Alıntı onur_aydogan demiş ki... Mesajı göster
Serkan'cığım devamını da yazar mısın? En heyecanlı yerinde kesmişsin.
Onur Abi nerden başlasam, nasıl anlatsam bilemedim

Maçı kazandık ama Kasımpaşa kadar iyi oynamadık. Ofansif oyunumuzda fark yaratacak adamlarımız El Kabir ve Hleb, bu iki futbolcu da kötüydü. Hleb oyunun kontrolünü bir türlü eline alamadı. Aslında ikinci yarıyla beraber hücumu daha fazla düşünen, daha fazla isteyen ve bu nedenle biraz da dağınık görüneb bir kasımpaşa vardı sahada. Yani Hleb ikinci yarının ilk 15 dakikasında birazcık oyuna ağırlığına koyabilse, çok sayıda pozisyon bulabilirdik. Olmadı.

Ofansif tarafımız iyi çalışmazken, defansif oyunda skulason - Selçuk ikilisinin şahane futbolu, özellikle sağda ahmet ile djalma'nın kademeli oyunu sayesinde rakibe pozisyon bile vermedik. Burası çok önemli, çok iyi hücum silahları olan bir takıma karşı oyunu tutma becerimizi ortaya koyduk. Bunu da sahiden akıl ve disiplinle, doğru taktikle yaptık. Golü atamayabilirdik, hücumumuz çalışmadı ama maçın hiçbir bölümünde, 1-2 tane yüksek top dışında, gol yiyecek takım görüntüsü çizmedik. Rakibe aynı futbolcunun iki bireysel hatası ile pozisyon verir gibi olduk, onda da kademe görevini yapıp pozisyonları savuşturdu.

Devre arasında yazdığım gibi 60. dakikadan sonra hleb - irfan değişikliğini bekledim. çünkü hleb gerçekten gününde değildi, daha fazla ısrar etmek anlamsızdı artık. Kenarda oturan irfan her zaman bir umuttur. Yani takım tıkandı, yedek kulübesine bir bakıyorsunuz irfan var, bu düşünce bir defa hem sahadaki takımı hem tribündeki seyirciyi ayakta tutar. Bir de şimdi üstüne serdar gürler var. Bu futbolcular, bu kaliteli çeşitlilik önemli bir avantaj.

İlk değişiklik Stancu - Serdar değişikliği oldu. Burada hoca oyunu tutmak için değişiklik yaptı. Stancu solda Uğur'u biraz yalnız bırakmaya başlamıştı. Bence Stancu yerine El Kabir de değiştirilebilirdi. Bu değişiklikle de hoca işin defansif yönünü düşündü. El Kabir fiziki gücüyle rakibi yoran, pres yaptığında rahat çıkarmayan bir futbolcu olduğu için, ofansif olarak oyuna bir şey katmasa da sahada kaldı. Ardından İrfan-Hleb değişikliği ve kırmızı kart ibreyi bize çevirdi. Skulason'nun kazandığı topu İrfan önce hücuma çevirdi, ardından da golle bitirdi. Bence Hleb'in gelmesi, İrfan'ı kendini geliştirmeye, topla daha az ve verimli oynamayı öğrenmeye mecbur bıraktı. Önümüzdeki süreçte daha da iyi bir irfan izleriz.

El Kabir ayakta kalmayı seven bir adam, darbelere rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. Ayakta kaldıkça da lehine faul çalınmıyor. Türkiye'de oyuncu ayakta kaldığı sürece faul çalınmaz gibi gizli bir kural var galiba... illa yere düşmek lazım! Onun dışında maçın hakemi iyiydi ve kırmızı kart yerindeydi. hatalar yaptı tabi ki ama ne bizi ne de kasımpaşa'yı ezmedi. Kartları da, yönetimi de istikrarlıydı.

Bu galibiyetle düşme kabusundan büyük ölçüde kurtulduk. ama maç sorası ibrahim üzülmez'in dediği gibi, birazcık rahatlarsak alttaki takımlardan birini hemen arkamızda bulabiliriz. aynı dikkatle, konsantrasyonla oynamaya devam etmemiz şart. hepimizi çok mutlu eden rahatlatan bir galibiyet oldu. Galibiyetin geldiği stadın adının çirkinliği yüzünden, o statta hiç yenilmemiş olmamız da şahane! Çok yaşa Gençlerbirliği!