Gösterilen sonuçlar: 1 ile 8 ve 8

Konu: Düşünce Futbolu

Hybrid View

  1. #1

    Düşünce Futbolu

    Bu başlıkta, futbol adına bir takım sorular ortaya atıp, konu hakkında bir tartışma başlatmak istiyorum. Umarım katılırsınız...

    İlk konumuz şu olsun: Sizce, hatalı bir faul kararında hakem mi yanlış yapmıştır, futbolcu mu?

    Gözlemlediğime göre bizim ligde faullerin çoğu yapılmıyor, alınıyor. Futbolcular ve antrenörler bunu bir taktik olarak kullanıyorlar.

    Böyle olunca birçok pozisyonda hakemler gibi biz de yanılıyoruz. Peki, neden bu durumda -genellikle- sadece hakemler suçlanır?

    Bu sorunu aşmak için şöyle bir yöntem işe yarayabilir mi:

    Her maç, videodan tekrar izlenecek ve hakemi yanlış yönlendiren futbolcunun sağladığı avantaj, maçtaki karara müdahale edilemeyeceği için, rakibi olumsuz etkilediği ölçüde kendisine yansıtılacak.
    Örneğin, bir oyuncu kendini yere atarak rakibine sarı kart aldırdı. Bu kart rakip oyuncudan silinip, herkesi aldatan oyuncuya yazılacak.
    Veyahut, haksız bir penaltı kazandıran oyuncu, sonraki 2 maçtan men edilecek.

    Belki bu sayede, yaptığı şeyin oyun anında olmasa bile sonradan mutlaka cezalandırılacağını bilen oyuncu da, kurallar yoluyla belki biraz daha doğru davranmaya itilecek. En önemlisi oyun daha seyredilebilir olacak ve dürüst bir şekilde oynanacak.

    Siz ne dersiniz, bu işe yarar mı?

  2. #2
    Alıntı Adem Erkoçak demiş ki... Mesajı göster
    Bu başlıkta, futbol adına bir takım sorular ortaya atıp, konu hakkında bir tartışma başlatmak istiyorum. Umarım katılırsınız...

    İlk konumuz şu olsun: Sizce, hatalı bir faul kararında hakem mi yanlış yapmıştır, futbolcu mu?

    Gözlemlediğime göre bizim ligde faullerin çoğu yapılmıyor, alınıyor. Futbolcular ve antrenörler bunu bir taktik olarak kullanıyorlar.

    Böyle olunca birçok pozisyonda hakemler gibi biz de yanılıyoruz. Peki, neden bu durumda -genellikle- sadece hakemler suçlanır?

    Bu sorunu aşmak için şöyle bir yöntem işe yarayabilir mi:

    Her maç, videodan tekrar izlenecek ve hakemi yanlış yönlendiren futbolcunun sağladığı avantaj, maçtaki karara müdahale edilemeyeceği için, rakibi olumsuz etkilediği ölçüde kendisine yansıtılacak.
    Örneğin, bir oyuncu kendini yere atarak rakibine sarı kart aldırdı. Bu kart rakip oyuncudan silinip, herkesi aldatan oyuncuya yazılacak.
    Veyahut, haksız bir penaltı kazandıran oyuncu, sonraki 2 maçtan men edilecek.

    Belki bu sayede, yaptığı şeyin oyun anında olmasa bile sonradan mutlaka cezalandırılacağını bilen oyuncu da, kurallar yoluyla belki biraz daha doğru davranmaya itilecek. En önemlisi oyun daha seyredilebilir olacak ve dürüst bir şekilde oynanacak.

    Siz ne dersiniz, bu işe yarar mı?
    Bence çok işlevsel ve gerekli. Uğur Meleke bu tip çok yazı yazar. Onun stiline benzemis.

    Bu arada bu konuyla belki alakasız ama euro 2016 öncesinde, sahada aksiyon devam ederken yerde kalan oyuncu için oyunu durdurup durdurmama hakemin sakatlığı ciddi bulma takdir yetkisi kriterine bağlanmıştı diye bir kural hatırlıyorum. Ancak izledigim hic bir macta böyle bir durumda hic oyunun devam ettirildigini görmedim. Yalan mi oldu bu kural yoksa ben ruyamda mi gördüm?

  3. #3
    Alıntı Erdem Derinsen demiş ki... Mesajı göster
    Bence çok işlevsel ve gerekli. Uğur Meleke bu tip çok yazı yazar. Onun stiline benzemis.

    Bu arada bu konuyla belki alakasız ama euro 2016 öncesinde, sahada aksiyon devam ederken yerde kalan oyuncu için oyunu durdurup durdurmama hakemin sakatlığı ciddi bulma takdir yetkisi kriterine bağlanmıştı diye bir kural hatırlıyorum. Ancak izledigim hic bir macta böyle bir durumda hic oyunun devam ettirildigini görmedim. Yalan mi oldu bu kural yoksa ben ruyamda mi gördüm?
    Senin dediğin kuralı hatırlayamadım; ama ben daha genel bir şekilde tartışmak/fikir yürütmek isterim. Bu gibi özel durumları da o genel tartışmaya örnek olarak gösterebiliriz.

  4. #4
    ALKARA Abreg Çelem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Samsun
    Mesajlar
    336
    Adem, maçtaki pozisyonları videodan izleyip bitmiş maçla ilgili kararlar vermek bence ancak çok somut kural ihlali durumlarında başvurulması gereken bir yöntem. "Kendini yere atmak" gibi artniyetli girişimleri bir tarafa bırakırsak futbolu biraz da olduğu gibi kabul etmeyi tercih ediyorum belki de... "Futbolun içinde böyle şeyler var" derler ya hani, bu tip hatalı kararlar da aslında futbolun içinde olan şeyler. Diğer yandan, anlattığın tarz bir önlemi almak için tüm maçlarda standart bir görüntü alma sistemi kurmak lazım (ya da yayıncı kuruluşun elindeki görüntülere mahkum kalıp yayıncının karizmasına karizma katmak!... ). Ancak üst lig maçlarında mümkün olabilecek bu sistem profesyonel ve amatör futbol arasındaki uçurumu derinleştiren yeni bir faktör olabilir maazallah..

    Peki, buna karşı çıkıyorum ama sorduğun sorudaki esas mesele olan ve az önce göz ardı ettiğim artniyet olayına karşı alternatif bir önerim var mı? Maalesef hayır Günümüzde her türlü uyanıklığın, hak gaspının, iş bitiriciliğin birer meziyet olarak görülmesine paralel olarak futbolda da kendini usulca yere bırakıp haksız bir faul hatta penaltı kazanmak ya da rakibin haksız yere kart görmesini sağlamak da açıkça teşvik ediliyor, gerçek profesyonellik olarak değerlendiriliyor. İşte bu ciddi zihniyet sorunu için eğitim şart!
    a|c

    Kalpağımı alır giderim...

  5. #5
    Abreg, video işinin gerçekten de bu kadar can sıkıcı olabilecek bir noktaya ulaşmasını; ortaya attığım fikrin "ulviliğinin" bir aracı olacağı için hiç düşünmemiştim. Şimdi ürktüm. Böyle olmasın hakikaten.

    Zihniyet sorunu, sanırım paranın mefhumunu yitirircesine futbol alanına boca olması ve boca edilen bu paranın katbekat fazla oranda karanlık ilişkiler ağıyla bir takım mafyatik legal ve illegal yapılar arasında pay edilmesi nedeniyle oluyor. Spor büyük bir ticari ağ. Taraftarlık, renk aşkı, sadakat, fedakarlık gibi manevi değerlere ne kadar sarılmak istesek de, bu profesyonel yapıda bu değerlere yer yok. İşin tuhafı, çoğu sporcu, sadece zenginleşmek istiyor. Oyuna özgü rekabet duygusunun sağladığı saf ve bir emek karşılığı edinilen kazanma duygusunu, maddi zenginleşme isteği bastırıyor. Örneğin, bir futbolcu takımı kaybetse de eğer bu ona bir maddi kazanç getirecekse bu durumu pek umursamıyor.

    Hakemi aldatmaya çalışan bir futbolcu ile doping yaparak koşan atlet, pedal basan bisikletçi arasında bir fark yok aslında. Kazanmanın getirisi olan maddiyat gözleri fena bürümüş durumda. Bu sadece spora özgü değil elbette. Ama spor müsabakaları hepimizin gözünün önünde cereyan ettiğinden ve hâlâ herhangi bir spor müsabakasını kalpten takip etmeye çalıştığım(ız) için dikkatimi(zi) çekiyor.

  6. #6
    Bu hafta şu görüşü öne sürmek istiyorum: Maçlarda bir orta hakem olmamalı.

    Yani şimdiki orta hakemler kadar yetkiyle donatılmış hakemler olmamalı. Mesela, sadece ofsaytlara bakan yan hakemler olsun. Diğer tüm kararları futbolcular, kulübeler versin. İlk başta çok karmaşa çıkarmış gibi görünse de uzun vadede oturacağını ve yararlı olacağını düşünüyorum. Elbette bir denetim ve ceza mekanizması olacak. Çirkeflik yapan, kavga çıkaran, her kararı tartışan ve benzeri davranışlarda bulunan topçulara sağlam önlemlerin olduğu bir denetim olmalı ki, ipin ucu kaçması.

    Ya da şu amatör çizimdeki kırmızı noktalarla gösterilen yerlere sabit hakemler yerleşsin. Bu hakemler de farklı renklerle gösterilen yetki alanlarını kontrol etsin. Hepsinin yetkisi de eşit olsun.

    İsim:  Saha.jpg
Görüntüleme: 43
Büyüklük:  62.2 KB (Kilobyte)

    Siz ne düşünürsünüz?

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •