2012/2013
Süper Lig 28. Hafta Maçı
Gençlerbirliği - Gaziantepspor
7 Nisan 2013 Pazar, saat: 13:30
19 Mayıs Stadı
2012/2013
Süper Lig 28. Hafta Maçı
Gençlerbirliği - Gaziantepspor
7 Nisan 2013 Pazar, saat: 13:30
19 Mayıs Stadı
sıcağı sıcağına maç hakkında bir şey söylemek istiyorum: gaziantepsporun bulunduğu yer kimseyi aldatmasın.. iyi bir kadroları var..
bizim kadar iyi değil ama genede çoğu takımdan en azından sıralamayı paylaştıkları seviyedeki diğer akranlarından iyiler.. ve basamakları ağır ağır çıkmaya başladılar..
çok kontrollü ve adım adım kazanamaya çalışacaklardır maçtaki puanları.. yani önce birine daha sonra mümkün olursa üçününe de talipler..
ha bunları hesap edecek kapasitede teknik direktörleri olmayabilir ama kaç tane teknik direktör sahaya müdahale edebiliyor ki?. demem o ki; bizdeki teknik direktörde sahaya uzak olduğundan puan paylaşımını kadrolar kendi aralarında çözerler..
artık şu 3'lü forvet saçmalığından vazgeçmeliyiz.. hemde böyle bir maçta bunu yapmaya mecburuz..
hurşut'u orta sahanın soluna çekip 4'lediğimiz orta sahayla, rakip ceza sahasının içine soktuğumuz fylemincyx ve zec'i beslemeliyiz.. gol başka türlü olmaaazzzzzz.....
bkz. kazma burak'ı besleye besleye galatasaray ne hale geldi.. onlardan bişey öğrenmeliyiz..
galatasaraylıların hepsi sabri gibimi ki; gollerinin neredeyse tamamını santroforları atmış?. alın size bitirme sınavı sorusu..
bu soruyu cavaplayabilen bizde neden stoperlerin bu kadar gol attığınında cevabını vermiş olacak..
çabuk yazın kağıtları toplayacam..
Bahar ayları için sıcak bir pazar günü bol gollü ve çekişmeli bir maç olacak. Aykut'un yokluğu sorun olmayacak. Vleminckx markaj altında olmasına karşın golünü atacak. Hurşut 60. dakikada oyuna girecek. Necdet abiye inat sola geçmeyecek. Eskiden asker selamı veren Gaziantep hocası futbolumuz karşısında esas duruşunu gösterecek. Hatta Biji Gençler diyecek. Biz de Eski Yeni de kutlayacağız. Daha ne olsun. Falda bunlar çıktı.
Zamanında Anadoludan şampiyon çıkması adına umutla bakılan ve son yıllarda düşüşe geçen 2 takımın mücadelesi. Tabi futbolda dün mazidir bugün ve yarın vardır.
Maça gelince evimizde oynuyoruz. Geçen maç Aykut sarı görmüştü, o cezalı değilse cezalı oyuncumuzda yoktur. İlk yarıda Urfa'da oynanan maçı kazanmıştık. Rakip ateş hattında puan için bastıracaktır. Kapanmak yerine daha cesur futbol oynarsa bu durumu avantaja çevirebilecek ayaklarımız var.
Ben nöbetim dolayısıyla tribünde olamayacağım. Artık başka maçlara kısmet.
Ligdeki durumumuzu ve son 6 maçımızı etkileyecek bir maç... Kazanırsak üst sıralara biraz daha tutunup gelecek maçlar için güç ve moral kazanacağız. Rakibimiz Gaziantepspor şu anda çıkışta, iyi sonuçlar alıyor ve üst sıralara doğru yaklaşıyor. Onun için zorlu bir maç olacak. Aykut'un yokluğu bizim için handikap... İnşallah defansta sorun yaşamayız ve deplasmanda kazandığımız gibi bu maçı da kazanıp yolumuza devam ederiz.
Ah Mehmetçiğim, ah Cengizciğim; şu Hurşut bir sola geçse de Vileminks'i adrese teslim mükemmel paslarla besleyebilsek... Gerisi kolay... Başka bir şey istemiyorum.
