Konu: 2013 - 14 / Süper Lig 10. hafta / Gençlerbirliği - Eskişehirspor

04.11.2013
Ankara 19 Mayıs,
Saat : 20.00

Eskişehir takımının muhtemel 11'ni yazıyorum, bir de bizimkini yazıyorum., Şifo'ya Allah kolaylık versin diyorum.

Kadro olarak eksikliklerimiz çok. Özellikle skor üretme konusunda çok kötüyüz. Eskişehir'in üstün taraflarını saymayalım, pozitif bakalım. İyi yönlerimizi düşünüyorum. Mesela Gosso - Özgür oynadığında dirençli bir orta sahamız oluyor. Dikine oynama konusunda sıkıntılı olmasına rağmen serseri topları almak ve rakibin oyununu bozmak konusunda iyiler. Bu da bize en azından topa daha çok sahip olma fırsatı veriyor. Fakat Eskişehirspor'un da en iyi ve en sert bölgesi Hürriyet ve N'Diayeli orta saha göbeği. O bölgede başa baş oynarız belki ama üstünlük kuracağımızı zannetmiyorum.

Hücumda iş yapabilecek bir ismimiz Jimmy. Takım en kötü zamanlarındayken bile ayakta kalan belki de tek isimdi. Eğer rakip bek ağırsa birebirde etkili oluyordu. Eskişehirspor'un iki beki de çabuk adamlar. Sağda Veysel Sarı, solda Tarık Çamdal veya Serol Demirhan oynuyor. Jimmy'ni çabukluğu iş yapmayabilir. Ama özellikle Veysel hücumu çok seven bir bek ve yerini boşaltabiliyor. Hızlı hücumlarımızı onun boşalttığı kanattan yapabilirsek gol pozisyonları yaratabiliriz.

En büyük umudum duran toplarda. Pozisyona çok zor giriyoruz ama kanat adamlarımız nispeten hızlı ve çabuk adamlar. Korner yaptırıyorlar, faul alıyorlar. Belli ki Şifo da bunun üzerinde duruyor, çok da iyi yapıyor. Özellikle Elazığ maçında Sedat'la bulduğumuz ilk gol çok güzel bir duran top organizasyonuydu.

Maç için umudum az. 1 puana fitim ama futbol bu belli olmaz, bir de bakmışsın 3 puanı koymuşsun cebe.

Kupa maçını televizyondan seyrettim. Tomiç çok güzel oynadı. Oyunu yönlendirmesi ve sürekli topa gidip almaya çalışmasını çok beğendim. Bence Özgür-Gosso ikilisinin önünde maça başlayacak bir Tomiç hücum kimliğimizi çok olumlu etkilyecektir.
Kupa maçında beğendiğim diğer oyuncu ise Mervan oldu. Ayaklarına hakim ve hızlı bir oyuncu. Kanatları Jimmy-Mervan olarak kurgulamak çok faydalı olabilir.
Bu maçta daha sert bir defans hattı için ise Sedat-Ante ile başlayıp sol tarafı yine sahibine Tosiç'e bırakmak daha akıllıca olacaktır. Sağ tarafta ise Serkan Kurtuluş fark yaratıyor her zaman.
Benim umudum var. Eğer oyuncular maça inanarak çıkarlarsa ve ilk 20 dakikada bir gol bulabilirsek bu maçı kazanabiliriz.

takımın 2 sorunu vardı.
1-mental
2-kapasite

mental sorunu hafiflettik gibi.
kapasite sorunumuz ise ilk yarı sonuna kadar devam edecek.

iş hayatında bu iki sorunu belli bir dereceye kadar birbirinin yerine ikame edebiliyorsunuz. futbolda da öyle.
drogba mental eksiklik yaşasa da kapasitesiyle bu sorunu aşabilir.
yılmaz vurallı bir takım da kapasitesini mental takviye ile -gazla- giderebiliyor.

diyeceğim o ki kalan maçlarda en fazla ihtiyacımız olan şey "gaz"..
futbolcuları gaza getirmeliyiz tribün desteği ile.

bu sene ortaya çıkan kendi futbolcumuza maç içerisinde takma (ki rakibe de haksız yere yaptık bu terbiyesizliği bu sene) huyumuz bizi dibe vurdurur. muhtemelen böyle davrananlar bu sene maça yeni gelenler. çünkü bizde böyle bir kültür daha önce hiç olmadı.

