Camiamıza dışarıdan bakanların algılayamadığı bir başka konuyla ilgili olarak facebook'ta yazılan iki yazıyı aktarıyorum aşağıya:

Erdem Ceydilek:
"N'oldu Gençlerliler, o kadar kızdınız adama, şimdi üzülüyorsunuz. Kör ölür, badem gözlü olur tabi" diyenler.. Siz en iyisi demeyin bir şey. Camiadan olmayan birinin Cavcav'ın değerini anlamasını beklemiyorum zaten. Siz onu hep İstanbul basınının karikatürize edişleriyle tanıdınız çünkü. Çoğunlukla kızdık, eleştirdik İlhan Başkan'a ama bu kulübe olan katkısını ve sevgisini hiç tartışmadık. Bir belediyeye, bir siyasetçiye, bir şirkete ya da müşterileşmiş milyonlarca taraftarın desteğine sahip olmayan bir camiayı var etmek ve bu var oluşu elinden geldiğince temiz kalarak yapmaya çalıştığını bildik. Evet çok eleştirdik, çokça istifaya davet ettik, devirmeye bile çalıştık. Ama tüm bunlar, Gençlerbirliği camiasının iki gündür yaşadığı hüzne laf etme ve bu hüznün samimiyetini sorgulama hakkını vermiyor kimseye. Kendi yağında kavrulan, herkesin herkesi tanıdığı ufak, güzel bir camiayız biz. Gençlerbirlikli olduğumuzu ucundan kıyısından da olsa bilenlerin arayıp, sanki aileden cenaze çıkmış gibi telefon açıp baş sağlığı dilediği insanlarız. Ana akımın zehrinde boğulmuş zihinlerizle gelip, hüznümüze de kederimize de yargıç olmaya hakkınız yok. Gölge etmeyin


Orcan Yiğit:
Sevgili kör ölür badem gözlü olur ithamcısı arkadaşlar.
Öncelikle şu konuda bir anlaşalım. Profesyonel takım tutan insanlar endüstriyel futbol karşıtı değildir. Bu içeriden mücadele edebileceğiniz bir durum değildir. Modern futbola karşı olabilirsiniz, kurarsınız kendi kulübünüzü, elinizden geleni yaparsınız, örnekleri mevcut.
Gelelim Gençlerbirliği'ne. Küçük camiadır. Duvarınıza İlhan Cavcav'la çekilmiş dolu resim düşmesinin sebebi de budur. O resimlerin de muhtemelen hiçbiri "başganım bir foto" diye çekilmemiştir. Gençler taraftarı bilir ki futbolcusu, hocası, yöneticisi ve başkanı ulaşılabilirdir.
O resimlerdekilerin çoğu yıllardır resimdeki diğer beyefendiye karşı çıkan, mücadele eden, sesini çıkaran insanlardır. Cavcav ile son karşılaşmamda Passolig yüzünden tartışmış biriyim. Kendisini herkesin ortasında taraftarı satmakla itham ettim. Fikir birliğine varamadık, ne tesislerden atıldım, ne de güvenlikle bir sıkıntı yaşadım.
İlhan Cavcav Gençlerbirliği'ni bir odalı bir kulüp olmaktan altyapısı ve tesisleri üst düzey bir kulüp haline getirmiştir. Elbette bu kendi işlerinde de faydalı olmuş, Türkiye un ve buğday piyasasını kontrol eder hale gelmiştir. Büyük sermaye sahibidir ancak konumuz bu değildir.
Cavcav öncesi Şengel sonrası dönemi bilenler takımın kimlerin elinde oyuncak olduğunu bilirler, bilmeyenler ister araştırsınlar, isterlerse de kendi kulüplerinin mevcut yönetimlerine baksınlar.
Cavcav yönetimde özellikle son 12 senede çok büyük hatalar yapmıştır. Bu da Gençlerbirliği camiası dışında kimseyi ilgilendirmez. Cavcav 39 yılda Gençlerbirliği'ni bağımsız tutmayı başarmıştır. Bu da mevcut düzende herkesi ilgilendirir, herkese de örnek olmalıdır.
İnsanların sadece veda etme amacıyla (neticede belki gereğinden de uzun süren bir devir kapandı) başkanla resimlerini paylaşmaları normal bir davranış, kimi için bir yas tutma şekli, kimi için ise basit bir anma. Buna gelen saçma sapan eleştirilere de eşit düzeyde bir saçmalıkla (elimden geleni yapacağım bakın) karşılık vereyim. Fidel de tek adamdı. Saçma değil mi?