Konu: 2012 - 13 / Süper Lig 33. Hafta / Beşiktaş - Gençlerbirliği

---

2012/2013
Süper Lig 33. Hafta Maçı

BEŞİKTAŞ - GENÇLERBİRLİĞİ

11 Mayıs 2013 Cumartesi, saat: 20:00
İnönü Stadı

---

Mehmet Abi,

1) G.Saray'ı Ali Sami Yen 'deki son lig maçında yenmiştik. İnönü'deki son lig maçını da yenerek yıkım ekibi olduğumuzu tescil ettirmek istiyoruz.

2) G.Saray'ı yenip Fener'i umutlandırdık. 3 hafta sonra Fener'i yenip umutlarını bitirdik. Şimdi Fener'i yenerek umutlandırdığımız Beşiktaş'ın hevesini 3 hafta sonra kursağında bırakmaz isek Fener'lilere ayıp olacağından kazanmamız lazım.

3) Fuat Hoca geçen sezonu 9. tamamlamıştı. Şimdi bunun altında bir derece elde etmeli ki kendisinde ısrar edilince takımda ilerleme olduğu kanaati uyansın.

4) Samet Hoca'yı tepinirken görmek için yenmek istiyoruz.

Daha sayayım mı?

beşiktaş'ı yenmeye yenerdik de, tribünde ben olmayacağımdan bu kez işimiz biraz zor!

Adem Erkoçak demiş ki...

beşiktaş'ı yenmeye yenerdik de, tribünde ben olmayacağımdan bu kez işimiz biraz zor!

Tribünde yalnız sen değil, hiç bir Gençlerbirliği taraftarı olamayacak.

yönetim bir ilke imza atarak taraftarını da sattı...

Barış'ın kaleme aldığı metin. Ben mail attım. Kullanın kullandırın derim. Artık yok sayılmaktan gına geldi.


Türkiye Futbol Federasyonu Yetkililerine

Federasyonunuz tarafında düzenlenmekte olan ve statüsü sezon başında duyurulan Spor Toto Süper Lig’de (STSL) BJK İnönü Statdyumu’nda BJK ve Gençlerbirliği SK futbol takımları arasında oynanacak 33. hafta karşılaşması için konuk takım taraftarlarına yer ve dolayısıyla bilet ayrılmadığını öğrenmiş bulunuyorum.
Gençlerbirliği SK Yönetim Kurulu adına Gençlerbirliği SK Balkanı İlhan Cavcav tarafından yapılan açıklamaya göre “İnönü Stadı’nda oynanacak son müsabaka olması hasebiyle BJK taraftarlarının leyhine hakkımızdan feragat ettiğimizi” öğrendim.
Malumunuz olduğu üzere, Süper Lig Statüsü’nün 8. maddesinin 10. fıkrası müsabakalara gelecek konuk takım taraftarlarna ayrılacak koltuk oranını belirlemektedir ve şu biçimdedir:

“Ev sahibi kulüp, misafir kulüp seyircileri için güvenliği tam olarak sağlanmış bir tribünde stadyumun oturma kapasitesinin en az % 5’i oranında yer ayırmak zorundadır.”

Maddede de açık bir biçimde ifade edildiği üzere bu bir tercih değil, zorunluluktur. Yalnızca il güvenlik kurulunun alacağı özel kararlar ile kısıtlamaya gidilmesi olanaklıdır. Sizlerin de takdir edeceği üzere ülkemizdeki hiçbir güvenlik kurulu Gençlerbirliklilere ilişkin böyle bir karar almayı aklından bile geçirmeyecektir, aksi taktirde kötü niyetli bir tavır sergilediklerinin ve görevlerini kötüye kullandıklarının kamuoyunca bilineceğinin ayırdındadırlar. Statü’ye göre kulüpler arasında bu türden anlaşmaların yapılabileceğini düzenleyen bir madde de bulunmamaktadır.
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ve ilgili kurullarının konuyla ilgili incelemeyi ivedilikle yapmasını ve gerekleri önlemleri almasını bekliyorum. Ayrıca söz konusu usulsüz uygulamanın gerek BJK ve gerekse Gençlerbirliği SK’daki sorumlularının tespit edilip cezalandırılması da beklentimdir. Unutmayınız ki müsabaka 11 Mayıs günü oynanacaktır ve incelemenizi yapmanız aciliyet kesbetmektedir. Görevinizin bilincinde olduğunuzdan ve gerekli önlemleri alarak görevinizi ihmal etmeyeceğinizden ya da kötüye kullanmayacağınızdan eminim.

Saygılarımla

ben de az önce mail attım.

Agalar takım tekelde tam takır ilerliyo.oyuncularını gözden cıkarır.taraftarını deplasman maçından mahrum eder...
teknik direktörü en ucuzundan kapatmaya çalışır...
VAY ARKADAŞ

Allahtan düşme gibi bir derdimiz yokmuş.Yoksa sıkıntı bizi bekliyormuş.
Ya bu hoca ile görüşme için son maç beklenemez miydi?Oyuncular nasılsa hoca gitti diye hocayı taktıklarını, hocanın da maçı taktığını hiç zannetmiyorum.
Rezalet bir oyun, resmen ezildik ve belki de 6, 7 gol yiyeceğimiz maçı neredeyse SIFIR pozisyonla kaybettik.
iyi ki taraftar gidememiş.Bu rezalete tanık olmamışlar.

Taraftar gitti Hacı. Kale arkasında 30 civarında taraftarımız vardı. Biz de kapalı tribünde 4 kisiydik. Beşiktaş taraftarı Beşiktaş Meydanı'nı trafiğe kapatınca polis biber gazı, jop ve tazyiki su ile müdahale etti. Biz de bir restorana sığınmamıza rağmen biber gazından nasibimizi aldık. Kendi tribünümüze ulaşmaya çalışırken çıkış kapısı kırılan kapalı tribüne kendimizi attık. Polis şiddetinden kaçmak için çok dik bir yokuş olan Akaretler yokuşunu Maçka' ya kadar depar atarak çıktık.

Maçtan önce takımın kaldığı otelde başkan, yöneticiler, Fuat Hoca ve futbolcularla konuştuk. İlk ağızdan bilgiler aldık. Bülent Uygun gelmiyor rahat olun.

Beşiktaş tribünleri çok ateşli, takımlarını büyük bir coşku ile destekliyorlar. Kapalı tribünde çok sayıda alımlı bayan taraftarları olmasına rağmen çok ağır küfürler ediliyor. İbrahim Yazıcı için yapılan saygı duruşunda yarısı ıslıkla protesto ederken yarısı alkışladı.

Oyun hakkında bizim adımıza yazacak pek olumlu bir şey yoktu. Genç Ahmet'in soğukkanlı ve güzel oyunuyu, Vleminckx ve Aykut'un savaşçı oyunu beğenimizi kazandı. Diğer oyuncular sezonu kapatmış. Özgür'süz bir orta sahanın ne kadar yumuşak olduğunu görmüş olduk.

Televizyondan izleyici olarak su sozleri soylemek isterim ; Şanli Genclerbirligimiz rahat bir oyun sergiledi evet ne dusme derdimiz var nede avrupaya gitme sansimiz ama o kadar galatasarayi ve fenerbahceyi devirdik besiktasa teslim olduk o beni uzdu daha iyisini yapabilirdik ama canimiz saolsun bursa macini heycanla bekliyo olucam :-)

Onur öncelikle geçmiş olsun.
Ben de hayal kuruyordum. 1.ye 1 atıp kazandık, 2. ye 2 atıp kazandık ve 3. ye de 3 atıp kazanırız derkeeeeeeeen rezil olup hayalin ters düz olup 3 yedik (3 ü tutturmuşum gerçi).

onur_aydogan demiş ki...

Maçtan önce takımın kaldığı otelde başkan, yöneticiler, Fuat Hoca ve futbolcularla konuştuk. İlk ağızdan bilgiler aldık. Bülent Uygun gelmiyor rahat olun.
.

görüşmenin detaylarını da paylaşırsanız iyi olur. takım sezonu kapattığına göre, biz de gelecek sezonun hazırlıklarını yapalım.

İdeal onbirimizde oynayan oyuncularımızı satmama düşüncesi hakim. Verim alamadığımız yabancı oyuncular takım bulunursa gönderilecek. Vleminckx transferinde hala pürüzler var. Yabancı bir hoca ile görüşülüyor. O olmaz ise alternatif olarak düşünülen hocaların hiç biri bizi rahatsız edecek isimler değil. Fuat Hoca aslında kalmak istiyor. Bu sezon takımın oynadığı futbolu hoca da beğenmiyor. Ara transfer sezonunda kadronun kaliteli bir kadro haline geldiğini, ancak orta sahada fazla alternatifin olmadığını söylüyor. Hoca ile konuşurken "hoca ya aklımdan geçenleri okuyor, ya da yazdıklarımı okuyor" diye düşündüm. Az da olsa bence Fuat Hoca ile devam etme ihtimali hala var. Başka kulüpler Fuat Hoca'ya bizim önerdiğimizden ciddi oranda fazla para teklif ediyor.

Aykut, Cem Can, Ahmet ve Tosiç ile konuştuk. Aykut çok sıcak davrandı. Muhtemelen takımda kalacağını söyledi.

Sevgili Gençlerbirliği Yönetimine,

Size yanılmıyorsam Perşembe günü bir mektup yazarak Beşiktaş maçındaki deplasman tarafı biletlerini (hakkımız olan biletleri) Beşiktaşlılara bırakmış olduğunuz için biraz sitem etmiştim. Bir grup arkadaş bu maça gidecektik ve hem deplasmanda takımımızı yalnız bırakmayacak hem de tarihi bir değer olan İnönü Stadında oynanacak son maçı seyredecektik. Sonrasında gelen haberlerle gelecek olan kişilere bilet ayarlandığı söylendi. Biz de biraz söylendik ama yine de orada olacaktık.

Ben bu haberi ilk aldığımda bizlere 100 kişilik kadar, farklı bir kapıdan girebileceğimiz bir yer düşünmüştüm ne yalan söyleyeyim. Bu sayede hem kendi güvenliğimiz hem de maç seyretme konforumuz sağlanabilecekti. Fakat bir kez daha gördüm ki zekanıza yine haksızlık etmişim. Stada gittiğimizde biletler bizi doğrudan Beşiktaşlı taraftarların arasına eski açık tribününe yönlendirdi. Polislerle konuştuğumuzda bizim rakip tribüne Beşiktaşlılarla birlikte gireceğimiz ve bir arada maçı izleyebileceğimiz ifade edildi. Ve öyle yaptık.

Şurada bir parantez açmam lazım sevgili yönetim. Bizler bugüne kadar getirdiğimiz ve her yerde övündüğümüz Gençlerbirliklilik kültürü ile gittiğimiz her deplasmanda el üzerinde tutuluyoruz. Kimseyle bir husumetimiz yok ve gördüğüm ve bildiğim kadarı ile kimsenin de bizle bir husumeti yok. Dün de süreç benzer gelişti. Beşiktaşlılar içeri girebilmemiz için sırasını bile verdi. Fakat o sıraya girmek kolay olmadı. Bize bir tribün ayrılmadığından Beşiktaş’ta yaşanan tüm çatışmaların içinde kaldık. Biber gazı yedik ağladık. Evet biber gazına da, polis copuna da alışkanlığımız vardır ama ilk defa futbol yüzünden, üstelik kendi tuttuğum takım için bile değilken bunlara sadece sizin yüzünüzden maruz kaldığımızı lütfen hatırlatmama izin verin. Hani belki siz şu an rahatça kendi aranızda taraftarınızın bilet sorununu ne kadar güzel çözdüğünüzü konuşuyor da olabilirsiniz.

Neyse içeride de Beşiktaşlılar ile (birkaç fazlaca içmiş sert arkadaş hariç) bir sorun yaşadığımız söylenemez. Biraz küfür dinledik o kadar. Bize değil. Oyuncularımıza ve diğer takımlara. Hayatımda ilk defa üstelik de bir deplasmanda kazanmak istemedim sevgili yönetim. Çünkü o zaman bizlerin sevinci ile orada o misafirperverlik neye dönüşürdü bilemiyorum. Onun içindir ki ilk golü yediğimizde bir rahatlama geldi. Bana ve diğer arkadaşlara. Sonra da zaten top da oynamadan farklı yenildik. Staddan ayrıldık.

Sonuç olarak Cumartesi günü deplasmanda yaşananlar umarım herkese biraz ders olur. Bugüne kadar problem çözme becerileri konusunda çok başarılı olduğumuz söylenemese de umarım bundan sonra becerebiliriz.

Bir de Metin Diyadin ile anlaştığımızı duydum. Teşekkürler

uralnadir demiş ki...

Sevgili Gençlerbirliği Yönetimine,

Size yanılmıyorsam Perşembe günü bir mektup yazarak Beşiktaş maçındaki deplasman tarafı biletlerini (hakkımız olan biletleri) Beşiktaşlılara bırakmış olduğunuz için biraz sitem etmiştim. Bir grup arkadaş bu maça gidecektik ve hem deplasmanda takımımızı yalnız bırakmayacak hem de tarihi bir değer olan İnönü Stadında oynanacak son maçı seyredecektik. Sonrasında gelen haberlerle gelecek olan kişilere bilet ayarlandığı söylendi. Biz de biraz söylendik ama yine de orada olacaktık.

Ben bu haberi ilk aldığımda bizlere 100 kişilik kadar, farklı bir kapıdan girebileceğimiz bir yer düşünmüştüm ne yalan söyleyeyim. Bu sayede hem kendi güvenliğimiz hem de maç seyretme konforumuz sağlanabilecekti. Fakat bir kez daha gördüm ki zekanıza yine haksızlık etmişim. Stada gittiğimizde biletler bizi doğrudan Beşiktaşlı taraftarların arasına eski açık tribününe yönlendirdi. Polislerle konuştuğumuzda bizim rakip tribüne Beşiktaşlılarla birlikte gireceğimiz ve bir arada maçı izleyebileceğimiz ifade edildi. Ve öyle yaptık.

Şurada bir parantez açmam lazım sevgili yönetim. Bizler bugüne kadar getirdiğimiz ve her yerde övündüğümüz Gençlerbirliklilik kültürü ile gittiğimiz her deplasmanda el üzerinde tutuluyoruz. Kimseyle bir husumetimiz yok ve gördüğüm ve bildiğim kadarı ile kimsenin de bizle bir husumeti yok. Dün de süreç benzer gelişti. Beşiktaşlılar içeri girebilmemiz için sırasını bile verdi. Fakat o sıraya girmek kolay olmadı. Bize bir tribün ayrılmadığından Beşiktaş’ta yaşanan tüm çatışmaların içinde kaldık. Biber gazı yedik ağladık. Evet biber gazına da, polis copuna da alışkanlığımız vardır ama ilk defa futbol yüzünden, üstelik kendi tuttuğum takım için bile değilken bunlara sadece sizin yüzünüzden maruz kaldığımızı lütfen hatırlatmama izin verin. Hani belki siz şu an rahatça kendi aranızda taraftarınızın bilet sorununu ne kadar güzel çözdüğünüzü konuşuyor da olabilirsiniz.

Neyse içeride de Beşiktaşlılar ile (birkaç fazlaca içmiş sert arkadaş hariç) bir sorun yaşadığımız söylenemez. Biraz küfür dinledik o kadar. Bize değil. Oyuncularımıza ve diğer takımlara. Hayatımda ilk defa üstelik de bir deplasmanda kazanmak istemedim sevgili yönetim. Çünkü o zaman bizlerin sevinci ile orada o misafirperverlik neye dönüşürdü bilemiyorum. Onun içindir ki ilk golü yediğimizde bir rahatlama geldi. Bana ve diğer arkadaşlara. Sonra da zaten top da oynamadan farklı yenildik. Staddan ayrıldık.

Sonuç olarak Cumartesi günü deplasmanda yaşananlar umarım herkese biraz ders olur. Bugüne kadar problem çözme becerileri konusunda çok başarılı olduğumuz söylenemese de umarım bundan sonra becerebiliriz.

Bir de Metin Diyadin ile anlaştığımızı duydum. Teşekkürler

valla süper