Gösterilen sonuçlar: 1 ile 25 ve 195

Konu: Basından Haberler

Hybrid View

  1. #1
    ALKARA Abreg Çelem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Samsun
    Mesajlar
    336

    Basından Haberler

    Bizim bebe Özhan Yüksel Karabükspor maçımızı klasspor'da yazmış:

    http://www.klasspor.com/tr/yazilar/8...uran_Adam.html

    Bu arada biz de yazıyı hortumlayıp BLOGLAR kısmında yayınlamışız, basından haberler başlığında ya da Haberler arasında yitip gitmesine gönlümüz razı olmayan buna benzer yazıları BLOGLAR kısmında yayınlayacağız..
    a|c

    Kalpağımı alır giderim...

  2. #2

  3. #3
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    abicim nereye gidiyor bizim mesajlar yaa??..

  4. #4
    ALKARA Abreg Çelem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Samsun
    Mesajlar
    336
    Abicim yavaş yavaş alışacağız hepimiz, biz sana yıllardan beri "dur bi!" demiyor muyuz??
    Forumdaki mesajın yukarıda, onda bir sorun yok.. Haber yorumuna gelince, oraya üye olmayanlar da yorum yapabiliyor, bu nedenle -sadece haberlere yapılan yorumlar- Hamdullah Abi onay verirse yayınlanıyor O yüzden uzayabilir biraz...
    a|c

    Kalpağımı alır giderim...

  5. #5
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    özür.. özür..
    nasıl olsa bizi herkes tanır diyerek "beni hatırla" kutucuğunu işaretlememişimde ondan bir kereliğine mesaj gönderebiliyormuşum..

  6. #6
    Ben de diyordum, "ne zaman çıkacak bu haberler" diye?
    Fleminks, bjk'ye gidiyormuş.
    http://www.paralimani.com/gol-makine...campaign=media

  7. #7
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    eskiden bir istanbul takımına attığımızda bağırırdık: “güzel basın, bunu da yazın” diye.
    gazete sayısı azdı ve spora ayrılan sadece bir sayfaydı.. oda tahmin edeceğiniz gibi sadece istanbul takımlarının haberleriyle doldurulmuştu. öyle ki ankara’da bir maça gidecek olsak değil haberini maçın saatini bu sayfada bulabilme imkanımız yoktu. anadolunun her yerinde üç istanbul takımının taraftar bulmasının nedenlerinden biride bu olmalı..
    bizde bilenmiş ve dolu olduğumuz için olacak istanbul takımlarına her attığımız golden sonra “sevgili basın” yada “işte basın” bunuda yazın diye tepkimizi koyardık..

    tabiki bütün takımları olduğu gibi anadolu kulüplerinide ayırmadan takip eden, doğruları aktarmayı görev bilmiş mensuplarını ayrı tuttuğumuzda bu yalaka basın işi tümüyle azıtıp istanbul içinde de ilginç bir kurama soyundu.. tur atlaması kuvvetle muhtemel bir takımı bırakıp, real madrid’i çektiği andan itibaren galatasay’la yatıp, galatasaray’la kalkmaya başladı. bunu yapmayanlara da hayret ettiklerini açıkça dile getirip, beklenen sonuç; elenmeyi zafere döndürdüler.. halada sürdürmekteler.. bende buna hayret ediyorum..

    gözardı ettikleri, görmezden geldikleri bu haftaki rakibimiz fenerbahçe’ye sonradan eğildikleri ve birşey göremedikleri için hemen bir yafta yapıştırdılar: kontrollü oynuyorlar, italya gibi defans yapıyorlar ve sabırlarının mükafatını alıyorlar.. tabii bu kadar basit olsaydı, onlarda olurdu gazeteci.. yalaka basın diye boşuna mı söyledik?.

    lütfen dikkat; kontrollü savunma yapan takıma bakıyoruz şimdi:
    zigler’i sürekli soldan orta yaparken yada fırsatını bulduğunda kaleyide yoklarken görüyoruz.. rakiple omuz omuza didiştiğini, akınları keserken görebileniniz olduğunu sanmıyorum..
    sağbekleri gökhan gönül’ü anlatmaya gerek var mı?. geri gelmiyor desek yerinde bir yorum olur..
    son maçlarında kaleye savurdukları on şut var; en az dördünü egemen’in attığını saydım.. ikisini kafayla attığına şahit olduğumuza göre bunu kendi kalesinin önünden nasıl yaptığını bu “cici basın” açıklar herhalde..
    bir tek yobo çıkmıyor defanstan.. kontrollü oynayan takıma bu ismi yakıştırabilmek için ne yaptı?. merak etmeye başladım..

    mehmet topal’ın, topuz’un ve mierelles’in orta sahada adam kovaladığınımı, pres yaptığınımı, yoksa rakip ceza sahasına bindirmeler yaptığınımı hatırlıyorsunuz.. salih uçan’ın attığı goller hafızamızdayken, ileriye arada bir çıkan oyuncunun yapacağı işler olup olmadığıda aklımızda olsun..