Vleminckx'in kafasına kenardan yapılan her üç ortadan biri gol oluyor, biri direkten dönüyor, birini kaleci çıkarıyor. Rakipler bunu önlemek için Vlemincikx'i üç stoperle tutuyor ama becemiyor. Bizim takımda Tosiç dışındakiler orta yapmayı sevmediği için adam sadece 7 gol atabildi. Hocası Ersun gibi biri olsa bir sezonda Hakan Şükür'ün gol rekorunu kıracak ama kafasına top gelmeden maçın bittiği günler oluyor malesef.
Bu maçta solda Tosiç ile Hurşut, sağda Serkan Kurtuluş ile Tomiç oynarsa ve adam başı üçer isabetli orta yaparlarsa Vleminckx 4 tane gol atıp gol krallığında iddialı duruma gelir.
Maçın hakemi Yunus Yıldırım olarak açıklandı..
Eğer büyük bir aksilik olmazsa kızım ve ben bu maçta tribündeki yerimizi alacağız.
Hurşut sola geçerse kesinlikle ve kesinlikle başarılı olamaz. Bunun yine iki sebebi var:
Birincisi; sol ayakla solda o kadar rahat çalım atamaz. Çabuk oynayıp topu bir an önce ayağından çıkarması gerekir. Bu da Hurşut'un hiç işine gelmez.
İkincisi; Sağda oynadığında tam bizim önümüzde oynuyor ve marifetlerini göstermek için elinden geleni yapıyor. Bizden uzak olursa performansı bariz azalır.
Ateşoğul'a katılıyorum.
Hursut solda, jimmy sağda oynamalı.
Böylece sağlı sollu kroşelerle rakibi perişan ederiz.
Bu maçta maratonun en kalabalık günlerinden birini yaşamasını bekliyorum.
Hava güzel olacak, mümkün olduğunca formalarımızla gitmeliyiz.
Lütfen çekirdeği unutmayalım.
Konu Ozan_Güler tarafından (04-Apr-2013 Saat 23:58 ) değiştirilmiştir.
adam gibi atağımızmı varki forvetler gol atacak.
bknz flemiksin neredeyse tüm gollerinde de kendi üstün gayreti var.
armut piş ağzıma düş tarzında burak tipi golü neredeyse yok adamın.
duran toplar. defans bu sayede öne çıktı. organize atak kısırlığın varsa duran toplar tek umut 2. sınıf oynayan takımlarda.
çünkü bizim gibi takımlar komplekslidir.
rakibinin hep kendisinden daha iyi olduğu öngörüsü ile çıkar sahaya. rakip büyük sen küçük. maçı çevirmeyi de bilemez. ilk golü yediysen bittin. attıysan da panik başlar. koruma telaşları...
duran topları bile o kadar saçma kullanıyoruzki bazen.
ben olsam korner harici serbest vuruşlarda da defansı çıkartırdım.
bunları değiştirebilecek tek kişi takımın hocasıdır.
bende 1.5 aydır bu noktaya dikkat çekmek istiyorum.
inanması zor bir şekilde de olsa filemynx gibi bir santrofora sahip olmuşsak onu beslememiz lazım.. adama hiç orta yapmadığımız halde bu kadar gol atabiliyorsa bazı şeyleri hakediyor olmasını engelleyemeyiz.. bunun görülmesi gerekir..
bizim hücum planımız ters ayakla kanatlarda debelen, kendi kendilerini tatmin eden açık oyuncularımızın yerine belkide pivot santroforların en iyisine destek olmak üzerine kurulmalı..
ama bizim takımımız hala fylemincyx alınmamış gibi eski düzende debelenmeye devam ediyor. adam her maçta kolları havada çarpraz koşularla artık gençlerbirliğinde olduğunu göstermeye çalışıyor ama bizimkiler kanatlarda bir imkansızı başarmak için görevlendirilmişler.. apaçık görülüyor, tabii kendileri oturup böyle bir hücum planına karar vermemişlerse....
takıma yeni dahil ettikleri 10-15 milyon avroluk oyuncuların deliler gibi burak'ı besledikleri galatasaray takımı sadece bir örnek.. güncel olması ve sıralamada en üstte yer alması üzerine onları örnek verdim..
yoksa ligimizdeki bütün takımlar birbirinden çok az farklarla ayrılan bir şekilde hücum planlarını santroforlarının üzerine kurmuşlar.. biz ise kanat oyuncularımızdan gol bekliyoruz.. saçma ama gerçek..
üstelik diğerleri sıradan santroforlarla bunu yapıyor, bizim elimizde ise fylemyncx gibi inanılmaz bir yetenek var ama bir orta yok.. buda saçma ama buda gerçek..
İlk yarı oyun bizim kontrolümüzde geçti. İkinci yarının başında G.Antep etkili geldi. Fuat Hoca'dan bir hamle bekledim ama hocamız bağıra bağıra gelen golü yedikten sonra oyuna müdahale etti. İlk golün ortası dışında olumlu hareketi olmayan Hurşut'un yerine Tomiç girince sağ kanattan da top getirmeye başladık. 2-1 öne geçtikten sonra geriye yaslanıp vakit geçirmeye çalışınca ikinci golü yedik.
Bu maçta Özgür çok iyi oynadı. Jimmy de iyi günündeydi. Sakatlanıp çıktıktıktan sonra hücum etkinliğimiz azaldı. Artun mevcut form durumu ile oynamaya hazır değil.
Antep'te Turgut oyuna girdikten sonra çok etkili oldu. Aykut cezalı olmasaydı bence bu maçı kazanırdık. Haftaya Vleminckx ve Kulusiç oynamayacak. Sivas maçı zor olacak.
Böyle futbola HAYIR.
nedir bu ya. Takımın gol atmasına bile sevinemiyoruz.Gol at, yaslan,gol ye,atak yap,gol at,tekrar yaslan, gol ye. Eminim 3 ü bulsaydık tekrar yaslanıp maçı 3-3 e getirirdik.Ara ara iyi oynadık ama ne zaman hep golü yiyince.Adamlarda da iyi kaleci olunca sonuç bu.
Şimdi izleyice farkettim yediğimiz ikinci golde Curri ne iş yapar.Adam bomboş vurdu.Ramazanın yapacağı bir şey yoktu.Haftaya yine Curriye mahkumuz işimiz zor.
2 haftada 6 puanın cepte olduğu maçlarda 4 puan kaybettik.
Önümüzde artık düzlük değil yokuş var, bakalım takımın nefesi nereye kadar yetecek.
Konu haci_senol tarafından (07-Apr-2013 Saat 16:23 ) değiştirilmiştir.
Elazığ maçında neden 1-0'dan sonra yaslanıyorsunuz, çıkın ikiyi bulun, kumaşınız Elazığ'dan daha iyi desem de 80'deki gole kadar neredeyse hiç ileri çıkmamıştık. Gaziantep maçında da aynı tabloyu gördüm ve sinirden yerimde zıplamaktan başka bir şey yapamadım.
Ancak beni en çok sinirlendiren ise Kardeşler grubunun takım 2-1 öndeyken sanki 4-0 öndeymişizcesine goygoya başlayıp oley, oley, ah, ah yapmasıydı. Zaten bunları duyunca Allahın sopası yok, kesin skor 2-2'ye gelir diye düşündüm ve hislerimde yanılmadım. Bu grubun sıcak bir pazar günü ailesiyle, çocuklarıyla maç seyretmeye, hoş vakit geçirmeye gelen taraftarların huzurunu bu tribünün yıllardır müdavimi olan ihtiyarlara saygısızlık etmeye hiç hakkı yok. Ben de onlara sinirlenip yaşlılara saygılı olun diye bağırdım ama gerekirse 30 kişiden dayak yemeye hazırdım böyle dediğim için çünkü büyüklerimize saygısızlığı asla kaldıramam!
2 maç üst üste berabere kaldık. Bizim takım bu sezon arefeyi gösteriyor bayramı göstermiyor. Tv den izlediğim kadarıyla zaman zaman iyi oynadık. Klasikleşen veya kronikleşen de demek yanlış kaçmaz, bir biçimde gol atıyoruz, sonrasında geriye yaslanınca golü kalemizde görüyoruz. Bir motivasyon eksikliği var. Pozisyonun birinde Tosiç ile Özgür pas hatası yaptılar, topu taca çıkararak rakibe kaptırdılar. Lig tv spikeri bu durumu ligin kalitesi, motivasyon düzeyi ve de en önemlisi iş ciddiyetsizliği- düzensizliğine bağlayan bir cümle kurdu. Eleştirirken de kibar olmak için kelime seçimlerine özen gösterdi.
Tosiç ileri çıkışlarda son zamanlarda epey top kaybetmeye başladı. Hurşut sakatlıktan çıktı, hazır gözükmedi. Artun bu haliyle lig için yetersiz. Tomiç oyuna girince iyiydi. Bence denenebilir. Önümüzdeki cuma Sivas maçı var; Vleminckx ve Kulusiç cezalı oldukları için yoklar. Aykut dönüyor. Jimmy' nin sakatlığı inşallah ciddi değildir.
Tribünde yediğimiz ikinci golden sonra ve maç bitiminde "şike yapıp maçı satmışız" şeklinde konuşmalar vardı. Hatta maç öncesi bile aynı şeyler söyleniyordu.
Oynanan oyun ve skora bakılırsa şike olasılığını gözardı etmek mümkün değil. Hatta Elazığ maçında bile benzer bir şeyi düşünebiliriz.
"Gençlerbirliği maç satmaz" düşüncesi bir kere daha yerle bir oldu sanırım.
Maçın skorunun büyük olasılık dışarıda tayin edildiği bir ortamda maçı ve taktiği konuşmak pek uygun kaçmaz sanırım.
Maç çıkışı, İrfan (Akalp) abi gibi ben de taraftarlığımı askıya almayı düşündüm bir an.
Geçen sene başkanın isteği ile takıma fren yaptırılıyor ve takım Avrupa maçları grubunda oynayacakken "gazoz kupası"na gidiliyor. Bu sene çıkış yapacakken maç satılıyorvs.
Tamam "başarı avcısı" taraftar kesimi değiliz ama bu şekilde işleyen bir sisteme de eyvallah dememeliyiz sanırım. :-/
İki sene önceki 2-4 biten fb maçını anımsattı bugünkü skor.
Bu maç satma iddiasına katılmıyorum. Son dakikada Tomiç'in şutunu kaleci çıkaramasaydı ne olacaktı?
Takımın skor tutma ile ilgili bir sıkıntısı var, bu belli. Biz skoru geriye gömülüp topu rastgele ileri vurarak tutacağımızı sanıyoruz. Halbuki skoru tutmak en iyi pas yaparak olur. Fenerbahçe'nin Avrupa ligi maçlarında yaptığı şey buydu mesela. Kendisinden çok daha iyi takımlara karşı skoru böyle tuttular hep. Tabii bunu yapabilmek için fizik gücü yüksek futbolcular gerekiyor. Bizim orta sahamızda Azo ve Petroviç bu anlamda yeterli değiller. Hurşut'tan hiç bahsetmiyorum bile, bence uzun süre dinlenmeli. Hırslı, istekli ve son dakikaya kadar oyunu kovalayan çok az oyuncumuz var. Bu nedenle de oyunu bir türlü tutamıyoruz.
Bugün ilk iki değişiklik yerindeydi ve zaten oyunu da öenmli ölçüde değiştirdi bu değişiklikler. Ama Artun yerine Zec tercih edilseydi son anlarda geniş alanları daha iyi kullanabilirdik.
Neticede takımın kondüsyonu çok eksik, bunun artırmaktan başka çare yok. Bir de orta sahaya hızlı, çalışkan, tekniği iyi ve kondüsyonu çok iyi biri lazım, şu an takımda böyle biri yok.
Bu arada maçı televizyondan seyrederken gözlerime inanamadım. Antep tribününde oldukça fazla sayıda Ankaragücü formalı, atkılı insan vardı.
Dün ben Ankaragücü'nün Göztepe'yi yendiğini öğrendiğimde sevinmiştim ama bugün gördüklerimden sonra bir daha Ankaragücü ismini ağzıma bile almam. Umarım tez zamanda en alt ligin de en altına düşerler.
Ben bu gün demirin üstündeki grubun o hareketinden sonra(zamanında birilerinin davul tokmalarıyla yaptığı gibi) bir daha hiç bir tezahüratına katılmayacağım.Ta ki gelip hakaret ettikleri, üzerine yürüdükleri insanlardan özür dileyene kadar.Kendi tezahüratımızı kendimiz yaparız.
Batsın bu dünya...
Taaa İstanbul'dan maça arkadaşımızı çağırmışız,
Gel, tribündeki samimiyeti gör demişiz.
Biz ne gösterdik?
Demirin üstündeki grubun uyurgezer tezahüratları kendilerini kesmemiş olacak ki rakip takıma ve C bloka sataşarak heyecan yaratmak istemesine mi şaşarsın
Yoksa kendilerine Kara-Kızıl diyen birkaç kişinin ayakta durma sevdasını gelip ta önümüzde sergilemesine ve tüm uyarılara rağmen kendi bildiğini okuyan tavrına mı?
Neyi paylaşamıyoruz?
Ne bekliyordun arkadaş?
Şampiyon olmayı mı?
