2016-17 Süper Lig 5. Hafta Maçı
GENÇLERBİRLİĞİ KARABÜKSPOR
25 Eylül 2016 Pazar, 19:00
19 Mayıs Stadı
2016-17 Süper Lig 5. Hafta Maçı
GENÇLERBİRLİĞİ KARABÜKSPOR
25 Eylül 2016 Pazar, 19:00
19 Mayıs Stadı
Bugün Karabük kupada Ofspora elendi. Aslarla çıkmadılar. Lige 2 galibiyet, 2 mağlubiyetleri var.
Sahamızda kazanmamız gereken bir maç. 3 haftadır beraberliğe aboneyiz. Birde az önce kulüp Serdar'ın oynayabilecek durumda olduğunu açıkladı.
Kolay gibi görünebilir.
Ancak zor bir maç.
3 haftalık beraberlik serisinin takıma getirdiği bir baskı ortamı olacaktır.
Ben takımın mutlak kazanmak için oynayacağını düşünüyorum. Umarım kazanma isteği olumlu yönde meyvesini verir ve sıkıntı yaşamadan güle oynaya 3 golle 3 puanı alırız.
Forvet oyuncularından arzulu, orta sahadan coşkulu, defanstan sabırlı bir oyun bekliyoruz. (Mesut Bakkal gibi konuştum)
zor bir maç olacağı kesin.. transfer sezonunun flaş ekiplerinden karabüksporun takım olma yolunda sergilediği kurgusu ve sahaya yansıttığı oyun anlayışı takdiri hakediyor..
ama bundan daha zor maçlarımızda oldu. hepsinin altından başarıyla kalktık.. forvet hattımız o zamanlar sahip olduğumuz canlılık ve yetenekte olmamasına rağmen bu maçı alabilecek düzeyde.
ama zor...
Çok koşan, çok mücadele eden iyi top oynayan bir ekip.
Bence Osmanlı ayarındalar.
İstanbul'da gs'yi perişan ettiler, şansına yenildiler.
Aslında ligde zayıf ekip yok.
Çok çetin bir maç olacak.
Siz maça gelip takıma destek verin, biz de dualarımızda destek verelim.
Hakemler de acemilik yapmazlarsa maçı alabiliriz.
Güzel bir maç olacak eminim.
biletler ne zaman satışa cikacak acaba? beş yaşındaki oglumla geleceğim, passolig gerekmiyor kendisine ama bilet almam gerekir mi?
duzeltme: yazım hatası
Evet, çok zor bir maç olacak. Biz kazanmak zorundayız. Kazanacak güce de sahibiz. Yeni transferlerden Khalili'ye kefilim. Oynamasını dört gözle bekliyorum.
Sevgili Ali bey, ben bu sorunuzun yanıtını bilemiyorum. Belki kulüp biliyordur.
Baba oğul maça gelmek harika bir duygudur. Sizi kutlarım.
Karabükspor ligde bizden sonra en çok takip ettiğim takım konumuna geldi tesadüfen. Önce tsyd de takımın maçlarını beklerken önceki Karabük maçlarını izledim. Konya maçında bir ara Tudor 3 lü savunma denedi ancak ligde hiç kullanmadı. Vakit buldukça diğer lig maçlarını da izlemeye çalışırım. Tesadüfen de Karabük'ün Gs ve Antalyaspor maçlarına denk geldi boş vaktim ve izledim. Evet zor bir maç olacak, kadrolarının neredeyse hepsi yeni oyunculardan olmasına rağmen takım görüntüsü verebiliyorlar. Tudor bunu kısa sürede nasıl becerdi anlayamadım ama takdir etmek gerek. Bu yüzden de bizim gibi adeta bir teknik direktör takımı hüviyetine haizler, bireysel oyuncuların yetenekleri üzerine odaklı bir takım değiller. Sadece traore fark yaratıyor diyebiliriz ön alanda. Ona uygun bir markaj yöntemi bulabilirse Üzülmez maç biraz daha kolay olacaktır.
Ancak Karabük ile alakalı söylenen böylesine iyi değerlendirmelerin yanında şunu farketmemek mümkün değil. Onlar bizim eski oyuncularımızdan Latovlevici'yi resmen ligin en iyi sol beki olarak görme gibi bi sanrıya kapılmışlar. Forumlarını falan da okudum, Lato'ya ve Olaf'a yapılan övgüleri okuyunca pek şaşırdım. Hayır performans olarak çok bir şey kattığını da görmedim maçlarda, hatta beni sinir eden yine aynı adam kaçırma markaj hatalarını gördüm özellikle Antalya maçında. Yani aslında bu açıdan bir avantaja sahibiz. Onlar kadrolarının kaliteli isimlerden oluştuğunu zannededursunlar. Uuyuyan köylü uyanana kadar biz Bor'un pazarı kapanmadan fırsatı değerlendirelim, Lato'nun açık kanadını değerlendirip fişi çekelim. (Tabii bizim sol bekimizi hiç hatırlatmıyorum. Onlar da aynı şeyleri Uğur için söylüyolar ama inanıyorum Uğur telafi edecektir.) Bu maç çok sabır gerektirecek bir maç olacak. 90 dakika gol gelmese bile takıma pozitif enerji vermeliyiz. Umarım hiç gerek kalmadan 85. dakikasına 3-0 falan önde gireriz tabii benim öngörümün haksız çıkmasından da mutlu olurum.
Serkan bey, Aksit bey tesekkur ederim.
İstatistiklerle pek aram yok ama kazanırsak son 14 yılın en iyi başlangıcı olacak diye yazan arkadaşlar var. İşin uzmanı Mehmet Ali Abinin bu konudaki görüşünü merak ettim.
Sevgili Erdem, İbrahim Hoca'nın başarısı inkar edilemez ama G.Birliği bir teknik direktör takımı görüşüne katılmıyorum. Elimizde hiç olmadığı kadar zengin ve kaliteli bir kadro var. Stancu, Muriç ve Rantie gibi üç sanrtafor, Aydın, Milinkoviç gibi iki sol kanat, Serdar ve Matei gibi iki sol kanat, oyun kurucu İrfan ve Halili, ön libero Selçuk, Landel, hepsi milli deve dişi gibi 3 stoper ve ikişer sağ ve sol bekimiz var. Milli takımlara 9 oyuncu gönderiyoruz. Ben her mevkide her an oyuna girebilecek ve oyunun kaderini değiştirebilecek ikişer adet oyuncumuz olduğu bir dönemi hatırlamıyorum. Bak kendin yazmışsın, Latovleviçi ve Skulasson için Karabük'lülerin övgüler yağdırdığını. Bu oyuncular bizim burun kıvırdığımız oyunculardı.
Nasıl olmuşsa olmuş, böyle zengin bir kadro bir araya gelmiş. Ancak hocamız dahil kimse elimizdeki hazinenin farkında değil maalesef. Bugün ilk onbiri görünce doğru kadro diye sevindik. Oyuna sonradan giren yedeklerimiz Aydın ve İrfan maçı kurtardı. Halili daha ilk maçında olumlu sinyaller verdi. Rantie'yi onbirde göreceğimiz günü iple çekiyoruz. H.İbrahim kenarda bekliyor, A milli takımın öyle bir sol beki yok. Tosiç bizde olsa Ahmet Çalık, Palitseviç ve Kulusiç'in olduğu yerde forma bulamaz ama Beşiktaş'ta ilk onbirde stoper olarak oynayabiliyor.
Maça gelirsek Ahmet Çalık ve sonradan oyuna giren Aydın dışında dışında iyi oynayan oyuncumuzun olmadığı maçta 3 puanı almasını bildik. Biraz daha çabuk oynamaz isek kapanan takımlara karşı pozisyon bulmakta zorlanacağız. Stancu kanat oyuncusu olamaz. Onu kanatlarda oynatmak hem takımı bir kişi eksiltiyor hem de Aydın ya da Serdar gibi etkili kanat oyuncularından birinin kenarda beklemesine neden oluyor. İrfan onbirde sürekli oynayınca rehavete giriyor ve sahada kayboluyor, kenarda bekleyince kendine geliyor. Halili de oynadıkça tıpkı Serdar Gürler gibi bu takımın vazgeçilmez oyuncularından biri olacak.
Akhisar deplasmanından 3 puanla dönebilirsek lige verilen milli takım arasından sonra G.Saray karşısına liderlik için çıkabiliriz.
Onur;
4 Pararaflık yazında; 2.Paragraf ile 3.Paragraf arasında bir çelişki yok mu?
Önce hepsine methiyeler dizmişşin sonra da Ahmet Çalık ve Aydın dışında iyi oynayan oyuncumuz yoktu diyorsun. İyi futbolcuların iyi oynaması gerkmez mi? 1-2 oyuncu kötü oynasa gününde olmadığını kabul ederim ama -neredeyse- neden takımın tamamı kötü oynuyor?
dün oyunu kuramadık, sıkıntı buydu. Selçuk 3-5 kez kritik hata yaptı.
(Bunun dışında Uğur'un klasik kazmalığı devam ediyor. )
Özetle Takımın beyni niteliğindeki iki oyuncu: Stancu ve Selçuk gününde olmayınca takım zorlanıyor.
Selam Mustafa. Çelişki yok. 4 paragraf değil, 4 sayfa yazı yazsam yine çelişki olmaz.
11 iyi oyuncu ile yanlış diziliş ve taktik ile oynarsan hiç biri iyi oynayamaz. Yavaş oynadığımız için kapanan takımlara karşı zorlanıyoruz. Aslında tempolu oynayacak kaliteye sahibiz ancak oyun kurgusu yanlış. Örneğin Stancu santraforda iyi futbolcu, kanatta oynatırsan etkisiz kalıyor. Aydın, çocuk çalımlar gibi çalım atıyor ama kulübede olunca olmuyor. Kapanan takımlara karşı İrfan gibi topa hükmeden bir oyuncunun ne kadar etkili olduğunu görmemiz için 20 dakika yetti. Topla çıkarken her topu alan oyuncu topu iki kere dürtünce rakip savunma yerleşiyor. Her şeye rağmen bu temposuz oyun ve gününde olmayan oyuncularımıza rağmen maçı kazanmamız işte bu kadro kalitesinden.
5 maç geride kaldı ve mağlup olmayan 5 takımdan biriyiz. Üstelik bizden 1 puan alan takımlar kendi evinde bile olsa bir puanı havai fişeklerle kutladı. Bu bile elimizdeki kadronun kalitesini göstermeye yeter. Bu sezon benim hedefim ilk dört. Rakip olarak Beşiktaş, Başakşehir ve Osmanlı'yı görüyorum.
http://gencler.org/puan_performans.php
garip bir durum var aslında bu konu ile alakalı. zira normal alınan sonuçlara göre arkadaşların haklı ama 2. hafta 1-1 berabere kaldığımız ama sonradan 3-0 galip sayıldığımız ankaraspor maçını sayarsak 2009-2010 sezonu 5. hafta itibariyle daha iyi bu sezondan. İstatistik hesaplamalarında hükmen galibiyet, mağlubiyetler ya da iptaller de işin içine dahil edildiği için arkadaşların haklı değil
Laf Aydın'dan açılmışken;
Aşağıdaki saha içi konuşmalar tamamen hayal ürünü olup, trübünden görmüş olduğumuz el kol hareketlerine senaryo yazmaktan ibarettir.
10 Kişi kalan Karabük ilk yarı iyi direnmiş ve sadece 1 adet pozisyon vermiştir. Devrenin bitiş düdüğü ile birlikte trübünler galibiyet reçetesini yazıyordu.
Genel kanı şu idi: , Sağ kanada Aydın girerse Lato'yu dağıtır. Eeee nasıl olacak? Vedat çıkar, Stancu onun yerine ortaya geçer.
-İyi de Aydın ısınanların arasında bile yok, nerde bu bebe?
-İçerde taktik alıyordur hocadan, 2.yarı oyuna girecek ya.
Hah geliyor işte, elini kolunu sallayarak geliyor ama. Hiç girecek gibi bir havası yok.
-Yok, Yok baksana koşar gibi yapıyor.
-Bak şimdi de sohbete başladı rakip oyuncuyla. Kim ki o?
-Hakan Aslantaş.
-La Hakan oyalama adamı, oyuna girecek bırak biraz ısınsın.
Bu arada yardımcı antrenör koşarak geldi ve Aydın'a:
-Aydın ne eli belinde dolaşıyon, ısınsana oyuna girecen olum.
-Olsun abi ya maç başlayınca ısınırım ben.
-Saçmalama Aydın hadi koş biraz İbo görürse kızar bak.
-Taam taam aha ısınıyom bak.
Aydın yalandan da olsa, halı saha maçına başlar gibi ısındı biraz. Ve takımlar sahaya çıkarken üst eşofmanını çıkardı. Hakemler oyuncu değişikliğini işaret etti.
Aydın olduğu yerde bir-iki zıpladı, oyuna girdi, ikinci yarı başladı.
Aydın'ın ayağına top geldi, bi çalım, bi çalım daha, verdi pasını Halili'ye. Halili ortaladı gol.
İşte Aydın bu...
http://gencler.org/puan_performans.php
garip bir durum var aslında bu konu ile alakalı. zira normal alınan sonuçlara göre arkadaşların haklı ama 2. hafta 1-1 berabere kaldığımız ama sonradan 3-0 galip sayıldığımız ankaraspor maçını sayarsak 2009-2010 sezonu 5. hafta itibariyle daha iyi bu sezondan. İstatistik hesaplamalarında hükmen galibiyet, mağlubiyetler ya da iptaller de işin içine dahil edildiği için arkadaşların haklı değil
ufak ufak notlar:
- uğur, evet saç baş yolduruyor. evet münferit şekilde bireysel serzenişlerimiz oluyor. ama futbolcuya ulaşacak şekilde topluca ıslıklamalar vs. hoş değil. biz bu takımda kimlere tolerans gösterdik. uğur'un ve altyapımızdan yetişen tüm topçularımızın bendeki kredisi büyük.
- hoca landel-irfan değişikliğini rakip 10 kişi kaldıktan sonra 30. dakikayı geçirmeden yapsaydı çok farklı bir maç izlerdik. 2. yarı takım saç baş yoldururken hoca da kenardan bizler gibi izledi.
- stancu, karabük defansına karşı fiziksel olarak çok zayıf kaldı. Az ekmek yedirin bu arkadaşa.
- insan geçen hafta kaçan 2 puana daha çok üzülüyor şimdi.
Moral Oldu
İlk 4 haftada 6 puan toplayıp, namağlup olarak yoluna devam eden Gençlerbirliği için Karabükspor maçı önemli bir dönüm noktasıydı. Çünkü bu maçta alınacak galibiyet, kafaların yukarıya çevrilmesini, beraberlik, yerinde sayılmasını, mağlubiyet ise (bitmek bilmez) kaos ortamının daha da derinleşmesini sağlayacaktı.
Üzülmez, sakat olan Politevich yerine Ante’yi ve sezon başından beri her maç değiştirdiği 11. adam olarak da Khalili’yi sahaya sürmüştü. Maçın hemen başında Karabükspor’un 10 kişi kalması normal bir izleyici için Gençlerbirliği’nin lehine gibi görünse de, Gençlerbirlikler için karın ağrılarının başlaması anlamını taşıyordu. Zira defalarca, rakipleri eksildikçe karşı sahadakilerin değil de Gençlerbirliği’nin güç kaybettiğine şahit olmuşlardı!
Derinlemesine atılan ve Serdar’ın kaleciyi nişanladığı şut dışında ilk yarı boyunca Alkaralar, Uğur ve Ahmet ile sıfıra inip yaptıkları ortalarla gol arayıp durdular. Hem ortaların kötülüğü, hem de uzun ve güçlü Karabük savunması nedeniyle tüm pozisyonlar (doğal olarak) yok oldu gitti. “İlla orta yapacaklar yerden sert yapsalar, belki karambolden ekmek çıkar” diye kendi aramızda söylensek de, bizi duymamış olacaklar ki, “havadan orta gol” ısrarları 45 dakika boyunca baki kaldı!
İkinci yarıya Muriqi yerine Aydın sahadaydı. Sezon başından bu yana sonradan oyuna giren ve araba yarışlarındaki “turbo butonu” işlevi gören Aydın, daha ilk pozisyonda sağ kanattan aldığı topla 3 kişinin arasından geçip içeriye kat etti ve boştaki Khalili’ye topu teslim edip bizlerle birlikte golü seyretti! Khalili maç başından bu yana takımın ilk yerden sert ortasına imzasını atmış ve (kalecinin de hatası sonucunda) Landel topu filelere göndermişti.
Golden sonra kısa bir süre mutlu mesut maçı takip ettikten sonra yeniden karın ağrılarımız nüksetmeye başladı. Çünkü Kırmızı-Siyah parçalı formayı taşıyanlar, önde olmalarına ve daha da önemlisi rakipleri eksik olmasına rağmen top tutup oyunu kontrol altında tutmak yerine sürekli maçın son dakikasıymış ve yenik haldelermiş gibi panik halinde top kullanıp sürekli pas hatası yapıyorlar ve kontra atak yiyorlardı.
Bu bölümde ikinci golü bulmak için yakalanılan neredeyse tüm pozisyonlar “Bölüm Sonu Canavarı” rolü oynayan Dany’nin ayaklarında eriyip gitti!
Üzülmez’in sahaya müdahalesi ancak 79’da oldu. Şu ana kadar sezonun en büyük yükselişini kaydeden oyuncusu olan Serdar’ın yerine İrfan sahadaydı. İrfan, takımın biraz daha olsun top tutmasını ve sakinleşmesini sağlıyordu ki bu aynı zamanda tribünlerdeki bizler için de nefes almak anlamını taşıyordu.
İkinci yarıda, ilk kez kırmız-siyah formayı giyen Khalili’nin rakip ataklarını bozmaya yönelik presi ve uzun bir aradan sonra yeniden forma şansı bulan Ante’nin önemli müdahaleleri karın ağrılarımızın şiddetini azaltıyordu.
Maçın son bölümünde İrfan’ın ceza alanı içinde yaptığı şık “ayak oyunları” sonrasında farkı ikiye çıkarmasıyla birlikte maç da sona erdi.
Karabükspor galibiyeti “yukarıyı” hedeflemek adına büyük bir moral oldu ama ivedi bir şekilde bu galibiyeti bir kenara koyup maçtaki eksikler üzerinde çalışırsak, puan cetvelinde yukarıya tırmanmamız için önümüzde hiçbir engel bulunmuyor.
Yazıya sokacak bir yer bulamadım ama Üzülmez'in 5 haftadır yaptığı "10 kişi kemik kadro + 1" 11'inde bir sorun var. Sahadaki bu adamların ve belki de daha önemlisi aylarca yedek bekleyenlerin makine olmadığını artık fark etmesi gerekiyor. Çünkü siz yedekleri de ara ara oynatıp randıman almaya başlamazsanız dün Politevich yerine oynayan Ante'nin iyi çıkması gibi bir şansı her zaman elde edemezsiniz ve bir çuval inciri berbat olur!
Geçen haftaki maç kritiğimdeki tespitleri yinelememde fayda olacak.. :-)
-Khalili gibi topu müsbet oynayan ve futbolu bilen bir orta saha oyuncusunun takımda mutlaka yer bulması.
-Vedat Muriç'in ilerisi için gelecek vaad etse de şu an için hem takımın oturmuş oyun akışkanlık hızına mental ve fizik olarak uyumlanamaması. Yedek bırakılması gerekliliği
-Vedat'a yer açılacak diye Stancu'yu en verimli olduğu yerden en verimsiz yere kaydırmadaki sorunsal.
-Hocanın ikinci yarılarda erken bir şekilde oyuncu değiştirmemesi ve oyuna oyuncu değişiklikleri ile müdahale etmemesi.
-Aydın gibi topu müsbet kullanan yaratıcı bir oyuncunun daha fazla vakit alması.
Bu tespitleri yapmıştım ve dünkü maçta da bu konularla alakalı gidişatları gördük.
-Khalili, orta sahada ihtiyacımız olan "aklı" pekiştiren oyuncu oldu ve hem fizik hem de teknik oyununu ilk maçtan belli etti. Çok isabetli bir transfer.
-Vedat'ın devre arasında oyundan alınması hem Vedat ile akışkan şekilde oynamanın tam olarak gerçekleşmemesi hem de hocanın arada takıma erken müdahale etmesini göstermesi açısından önemliydi.
-Kanat bek oyuncularımızın defansif anlayışlarının iyi olması ama topu aldıklarında top kullanma tercihlerinin etkisiz olmasından dolayı pozisyon akışımız zora giriyor. Özellikle Uğur...
Aydın ve Serdar'ın kanat akınlarındaki becerileri defans oyuncularımızın bindirmelere destek vereyim derken oldukları ofansif kösteği nispeten bertaraf ediyor ama bu al verler daha da akıllıca ilerlerse beklediğimiz sonuçları daha erken buluruz. Aydın'dan daha fazla yararlanılmalı. Umarım o da mental ve fizik olarak kendisini hazırlar ve 11'e girdiğinde sihri biten oyunculardan olmaz...
Bunun haricinde Landel'e bir paragraf açmak istiyorum... Landel ilk geldiği sene ileriye yönelik hücum oyuncusu ve forvet arkası olarak oynuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Gole yakındı ve teknik vuruşlar yapıyordu.
Şimdi ise orta sahada "süpürücü" rolünde oynuyor. Sanki yeniden formatlanmış ve eski özelliklerini yitirip yeni özellikler yüklenmiş gibi.
Topu alınca telaşlı ve savruk... Dün attığı gole rağmen ben td olsam Landel'i keser, İrfan - Khalili tercihini yaparım.
Fakat tabi ki td'lerde bu iş böyle tınlamıyor. Daha dirayetli oyun oynayan adamdan yana tercih kullanıyorlar. Landel'in fiziksel oyununa ve mücadelesine alkış tutsam da topu daha etkili kullanmalı.
İleriye çıkarken aralara atılacak hızlı toplarla atak yapıp gol bulabiliyoruz. Geçen senelerdeki gibi serbest atış ve kafa ile gol atma veya yandan orta ile gol atma istatiğimiz bu sene düştü. Adam kaçırma, aralara hızlıca top aktarma şeklinde gol buluyoruz. Madem böyle atacağız o zaman en kritik noktalarda topu alan oyuncunun daha müsbet bir şekilde tpp kullanımını becermesi gerek. Landel, bu application'ı yeniden yüklese fena olmayacak. ;-)
Neyse... havamız gayet iyi ve bir Gençlerbirliği klasiği tekrar edecek mi heyecanla bekliyoruz. Senelerdir yukarı oynamak için kırılma noktası olan maçlarda büyük hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Bu hafta Akhisarspor maçında da bunu yaşar mıyız bilmiyorum ama alacağımız puan veya puanlarla bu senenin farklı olacağını ispatlayabiliriz. ;-)
Defansa ve kaleciye güveniyorum... Ofansif kurgumuz daha da iyi olursa neden yukarıya tırmanmayalım.
1. İyi takım olmanın sırrı, kazanma beklentisinin çok olduğu maçları kazanmaktan geçiyor. Sahaya kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir takım olarak çıkınca, herkes hünerlerini daha rahat ortaya koyuyor. ama o maçtan kesin beklenti kazanmaksa ve rakibin 10 kişi kalması kazanma beklentisini arttırıyorsa , bireysel ve takım becerileri ortaya koymak bu baskı altında zorlaşıyorsa, henüz iyi takım olunmamış demektir. 10 kişi kalan karabükspor bu dakikadan sonra hünerlerini sergilerken, biz 80 dakikayi stres altında geçirdik. Bu dünkü maçın azap olmasının birinci sebebi...
2. İbrahim hocanın korkaklığı. sahaya defansif yönü ağır basan landel, khalili, Selçuk ile başlıyorsun. bu seçimdir lafım yok ama rakip eksildikten sonra hadi ilk yarının sonuna kadar beklemeni anladık ama 2. yarının başında bu üçlüden birini çıkarıp, -ki bu süphesız landel'dir- topun rakip yarı sahada bizde daha çok kalmasını sağlayacak oyuncu İrfan'ı alman gerekirdi. hoca bunu yapmadı, Karabük savunmasını fizik olarak yıpratan Vedat'ı çıkarıp, fizik olarak gerilemiş stancu'yu aldı oraya. büyük hata! ikinci yarıda hücum bölgesinde kazanılmış tek ikili mücadele yok, Danny bütün topları kıl çeker gibi aldı.
3. Hadi bu değişiklikle başladın, ikinci yarı 55ten sonra fizik olarak tükenmiş landel, orta sahada bütün ikili mücadeleleri kaybederken,onun eksiğini de kapatmak için khalili'yi de geriye yaslamanın ne anlamı vardı? takım 55 ile 75 arasında inanılmaz baskı yedi ve gol yemememizi sağlayan kulusic-ahmet ikilisinin olağanüstü performansı ile sanstı. 10 kişi oynayan karabükspor biraz daha şanslı olsa golü yemiştik. bu dakikaları bizim gibi İbrahim hoca da kenardan izledi. yeter ki bu maç 1-0 bitsin düşüncesiyle hareket etti. Korkak bir tavır takındı.
4. İrfan'ı oyuna alıp topun kenarlarda bizde kalmasına yönelik planı tuttu ve o dakikadan sonra rakibin baskısını kırdık. ama 10 kişi kalmış ve 70 dakikadır 10 kişi oynayan bir takıma karşı böyle basit hesaplara girilmesi bizim tribünde canımızı acıttı.
5. Uğur'un kenarda dinlenmesi gerektiği ortada, bu şekilde oynatmaya devam edersen hem takıma hem de çocuğa zarar vermiş olursun. ben dün hem çok kızdım hem de çok üzüldüm. erdem'in dediği gibi bizim gibi ne futbolculara tahammül gösteren tribün bile Uğur'a dayanamadı, homurtular kendiliğinden yükseldi.
6. Kulusic çok büyük futbolcu. Helal olsun, dün yine şahane oynadı. rakipten 2 gol yiyerek ligin en az gol yiyen takımıysak, bunda defans göbeğinin payı çok büyük. kuli, Ahmet ve palitsevich her maç taş gibi oynuyorlar. nazar değmesin.
7. Ahmet oğuz toparlıyor, khalili-serdar ve vedat çok yararlı adamlar. bu senenin transferi kesinlikle serdar, bambaşka bir adam olarak geldi bu seneye, o olmasa djalma'yı çok daha fazla arardık. Selçuk ise futbolcu değil, futbolcu ötesi bir adam. arada çok acayip pas hataları yapsa da, takımın üzerinde durduğu en önemli kolon.
[QUOTE=Erdem Ceydilek;5285]ufak ufak notlar:
- uğur, evet saç baş yolduruyor. evet münferit şekilde bireysel serzenişlerimiz oluyor. ama futbolcuya ulaşacak şekilde topluca ıslıklamalar vs. hoş değil. biz bu takımda kimlere tolerans gösterdik. uğur'un ve altyapımızdan yetişen tüm topçularımızın bendeki kredisi büyük. "
Kesinlikle.
Macla ilgili ise; işte khalili. Daha önce Selçuk'un yanına monte edilmesi gereken banko isim khalili derken boşuna söylemedim. Beni yanıltmadı. Ve hatta; orta sahamizin daha direngen olmasi gereken maçlarda irfan yedek kuvvet olarak beklerken irfan'in yerine ilk 11 de baslayarak bize optimal secenekler yaratma şansı sunuyor.
" Sevgili Erdem, İbrahim Hoca'nın başarısı inkar edilemez ama G.Birliği bir teknik direktör takımı görüşüne katılmıyorum. Elimizde hiç olmadığı kadar zengin ve kaliteli bir kadro var. Stancu, Muriç ve Rantie gibi üç sanrtafor, Aydın, Milinkoviç gibi iki sol kanat, Serdar ve Matei gibi iki sol kanat, oyun kurucu İrfan ve Halili, ön libero Selçuk, Landel, hepsi milli deve dişi gibi 3 stoper ve ikişer sağ ve sol bekimiz var. Milli takımlara 9 oyuncu gönderiyoruz. Ben her mevkide her an oyuna girebilecek ve oyunun kaderini değiştirebilecek ikişer adet oyuncumuz olduğu bir dönemi hatırlamıyorum."
Evet buna ben de katiliyorum. Ancak biz kazaniyorsak bu isimlerin kalitelerini sahaya yansitmalarindan daha cok takimca geçiş oyunlarini iyi uygulamamizdan iyi alan daraltmamizdan, hucum bolgesinde ise herkesin ustune duseni yapmasindan ve yetenekleriyle bağlantılı hareketleri yapmasindan kazaniyoruz. Örneğin irfan. Onceden bu kadar takim oyununa yonelik oynamazdi. Bunu yilmaz vural veya mesut bakkal becerebilir mi veya becerebildi mi? Ustelik takimin bu sekilde kollektif oynayarak daha fazla mücadele ederek kazanmasini izlemek daha cok keyif veriyor.
Birileri Landel'e topu ayağına aldığında iki üç kez durtmeden ya da kendi etrafinda donmeden pas hızını arttirmasini soylemeli.
Ve selcuk. Dun gb kariyerinin en kötü maçı idi. Tabii Selçuk'un kendi standartlarindaki kötüsü bile genel kistaalarda iyi kalıyor. Şimdi uzun süredir mahrum oldugumuz yukarilara oynama heyecanını yillar sonra yasamanin başlangıç adımı olması için akhisar maçını kazanmaliyiz.
Ayrıca, volim te ante.
Paylaş