Mükemmel bir yazı olmuş. Olay bundan ibaret.. Biraz açarsak, bizim yönetimin zihniyetinin takılı kaldığı 90'lı yıllardan bu yana iki şey değişti:

1) Scouting sistemleri çok ilerledi. Dolayısıyla artık küçülen dünya herkesin avucunun içinde olduğundan "kimsenin göremediği süper futbolcu" diye bir şey kalmadı.

2) Büyüyen futbol ekonomisi hem yerel hem de uluslararası düzeyde başarıyı ödüllendiren bir yapının oluşmasına neden oldu.

Bu iki açık gelişme karşısında artık futbol kulüplerinin başarı-gelir-büyüme-başarı silsilesini izlemek üzere yeni bir strateji oluşturması gereği ortaya çıktı. Biz ise hala zamanın ruhu karşısında kürek çekmeye çalışıyoruz ki bunun kaçınılmaz sonucunun giderek küçülmek ve nihayet yok olmak olacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok.

Cavcav'ın bu basit denklemi çözecek zihinsel durumda olmadığı, bu tip bir anlayış değişimi ve stratejik planlama yapmasının olası olmadığının hepimiz farkındayız. Normal şartlarda bu durumda yapılacak şey tüm gücümüzü ve beklentilerimizi bir yönetim değişikliğine kanalize etmek olurdu. Ancak Cavcav gittiği anda ne yazık ki kulübün başına bırakın bu vizyonu ileri taşımayı kulübü yağmalayacak birilerinin gelme olasılığının yükseliği elimizi kolumuzu bağlıyor. Yönetim kurulunun ötesinde genel kurul sorunu bu anlamda bu kısır döngünün içinden sağlıklı çıkabilme umudunu azaltıyor ve doğrusu beni büyük bir umutsuzluğa sevk ediyor..