11-11 oynarken ileride basarak zayıf rakibimize göz açtırmadık nitekim kırmızı kart da daha 10. dakikada geldi. Yorumcu mu taraftar mı anlayamadığım İlker ilginç bir yorum yaptı. "Faul var ama, Serdar topu tutamadı sanki. Sarı yeterliydi" dedi. Adamı tutarsan tabi ki topu kontrol edemez, isterse hiç topa dokunmasın, son adam faul yapıyorsa kırmızı kart cahil kardeşim.

Bu maçta görüldü ki "Onbirimiz iyi, ama yedeğimiz yok" önermesi tartışmaya açık. Fenerli yorumcular da aynı şeyi söyledi dün akşam. "Bu yedeklerden hiçbiri onbiri zorlayamaz" dedi. Ama bizim yedekler dün canavar gibi oynadı. Rantie bir gol bir asist yaptı.

Bu maça Adana maçının kadrosu ile çıktık. Orhan Şam'ı biraz ağır buldum. Hücum organizasyonlarımız dağınıktı. Belirgin bir hücum planımız yoktu. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen savunmada ciddi hatalar yaptık. Selçuk Şahin'in performansında geçen seneye oranla gözle görülür bir düşüş var. Aydın ve İrfan artık 90 dakikayı çıkarıyorlar. Rantie kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda direk abanarak golü garantiye aldı. İkinci golde hemen aynı pozisyonda İrfan plase yapmayı tercih etti. Neredeyse kaleci çıkarıyordu. Doğru olan Rantie'nin vuruşu bence.

Owusu'ya yapılan hareket net penaltı ve kırmızı kart. Özetleri hazırlayan şahıs muhtemelen fanatik Fenerbahçeli ki maçın en önemli pozisyonlarından birini pas geçmiş.

Ümit'in ilginç hareketleri var. Rakip korner atarken 3 oyuncuyu rakip sahaya gönderiyor. Rakip mecburen 3 adamını onların başına dikmek zorunda kalıyor. Atış sırasında ceza sahasının tenha olması savunma yapan takım için avantaj, çünkü kalecinin ellerini kullanma avantajı var. Ancak golü kaleci hatasından kornerden yemiş olmamız ironik oldu. Golden önce de faul vardı. Başarılı olamayacağını düşünsem de Ümit Özat'ın A. Gücü günlerine göre kendini geliştirdiğini, futbolu öğrendiğini, başarıya ulaşmak için çok çalıştığını gözlemliyorum.

Ben bu kulübün başkanı olsaydım tüm sözleşmelere şöyle bir madde eklerdim: "Futbolcu veya teknik direktör medya önünde rakiplerimiz olan kulüplere gitmek istediğini beyan ederse G.Birliği kulübü sözleşmeyi tek taraflı fesih etme hakkına sahip olur." Sonra da "Falanca takıma gitmek istiyorum" diyen hoca veya futbolcuyu kulüp otobüsüne bile almadan sözleşmesini sonlandırıp stadyumda bırakırdım.

Sonuç olarak boş tribünler önünde de olsa, rakip yedeklerle oynamış olsa da 14 yıl sonra Fener'i Kadıköy'de yenmek zevkliydi. Sarı lacivert heyecanın da başlayamadan bitmesi çok iyi oldu.