Ümit Özat Aslen Bursalıdır!

Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ümit Özat hazır sağda solda “biz bu camianın evladıyız” edebiyatı yaparken, ben de burada Ümit Özat’ın taraftar gözüyle Gençlerbirliği tarihini kısaca size derleyeyim. Sonra siz karar verin bu arkadaşın ne kadar Gençlerbirliği evladı olduğuna!

1996-97 sezonu, iki tane çok önemli stoperimiz Rahim Beşiktaş’a transfer olunca ve Taner de üst üste sakatlıklar sonrası bu seviyede oynayamayacak duruma gelince, Gençlerbirliği bir önceki sezon yavaş yavaş forma vererek ısındırdığı Ümit Özat’ı sahneye sürdü. Çok da iyi yaptılar, bu sezondan itibaren dört sezon takımın formasını giyen Ümit, oyunculuğu süresince takıma çok katkı verdi. 98-99 sezonu başında Metin Diyadin ve Erkan Sözeri’nin Fenerbahçe’ye transfer olmasından sonra da hak ettiği kaptanlık bandını taktı. Bu süre içinde taraftar da Ümit’i çok sevdi, hem iyi bir stoperdi, hem de gerçekten iyi ayakları vardı. Hatta ilk sezonunda Galatasaray deplasmanında kendi kalesine attığı gol “ümit’ten gelsin ne olacak” sözleriyle karşılandı.

O zamanlar böyle an be an haber alamıyorduk kulüpten, ancak 2000-01 sezonu başında Ümit’e bir haller olmuştu, ligin hemen başında kulüpte yöneticilerle sürtüştüğü ve ayrılacağı haberleri gelince hepimiz üzülmüş, 1-0 kazanılan bir Adanaspor maçı sonrası kendisini tribüne davet etmiştik ama o sırtını dönüp tripli bir şekilde soyunma odasına gitti. İşte o gün Ümit Özat’ın Gençlerbirliği forması giydiği son maçtı. Sonradan öğrendik ki kardeşini bir yerlere getirmeye çalışmış ancak kulüp içinde bu istek karşılık görmemişti. O da başlarım bu kulübe diyip ayrılmaya karar vermişti.Aslında o ayrılmaya çoktan karar vermişti ama satışı bir türlü gerçekleşmeyince kendisini bilerek kadro dışı bıraktırma yönetmiydi bu. İlk çirkinliği bu oldu!

O sezonun kalanını Bursaspor’da kiralık geçirdi. İyi de futbol oynamış, repertuarına frikikten attığı golleri eklemişti. Hatta Bursaspor’da kalmak istediğini, Bursaspor’un 4. Büyük takım olduğunu söylüyordu. (http://arsiv.ntv.com.tr/news/62253.asp) Sene sonu Fenerbahçe’ye transfer olup İstanbul’a giderken de “Bursaspor’u kutsayan” açıklamalar yapmıştı. Hatta ve hatta, Fenerbahçe’deki ilk sezonlarında, hala iyi Bursasporlu olduğunun ispatı olarak 16 numaralı formayı sırtına geçirmişti. Hiçbir zaman tam bir Gençlerbirlikli olamayan kaptan, yarım sezonda tam bir Bursasporlu olmuştu bile…Fenerbahçe’de oynadığı 7-8 sene boyunca da ağzından tek bir kez Gençlerbirliği kelimesi bile çıkmamıştır. Hatta Ankara’da oynanan bir Gençlerbirliği – Fenerbahçe maçının son anlarında , kullandığı tacı ısrarla oyun alanı dışına doğru atarak ve taç tekrarı alarak tribünlerden tepki aldığında, aynı şekilde tepki vermeyi de ihmal etmemiştir.

Sonra Teknik Direktörlük yılları, sırasıyla ele aldığı her kulübü karıştıdığını ve ligden düşürdüğünü unutmayalım. Gereksiz TV programlarındaki basit tartışmaları falan derken hepimizin korktuğu oldu ve Gençlerbirliği camiasına yakışmayacak bu adam, üstelik hayatının yarısını Gençlerbirliği’nde yetişerek, kalan yarısını da Gençlerbirliği’nden nefret ederek geçiren bu adam Teknik Direktörlük görevine getirildi.

Oynattığı futbol ile topladığı puanlar ters orantılı, 40 puan toplayarak görevini yaptı belki ama aklımızda kalanlar ilk başarısızlıklarında futbolcuları hakkındaki çirkin açıklamaları; rakip teknik adamların maç sonu açıklamalarına laf sokma çabaları oldu. Son iki günde, ligin bu kritik döneminde Gençlerbirliği’ni çirkin ağızlara sakız etmesi nedeniyle de, bu Bursaspor’lu Ümit Özat’ı asla affetmeyeceğiz