Mehmet Özdilek Duran top organizasyonları yapmaya başlamış atılan gollerden anlıyoruz, ben motive bir takımın iyi bir diziliş ve taktikle bu maçı alacağına inanıyorum.

Bugüne kadar gördüğümüz takımlar içinde bence bize göre bariz üstün oynayan sadece Kasımpaşa ve biraz da Sivas vardı.
Diğer maçların hepsinden puan alabilirdik. Demek ki her şey sadece kadro değil. Biraz akıllı oyun ve biraz da şans gerekiyor.
Elazığ maçı gösterme olmadığı doğru. Anck bu maçı alırsak en azından moral olarak düzlüğe çıkarız.
Eğer maça gidip tribündeki yerimizi alacaksak, şu an için takıma destek olmak en mantıklı yol gibi görünüyor.

eğer erken bir gol yemezsek mukavemetimiz artar.

bugün tribünde kesinlikle sürekli destek olmalı ve takımın direncini canlı tutmalıyız. bu maç çok çok önemli.

Bu maçı alabilirsek kafalardaki küme düşme sendromundan kurtulacağız. Bana göre süper ligde her takım her takımı yenebilir. Sadece kaliteli yabancılar fark yaratıyor. Bu özellikte sadece iki elin parmakları kadar futbolcu var. Bunların da hemen hepsi İstanbul takımlarında. Moral ve takım oyunu önemli. Mehmet Hoca umut veren bir başlangıç yaptı. Umarım devamını getirir.

hey gidi günler hey.bir zamanlar gb esesi 6-0 la evine hep gönderirdi.yaşlı cavcav ın sayesinde eses den korkar oldu gb.

***Maçtan Notlar***
1-) 2-0 gibi net bir galibiyet almış olsak da futbol olarak Metin Diyadin döneminden farklı bir oyun oynayamıyoruz.
2-) 2 maçta 6 puan almamız öz güvenimizi biraz toparlayacaktır fakat gaza gelmememiz gerektiğini düşünüyorum. Ardışık 3 pas yapmada sıkıntı yaşıyoruz.
3-) Gosso defans bölgesinde takıma katkısı büyük olmasına karşın, kontra ataklarımızda top ona geldiğinde atağımız sonlanmış oluyor.
4-) Gosso ileriye dönük top dağıtımı yaparken topa ayağında çok tutuyor.
5-) 4-5 tane güzel atağımız vardı, bu kadar pozisyona girebilmemiz sevindirici.
6-) Nerelerdeydin sen 8 haftadır Stancu!
7-) 4-5-1 dizilimi ile sahaya çıktık, Orta sahadaki kenar oyuncuları ile bekler arasındaki koordinasyon iyiydi.
8-) Yan toplarda defans bölgemiz sıkıntı yaşıyor.
9-) 4-5 pozisyona girsekte, ayağı iyi olup top dağıtan oyuncumuz yoktu. Azo kadar yetenekli olması yeterli.
10-) Takımın en iyisinin Serkan Kurtuluş olduğunu düşünüyorum, gerek ilk goldeki pasıyla gerek defansta verdiği katkıyla hatasızdı.
11-) Uğur da takımda olumlu katkı sağlayanlardı. 90 dakika boyunca etkili oynadı ve diri kaldı.
12-) 3 Puan almamız güzel, ama aldanmayalım iyi oyun oynamıyoruz.

Ahmet Kocaoğlu arkadaşıma teşekkür ederken, izniyle bir kaç ilave:

13-) Defans kadrosunu ilk gördüğümüzde kuşkulanmıştık, ama dörtlünün tamamı başarılı idi.
14-) Ramazan hatasız oynadı, galibiyette katkısı yüksekti.
15-) Her iki takımın seyircisi de tebriki haketti (karşılıklı birkaç yersiz atışmanın dışında).
16-) Galibiyet güzel şey be kardeşim...

Zec ve Jimmy haricindeki tüm oyuncularımız çok iyi oynadılar. Top Eskişehirspor'da kalmış görünse de hiç zorlanmadan rahat bir galibiyet aldık. Maça çok hızlı başlayıp daha 7. dakikada öne geçtik. Golden önce de 2 çok net pozisyonumuz var. Süper ligde maçlar zorlu oluyor ve bu kadar rahat maç kazanılmıyor. Futbol olarak Metin Hoca zamanında da iyiydik. Santraforumuzun terapiye ihtiyacı vardı. Santrafor mental olarak kendini toparlayınca galibiyetler gelmeye başladı.

