Arda_Kucukahmetler demiş ki...
Bizim kulüp için bu tarz, Futbol Menajer Oyunu tiplemesinde hayal kurma dönemi çoktan geçti de o yüzden!!!
Cavcav, Ersun Yanal'ı çağırdı ve "bu sene tv ile olan sözleşmemi fes edemem" cevabı geldi. Meali şudur, "kariyerimi tehlikeye atamam".
Aynısı Ertuğrul Sağlam'da da oldu... Dönem başında yabancı bir td ile zaten kulüp riske girdi ve şu an için ligi tanımayan ve kısa vadede ne vereceği belli olmayan
bir adama yönlenilmez. Ayrıca yabancılar da aptal değil, sürekli td öğüten bir kulübe artık onlar da gelmek istemez.
Dolayısıyla Vural ile ilgili alınan aceleci ve saçma karar, futbolcuların olaya el koyması ile son buldu.
Skulason diyor ki dünkü röportajında, " Kimin serbest atış kullanacağını bile bize soruyordu, takımın maçlarını hiç izlememiş" . Es-es maçını izlerken, İrfan'ın serbest atışları, Tomiç oyundayken kullanıp da sağa sola savurmasını dehşetle farkedip "ne oluyor ya hu?" diye kendi aramızda konuşmuştuk.
Başkan şu an için belki de yapabileceği en doğru işi yaptı. Ligde kaşarlanmış ve etkisini yitirmiş bir adam bulmak veya ligi hiç tanımayan bir yabancı td getirmek yerine
başarıya aç ve işin içinden gelmiş genç bir td buldu. Umarız başarılı ve kalıcı olur...
Bir yandan da Cavcav artık 25 sene önceki gibi gidip de Afrikalı yerli vs bulup getiremiyor. O dönem kapanalı çok oldu. Son 10 senede parlatıp da sattığı yabancı oyuncular çok az.. diğerleri tamamen zarar. Draman Haminu, Risp benim aklımda kalan 1-2 tanesi. Ya fesihle ya da bonservissiz gitti yabancılar...
Bundaki nedenler açık seçik ortada zaten.
-Güvenilmez menajerlere transfer yaptırılması.
-Açık olan mevkiye adam almak yerine daha sonra parlatır da satarız diye ucuz ve boşta olan, gelecek vaadettiği sanılan oyuncularının "mevkilerine bakılmaksızın" alınması.
-Saçma sapan bir "önlibero fetişizmi". Orta sahaya beyin almak veya ileriye ikinci, üçüncü forveti almak yerine kadroya sürekli
kazma tabir edilen önliberolardan fazla fazla doldurmak ve takım oyununu hücuma yönelik tıkamak.
-Abi, sağ bek açığımız var, forvet açığımız var ne yapacağız?
-Olmaz, sar oradan 2 önlibero daha...
-Başarısızlıkları kısa vadede td'e yüklemek ama asla başarı adına bir hedef koyamamak ve başarı getirmeye göre yapılanmamak. Görüntüde ne istediğini bilmeyen
ama suyun altındaki neden olan "kendi habitatında takılabilme" derdi.
-Td'lere transferde söz hakkı tanımamak, td'lerin getirdiği ve verimli olan oyuncuları göndermek (bknz Fleminks)
İşin aslı şudur ki, takımda var olan potansiyeli hemen hemen her aklı başında teknik adam, uzun bir planlama ile artı değere dökebilir ama görünürde "ne istediği bilinmeyen" ama aslında ne istediği gayet ortada olan Cavcavizm'in aşırı kontrolcülüğü ile kimsenin başarılı olma şansı yok bu kulüpte. Ben de bir deneyeyim de olmazsa da küpümü doldurur giderim diyen td'ler gelip gidiyor.
Gerçekten Gençlerbirliği taraftarı olan ve yönetici kadrosuna İstanbul takımı taraftarı olan asalak tiplemesindeki sözde yöneticileri almayan, hem kulübün maddi-manevi değerlerini kollayacak ve açılmayacak hem de ufak ufak örerek ileriye yönelik başarıyı getirecek hamleleri yapabilecek bir başkan gerek.
Ayrıca...En ufak başarıda yukarıdan başkan tarafından kullanılan "elfreni" ile futbolcudan da başarı beklenmez. Motivasyonunun köreltilmesi ile "memur" zihniyetine başkan tarafından büründürülen futbolcular için bir süreliğine düzenli maaş alıp sonra da gidilen bir yer olmaktan çıkılmalı. Tamam, şampiyonluk beklentimiz yok ama başaltı tabir edilen yere bile oynayamayız bu şekilde. Tekrardan bürünmeyi beklediğimiz "gerektiğinde posta koymasını bilen" Gençlerbirliği karakterine bürünsek bile yeter diyecek taraftar varken "gelene geçene buyur" diyen bir takım hüvviyetine kavuşmak çok acı!
Paylaş