    kuyt’mu defans yapıyor, sow mu?.. webo mu yoksa?.
    arkadaşlar karşımızda kontrollü oynayan değil, kollayan bir takım var.. topu gezdirerek, top tekniklerinin yüksek olması gereği topu ayaklarında tutarak açık düşüren, bulduğu açığı genişletip kalemize akacak bir takım var.. aykut kocaman’a rağmen..

    bizde eski biz değiliz lakin.. bu sabah 06:00 da kalkıp maçı tekrar izledim. maçı izlerken stresten çok şeyi kaçırmışız..
    sivasspor maçında çok ilginç birşey oluyor; takımımız dibe vurduğunda, hocanın etkisinin kalmadığı son maçlarda yaptığını gene yapıyor.. tek top oynamaya ve bunuda çok ve hızlı yapmaya başladı.. sivassporun bunaltan baskısını kırıp, göstere göstere attıkları gol ve tosiç-zec ikilisinin attıkları golün kopyası iki golüde kaçırması bunun en basit örneği.. gene tepki koyan, kabul etmeyen, isyan çıkaran gençlerbirliği olduk..

    dikkatle izleyelim çünkü çok güzel bi maç olacak; hakem müsade ederse eğer.. birbirinin kopyası gibi iki takım bu hafta karşı karşıya gelecek.. eğer fuat hocamız çapalamazsa hurşut orta sahanın solunda çok faydalı olabilir.. dirençsiz orta sahalarını hallaç pamuğu gibi atarız.. zigler’in olduğu kanadı cemcan ve önündeki tomiç’le; gökhan’ın olduğu kanadı ancak ve ancak tosiç-hurşut ikilisiyle delebiliriz..

    anlaşıldığı gibi ortada 4’lü dizilişle kanatları çalıştırıp ileride vleminckx ve zec’in kanatta değil ortada yer aldığı çift santrofor oynamayı işaret ediyorum.. budur bizim gerçeğimiz ve sahada gerçekler tokuşur..
    Konu MehmetGUNER tarafından (16-Apr-2013 Saat 17:03 ) değiştirilmiştir. Sebep: sebep mebep yok..

  8. #8
    http://www.klasspor.com/tr/haber/293...nutamiyor.html
    Risp tekrar Ankara'ya gelmek istiyormuş. Feleminks ve Risp'li bir kadro düşünsenize. 2 sarı kafa nasıl bir hava katardı seneye kadromuza ama hayal işte. :-(

  9. #9
    Cavcav'ıb fb maçı yorumu... yenip Avrupa'ya yaklaşacakmışız. Sanki çok istiyor da Avrupa'ya gitmeyi. Masraf kapısı değil mi Avrupa!
    http://spor.haber3.com/ilhan-cavcavi...i-1914965h.htm

  10. #10

  11. #11
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Angara'nın göbüğü
    Mesajlar
    177
    Sitemiz üyesi Mahir Ünsal Eriş' in 4 yıldır Gençlerbirliği formasını giyen Aykut Demir ile yaptığı söyleşi Vatan Gazetesinde yayınlandı.
    Nereye Koysalar Oynarım.

    Duyduk, duymadık demeyin.

    Not: Link vermeyi beceremedim
    Konu Ozan_Güler tarafından (27-Apr-2013 Saat 16:01 ) değiştirilmiştir.

  12. #12

  13. #13
    Four Four Two Petroviç'le röportaj yapmış.

    “Takımın bir parçasıyım üzerime düşeni alırım”

    Partizan’daki ilk maçında Fenerbahçe’ye karşı oynamış, Kızılyıldız’a gol atıp şampiyonluğu getirmiş, 21 yaşında Dünya Kupası’na gitmişti. Alkaralı orta saha az zamanda çok iş yapmış!

    Partizan’da oynamaya başlaman biraz ilginç olmuş. A takımla çıktığın ilk maç Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı ve rakip Fenerbahçe!
    Maça beş gün kala hocam beni çağırıp “Daha önce hiç tamamen dolu tribün gördün mü” dedi. “Evet” dedim. “Beş gün sonra o tribünlere karşı oynayacaksın” dedi. O an ölmek istedim! Alex, Roberto Carlos, Lugano… Hepsi ayrı ayrı korkutucu!

    Maçta ne yaptın? Heyecandan oynayamadın mı?
    O gün hayatımdaki en büyük günlerden biridir. Sırbistan’da 2-2 berabere kalmıştık. Genç bir takımdık ve taraftar bizi çok iyi ateşlemişti. Çok heyecanlı olmasak evimizde farklı yenip kendimizi garantiye alabilirdik ama son dakikada Güiza’nın attığı bir golle berabere kalmıştık. Şanssızlık işte.

    Gol atan futbolcu Güiza olduğu için mi şanssız olduğunuzu düşünüyorsun?
    Evet, bize denk geldi (gülüyor). İkinci maçta ben yedek kulübesindeydim, 2-1 yenilmiştik. Benim kariyerimde önemli olan Sırbistan’daki maçtı. O maçtan sonra birçok gazete ve televizyon programında maçın adamı olarak gösterilmiştim. Ülke medyası ve Partizan taraftarları beni o maçla tanıdı.

    O çıkışını sürdürdün mü? Onlar için neler yaptın?
    Partizan’da üç sene kaldım, üç sene de şampiyon olduk; iki kez kupayı aldık; iki kere Avrupa kupalarına gittik, bir kere de Şampiyonlar Ligi’ne katıldık. Çok güzel günlerdi. 2010 yılının mayıs ayında benim attığım golle derbiyi kazanıp şampiyon olduk. Kaybetseydik Kızılyıldız şampiyon olacaktı. Derbiyi zaten bilirsin ama bu başka bir şeydi. O golü attığım an hâlâ hayatımın en önemli anı. O golden sonra da yeniden milli takıma seçilip Güney Afrika’daki Dünya Kupası’na gittim.

    Çok da gençtin… Seni en çok ne heyecanlandırdı?
    Orada yaşadığım her anı, her saniyeyi hatırlıyorum. Bir de takımın en genç futbolcusu bendim. Takımda Dejan Stankovic, Vidic, Branislav Ivanovic, Milos Krasic gibi futbolcular vardı ve ben daha 21 yaşımdaydım! İlk maçımda Yugoslavya’nın 40 yıldır yenemediği Almanya’yı yenmiştik. Daha sonra bizi Avusturya elemişti.

    Dünya Kupası’ndan sonra da Blackburn Rovers’a transfer olmuştun. Premier Lig’de futbol oynamak sana nasıl geldi?
    Dünya Kupası’ndan sonra Partizan’da bir yıl daha oynadım, sonra transfer oldum. Blackburn Rovers benim için harika bir tecrübe oldu. Her hafta kocaman bir stadyumda tamamen dolu tribünlere oynuyorsunuz! Orada diğer ülkelerdeki gibi futbolcuların üzerinde büyük bir baskı yok. Yeni gün, yeni maç, yeni şans!

    Bir yıl sonra oradan ayrılman tamamen takımın başarısızlığından mı kaynaklandı? Özeleştiri yapıyor musun?
    Blackburn, Premier Lig’de şampiyon olan beş kulüpten biri ama maalesef o sezon ligden düştük. Ben de o takımın bir parçasıysam üzerime düşeni alırım. O sezon elimden geleni yaptım. Sonra da Gençlerbirliği’ne transfer oldum.

    Orada kalmadın ve gelip Kızılyıldız’daki rakibinle takım arkadaşı oldun…
    Tosic’e karşı Partizan’da altı maç oynadım, hepsini de kazandık (gülüyor). Yani benim açımdan sorun yok. Hem bizim takımdan Tomic de burada.

    Kızılyıldız ve Partizan taraftarları arasında hâlâ bir toplumsal ayrışma olduğunu düşünüyor musun? Sosyalist ve devletçi iki taraf gibi…
    Bence net bir ayrım yok ama o öyle bir derbi ki futbolcular maçtan en az beş gece önce uyuyamamaya başlıyor. Kaybettiğiniz zaman kimse sizi öldürmüyor ama kazandığınız zaman yaşadığınız mutluluğa paha biçilemez. Fenerbahçe ve Galatasaray derbisi de böyle ama deplasmana gidemiyorlar. Bu çok saçma!

    Bu bizim de karşı olduğumuz bir konu ama senin hakkında merak ettiğimiz iki şey daha var. 1,93’lük boyundan dolayı mı ön libero mevkinde oynamaya başladın? Başka mevkilerde de oynamış mıydın?
    Genç takımlarda forvet olarak oynuyordum. Sonra santrfor oynadım. Partizan’da da zaten ligin en çok gol atan ikinci oyuncusu olmuştum. O sezon ligde 100’e yakın gol attık. Türkiye’de forvetler için bile gol atmak çok zor. Bir golle beş altı sıra yukarı çıkabiliyorsunuz. Çok ilginç bir lig.

    Şu an Gençlerbirliği kadrosunda Hırvat, Boşnak, Sırp futbolcular var. Hiç geçmişle ilgili konuşuyor musunuz? Yugoslavya dağılırken birbirine düşen milletlerin futbolcuları olarak bir aradasınız…
    O dönemden aklımda sadece Bosna’daki savaşın görüntüleri kaldı. Kim ne yapmış olursa olsun biz kendimizden sorumluyuz. Bazen konusu geçiyor ama birbirimizi üzmek istemediğimiz için kapatıyoruz.
    Four FourTwo-Nisan 2014

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •