6. Sayfa - Toplam 8 Sayfa var BirinciBirinci ... 45678 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 126 ile 150 ve 195

Konu: Basından Haberler

  1. #126
    Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, "Şimdi futboldan ne kadar iyi anladığımı kamuoyu iyi anlasın" dedi. http://www.yurtspor.com/haber/gencle...aska/7464.html

  2. #127
    Uzun lafın kısası "Benim aldıklarımla kümede kalırız bu da yeterlidir devre arası takıma katkı sağlayacak eksikleri giderecek transfer beklentisinde olmayın..." diyor başkanımız, tabii umarım ben yanlış anlamışımdır, 100 üzerinden 50 alanın başarılı görülüp sınıf geçtiği eğitim sistemine alışkın yurdum insanını elbette kümede kalmayı başarı olarak gören başkanı da duayen sayar... Galiba hedef daha daha yukarı değil, kümede kalmanın sıradanlığı olacak, her türlü sonuçta sayın Cavcav bir süper lig takımı başkanı olma kartvizitini kaybetmeyecek...

  3. #128

  4. #129
    YURTSPOR - Ercüment TUNÇALP


    BU NEYİN DESTEĞİ ?


    Tarih 29-Şubat- 2012 …

    Fenerbahçe şike davasından dolayı tarihinin en zor günlerini geçiriyor. Ekonomik krizden kurtulmak isteyen sarı lacivertliler, 100 milyon tl’lik tahvil ihracı yapma kararı alıyor. Taraftardan iş adamına kadar çok sayıda F.Bahçeli de fedakarlıkta bulunuyor.

    Haberin buraya kadarı, normal olan kısmı. Bundan sonraki anormal kısmını ise Sayın Cavcav’ın ağzından dinleyelim:

    “Fenerbahçe’ye o zor günlerinde destek olmam gerekiyordu. Ben de oldum”
    Birinci tuhaflık; tekil konuşmasına rağmen kendi cebinden yaptığı bir desteğin mevcut olmamasıdır. Tahvili alan Gençlerbirliği Spor Kulübüdür.

    Faiz parasını alıp almayacağı sorulduğunda ise ikinci tuhaflık ortaya çıkıyor :

    “ Hayır, ben gelir elde etmek için o tahvili almadım. Paranın faizini de istemiyorum. Şubat ayında ana paramı alacağım sadece”.

    Kulüp kesesinden bonkörlük yapan başkana bakarmısınız ?

    Yani Sayın Cavcav Fenerbahçe’ye Gençlerbirliği kesesinden kredi açmış.

    3-Temmuz sürecinde, tescillenmiş şike eylemleri içinde Gençlerbirliği- Fenerbahçe maçı da var. Peki bu durumda en azından mağdur olan tarafın şikayetçi olması gerekmez mi ? Tam tersine olayı görmezden gelip destek vermek akla neyi getirir ?

    Hadi olayı süzemedin veya ne mahkemeye ne de UEFA’ya inanmıyorsun, o zaman kendi adına böyle bir destek versene. Hatta fanatik Fenerbahçeli başkan vekiline de verdirsene…

    Gençlerbirliği kasasından vermek ne oluyor ?

    Sorulara eski yönetici ve kongre üyesi olarak devam etmek zorundayız.

    1- Bütün Fenerbahçeli işadamları kendi adlarına veya şirketleri adına bu tahvilleri alırken, siz neden kulübümüze bu bedeli ödetiyorsunuz ? Sizde büyük işadamı değil misiniz ?

    2- Daha önce böyle bir yardım aldınız da mukabelede mi bulunuyorsunuz ?

    3- Dernekler Kanunu, size istediğinize faizsiz kredi verme yetkisi veriyor mu ?

    4- İstanbul kulüplerine olan sempatinizin sebebi nedir ?

    5- Kardeş kulüp Ankaragücü büyük maddi sıkıntı yaşarken, yardımseverlik için neden önce komşunuz akla gelmiyor ?

    6- Buna benzer başka faizsiz kredi uygulamalarınız var mı ?

    Bu sorulardan daha fazlasını genel kurula bırakmak kulübümüz için daha hayırlı gözüküyor.

    20 Kasım 2013 Çarşamba 21:58

  5. #130
    Serdal Eşgin
    Ziyaretçi
    eğer bu ihtiyarın yaptığı suçsa bilmiyorum suç mu o zaman bu ihtiyarı mahkemeye vermek gerçek Gençlerbirliği sempatizanlarının boynunun borcudur.Bu ihtiyar gitmediği sürece bu tip saçmalıklar yapmaya devam eder.

  6. #131
    Serdal Eşgin
    Ziyaretçi
    İhdiyar cavcava

    Faizsiz kredi veriyormuşun.Bende ciddi olarak faizsiz krediye 6 aylık talibim.Fenerden daha çok ihtiyacım var.

  7. #132
    Sn Cavcav daha bundan kısa bir süre önce, "Başbakanın yerinde olsam dört büyük kulübün yöneticisini görevden alırım" şeklinde konuşmuştu. Şimdi sormazlar mı adama, madem onlara kulüplerini borç batağına soktular diye kızıyorsun, o zaman bu yaptığın nedir? Aslında mezarlar kendilerini tek adam görenlerle dolu.

  8. #133
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    10 Jul 2013
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    51
    Şifo bu işi çok iyi yapıyor. Umarım kendisi ile uzun bir çalışma dönemimiz olur. (en az 4-5 sezon)

    http://skorer.milliyet.com.tr/sifo-m...40/default.htm

  9. #134
    forumda paylaşıldığını göremedim. şu güzel, değerli ve hoş sohbeti en azından burada arşivleyelim. soran da, yanıtlayan da has gençlerli, içinden! arada belki yeniden izleriz, izlemeyenler bir bakarlar filan. erdem özelinde 40 kişi ekibinin de eline sağlık bu arada. benim en sevdiğim söyleşi bu oldu ne yalan söyleyim!

    http://www.youtube.com/watch?v=MT0MW...ature=youtu.be

  10. #135
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    konya
    Mesajlar
    167
    Okay Karacan

    o.karacan@zaman.com.tr

    İçinden Sergen Yalçın geçen yazı


    Celal Doğan’ın Gaziantepspor’u ile İlhan Cavcav’ın Gençlerbirliği bu ülkenin özel takımlarıdır.

    Paylaş Tweetle Paylaş Gönder Yazdır A A Futbol’un değişim sancılarıyla yüzleşmeyi en iyi onlar bildi. Güçlü ve sevilen bir belediye başkanı olan Celal Doğan hukuk okumuş, kamu yönetimi konusunda pratiği olan, halk psikolojisini iyi takip eden bir bürokrat olmanın avantajlarını futbol kulübü yöneticiliğinde de gösterdi.

    Bölgenin en yetenekli çocuklarını toplayan, bu haliyle oyunun çekim merkezi olan Gaziantep aynı zamanda uluslararası futbol piyasasından yaptığı nokta transferlerle farklılaşır, yetiştirdiği ya da alıp İstanbul’a pazarladığı oyuncularla ekonomik sorunlar yaşamadan ayakta kalırdı. Kurduğu Büyükşehir Belediyespor ile yedek takımın A takıma kaynak yaratmasını sağlayarak ilk adımlardan birini attı.

    Gaziantep’in şahane bir seyircisi vardı. İlçelerden ve hatta illerden bile Gaziantepspor maçlarına gitme alışkanlığı oluşmuştu.

    Mutfağının leziz tatları henüz İstanbul’da üretilmeye başlamadığından futbol dünyası için bu yönüyle de Gaziantep popüler bir futbol şehri olmuştu.

    Gençlerbirliği 90’ların ortasından itibaren Cavcav’ın yönetim dehasıyla markalaştı. İyi bir işadamı, insan yönetme sanatında uzmanlaşmış, bildiği doğrulardan taviz vermeyen bir karakterdi. Gençliğinde futbol oynamanın avantajını yöneticilik dönemlerinin tamamında gösterdi. Afrikalı oyuncuların transferi, yerli isimlerin İstanbul’a pazarlanması konusundaki dehası sürekli sayfa manşetlerinde yer alırdı. Ne var ki Cavcav takımın Ankara’daki tesisleşmesinde kurumsal büyümesinde de boş durmuyordu.

    Bugün Gençlerbirliği ülkenin kasasında para bulunan tek kulübüyse onun eseridir. Gençlerbirliği Ankara’nın İstanbul’a her doğan çocuğu kaybettiği bir ortamda bugün 6000 kombineli seyirci topluluğuyla hâlâ farklı bir gücü ve kültürü temsil ediyor.

    Sözü çok uzatarak ne anlatmak istediğime geldiğim için bağışlayın. Bu ülkede bazen bir şeyi anlatmak için çok şeyi hatırlatmak zorunda kalıyorsunuz ve hafızası bu kadar zayıf bir toplum için tekrar yapmak iyidir.

    Bu hafta Gaziantep son zamanlarda hiç olmadığı kadar coşkulu, takımının arkasında ve kalabalık bir seyirciye oynadı.

    İlçelerden insanlar uzun zaman sonra Sergen’li takımlarını izlemeye geldiler. Uzun zamandır aranan galibiyet ile coşku ve ilgiyle harika bir akşam geçirip ayrıldılar Kamil Ocak Stadı’ndan. Elazığspor zayıf bir takım olsa da bu maç bir özgüven tazeleme, potansiyel yeteneği hareket enerjisine çevirme sınavıydı ve başarıyla ayrıldılar.

    Şimdi Cavcav ve Celal Doğan’ın futbol sistemine yaptığı katkıları hakkını vererek analım ve değişimin ikinci evresine bakalım.



    SERGEN YALÇIN DEVRİM’İN HABERCİSİ OLABİLİR Mİ?

    Mehmet Özdilek evrilen bir teknik adam. Ankara’ya yeni bir ruh getirmek için kolları sıvadı. Temsil ettiği jenerasyonun iyilerinden birisi olarak sivriliyor. Gençlerbirliği ona istediği iyi adamları alacak kadar zengin ve güçlü. O da yıllarını Ankara’ya verecek kadar çalışkan ve gönüllü..

    Sergen Yalçın ise Türk Futbol literatürüne yeni cümleler sokacak, yeni bir tarih yazacak, bir başarı hikâyesinin mimarı olacak kadar özgüven sahibi..

    Yalçın’ın en büyük şansı potansiyelini yeniden açığa çıkarabileceği bir şehre gitmiş olması. Büyük bir takımın hocası olmanın yolu çoğu zaman o yollardan geçiyor. Futbol’da yeni bir dönem açılıyor. Bu kez 90’lardan farklı olarak. Düzenli bilanço, ödemeleri gelirleri arasında açıklar olmayan kulüpler olmak zorundasınız. Bir kısım oyuncuları içinizden, bir kısım yabancıları ucuz ama kalitelisinden seçmelisiniz.

    Sergen Yalçın bunu başarabilecek bir şehirde ve o şehir yeniden heyecan yaşıyor. Ekonomik durumu pek iyi sinyaller vermeyen Gaziantep için yeni devrimin başlangıcını süper solak yapabilir.

    Daha iyi bir tercih daha iyi bir şehir olamazdı. Ülkenin futbol yorumcusundan çok iyi teknik adama ihtiyacı olduğu kesin.

    Mühim olan seyirciyi yeniden tribüne çekecek işler yapabilmek. Zira konuştukça seyirciye kaç, çalıştıkça onlara yaklaştıkça seyirciye gel diyoruz.

    Roberto Carlos’un Sivas, Sergen Yalçın’ın Gaziantep’te olması ülke futbolu için büyük şanstır..

    Sergen başarırsa Gaziantepspor’un kahramanı olabilir ve taraftarın kendisine ettiği küfürler yüzünden bir daha gitmediği İnönü’ye ön kapıdan girebilir.

    Umarım evrilip başka bir adam olmuştur. Çünkü tekrar yorumcu koltuğuna dönmek eskisi kadar büyülü olmayacaktır.

    http://www.zaman.com.tr/okay-karacan...i_2173320.html

  11. #136
    TribünDergi Forum'da Gündem: Gençlerbirligi Tribünleri / Sayfa:414 • Tribun Dergi

    http://www.tribundergi.com/forum/vie...136&start=4180

  12. #137
    http://www.klasspor.com/tr/haber/315...50_bin_TL.html
    Güzel bir haber!
    Gençlerbirliği adımıza yakışmış. :-)

  13. #138

  14. #139
    http://www.klasspor.com/tr/haber/316...r_geliyor.html

    Mehmet Özdilek'in basın açıklamalarına da yansıttığı; Gençlerbirliği kulübü ve taraftarını yücelten, çoğu kez görmezden gelinen bu kulübün de bu ligde gerçek, somut bir varlığı hedefleri-iddiaları olduğunu ısrarla vurgulayan genel tutumundan çok memnunum.

    Şu ana dek kamuoyu algısını, transferlerden anladığımız kadarıyla yönetimin algısını da çok iyi yönetiyor. Teknik-taktikten bağımsız olarak bu zihniyet dönüşümü, beni özellikle gelecek sezon için umutlandırıyor.

    Özdilek'in bu tutumu, Fuat Çapa'nın kulübün kimliksizleştiği ve bazı oyuncu ve hocalar için bir "basamak" olmaktan başka tüm işlevini yitirdiği algısını besleyen, temkinli iddiasızlığından sonra doğrusu ilaç gibi geliyor.

  15. #140
    Mehmet Hoca 40 yıllık Gençler'li gibi konuşuyor ve hareket ediyor. Camiaya bir hareket ve heyecan getirdi. Hazır hocamızı bulmuşken ve tribünlerimizin gücü artmışken yönetim de biraz üzerindeki ölü toprağını atarsa kulüp tarihine geçecek başarılar yakalayabiliriz. Ben de Mehmet Hoca'yı çok sevdim. Rakiplerimize saygıda kusur etmemesine rağmen kelle sayısı fazla olan takımlara kuyruk sallamıyor. İşini ciddiyetle ve profesyonelce yaparken amatör ruhu da muhafaza ediyor.

  16. #141
    Mehmet hoca, Sedat ve Uğur'un katıldığı röportajı kopyalıyorum!
    ---------------------------------------------------------------------------

    Yorum Yap












    Gençlerbirliği Spor Kulübü


    Hakan Arslan ve Tunç Kayacı'nın sunduğu Kamp Günlüğü programına takımımızdan Mehmet Özdilek, Sedat Bayrak ve Uğur Çiftçi konuk oldu. Cem Çınar'ın yapımcısı olduğu programda teknik direktörümüz ve oyuncularımız gündeme dair açıklamalarda bulundu.

    Mehmet Özdilek:

    Şu an geldiğimiz konuma birlikte geldik oyuncularımızla. Geldiğim gün onlara güvendiğimi söyledim

    Ama siz ne yaparsanız yapın saha sonucu alamazsanız havayı değiştirmek kolay olmuyor.

    Oyuncularımızla ilk günden beri sadece saha içini değil saha dışını da paylaştık. Gelen galibiyetlerle de bunu pekiştirdik.

    İlk andan beri hayal kurmadan gerçekçi planlarla ilerledik. Önümüzde zorlu bir ikinci yarı bizi bekliyor

    Benim için en anlamlı galibiyet Elazığ galibiyetiydi. Rakibimiz bizi yense 8. olacaktı; yendik ve nefes aldık

    9 final maçına çıktık. Alttaki takımlarla 7-8 yukarısıyla 6-7 puan var. Öyle bir noktadayız ki aynı çizgide devam etmeliyiz.

    Gençlerbirliği Türk futbolunda önemli bir marka alt yapıda. Uğur da böyle bir isim, çalışarak azimle daha iyi yerlere gelecek

    Bursaspor maçının son on dakikasında 5tane alt yapı oyuncumuz sahadaydı. Federasyonun teşviği yeterli değil

    Burada bir yapılandırma olursa bizim gibi takımlardan çok daha fazla oyuncu çıkar alt yapılardan

    Gençlerbirliği'nin hedefi ve başarısı göz ardı edilmemeli genç oyuncuların transferi konusunda.

    Bu sene bir geçiş süreci ama gelecek sene Gençlerbirliği'nin misyonu hep yukarılarda olan bir takım olmalı

    Başkentin tek takımı Süper Ligde ve geçmişiyle Gençlerbirliği bunu fazlasıyla hak ediyor.

    Gerçekçi olmak gerekirse geçen yıl Antalya ile ilk yarıda lider olabilecekken ligde kupa bize çok büyük bir engel olmuştu.

    Kupanın fikstrü çok sıkışık ve kadro derinliği olmayan takımlar için çok daha zorlu oluyor.

    15'inde kupa maçları başlıyor. 3günde bir maç yapılacak. Bir çok Anadolu takımı bunu kaldıracak bir kadro ile çıkamıyor lige

    Geçen yıl Antalya'da biz, Eskişehirspor,Bursapsor ve Sivasspor'da aynı sıkıntıyı yaşadı. Elendik,Üzüldük ama belki de hayırlı oldu

    Ankara futbolcu olarak ciddi kaynak ve Gençlerbirliği de Ankara'nın en iyi alt yapısına sahip. Altyapıda bir çok milli oyuncu var

    Takım bütünlüğü oluştukça alttan gelen oyuncuları takıma dahil etmek de çok kolay olacak.

    Johan dahlin,Artem Radkov,Doğan Serttaş ve Hakan Aslantaş ile anlaştık.Ön tarafa bir oyuncu daha alacağız. Martins ile anlaşamadık

    Çalışırken eğlenmek çok önemli, oyuncular o havada olunca, keyifli çalışma ortamı bize de yansıyor.

    İkinci yarıda daha güçlenerek devam edeceğiz. Oynadığımız her maçta Ankara zor bir deplasman olacak dedik

    Çok ciddi bir tribün desteği var, bir kaç maçımızı taraftarlarımızla kazandık diyebilirim. O nedenle Ankara bir deplasman oluyor
    Kaybedebiliriz ama sonuna kadar mücadele ederek kaybedebiliriz. Artık kolay maç kaybetmeyeceğiz

    Yabancı sınırlamasından ziyade biz elimizdeki oyuncuları Avrupa'ya nasıl gönderebiliriz bunu tartışmalıyız. Ben bu açıdan bakıyorum

    Uğur'u, Ahmet'i Avrupa'ya gönderebilmek olmalı bizim için. Eğer bir sınırlama olacaksa da belli kriterleri olmalı bu işin

    Fikstür kolay ya da zor demek istemiyorum. Önemli olan bizim maçlara bakış açımız. Önümüzde 17 final maçı var.

    İlk maçımız Çaykur Rizespor ile; Ankara'da oynanacak bir maç muhakkak kazanmalıyız. Başka seçenek olmamalı

    İçerideki tüm maçlarımızı kazanmak dışarıda da en az rakip kadar favori olmak istiyoruz

    Hep söylüyorum halen bir şey başarmış değiliz

    Oyunculara hep söylüyorum "kulübe gelirken gülerek gelin" diyorum. İşinizi severek yaparsanız başarılı olursunuz

    Taktik-teknik illa ki önemli ama işini severek yapmak en önemlisi.

    Dahlin takıma takviye yapmak adına, alternatif oluşturabilmek adına zorlu maratonda gücümüze güç katması için alındı.

    Alınan her oyuncu forma rekabetini arttıracak seviyede oyuncular. Rekabet de başarıyı getirir.

    Sedat Bayrak:

    Uyum süreci etkili oldu ilk haftalarda ama ana etken bu değildi. İyi konsantre olamamıştık. Fikstürümüz kolay gözüküyordu

    Ama futbol sahada kazanılıyor. Kafa olarak lige hazır olamadık. Kötü sonuçlarda bizler sorumluyuz

    Mehmet Hocamıza teşekkür ediyorum geldiği ilk andan itibaren kurduğu diyalogla Moral-motivasyonumuzu yükseltti.

    Geldiği ilk gün beni etkileyen bir sözü vardı: "Ligin sonundayız buradan aşağısı yok" dedi. "Artık yukarı çıkacağız" dedi.Hocamızın söylediği gibi o andan itibaren yükselişe geçtik.

    Kampta hocalarımızın verdiği antrenman programını elimizden geldiğince eksiksiz uyguluyoruz. İyi bir kamp dönemi geçiriyoruz. Hazırlık maçlarıyla da hazır olarak lige başlayacağız.

    Bizi izlemeye devam edin, ikinci yarı çok farklı, çok daha başarılı bir Gençlerbirliği izleyeceksiniz.

    Uğur Çiftçi:

    Lige çok kötü başladık, iyi oynasak da gol bulamıyorduk. Mehmet Hocamız geldikten sonra iyi oyunu golle taçlandırdık.

    Hedefim takımımda başarılı olmak ve takımımla Avrupa Kupalarında mücadele etmek; son olarak da yurt dışına gitmek istiyorum.

    Takımda çok iyi bir ortam var. Yeni gelen oyuncular da hiç bir şekilde sıkıntı yaşamıyor. Takımda abi-kardeş ortamı var.

    Sedat Abi'nin dediği gibi bizi izlemeye devam edin, daha bir ikinci yarı bizi bekliyor.

  17. #142
    Hocamızın açıklamalarını memnuniyetle izliyorum.
    Henüz aramıza katılmış olmasına rağmen Gençlerbirliği havasını iyi soluyor.
    Sağlam ve profesyonel bir yönetim ile uzun vadeli planlar yapılması şart.

    Dediği gibi ileri uçta iyi bir elemana ihtiyaç var.
    İkinci yarı daha zor geçecek. Ancak Rize maçını alırsak bizim için artık üst sıraları yakalamak çok daha erişilebilir bir hedef olur.
    Havaların ısınması ile birlikte trübünler daha eğlenceli hale gelecektir...

  18. #143

  19. #144
    http://skorer.milliyet.com.tr/ankara...25/default.htm

    Anlaşılan İ.Melih Gökçek yeni proje ile yeni bir Ankaragücü kuşatmasına başlamış.

  20. #145

  21. #146
    Four Four Two Petroviç'le röportaj yapmış.

    “Takımın bir parçasıyım üzerime düşeni alırım”

    Partizan’daki ilk maçında Fenerbahçe’ye karşı oynamış, Kızılyıldız’a gol atıp şampiyonluğu getirmiş, 21 yaşında Dünya Kupası’na gitmişti. Alkaralı orta saha az zamanda çok iş yapmış!

    Partizan’da oynamaya başlaman biraz ilginç olmuş. A takımla çıktığın ilk maç Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı ve rakip Fenerbahçe!
    Maça beş gün kala hocam beni çağırıp “Daha önce hiç tamamen dolu tribün gördün mü” dedi. “Evet” dedim. “Beş gün sonra o tribünlere karşı oynayacaksın” dedi. O an ölmek istedim! Alex, Roberto Carlos, Lugano… Hepsi ayrı ayrı korkutucu!

    Maçta ne yaptın? Heyecandan oynayamadın mı?
    O gün hayatımdaki en büyük günlerden biridir. Sırbistan’da 2-2 berabere kalmıştık. Genç bir takımdık ve taraftar bizi çok iyi ateşlemişti. Çok heyecanlı olmasak evimizde farklı yenip kendimizi garantiye alabilirdik ama son dakikada Güiza’nın attığı bir golle berabere kalmıştık. Şanssızlık işte.

    Gol atan futbolcu Güiza olduğu için mi şanssız olduğunuzu düşünüyorsun?
    Evet, bize denk geldi (gülüyor). İkinci maçta ben yedek kulübesindeydim, 2-1 yenilmiştik. Benim kariyerimde önemli olan Sırbistan’daki maçtı. O maçtan sonra birçok gazete ve televizyon programında maçın adamı olarak gösterilmiştim. Ülke medyası ve Partizan taraftarları beni o maçla tanıdı.

    O çıkışını sürdürdün mü? Onlar için neler yaptın?
    Partizan’da üç sene kaldım, üç sene de şampiyon olduk; iki kez kupayı aldık; iki kere Avrupa kupalarına gittik, bir kere de Şampiyonlar Ligi’ne katıldık. Çok güzel günlerdi. 2010 yılının mayıs ayında benim attığım golle derbiyi kazanıp şampiyon olduk. Kaybetseydik Kızılyıldız şampiyon olacaktı. Derbiyi zaten bilirsin ama bu başka bir şeydi. O golü attığım an hâlâ hayatımın en önemli anı. O golden sonra da yeniden milli takıma seçilip Güney Afrika’daki Dünya Kupası’na gittim.

    Çok da gençtin… Seni en çok ne heyecanlandırdı?
    Orada yaşadığım her anı, her saniyeyi hatırlıyorum. Bir de takımın en genç futbolcusu bendim. Takımda Dejan Stankovic, Vidic, Branislav Ivanovic, Milos Krasic gibi futbolcular vardı ve ben daha 21 yaşımdaydım! İlk maçımda Yugoslavya’nın 40 yıldır yenemediği Almanya’yı yenmiştik. Daha sonra bizi Avusturya elemişti.

    Dünya Kupası’ndan sonra da Blackburn Rovers’a transfer olmuştun. Premier Lig’de futbol oynamak sana nasıl geldi?
    Dünya Kupası’ndan sonra Partizan’da bir yıl daha oynadım, sonra transfer oldum. Blackburn Rovers benim için harika bir tecrübe oldu. Her hafta kocaman bir stadyumda tamamen dolu tribünlere oynuyorsunuz! Orada diğer ülkelerdeki gibi futbolcuların üzerinde büyük bir baskı yok. Yeni gün, yeni maç, yeni şans!

    Bir yıl sonra oradan ayrılman tamamen takımın başarısızlığından mı kaynaklandı? Özeleştiri yapıyor musun?
    Blackburn, Premier Lig’de şampiyon olan beş kulüpten biri ama maalesef o sezon ligden düştük. Ben de o takımın bir parçasıysam üzerime düşeni alırım. O sezon elimden geleni yaptım. Sonra da Gençlerbirliği’ne transfer oldum.

    Orada kalmadın ve gelip Kızılyıldız’daki rakibinle takım arkadaşı oldun…
    Tosic’e karşı Partizan’da altı maç oynadım, hepsini de kazandık (gülüyor). Yani benim açımdan sorun yok. Hem bizim takımdan Tomic de burada.

    Kızılyıldız ve Partizan taraftarları arasında hâlâ bir toplumsal ayrışma olduğunu düşünüyor musun? Sosyalist ve devletçi iki taraf gibi…
    Bence net bir ayrım yok ama o öyle bir derbi ki futbolcular maçtan en az beş gece önce uyuyamamaya başlıyor. Kaybettiğiniz zaman kimse sizi öldürmüyor ama kazandığınız zaman yaşadığınız mutluluğa paha biçilemez. Fenerbahçe ve Galatasaray derbisi de böyle ama deplasmana gidemiyorlar. Bu çok saçma!

    Bu bizim de karşı olduğumuz bir konu ama senin hakkında merak ettiğimiz iki şey daha var. 1,93’lük boyundan dolayı mı ön libero mevkinde oynamaya başladın? Başka mevkilerde de oynamış mıydın?
    Genç takımlarda forvet olarak oynuyordum. Sonra santrfor oynadım. Partizan’da da zaten ligin en çok gol atan ikinci oyuncusu olmuştum. O sezon ligde 100’e yakın gol attık. Türkiye’de forvetler için bile gol atmak çok zor. Bir golle beş altı sıra yukarı çıkabiliyorsunuz. Çok ilginç bir lig.

    Şu an Gençlerbirliği kadrosunda Hırvat, Boşnak, Sırp futbolcular var. Hiç geçmişle ilgili konuşuyor musunuz? Yugoslavya dağılırken birbirine düşen milletlerin futbolcuları olarak bir aradasınız…
    O dönemden aklımda sadece Bosna’daki savaşın görüntüleri kaldı. Kim ne yapmış olursa olsun biz kendimizden sorumluyuz. Bazen konusu geçiyor ama birbirimizi üzmek istemediğimiz için kapatıyoruz.
    Four FourTwo-Nisan 2014

  22. #147
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    "Fenerbahçeden transfer atağı"
    Ersun Yanal'ın önümüzdeki sezon kadrosunda görmek istediği Jimmy Durmaz için Gençlerbirliği yönetimi ile pazarlık masasına oturacak olan Sarı-Lacivertli yönetim takas önerisinde bulunmaya hazırlanıyor. Başkent temsilcisine Jimmy Durmaz'ın bonservisi için Yobo ve Stoch önerilecek.

    BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURULACAK!
    Resmi teklifin birkaç gün içinde yapılması planlanıyor. Fenerbahçe bu takasla hem Türk pasaportu taşıyan bir oyuncuyu kadrosuna katmış olacak hem de yabancı kontenjanından 2 futbolcuyu eksiltmiş olacak. Fenerbahçe'nin gelecek sezon planlarında şu an için kiralık olarak yurt dışında oynayan Stoch ve Yobo bulunmuyor.

    JIMMY DURMAZ SOLUN iLACI OLACAK
    Kanatlara takviye yapmayı hedefleyen Fenerbahçe'de, listenin en tepesinde Jimmy Durmaz var."
    sporx.com

    benim yorumum: takasta önerilen isimlerin takım kadromuza gerekliliğinden ziyade, sn. cavcav'ın takas değilde para isteyeceğini bildiğimiz için bu iş yatar..
    fenerbahçede bunu bilen yok mu acaba?.

  23. #148
    Gelecek sezon kadroda 8 yabancı oyuncu kalmalı. Sözleşmesi biten Kulusiç, Zec, Gosso'nun kalma ihtimali düşük. Milan, Petroviç, Tomiç gözden düşen oyuncular. Dahlin, Radkov, Tosiç, Stancu, ile devam ederiz. İki tane de ucuz yabancı oyuncu alırız. Yobo ve Stoch'un sözleşmeleri gereği aldıkları ücretler yüksek. Biz bunu karşılayamayız. Bu nedenle parayı veren Jimmy'yi alır.

  24. #149
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    "Jimmy için Burak Yılmaz devrede!
    Galatasaray maçından sonra Türkiye temsil haklarını elinde bulunduran Doğan Ercan'la birlikte İstanbul'da kalan Türk asıllı İsveçli futbolcu için ilk temas Sarı-Kırmızılı takım tarafından kuruldu.

    Galatasaray, Salih Dursun artı para karşılığı Jimmy Durmaz’ı transfer etmek istediklerini söyledi. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’a konuyla ilgili olarak bilgi verildi. İlhan Cavcav, 1 yıllık daha sözleşmesi olan Jimmy Durmaz için “Kesinlikle takas olmaz. 5 milyon euro istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Fener’den geniş liste!
    Uzun süredir Jimmy’yi isteyen Fenerbahçe de araya girdi. Serdar Kesimal, Stoch, Yobo, Holmen ya da Krasic’ten birinin karşılığında takas önerisinde bulundu. Ancak Cavcav’ın cevabı yine netti: 5 milyon euro. İsveç Milli Takımı’nda da oyna*yan Jimmy, yerli statüsüne sahip. Sol kanat ağırlıklı ama her iki kanatta da görev yapabiliyor. Bu nedenle Fenerbahçe, bir-iki gün içerisinde Gençlerbirliği’ni ikna etmek için birebir görüşmelere başlayacak.

    Kasımpaşa nakit veriyor
    Bu parayı vermeyi kabul eden kulüp ise Kasımpaşa oldu. Lacivert- Beyazlıların Jimmy Durmaz’ı almak için 5 milyon euroyu vermeye razı olduğu belirtiliyor. Gençlerbirliği’yle sözleşmesi 1 yıl daha devam eden genç futbolcu, kulübünden ayrılması durumunda büyük takımlardan birine gitmeyi arzu ediyor.

    Jimmy’den Burak’a: "Bizim takım daha iyi sen gel!"
    Galatasaray maçı sonrası İstanbul’da 2 gün geçiren Jimmy Durmaz, bir mekanda Burak Yılmaz’la karşılaştı. Burak, Jimmy’ye “Çok iyisin sen bizim takıma gel” şeklinde bir espiri yaptı, genç futbolcuysa aynı şekilde cevap verdi. “Bizim takım daha iyi, sen bizim takıma gel.”
    ajansspor.com
    Konu MehmetGUNER tarafından (08-May-2014 Saat 10:31 ) değiştirilmiştir.

  25. #150
    ALKARA ozgur_dinc - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15 Jul 2013
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    45
    http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/26374611.asp
    e-bilete durdurma kararı çıkmış gibi
    e+1=0
    @ozgurOdun

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •