Konu: 2015-16 Süper Lig 25. hafta / Gençlerbirliği - Galatasaray

Hani Samsun'lu açıyordu topikleri? Neyse, zaten her hafta yeniyoruz, kerametin Abreg'den olmadığı çıksın ortaya.

Uzun zaman sonra bir bizans maçından bu kadar umutluyum...

Galatasaray ciddi manada düşüşte. Avrupadan men, ekonomik ve yönetimsel çalkantılarla uğraşıyorlar. Hocalarını da gönderdiler, kötü gidişleri dilerim bizim maçta da devam eder.

Bizim ise rezil bir ilk yarıdan sonra çok iyi diyebileceğimiz bir ikinci yarı performansımız var. Djalma ve Uğurun sakatlıklarının olduğu basında geçiyordu. Cezalı oyuncumuz yok. İlk yarıdaki 4-1 in rövanşı olarakta görüyorum.

Sneijder ve Podolskiye özellikle savunma oyuncularımızın ekstra dikkat etmesi gerekiyor. Son yıllarda Alex, Gomez, Snejider gibi bireysel yetenekleri oyuncular karşısında savunma oyuncularımızın etkisiz kaldığına çoğu kez şahit olduk. Galatasaray dengesiz, istikarasız bir oyun ortaya koyar, biz maçı daha çok ister ve asılırsak kazanmamız zor değil.

Bu maçta birçok taraftarımızın paso ve kombine alıp maça geleceği duyumu var sosyal medyada inşallah doğru çıkar.

Ahmet'in paylaştığı '' bu maçta birçok taraftarın passo alıp maça geleceği'' duyumunun +1 olarak gerçekleşmesi için şahsıma 1 adet passo rica etmekteyim eğer fazla varsa

utku kayahan demiş ki...

Ahmet'in paylaştığı '' bu maçta birçok taraftarın passo alıp maça geleceği'' duyumunun +1 olarak gerçekleşmesi için şahsıma 1 adet passo rica etmekteyim eğer fazla varsa

kimin gidip gidemeyeceği özellikle yarın belli olmaya başlar.

Haydi bakalım klavye delikanlıları, Akşit Abi ile geliyoruz maça. Öyle oturduğunuz yerden atıp tutmayın, stadyumda görüşelim.

onur_aydogan demiş ki...

Haydi bakalım klavye delikanlıları, Akşit Abi ile geliyoruz maça. Öyle oturduğunuz yerden atıp tutmayın, stadyumda görüşelim.

Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var abi.

Bu yıl kısmetse Ankara'da ilk maçım olacak.
Renk sevgim ile Passo lig denen garabete olan nefretim arasında epeyce gittim geldim.
Öyle ya, son 2 yıldır aşk mertebesinde sevdiğim kulübümün hiç bir maçına gidemiyor, sadece Istanbul maçlarında otel ziyaretleri ile özlem giderip duruyorduk.

Tabii, Allah kısmet ederse iki ay sonra 67 yaşımı bitireceğim. Daha ne kadar kulübümü, özellikle 19 Mayıs'ta canlı izleyebilirdimki?

Özetle sevgili kardeşlerim bu karmaşık duygular içinde Passo denen illetin sahibi oldum. Tanrı affetsin.

Tabii bir de takımı sahipsiz bırakmaya gönlüm de razı değildi. İşte oldu bitti.

Sabah 7.00 da evden çıkıp 9.00 uçağı ile Memlekete geleceğim. Önce Cebeci Asri Mezarlığında yatan, dede, babaanne ve amcamı ziyaret edip ardından Onur'la kulübe gideceğiz. Dönüş ise 21.05 Sabiha Gökçen.

Takdir edersiniz ki sol diz iç menisküs yırtığı olan birisi için aynı gün yapılacak bu yolculuk ve stad merdivenlerini çıkmak zorlu bir mücadele olacak benim için. Ne diyelim iyi olan kazansın.

Maça gelecek, gelemeyecek veya gelmemeye kararlı tüm taraftarlarımızı çok seviyorum.

Gençlerbirliği sen benim yaşama sevincimsin, ruhumsun.

Gençler'de Galatasaray mesaisi

Gençlerbirliği, Spor Toto Süper Lig'in 25. haftasında Galatasaray ile yapacağı maçın hazırlıklarına devam etti.

Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde, teknik direktör İbrahim Üzülmez yönetiminde gerçekleştirilen antrenmana koşuyla başlayan kırmızı-siyahlı futbolcular, pas çalışmasının ardından kenarlardan yapılan ortalara gol vuruşu çalıştı. Tedavileri sonrası Uğur Çiftçi ve Campos'un da takımla çalıştığı başkent ekibi, çift kale maçla idmanı tamamladı.

Galatasaray maçı öncesi sakat ya da cezalı futbolcusu olmayan kırmızı-siyahlılar, yarın saat 13.00'te yapacağı antrenmanın ardından tesislerde kampa girecek.

Gençlerbirliği ile Galatasaray arasında Ankara 19 Mayıs Stadı'nda pazar günü oynanacak maç, saat 16.00'da başlayacak. Karşılaşmayı Hüseyin Göçek yönetecek.

Kaynak:Ligtv

Uğur ve Djalma takımla çalışmış bu iyi haber...Gol çalışmları da iyi haber. Özellikle Stancu ve El Kabir çalışsaydı, maçta saç baş yormamak adına...

Her açıdan güzel maç olacak. Hava soğuk olmayacak. Takımın havası yerinde. Seyirci önceki maçlara oranla fazla olacak. Sakat cezalı futbolcumuz yok. Akşit Abiler gelecek.Bie de galibiyet. Daha ne olsun.

umut bulut santraforu unut.. yasinin her tarafı solaçık olsa ne yazar, olmasa ne.. yasini tanımıyormuyuz şimdi?.
orta sahaları yarım kapasiteyle oynuyor.. snaiderle selçukun arasının açık olduğu falanda hikaye.. başakşehir karşısındaki ikili kombinezasyonları geri döndürdü onları.. o masallara cimboşlular inanır ancak ve olay tamamen siyasi..
neyse ne.. ama geri dörtlüleri tam bizlik.. üzerine giden bütün takımlara ne kadar istiyorlarsa verdi.. dedik ya sene olmuş 2016 hala sağbekte sabri, solbekte hakan balta.. semih dönene kadar el kabir kaleye girer.. ee stancuda onlara göstereceği bir şeyler hazırlamıştır, bildiğimiz kadarıyla..
kesinlikle üçlü forvet çıkarsak her istediğimizi alırız.. rahat olan biziz. unutmayalım..

Bu haber bizim için iyi bir haber gibi geldi bana.
Ben yine de Umut, Podolski ve Yasin'e dikkat derim.
Muslera'nın nasıl bir kaleci olduğunu da hatırlıyalım derim.

Futbolde rakibi asla küçümsemek olmaz. Ne olduğunu anlamadan hemen ceza kesilir.

Bu arada biraz önce Başakşehir-Osmanlı maçında muazzam bir futbol vardı. Demedi demeyin.

İbrahim Üzülmexz çok baktı çok... El Kabir ve Hleb'in alınma zamanı gelmişti ve gol geliyorum diyordu... İbrahim Üzülmez'in müdahale etmeyişinin hatasıdır bu yenilen gol.
Oyuncu değiştirmek için illaki son 10 dk mı beklenmeli. :-(

Patlama sırasında Necatibeydeydim. Pek tadım yok ama yine de birşeyler yazacam

Maça iyi başladık, rakip ceza sahasında baya güzel paslaşıyorduk ilk yarıda derken penaltıdan golümüz geldi. 1-0 öne geçtik. İkinci yarıda duraksadık, nitekim golü de yedik. Golden sonra Galatasaray ve bizim ataklarımız oldu. Son vuruşlarda beceriksizlik yaptı oyuncularımız. Hafta içi oyuncularımızın gol çalıştığını okumuştum ama, Aydın karşı karşıya kaldı kaptırdı. Frikikte Selçuk farklı şekilde dışarı attı. Maç boyunca Uğur Çiftçi, girdikten sonra Doğa aksadı. Aslında Stancunun yanında El Kabir veya Serdar ile çift santrafor başlayabilirdik. Galatasarayın durumu ortadaydı ve iç sahadaydık sonuçta.... Kısacası son vuruşlarımız kötüydü. İbrahim Üzülmezde bunu ifade etmiş...

Maratona giren Galatasaraylıların çıkartılması için tüm tribünün gösterdiği refleks süperdi. Akşit ve Ural abilerimi uzun bir aradan sonra gördüm, bu da keyif vericiydi.

Not:Patlamada hayatını kaybedenlere de buradan Allahta rahmet diliyorum.

Her Şeyin Anlamını Yitirdiği An!

Maçın ardından Sakarya’ya doğru doğru yol alırken ve Eskiyeni’de oturduğumuz 15-20 dakika boyunca, bir yandan Üzülmez’in top tutacak, orta sahayı boş bırakmayacak ve pozisyon üretecek Hleb’i oyuna almamasını ve öne geçtikten sonra takımın ilk kez oldukça defansif oynayıp rakibine gol şansı vermesini eleştiriyor, bir yandan da kaçırdığımız net pozisyonlara hayıflanıyorduk. Bu arada masamıza eklenen arkadaşlarla oradan buradan laklak edip haftanın yorgunluğunu atıyorduk.

Sonra bir anda büyük bir gürültü işittik. Hafif esinti olduğu için sesi gök gürültüsüne yordum ve hızlı bir şekilde, “iyi bir yağmur geliyor!” dedim. Oysa yanımda oturan Cengiz Abi, “Eyvah! Eyvah! Eyvah!” diyordu. Yağmur yağacağı için neden bu kadar üzülüyor ki diye safça aklımdan geçirirken, oturduğumuz yerdeki ve sokaktaki insanların şaşkınlığını, çaresizliğini ve akabinde yaşanan koşuşturmasına şahit olunca ben de “Eyvah!” dedim. İşte o an her şey anlamını yitirdi.

Bir süre şaşkın şaşkın birbirimize baktıktan sonra bir yandan telefona sarılıp yakınlarımızı aramaya bir yandan da maç çıkışı olduğu için Kızılay’da olduğumuzu bilen ya da tahmin edip bizi arayanlara iyi olduğumuzu söylüyorduk. Ortalığın sakinleşmesini bekledikten sonra bir kısmımız masadan ayrılıp evlerinin yolunu tuttu. Bu sırada, Ural ve Cengiz Abi sürekli olarak panik olmamızı, sakinleşene kadar bulunduğumuz yerde kalıp, paniğe yol açmamız gerektiğini söylüyordu.

Oturmaya devam ettiğimiz yaklaşık 30 dakika boyunca kafamızı dağıtmak için oradan buradan konuşmaya çalışıyorduk ama ne bizlerin, ne mekânda oturanların, ne de sokakta yürüyen insanların güvensizlikleri, korkuları, çaresizlikleri saklanamayacak kadar açıkta duruyordu.

Nasıl iyi olabilirdik ki? Bulunduğumuz yerin sadece 500 metre uzağında hem de birçoğumuzun evine gitmek için kullandığı otobüs ve dolmuş duraklarının olduğu yerde, kaldı ki Sakarya yerine toplu taşımayla eve gitmeyi tercih etsem orada olacağımı bildiğim yerde patlama olmuştu ve onlarca evine gitmek isteyen masum insan hayatlarını kaybetmişti!

Bu yazıyı yazarken, maçtan sonra evine gitmek için otobüs bekleyen, 19 yaşındaki tribünden bir kardeşimizi de patlamada kaybettiğimizi duydum ama “bir hata olmalı!” diye aklımdan geçirerek kabullenmemeye çalışıyorum. Umarım bir hata vardır ve umarım “bütünmüşüz gibi” hissedeceğimiz günlere yeniden ulaşabiliriz.

İsveç'ten patlama sonrasında çok ince bir mesaj!
13 Mart 2016, 23:39 | ajansspor.com

Aftonbladet gazetesi, Gençlerbirliği'nin İsveç'in de bir kulübü olduğunu belirterek, "Ankara'daki trajedi, İsveç kulübünü derinden sarstı" başlığı ile haberi duyurdu

İsveç'in önde gelen gazetelerinden Aftonbladet, Ankara'daki terör saldırısından sonra, başkent ekibi Gençlerbirliği'nin İsveç'in de bir kulübü olduğunu belirterek, "Ankara'daki trajedi İsveç futbol kulübünü derinden sarstı" başlığı ile haberi okurlarına duyurdu.Haberde, Gençlerbirliği'nde top koşturan İsveçli kaleci Johannes Hopf, Yunan asıllı İsveçli futbolcu Panajotis Dimitriadis ve daha önce İsveç takımlarında forma giyen Faslı Mostapha El Kabir'i üzüntülü oldukları kaydedildi.Üç futbolcunun Aftonbladet'e açıklama yaptığı, oyuncuların sağlık durumlarının iyi olduğu ancak saldırıdan dolayı derin üzüntü duydukları kaydedildi.Haberde, Gençlerbirliği Kulübünün resmi internet sitesinde yer alan kınama ve başsağlığı mesajına da yer verilerek, sitenin linki de paylaşıldı.

Gençlerbirliği 93 yaşında

14 Mart 1923 tarihinde, liseli gençlerle Taş Mektep’te ilk adımını atan kulübümüz bugün 93 yaşında. Bugün sırf bu nedenle mutlu, sırf bu nedenle coşkulu olabilirdik. Ama değiliz.
Dün bir kez daha Ankara’nın merkezinde yapılan saldırıda genç, yaşlı çok sayıda insanımızı yitirdik ve yaralı insanlarımızın sayısı da bir hayli fazla. İçlerinde 14 Mart 1923’te Gençlerbirliği’ni kuran gençlerle yaşıt birçok da gencimiz var. Kimi belki statta bizimleydi, kimi belki sınav stresini atmak için güneşli bir Ankara gününün tadını çıkarıyordu.
Böylesi bir günde acılıyız, üzüntülüyüz. Ölen insanlarımıza bir kez daha rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Temennimiz bir an önce bu olayların son bulması. Temennimiz “Bırakın Gençler Oynasın”, bırakın gençler, insanlar yaşasın!

Kulüp sitesi....

Arkadaşlar genç taraftar kardeşimiz Elvin Buğra Aslan patlamada hayatını kaybetmiş. Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Hayatını kaybedenlere rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabır dilerim.

Sadece ülkemizi değil, tüm dünyayı zor ve acılı bir dönem bekliyor. Dünyanın içine düştüğü ekonomik ve siyasal buhran kapitalizmin doğal döngüsü ile ilgili. Bakın dünya nüfusu artmasına rağmen tüketim düşüyor. Tüm dünyada servet belli odaklarda toplandı, geniş yığınların satın alma gücü düştü. İşsizlik her geçen gün artıyor. Döngünün bu son evresinde sistemi resetlemek, yani kartları yeniden dağıtmak gerekiyor. İnsanların canlarını alırsanız işsizlik diye bir sorun kalmaz. Mallarını yok ederseniz her ürüne talep artar. Tıpkı 1929 ekonomik buhranından sonra çıkan 2. dünya savaşında yapıldığı gibi. Malesef dünyada her geçen gün şiddetin dozunun arttığına tanıklık edeceğiz. Her bir insan değerli. İnsanların yaşadığı acıları durdurabilmek için keşke elimizden daha fazlası gelseydi...

Hayatımın en unutulmaz, en dokunaklı, en .... "maç çıkışı" olacak sanırım...
İnsanın kanı donuyor siyaset uğruna kaybedilen gencecik gördükçe...
Elvin Buğra Aslan' ın fotografındaki gülen yüzüne baktıkça insanın haykırası geliyor...

Umutsuzluk düzeyinde üzgün olmak nedir
bu nedenle de hiçbir şey yapamamak nedir
iki satırda tıkanıp kalmak nedir hiç bilmezdim..

Emel çok ama çok güzel aktarmış...
http://www.birikimdergisi.com/guncel...i#.Vumbta2jt23

1 yarım sezon önce Osmanlıspor maçında Barış kazanacak
İyi değiliz iyi olmayacağız demiştik tribünden.
Yine bir maçımız var aynı mentalitenin takımına karşı...
Yenikent Deplasman biletini bu düşünceyle aldım.
Futbol yoksa şu anda fena halde "22 kişi bir topun etrafında koşuyor"muşçasına saçma geliyor.
Belki Elvin Buğra Aslan deriz tribünden Barış'a karşı olanlara inat.
Belki...

Öylesine boş geliyor ki şu an; futbol,taraftarlık,taktikler,yine çıldırtan hakem kararları, normal zamanda olsa djalma'nın pozisyonuna çalınan ofsayt düdüğüne isyanlar... Ve hatta mantalitesine ve ismine olan nefretimden dolayı bu haftaki rakibimizle oynayacağımız maça dair haftalardır var olan motivasyonum bile. Bu maç belki futbol anlamında ve maddi anlamda tarihte yeri olmayacak bir maç olsa bile manevi anlamda kulüp tarihimize hayatını kaybedenler dolayısıyla adını yazdıran bir maç olacaktır. Elvinimiz, Umut Bulut'un babası, hayatını kaybeden herkes huzur içinde yatsın

TFF gs taraftarına kötü tezahurattan ceza vermiş.
Ben bir taşkınlıklarını görmemiştim.
Bizim tribüne girmek dışında (!)
Hatta maç çıkışı berabaerliğe seviniyorlardı...