2016-2017 Sezonu
Spor Toto Süper Lig
32. Hafta Maçı
-
Gençlerbirliği - Fenerbahçe
22.05.2017 Saat: 20:00
2016-2017 Sezonu
Spor Toto Süper Lig
32. Hafta Maçı
-
Gençlerbirliği - Fenerbahçe
22.05.2017 Saat: 20:00
Fenerbahçe'nin yorgunluğunu fırsata çevirirsek maçı kazanacağımızı düşünüyorum. Tabii ilk golu ve erken gol bulmak önemli.Yedekte kalan fazla süre bulamayan oyuncularımız eğer oynarsa bunu iyi kullanmalari gerekir.Unutmayalim Ahmet Çalikta bir fb macinda ilk 11 baslamisti ve GB a takımındaki ilk maciydi. Güzel bir mac olsun ama kazanan biz olalım. Ne zaman fb ile macimiz olsa el kabirin 89 dk. Golu aklima gelir. Pek eskiye gitmek istemedim. Yoksa ne maclarda oynadik oynamışızdır.
1.Kategori 60,00 TL
2.Kategori 45,00 TL
3. Kategori 30,00 TL
1. Kategori Misafir Kulüp 45,00 TL
Misafir 30,00 TL
Bilet fiyatları bunlar. Fb taraftarı Kadıköy'e gitmiyor. İddası da kalmadı, sadece Gs nin önünde bitirmek gibi bir dertleri var diyebiliriz. Yönetimimiz bu nedenle fiyatları düşük tutmuş olabilir.
Maça bakacak olursak, sezon içinde fazla süre almayan oyuncularımızı izleyeceğiz. Uyum ve maç eksiği konuları bu noktada ortaya çıkabilir. Hocamızın Fb aşkı, takımın bizans maçlarına ekstra motivasyonu, rakibin kupa yorğunluğu ve moral bozukluğu ibreyi bize çeviren faktörler. Maç sahada kazanılır ama, ben umutluyum.
Büyük bir taraftar topluluğu karşılamış FB yi!
Hoş fotografda 3 kişi mevcut
http://www.sporx.com/fenerbahceyi-4-...SXHBQ628133SXQ
İlk yarı bitti. 1-0 öndeyiz. Selçuk Şahin frikikten enfes bir gol attı..
a|c
Kalpağımı alır giderim...
Maç sonu yorumum keyifsiz bir macti. Ilk 20 dk iyi oynadik ama sonra hakimiyet yavas yavas fenerbahceye gecti. Fener bugun iyi miydi degildi ama biz fenerden de kotuyduk. Özat ilk yarilari genellikle fena top oynattirmiyor ama gel gelelim o ikinci yaridaki degisiklikler bizi sırf bu mac degil her mac cayır cayır yakiyor ve buna onlem alınmassa daha cok yanariz. Mac sonucu üzgünüm iddaamiz yoktu ama evimizde feneri yenmekte guzel olurdu ama olmadi .
Serdar ve Hedefsizlik Üzerine
Önce Serdar Gürler’le başlayalım;
Serdar Gürler bu sezon Gençlerbirliği’nde en fazla parlayan oyuncu. Bu sezon gol yollarında yaşadığı sorunlar nedeniyle 32 maçta sadece 29 gol atan ve küme düşmesi kesinleşen Gaziantepsporla birlikte ligde en az gol atan takım olan Kırmızı-Siyahlıları ipten alan Serdar, 13 gol attı ve 3 de asist yaptı.
10 farklı maçta gol atan Serdar attığı gollerle takımına 4 maçta (her iki Osmanlı maçı, Konya ve Beşiktaş) 1’er puan, 5 maçta (Gaziantep, Konya, 3 golün 2sini attığı için Bursa ve birer gol birer asist yaptığı için Adana ve Kayseri) 3’er puan ve 1 maçta (Kayseri maçında iki golden birini attığı için) sembolik olarak 1,5 puan kazandırdı. Toplam 20,5 puan!
TFF ligde kazanılan galibiyet için 1,4 milyon ve beraberlik için 700 bin TL para ödediğini düşünürsek Serdar’ın bu sezon kulübe kazandırdığı meblağ tam tamına 10,5 milyon TL (2 milyon 625 bin Euro).
Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan Serdar’a Gençlerbirliği yıllık 750 bin Euro önerdi. Ama bir söylentiye göre oyuncu Osmanlısporla anlaştı. Diyelim ki Osmanlıspor 750 değil de 1 milyon Euro verdi. 250 bin Euro için hem Serdar’ın yerini kapatacak bir oyuncu bulacaksınız, hem de bu meblağ en fazla 250 bin Euro olacak. Hadi bakalım bulun da görelim...
“Takım içi dengeler” diyenler olacaktır. Bit futbolcu takıma 20,5 puan ve 10,5 milyon TL kazandırıyorsa kimse kusura bakmasın ama diğer oyunculardan daha fazla kazanmayı hak ediyordur herhalde değil mi? Hem buyursunlar onlar da benzer katkıyı sağlasınlar benzer paraları alsınlar...
Gelelim Fenerbahçe maçına;
Pas hataları, uyumsuzluk, gereksiz agresif fauller ve kağıt üstünde iyi futbolcularına rağmen baskı kuramamasıyla son yılların en kötü Fenerbahçe’si karşısında mücadeleye baskılı ve golü düşünerek başlayan Gençlerbirliği ara ara defansta hatalar yapsa da maçı alabilecek bir görüntü sergiliyordu. 45+’da kazanılan serbest vuruşu filelere gönderen Selçuk Şahin Alkaralar’ı soyunma odasına önde götürürken tribünlerde coşuyorduk.
İkinci yarı Gençlerbirliği geri çekilerek oynamaya başlayınca baskı yemeye başladı ve ilk ataklardan birinde oldukça basit bir gol yiyerek skorun dengelenmesine izin verdi. 65’te Özat, daha önce birkaç maçta daha denediği ama ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamadığım, 2 kademeli değişikliğe imzasını attı. Murat Duruer - Uğur ve Rantie - Muriqi değişikliğini yapmak için önce Rantie - Uğur değişikliğini yaptı. İşte o anda oyunu dengeleyip pozisyon üretmeye çalışan Gençlerbirliği bir anda frenlendi. Çünkü sahada tek oyun kurucu olan Aydın, Rantie’nin yerine en ileriye geçince takım pozisyon üretememeye başladı. Böyle olunca sürekli ileriye top şişiriliyor ve topa yetişmek için kendini paralayan Aydın yıpranıp duruyordu ki kısa bir süre sonra yorulup oyundan düştü.
Penaltı pozisyonuyla Fenerbahçe öne geçti ve Özat değişikliğin ikinci kademesi olan Duruer - Muriqi değişikliğini yaptı ama iş işten geçmişti. Zira Fenerbahçe hem kapanmaya hem de sert faullerle Gençlerbirliği’ni doğramaya başladı. Sonuç olarak son yılların en kötü Fenerbahçe’sine 3 puanı gümüş tepside sunmuş olduk.
Basın toplantısında Özat, oyuncularının Adana maçından sonra hedefsiz kaldığını ve maçları pek de umursamadıklarını, eldeki kadronun alternatifsiz olduğu için birçok oyuncuyu mecburen oynattığını, takım olarak 40 puan alıp hedeflerine ulaştıklarını ve son 4 maçta 0 da 12’de alabileceklerini bunun da gayet normal olduğunu söyledi.
Oysa bir takımda oyuncularını motive etmek için hedef gösterecek kişi teknik direktördür ve görevinin birinci maddesi de bu sinerjiyi oluşturmaktır. Her şey bir yana kulübün her galibiyet için 1,4 milyon TL ve beraberlik için 700 bin TL kazanıyor olması bile başlı başına bir hedeftir eğer amaç hedef bulmaksa! Takıma 20,5 puan kazandıran Serdar’a yıllık olarak önerilen 750 bin Euro’yu (3 milyon TL) sadece Adanaspor ve Fenerbahçe maçlarında alınacak galibiyetle çıkarılabileceğini düşününce hiç de azımsanmayacak bir hedef değildir herhalde “her maçta galip gelmek” öyle değil mi?
Biz hedefsiziz diyelim ki (sezon başından beri çok mu hedefimiz vardı onu da geçtim)
Hayatımızda görebileceğimiz en hedefsiz Fenerbahçesi vardı karşımızda!
Mali nin dediği "hedef gösterecek kişi teknik direktör olması" doğru bir önerme olabilir ama
Bizim bir teknik direktörümüz yok gerçeğini atlıyoruz!
FM 2017 oynayan bir eski topçumuz idare ediyor takımı!
Bir hoca maçın 5. dakikasında da oyuncu değiştirebilir. Bunu arada sırada yapıyorsa ve yaptığı değişiklikle takıma olumlu etki yapıyorsa "ne kadar da kurt bir hoca" diyebiliriz. Ama bunu her hafta yapıyorsa, bunun tek açıklaması beceriksizlik ve yanlış 11 seçimidir.
Dün çok rahat şekilde kazanabileceğimiz maçı kendi ellerimizle verdik. Rakibin hiçbir motivasyonu yokken, bize hiçbir tehdit yaratamazken, kalkıp Rantie'yi çıkarıp, tüm tedirginliklerini kendimiz ortadan kaldırdık. Güle oynaya geldiler üstümüze.
Mali'nin de dediği gibi Özat'ın maç sonu açıklamaları, "hedefsizlik" lafının arkasına sığınması vs. saçmalığın daniskası. "40 puanımı almışım zaten ben" diyor. Bu adamın ve zihniyetinin bu takımın başında kalmasına müsaade eden kişilerin Gençlerbirliği sevgisinden şüphe ederim. Bir inat uğruna ve Özat'ın kulüp içi oyunları neticesinde sözleşme yenilendi ama hala geri dönüşü var bunun.
Bir kez daha uyuduğumuz bir maç oldu.
Trübündeki 3-5 alkaranın yaptığı sohbet dışında maça heyecan katan olaylar:
1-Selçuk'un güzel frikik golu
2-Ümit Özat'ın düşmesi.
Feneri bilmem ama bizimkiler öyle çok da kasmadılar kendilerini. Serdar olmayınca Aydın'da biraz tek ayak üzerinde kalıyor.
Bizim takımın en iyisi İssah idi. Çok çalıştı, hep aralara girdi, zorladı. Seneye ilk 11'in değişmezi olur.
Ümit Özat gene yaptı yapacağını: Rotasyon için oldukça fazla isim varken O gidip M.Duruer'i il 11 başlattı. Gerçekten anlayamıyorum bu M.Duruer'den bir çıkış mı bekliyorlar? ne yeteneği var, ben yıllardır çözemedim.
Yapılan yanlış değişiklikler sonucu bir ara forvetsiz oynadı takım. Arkadaş hiç kimseyi bulamıyorsan U21, U19 dan bir iki isim bırak sezon sonu yavaş yavaş gelsin. (Bilmiyorum bu iş için mevzuat uygun mu? Sezon ortasında altyapı dan oyuncu takviyesi yapılabiliyor mu?)
Eveet Erdem;
Maça geldim,
Foruma yazdım,
Şimdi de Neşet dinleyeceğim: Evvelim sen oldun, ahirim sensin...
Paylaş