Konu: Üzülmez, Özat ve Heba Edilen Bir Sezon Daha...

“sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur”

G.Birliği’ni tutmak insanı yorar. Yönetimi yorar, taraftarı yorar, hocası yorar, hakemler yorar, medya yorar, tek yormayan sahada her zaman inatçı keçi gibi direnen futbolculardır. Tam herşey çok güzel olacak derken bir bakarsın ektiğin tarlayı hasattan önce sel basması gibi bütün emekler heba oluverir. Ben bir kez daha unumuz, şekerimiz yağımız varken helvayı yapamadığımız için çok üzgünüm. Geçen sezon ikinci yarı öncesi “Arkanıza yaslanın, bu güzel takımın oynayacağı futbolun tadını çıkarın” derken bunun çok uzun sürmeyeceğini, birilerinin bu mutluluğa çomak sokacağını biliyordum.

İbrahim Üzülmez geldiğinde çocuklar gibi sevinmiştim. Ara transferdeki tercihlerin ne kadar isabetli olduğu daha takım sahaya çıkmadan belliydi. Beklendiği gibi ikinci yarıya fırtına gibi giren G.Birliği, hem oyunuyla hem aldığı sonuçlarla ses getirmeye başladı. Ben yeni sezon öncesi arızanın yönetimden kaynaklanmasını beklerken İbrahim Hoca maraz çıkarmaya başladı. İlk onbirde oynattığı dişe dokunan oyunculardan sadece Djalma ayrılmasına rağmen sürekli giden oyunculardan dert yandı. Sanki kendisinden şampiyonluk bekleniyormuş gibi yeni transferlerin yetersiz olduklarını her medya demecinde söyledi. Oysa takım bir önceki sezonun ikinci yarısında en çok puan alan 6 takımdan biriydi. Takımın yabancı çöplüğüne döndüğü sezonlar olmuştu ama bana göre geçen sene yapılan transferlerden Vedat Muriç, Milinkoviç, Matei, Issah umut verici transferlerdi. Rantie transferini de kendisi istemişti. Bazı insanlar gerginlikten hoşlanır. Gerginlik yoksa sudan nedenlerle kendisi çıkarır. Maalesef İbrahim Üzülmez futbolculuğunun ötesindeki hocalık yeteneğine rağmen adının başına eklenen “deli” lakabının hakkını vermeye gayret etti. Benim için “G.Birliği bu kadar oynar” dediği gün bitmişti.

Yetersiz olduğu söylenen kadroda 8 tane A milli futbolcu var ki sanırım bu G.Birliği tarihinde ilk defa oluyor. Milli olmayan oyunculardan Hopf bana göre bu sezon ligin en başarılı kalecisi, Serdar Gürler takımın en üretken oyuncusu, Selçuk futbol kariyerinin en parlak günlerini yaşıyor, Aydın ligin iyi adam eksilten açığı. Hazine sandığının üzerinde oturan ama bunu tahta iskemle sanan İbrahim Üzülmez’in yolu açık olsun. Dilerim bundan sonra çalıştıracağı kulüplerde kendisine yakışacak kalitede futbolcu toplulukları ile çalışma imkanı bulur.

G.Birliği’nin yıllarca kaptanlığını yaptığı halde hiçbir zaman benimsemediğim tek futbolcu Ümit Özat. Kendisini Ümit Özat yapan kulübümüzden ayrıldıktan sonra bu kulübe vefa anlamında tek söz sarf ettiğini duymadım. Hoca olarak bir takımın başına gelebilecek en büyük felaket olduğunu düşünüyorum. Yanılmayı çok isterim ama korkarım küme düşme adayları arasına girmiş durumdayız. Muhtemelen sezonun ikinci yarısına yeni bir hoca ile başlarız ve an itibarı ile bu sezonu da heba etmiş durumdayız.

G.Birliği taraftarı farklıdır. Futbolu bilir, tabelayı değil sahadaki futbolu izlemeye gelir. Buna rağmen bu takımın potansiyelini yazdığım her mecrada G.Birliği sevdalıları tarafından ağır şekilde eleştirildim. Beni en çok yoran da bu oldu. Bana göre kulübümüze kış gelmek üzere. Benim için mola zamanı.

Onur'cuğum,
Hiç birimizin böyle bir ortamda mola verme lüksü yok.
Aman ha......

Teşekkürler!

Her sezona 6-7 yeni yabancı futbolcu transfer edip, sezon sonunda yarısından fazlasına “kendinize kulüp bulun” dediğiniz ve bu transfer politikanızdan hiçbir sezon ödün vermediğiniz için,

“100 lira” kazanan futbolculara “600 lira” vererek Yugoslav ve İskandinav futbol pazarına can verdiğiniz için,

Son 9 yıldır, sezon başına 2’den fazla teknik direktörü takımın başına getirerek taraftara farklı “futbol esintileri” yaşattırdığınız için,

Kulübün “eşsiz” transfer politikasına söz eden teknik direktörlere izin vermeyip anında kulüpten uzaklaştırdığınız için,

1-2 maçın ardından ya da daha maça bile çıkmadan teknik direktör kovarak ülke futbol gündeminde Gençlerbirliği adını sürekli üst sıralara taşıdığınız için,

Her başarısızlıkta tek sorumlunun teknik direktör olduğunu düşünerek kendinizi aklamış zannettiğiniz için,

Her sezon “ligin daha önemli olduğunu” hatırlatarak Türkiye Kupası’ndan “alkışlar arasında” elendiğiniz için,

Son 9 sezondur, lig cetvelinde 9’unculuktan (yazıyla dokuz) yukarıya çıkmayarak taraftarların Avrupa Kupası maçlarına izlemek için fazladan para ödememelerini sağladığınız için,

Her bir hamlenizle “bu kadar da olmaz!”ı her defasında bir kere daha söyletmeyi başardığınız için,

Ve belki de en önemlisi; bir sürü küskün taraftar yaratarak, maça girerken hiç zorluk çektirmediğiniz için,

“yönetimimiz” kocaman bir teşekkürü hak ediyor. Sağ olun, var olun, çok teşekkürler(!)

Son yıllarda sık sık hoca değiştiriyoruz, istikrar namına birşey yok. Kulüp yıllar sonra bu sezon ilk 5 hedefi koydu heyecanlandık. Ama 10 hafta sonunda durum ortada. Sezon başı transferlerimiz boş çıktı. Her sene aynısı oluyor. Bu transfer konusunun yapılandırılması lazım kulüpte. Her sene menajer öpücüğü tadıyoruz.

İbrahim Üzülmez'in transferler boş çıkınca motivasyonu düştü. Yönetimde kimseye derdini anlatamayınca medya üzerinden gönderme yolunu seçti. Bu da sonu oldu.

Bundan sonra Ümit Özat ağzıyla kuş tutsa zor ısınırız. Hoca olarak kayda değer bir başarısı yok. Ankaragüçlüler hakkında hiç iyi düşünmüyor. Mersin'de sportif dışında adının karıştığı olaylar var. Yalnız Mersin taraftarına sordum aldığım cevap: bizde iyi başladı, mali sıkıntılar nedeniyle devamını getiremedi oldu.

Yapılacak şuydu. Hleb ve Djalma bu takımda kalacaktı. Hocanın görüşü ve de kulüp politikası doğrultusunda nokta, hazır transferler yapılacaktı. 10 tane boş beleş adam yerine 3 tane nokta transfer. Şuan bizde başka şeyler konuşacaktık.

Kulübümüzde olmadı işler oluyor, medyaya da yansıyor, üste birde rezil oluyoruz. Yazık bizim gibi taraftara.