Savunmada neredeyse hiç hata yapmadık. Rakibe net pozisyon vermeden maçı tamamladık. Sedat'ın ve son haftalarda kötü oynayan Uğur'un iyi performansları beni hem şaşırttı, hem sevindirdi. Maçın adamları bence iki müthiş gol atan Stancu, Serkan ve Gosso'ydu. Gosso ikinci golün pasını vermekle kalmadı, hem savunmada rakibe nefes aldırmadı, hem de ileride top tutarak takımı rahatlattı. Sarı kart gördükten sonra yapmış olduğu gereksiz itiraz ve rakibe taban girmesi gözden kaçmadı. Hakem iyi niyetli olmasa takımı 10 kişi bırakacaktı.

Seyircimizin maça ilgisi ve takıma olan yürekten desteği de alkışı hak etti. Şifo Mehmet aşısı tuttu galiba. Düzgün adam, dilerim başarısı daim olur.

Akşam maçtaydım. Maçtan önce konuştuğumuz mental kapasitenin biraz üzerine çıkarak kazandık. Eksiklerimiz çok fazlaydı. Mesela 3 pas üst üste yapamamak veya kontraya etkili çıkamamak gibi. Gasso gecenin çalışkan isimlerindendi.10 puanla 12. sıradayız. Önümüzde mühim bir Trabzon iç saha maçımız var.

Bu arada bu maçta rakip taraftar veya oyuncuya sataşma işi bize hiç ama hiç yakışmıyor, negatiflik katıyor. Rakip seyircinin bize hiçbir şey dediği yok bizimkiler oradan maçın sonuna doğru tahrik etti. Necdet Abiyle aramızda baya bir mesafe vardı, bizimkilere yapmayın etmeyin diye haykırışını duydum....Bu iş böyle gitmemeli.....

-zec bir türlü istikrarlı futbol oynayamıyor. dün yeterince top ezdi...
-gosso'nun hücumda yaptığı presler gol atakları için etkili oluyor...
-ramazan'ın degaj yaptığı toplar direkt rakibe gidiyor. artık asla degaj yapmamalı. oyunu elle başlatmalı...

şifo mehmet'in etkisi olmuş. ama takım kadro olarak hayli yetersiz. gerçi her sene aynı terane. cavcav, sistemde oturmuş oyuncuları başka takımlara satıyor. ucuza ordan burdan oyuncu toplayarak yeni takım kurmaya çalışıyor. futbol takımını un fabrikasını yönetir gibi yönetiyor. kaç maçtır stada gitmiyordum. dün yendik ama oyun kalitesi yerlerdeydi. bir ara çok sıkıldım...

Kağıt üzerinde pek şansımız olmasa da benim his olarak puan alacağımızdan oldukça ümitli olduğum bir maçtı.
Evet bu maç ilk golü bulduktan sonra oyunu tamamen kendi sahamızda kabul ettiğimiz bir maç oldu.
Ancak bizi az da olsa sevindiren taraf daha fazla net pozisyon bulmamız ve daha sonuç alıcı oyun oynamamızdı.
Her iki golde karambol goller olmayıp yetenek ve ısrarın sonucu idi.
Hiç bir futbolcuya karşı önyargılı değilim ama abartmıyorum, 5 kilo fazlam olmasa bu takıma Zec'den daha faydalı olurum
Ramazan bile Başbakan oldu ama bu çocuk bi türlü bir baltaya sap olamadı. Yahu bari kendini ikide bir yere atıp tiyatro yapma, komik oluyoruz.

Dün olduğu gibi yaratıcı bir Stancu bu sene bizi sevindirir.
Gosso istedi mi iyi pas ve birebirde adam geçme özelliklerini kullanabiliyormuş.

Son iki maç korku tünelinden geçme ve futboldan çok canı kurtarma maçlarıydı.
Artık özlediğimiz iyi futbolu oynama zamanı. Darısı Trabzon maçına.

