizligi degil, "gelecegi parlak, gitsin bi yerlere paramizi kazanalim yolumuzu bulalim" düsüncesi olacagini düsünüyorum.
Hatta ilk geldigi zamanlar çok fazla faule maruz kaliyordu, fizigini etkili kullanamiyordu. Bir maçta Fuat Hoca kendisini geri çekmisti, iyi oynamasina ragmen. Sirf sakatlanmasin diye. Zamanla Björn de ligin rengini, tarzini anladi. Olayin teknik degil fizik agirlikli oldugunu, defansin diger liglere oranla çok sert olugunun farkina vardi. Artik kendi de faul yapiyor. Masallah, iki maçta bir görüyor sariyi. Ama görsün. önemli degil. Yakisikli çocuk, yakin plandan görüyoruz. Hem sarisin, hem sakalli biyikli, hem de öfkeli olunca degisik bir estetik oluyor.

Neyse, toparlayacak olursak, gitmemesini diliyorum. Giderse de üzülürüm, açikça söyleyeyim.