İlhan Cavcav sonrası dönem için umutlarım vardı. Malum, kimsenin karşısına çıkamadığı Cavcav son 10 yıldır, fevri kararlar, kısa vadeli planlar ve 90’larda yaşıyormuşçasına transfer hamleleriyle kulübü yönetti.

Son 2 sezon kulüp TFF’den 65 milyon TL aldı. Bu para meşhur kasadaki paraya eklenmekle kalmadı, kasadaki paranın bir bölümü de buharlaşıp uçtu. Cavcav da zaten sürekli bu konuda eleştirildi.

Geçiş dönemi için en uygun kişi dediğimiz Murat Cavcav başa geçtiğinde aklımdaki en büyük soru işareti gelen-giden transferlerin nasıl yapılacağıydı. Çünkü bu çalışmalar bize kulübü yönetenlerin vizyonunu ve gelecek sezondan beklentileri gösterecekti.

Yapılan ilk 2 transfere (Skuletic, N’Diaye) bakılınca ve alınan bazı oyuncuların sezon sonu gönderilmesi için uğraşılacağı düşünülünce “batı yakasında değişen bir şey yok” sözü geliyor akla.

Oysa, yıllardır söylediğimiz gibi altyapıyı işler bir hale getirip, sadece 2-3 tane “iyi” kalitede yabancı alarak az masraflı bir takım kurulabilir. Bu takımın ligde alacağı puanlar karşılığında TFF’de gelecek para (1 galibiyet 1.4 milyon tl ve beraberlik 700 bin tl) zaten giderleri karşılayacaktır. Aynı zamanda bu kazanılan puanlar taraftarın artmasında ve takımı sahiplenmesinde büyük rol oynayacaktır. Şu anda takımda oynayan oyunculara, Rantie hariç, maksimum 300 bin Euro verildiği düşünülürse, 1 galibiyetle kazanılacak 1.4 milyon TL doğrudan bir oyuncunun yıllık ücretinden daha fazladır.

Her sezon ucuz etin yahnisini yapıp maçlardan kötü sonuçlar almaya başlayınca “bu takımla bu kadar” demeyi gelenek haline getirdik o yüzden bir de az ama kaliteli etten yahni yapıp kazanılan puanlarla o rakamları karşılayıp bir taşla 2 kuş vursak çok daha iyi olmaz mı?