Dün akşam maçlardan sonra Sivas'a 4-0 yenilen Gaziantep'in teknik direktörü Bülent Uygun'un konuşmasına rastladım. "Elimdeki oyuncu malzemesi bu kadar. Bu takıma Alex Ferguson gelse bir şey değişmez. Ne yapayım çıkıp ben mi oynayayım.. Aslanlar gibi de oynarım çıksam, idmanlarda oynuyorum zaten" dedi. Aklıma Metin Diyadin'in Kasımpaşa maçı sonrası söylediği "kalite farkı" lafı geldi.
Inter Morinho ile şampiyonlar ligini kazandığında diğer takımlardan daha mı kaliteliydi? Ya da 2 sene önce Chelsea diğer takımlardan daha mı iyiydi?
Oyun olarak değişen bir şey yok pek diyor arkadaşlar ama bence en önemlisi fikren çok şey değişmiş gibi.

Defansta Sedat yerine Ante olsun istemiştim ama Sedat gerçekten şaşırtıcı şekilde iyi performansına devam ediyor. Sağda Serkan, solda Uğur çok çalıştılar gerçekten. Gosso ve Petroviç'i de beğendim.
Zec yerine artık Mervan'la başlamak bundan sonrası için daha iyi olabilir diye düşünüyorum.

Geçen sene her iki maçta da yenildiğimiz takımlardan Eskişehir'i yendik, umarım Trabzon'u da yeneriz. Yine aynı şekilde ilk 20 dakika içinde öne geçersek kazanırız diyorum.

Çok sevindirici bir galibiyet oldu. İki hafta üst üste galip gelerek bir anda düşme hattının üzerine çıktık. Lig için umutlarımız arttı. İki güzel gol izledik. İnşallah Trabzonspor karşısında da galip gelir iyice rahatlarız.

Maçlarımıza yeni gelmeye başlayan futbolseverlerle birlikte dolmaya başlayan tribünümüzde olumsuz bazı değişimler izliyoruz ne yazık ki... Buna bir an önce çare bulmamız lazım. Gençlerbirliği taraftarının her yerde bilinen ve takdir gören, saygı duyulan taraftarlık anlayışı var. Biz her şeyden önce futbolu seven, maçta takımını düzgün bir şekilde destekleyen ve rakibe saygı duyan ve küfür etmeyen bir taraftarız. En büyük özelliğimiz bu... Bundan hiçbir şekilde taviz veremeyiz. Gençlerbirliği taraftarının centilmen kimliğine zarar verecek hiçbir davranışı mazur göremeyiz, görmemeliyiz. Onun için herkes dikkatli olmalı ve üzerine düşeni yapmalı...

Biraz önce Tribündergi'deki Gençlerbirliği-Eskişehirspor başlığında gördüğüm iki Eskişehirspor taraftarı kardeşimizin mesajlarını aşağıya kopyalıyorum.

Necdet Özkazancı demiş ki...

Çok sevindirici bir galibiyet oldu. İki hafta üst üste galip gelerek bir anda düşme hattının üzerine çıktık. Lig için umutlarımız arttı. İki güzel gol izledik. İnşallah Trabzonspor karşısında da galip gelir iyice rahatlarız.

Maçlarımıza yeni gelmeye başlayan futbolseverlerle birlikte dolmaya başlayan tribünümüzde olumsuz bazı değişimler izliyoruz ne yazık ki... Buna bir an önce çare bulmamız lazım. Gençlerbirliği taraftarının her yerde bilinen ve takdir gören, saygı duyulan taraftarlık anlayışı var. Biz her şeyden önce futbolu seven, maçta takımını düzgün bir şekilde destekleyen ve rakibe saygı duyan ve küfür etmeyen bir taraftarız. En büyük özelliğimiz bu... Bundan hiçbir şekilde taviz veremeyiz. Gençlerbirliği taraftarının centilmen kimliğine zarar verecek hiçbir davranışı mazur göremeyiz, görmemeliyiz. Onun için herkes dikkatli olmalı ve üzerine düşeni yapmalı...

