tamamına katılırım.. üstelik anlamadım dediğin şeyi çok iyi anlamış, cevabınıda vermişsin sevgili efe. oralar baskı maskı dinlemez biz dinleriz.. o kıç bizde yok meselesi.. duayenlik böyle birşeydir.. zaman tödü, dolla dötü..
bazı şeyleri ne çabuk unutuyoruz dimi?. hatırlayalım, i. melih gökçek'in bir dediğini iki etmeyecek durumdaki başkanımızın hakan şükür'ü bu ülkede takımdan kesebilecek erkekliği gösterebilen ersun yanal'ı takımın başına getirmesini hiç anlamamıştım.. zaten bu şaşkınlığım üç gün sürdü.. bende anlamadığım için mutluyum..
sistem oturmuş, 4-0 ve 6-0 gibi maçlardan sonra milli takımdan bir gecede alındıklarını anlayan varsa anlatsın bekliyoruz.. bir gecede alındıklarını mesut bakkal söylemedi mi?. bu yüzden düşmeyecekler mi?.
milli takımdan bir gecede alınmalarını, bizden ise üç günde postalanmalarını allahaşkına neye bağlıyorsunuz yahu.. bu nedir yaa?.. bunun yorumu mu olur arkadaşlar?. zannedersin veba mikrobu..
mesut bakkal ile taban tabana zıt bir oyun anlayışına sahip olmasını aslında daha sonraki dönemleri için bir şans olduğunu belirttiğimizi sanıyorum.
ve yine o dönemlerde "aslında milli takımı bizim gibi, bizide milli takım gibi çalıştırması gerektiğini" defalarca söylemiştik. ve bunu sabırsız trabzonda değil, nispeten güçsüz ve hedefsiz eskişehirde yaptı.. unutmayalım eskişehirspor sadece hücumda değil, sahanın her bölgesinde üstün oyun anlayışıyla sezona başladı.. başladı ama bitiremedi..
e kolay değil. bir teknik direktörün yaşayacağı en son şey, en büyük talihsizlik hepimizi ve tüm spor kamuoyunu üzüntüye boğan şey ikinci kez başına geldi..
doktorların dediğine göre tespit edilemeyen gizli kalp hastalığı rahmetli ediz'de çıktı.. işte ondan sonra ersun yanal ve eskişehirspor düşüşe geçti. nasıl düşmesin, bir daha hiç kimse bilgisayarla dolaşan bu mektepliye takım vermezdi lütfen bu konuyu atlamayalım..
sevgili onur; başka nasıl olacak?. teknik direktörlük futbolculuk mu ki; düşüşe geçsin.. teknik direktörlük bir sistem sahibi olmak ve onda ısrar etmekten başlar.. buda bisiklete binmek gibi birşeydir. unutulmaz ve fiziksel becerileri ve melekeleri asla yok olmaz..
adam bu ligin şampiyonuyla maça çıkıyor; şampiyonun ayağına ilk 15 dakika top değmiyor.. zaten oyun sonunda topla oynama süresi %70'di..
şampiyonunki ise%30.. şampiyona bak. şampiyona baaakkk.. meselesi.. ama millet imparator diyor.. bi imparator yarat ona biat et, mutlu ol..
şimdi bu durumda biz kimi hoca olarak isteyeceğiz?. şampiyon takımın hocasını mı; yoksa 1.5 kiş ve 9.5 kereste(!) ile onu sopalayan diğerini mi?.
yada sn. cavcav'ın bize uygun gördüğü kariyersiz, bilgisiz ve becerikli olduğu arkadaşlarımca rivayet olunan fenerbahçenin evladı metin diyadin'i mi?.
arkadaşlarımında bizi teknik direktör yetiştiren kulüp olarak görmesine bayılıyorum bu arada.. ya tutarsa dimi?. tıpkı başkanları cavcav..
metin diyadin beklentisi tutmayacak ve her sezon olduğu gibi bu sezonda lay lay lom la geçecek.. zamanında bizde oynamış olması onu bu güne kadar denediğimiz ve sürüklendiğimiz uçurumun müsebbibi olan hocaların en tehlikelisi yapacak..
tehlikenin farkına varacak durumda olmayacak kadar gözünüze perde inmiş, gene hayallere dalmış ve bir mucize beklemektesiniz.. ama mucizeler kaldırıldı.. çalış seninde olsun'a geldik şimdi..
nihat özdemir gökhan gönül'ü aldığında istanbul çocukları ayağa kalkmıştı. gençlerbirliğinde bile oynayamayan bu çocuğa bu kadar para(!) verilirmi diye.. unuttunuz tabii..
şimdi ben soruyorum: nihat özdemir hacettepenin maçına kaç kere geldi?. asaş gençlerbirliğini maçını kaç kere izledi?. gökhan gönül'ü oftaş'ın maçlarından mı hatırlıyor?.
fenerbahçe camiası metin diyadin'e gökhan gönül yüzünden en hayırlı evladımız diye sahip çıkıyor.. cavcav'da..
Paylaş