Her önüne gelene 5 atıp, rakip tribüne el hareketi çekmeyi mi?
Fuat hoca kalsa ne, gitse ne?
Bu kafayla eline ne geçecek?
Tüm renkler hızla kirleniyordu, birinciliği Kırmızı-Siyaha verdiler.
Ey C Blok sakinleri: Maça gitmemek bir yöntem, ve doğru da olabilir.
Ama birkaç kendini bilmezin oluşturduğumuz bu güzide ortamı bozmasına izin vermemeliyiz.
Gerekirse göçelim, yerimizi değiştirelim:
Belki de en güzeli gecekondu tarafına yakın sakin bir bölgeye yerleşmek..
Bu oyunla 3 puan'lar gelecekse, gelmeyiversin. Fuat Hoca'yı ilk tanıdığım günden beri seviyorum, fikirlerine katılıyorum, onaylıyorum. Ama hoca artık bildiğimiz Türk teknik direktör kalıbına girme yolunda hızla ilerliyor... Sadece o maçı kurtarmaya yönelik hamleler, bir gol atıp geriye çekilmeler, taraftarın sevdiği isimleri sahaya sürmeler (Hurşut, Artun) vb. hareketleri çok sık yapmaya başladı.
Hurşut bu takıma artık zarar veriyor. Benim merak ettiğim bu adama kimse "Hurşut, bak evladım. Sen topla çok oynuyorsun, böyle yapma." demiyor mu? Demiyor sanki. Aksine tüm topları Hurşut'a ulaştırmaya çalışıyoruz.... Azofeifa ve Petroviç orta alanı hiç kullanamıyor. Azofeifa sahada dolanıyor, Petroviç ise topu yandakine vermekten öteye geçemiyor. Bu yüzden tüm ataklarımızı sağ ve sol kanattan bindirmelerle yapıyoruz... İşin asıl ilginci, tüm topları şişirerek Vleminckx'e ulaştırmaya çalışmak. Ne oldu bu takımın dikine oyun anlayışına?
Fuat hoca istifa etmesin, Fuat Hoca'yı göndermesinler. Ama birileri hocayı eleştirsin. Yönetimle bazı konularda anlaşmazlıkları var, istediği oyuncuları almıyorlar, etmiyorlar ama hoca da bunlara karşı hiç savaşmıyor. Eğer gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsa, savaşmalı.
İyi ki gel(e)memişim.
Takım galiba gerilla taktiği uyguluyor. İçerde ya da dışarıda olsun değişen bir şey yok. Hepimizin hemfikir olduğu husus takımın oynadığı futbolla keyif vermesi;ama maalesef Akhisar maçından sonra ikinci kez tribünde uykum geldi ve maç bitse de gitsem dedim. İnşallah bundan daha kötüsünü görmeyiz.
Saha İçi:
Orta sahamız oyunu yönlendirmek, oyunun temposunu belirlemek açısından çok zayıf. Bunun ana nedeni bu bölgede üç oyuncumuzun da tek yönlü oyuncular olması. Özgür çok iyi bir defansif orta saha oyuncusu. Takımın omurgasının en önemli parçası haline gelmeye başladı. Onun oyunun sadece defansif yönünde olması rahatsızlık vermiyor. Ama Azo'nun tüm iyi niyetine rağmen savunmada direnç oluşturamaması, Petroviç'in ne savunmada ne hücumda istikrarlı bir şekilde ağırlık koymaması skora bağımlı bir oyun anlayışıyla oynamasına sebep oluyor. Fuat Hoca mutlaka bu durumun farkındadır. Eğer takımda kalırsa soruna çözüm bulacaktır. Ama bu sene bu duruma katlanacağız gibi görünüyor.
Saha Dışı:
Tribünde yeni sayılırım. Tribün gruplarını pek bilmiyorum. Ortada futboldan anlamayıp bağırmaktan anlayan gruba Kardeşler deniyormuş, yeni öğrendim. Bu Kardeşler niye bir anda Fuat Hoca'ya karşı oldu? Bu kadar severken, tribüne kadar çağırıp sevgi gösterirken, 3-4 hafta içerisinde bu değişim bana çok mantıklı gelmiyor. Altında ister istemez bir bit yeniği arıyorum.
Ama ne olursa olsun, C Blok'tan Kardeşler'e doğru bazı hakaretamiz laflar edilmemeliydi. Olayları bu laflar daha da kızıştırdı. Keşke olmasaydı.
Paylaş