"günün kitabı" başlığında sıra geldi ikinci kitabımıza... hepimizin abisi, kadim tribün insanı necdet özkazancı'nın taşradan futbol hikâyeleri.
necdet abi, kendi imkanlarıyla da bir kitap bastırmıştı; yenilsen de yensen de isminde. buraya "resmi" olanı almak istedim. birçoğumuzun okumuş olduğunu düşünsem de yeniden hatırlatmanın iyi olacağını düşündüm. necdet abi'nin kendine has diliyle henüz tanışmayanlar için de bir çağrı yapmak istedim.
"'Anılarımın taraftarıyım,' diyor Necdet Özkazancı: 'Yalnızca falanca futbol takımının taraftarı değil, anılarımın taraftarıyım diyebilirim. Anılarının taraftarı olan birçok futbolsever gibi...' Taraftarlarının üstten bagajlı, burunlu otobüsler, minibüsler ve traktörlerle maça geldiği köy takımları etrafında dönen hikâyeler var bu kitapta. Angara’nın kenar mahallelerinin ve Polatlı’nın takımlarının sarmaladığı hayatlar var. Polatlıspor, Malıköy, Esentepespor, Gülverenspor, Kayaşspor, Altınokspor, Çalışkanlar Spor Kulübü ve diğerleri, karakter oyuncularından ibaret aslında. Mahalle aralarında kurulan 'Ataryemez'-'Yeratamaz' familyasından takımların ruhunu yaşatan karakter oyuncuları…
Başka karakter oyuncuları da var: Hayalî ve gerçek gol kralları, Gençlerbirliği ile Yaşlılarbirliği arasında tereddütte kalan küçük taraftarlar, ismini ilkokuldayken babasının “Oku, oku, oku!” diye baskı yapmasından alan amigo Ogu…
Hepsi, çamurlu sahaların eziyetli heyecanıyla ve futbol tutkusunun en naif haliyle beraber, Ankara taşrasının günlük hayat folklorunu da hikâye ediyorlar bize.
Necdet Özkazancı’nın anı öykülerinde futbol, yazlık sinemaları, eski Türk filmlerini, mahalle hayatını, çocukluk hayallerini kuşatan çok basit ve çok büyük bir oyun..."
Bence yaşadığımız ülkede günün katliamı diye bir başlık olmalı ve oradan anmalarımızı öfkemizi sunmalıyız.
alçaklık sadece ülkemize mahsus değil, "insani" bir olgu; insan olmanın bir özelliği! son yıllarda en yakıcı şekilde bu alçaklığı biz de hissediyoruz.
büyük yazar jorge luis borges de bu konuyu, gerçekle kurmaca karakterler üzerinden zamanında bir gazetenin pazar ekine yazarak anlatmış.
bu yazıları, bugün, bir kitapta okuyabiliyoruz:
Konu Adem Erkoçak tarafından (30-Nov-2015 Saat 14:45 ) değiştirilmiştir.
george orwell denilince akla hemen 1984 ya da hayvan çiftliği romanları gelir. normaldir de. benim en sevdiğim orwell romanı ise "boğulmamak için"dir. can yayınları'nın taze baskıyla okuyabilirsiniz; gerçekten de boğulmamak için ihtiyacımız var...
Paylaş