Biraz önce Tribündergi'deki Gençlerbirliği-Eskişehirspor başlığında gördüğüm iki Eskişehirspor taraftarı kardeşimizin mesajlarını aşağıya kopyalıyorum.

abi böyle bir sorun var ne yazıkki.
tribün çok kalabalıklaştı.
önümüzde oturan 2 genç her maç bukadar kalabalıkmı diye sordu ki bu maç aslında tribünler önceki maçlara göre daha aza kalabalıktı.

bir ara da bazıları "eskişehir köpeğine..." diye tezahurat girmeye kalktı, aşağıdan hop hop şeklinde müdahale ettik. muhtemelen duymamışsınızdır siz ama tezahurat büyüyebilirdi ki hiç gerek olan bir durum yoktu.

herkes burada elinden geldiğince aklıselim davranacak. zamanla alışacaklar yeni gelenler.

ben böyle bir maçta kalite filan aramıyorum.
tek ihtiyacımız olan 3 puandı ve elde ettik.
hakkımızla aldık. ilk yarı en az 6 puan daha alırsak 2. yarıya daha rahat girebiliriz çünkü galibiyete rağmen hoca eksiklerimizin çokluğunun farkındadır. hala bence en az 2 forvet lazım bu takıma. üstelik 1 tanesi direk oynamalı.

pes oynarken en iyi takımı da alsan, adamları yerlerinde oynatmazsan yetersiz takımlara yenilebiliyorsun. mehmet hoca kimden nerede max verim alabileceğini tespit etmiş gibi. yoksa biz petroviçi bu kadar ofansif izlemeye alışkın değiliz. adamın defansla alakasını kesince verimi arttı. doğa ve s.kurtuluş benim tuttuğum adamlar değildi ama dün ikisi de yıldızlaştı. hele de s.kurtuluş jimmy uyumu çok iyiydi.

gosso iyiydi ama başka hakemde kırmızı kartı görürdü. dua etsin.

ilk devrenin son düdüğü çaldığında s.kurtuluş un tribünlerimize dönüp bizi alkışlaması ve desteğe devam edin demesi çok güzeldi.

özetle hem tribün hem takım istekliydi ve taraftarın maça etki ettiği bir maç oldu.

ne olursa olsun maçın sonucunu görünce şaşırdım ve çok sevindim. izleyememiştim çünkü. herhangi bir takımı da yenmedik. oturmuş, hedefi olan ve iyi sonuçlar alan bir takıma karşı bunu başardık. bizim için en önemli olan şu aşamada bu idi. dün tanıl abi mail üzerinden konuşurken, "umarım güzel bir maç izlersiniz" demiştim. o da "güzel maç? 1 veya 3 puan daha önemli" demişti. gerçekten de öyle. bunları anlatırken kastım "puan alalım da, nasıl olursa olsun" değil. içinde bulunduğumuz birkaç haftalık dönemden dolayı. ki trabzon maçında beklediğimiz oyuna yakın bir performans seyredeceğimizi düşünüyorum.

tribünün hal-i ahval-i ise gerçekten hiç iyi değil. bugüne kadar ben de siyasi slogan tarzı tepkilerin stadyumlarda olmasının iyi olduğunu düşünürdüm. ama görünen o ki bu iş bir şov gibi, eğlence gibi, gösteriş gibi algılanmış. ve şunu da unutmayalım, oradaki bağırtının hayatta ne kadar karşılığı var? mesela, odtü ormanı için taraftarlar arası maç filan yapıldı. o gün, o tepki çok anlamlıydı. fakat şu an öyle değil. belirli dakikalarda bazı sloganları atmak bir çeşit görev gibi, rahatlama gibi. bir şey olur, tepkini gösterirsin veya bu olaylar çok daha sıcak olduğunda da yine sesini çıkarırsın. ama tribünü sadece bunun için kullanmak biraz art niyetli oluyor benim açımdan. çünkü oradaki herkesin ilk amacı iyi-kötü güzel bir tribün atmosferinde, sahada da diğer takımlara nazaran daha naif, geçmişinde bir dolu hikaye barındıran bir takımı seyretmek, desteklemek. bu amaç ne olursa olsun birinci sırada kalmalı...

Tribündeki yer sorunu orta grubun yaptığı tezahüratlara güçlü bir tepki verilmesini de engelliyor.. ''koyduk mu-eskişehir köpeğine-es es sana güle güle'' gibi rakibi tahrik edici tezahüratlar dün ısrarlı bir şekilde tekrarlandı.. Bu tezahüratlardan rahatsız olan tribündeki diğer taraftarların tepkisi bireysel olunca açıkcası pekte 'sallamayarak' devam ettiler..

Bu olumsuzlukları bir kenara bırakınca hem tribün hem oyuncular iyiydi. Biz üzerimize düşeni, takımda kendi görevini fazlasıyla yaptı ve sonuç sevindirici..

Kimse değinmemiş ama Doğa'ya da ayrı bir parantez açmak lazım.. Sakatlanıp kenara gelene kadar mükemmel oynadı..

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama artık aut atışlarını gelişi güzel kullanmadığımızı gördüm.. Başta Stancu Zec Petroviç ve Gosso her aut atışı öncesi sol çizgiye fazlasıyla yaklaştı ve Jimmy'i boşa çıkartmaya çalıştılar.. Ramazan'da topu ısrarla Jimmy'e gönderdi.. Jimmy bu maç fazla etkili olamadı ama bunu Trabzon maçında da denersek sol bekte sıkıntı yaşayan Trabzon karşısında sonuç alırız..

Şifo'nun takıma etkisi yavaş yavaş hissediliyor.. Dün 11'i görünce biraz garipsemiştim ama sonuçta şuan oyuncuların form durumunu en iyi bilecek kişi hoca..

Takım kafasında ligi bitirmişti.. Bu 2 galibiyetle en azından artık daha istekli olacakları kesin..

Son olarak Zec.. Bunu söylemek istemiyorum ama resmen 1 kişi eksik oynuyoruz.. Bu formu normal değil.. Bir an önce toparlanmalı..

zec zaten geldiği günden beri hiiiiiç bi şey yapmadı.ne yazık ki en çok parayıda bu alıyor.memet hocaya biri bunu söylese takım adına iyi iş yapmış olur.

Adem Erkoçak demiş ki...

ne olursa olsun maçın sonucunu görünce şaşırdım ve çok sevindim. izleyememiştim çünkü. herhangi bir takımı da yenmedik. oturmuş, hedefi olan ve iyi sonuçlar alan bir takıma karşı bunu başardık. bizim için en önemli olan şu aşamada bu idi. dün tanıl abi mail üzerinden konuşurken, "umarım güzel bir maç izlersiniz" demiştim. o da "güzel maç? 1 veya 3 puan daha önemli" demişti. gerçekten de öyle. bunları anlatırken kastım "puan alalım da, nasıl olursa olsun" değil. içinde bulunduğumuz birkaç haftalık dönemden dolayı. ki trabzon maçında beklediğimiz oyuna yakın bir performans seyredeceğimizi düşünüyorum.

tribünün hal-i ahval-i ise gerçekten hiç iyi değil. bugüne kadar ben de siyasi slogan tarzı tepkilerin stadyumlarda olmasının iyi olduğunu düşünürdüm. ama görünen o ki bu iş bir şov gibi, eğlence gibi, gösteriş gibi algılanmış. ve şunu da unutmayalım, oradaki bağırtının hayatta ne kadar karşılığı var? mesela, odtü ormanı için taraftarlar arası maç filan yapıldı. o gün, o tepki çok anlamlıydı. fakat şu an öyle değil. belirli dakikalarda bazı sloganları atmak bir çeşit görev gibi, rahatlama gibi. bir şey olur, tepkini gösterirsin veya bu olaylar çok daha sıcak olduğunda da yine sesini çıkarırsın. ama tribünü sadece bunun için kullanmak biraz art niyetli oluyor benim açımdan. çünkü oradaki herkesin ilk amacı iyi-kötü güzel bir tribün atmosferinde, sahada da diğer takımlara nazaran daha naif, geçmişinde bir dolu hikaye barındıran bir takımı seyretmek, desteklemek. bu amaç ne olursa olsun birinci sırada kalmalı...

Adem şeytanın avukatlığını yapmışsın ben de senin gibi düşünüyorum.
İlk günlerdeki siyasi slogan her yer kara her yer kırmızı sloganları yaratıcıydı.
Böylesine küçük bir ortamda kendi siyasi düşünceni dile getirmek -her ne kadar aynı fikirde olsam da- bana bir çeşit kendi kendini tatmin gibi geliyor.
Bir de takılmış olduğum bir gözlemim şu dünkü maçtan:
Gençler diye öyle bağırmayanlar 34 de taksime, 84 de koyduk mu-bilmem ne eses gibi tezahuratlara canla başla bence de eğlencesine katıldılar.
Koyduk mu-bilmem ne eses gibi tezahuratlarda bulunanlara bir çare bulmalı ve organize olmalıyız "C Blok" olarak.
Hem de acil olarak. Diğer tirübünler gibi olma yolunda emin adımlarala ilerliyoruz korkarım...
Eses taraftarını da takımı yenik olsa da yine destek vermesi açısından tebrik ediyorum.