Konu: Üç İstanbullunun Ülke Futboluna Zararları

Mehmet Yüce'nin 500'er sayfalık 3 kitap halinde yayınlanan ve Türkiye Futbol Tarihini konu alan kitabını okurken böyle bir başlık açmaya gerek duydum. Rasladıkça futbol tarihinde 3 İstanbullunun nasıl yerlerini sağlalaştırdığını ve kendileri için kuralları nasıl değiştirdiğini not edeceğim. Dursun burada;

1. 15 Ağustos 1924: "istanbul ligi yarı final maçının 89. dakikasında fenerbahçeli şekip önce topu kurtarmış ardından galatasaraylı muslih'e tekme, araya giren edip'e de yumruk atmıştı! ortalık karıştı, seyirciler sahaya daldı, maç yarım kaldı. dört gün sonra takımlar galatasaray'ın penaltı atacağı son yarım dakikayı oynamak için tekrar sahaya çıktı." Bir sonraki maçta Fenerliler kaleyi boş bırakıyor ve Gsliler boş kaleye atıp finale yükseliyor.

Bu maçın ardından birkaç yıl boyunca Fener ve Galatasarylılar küs kalıyor. Bakanlar, federasyon başkanı vs yani tüm üst düzey elemanlar araya girip barıştırmaya kasıyorlar. Çünkü futbol dünyası ve politikacılar için bu iki kulüp hep önemli... 92 yıl önce... (http://www.macanilari.com/getir.php?...507&aid=235986)

2. 1931-32 İstanbul ligi öncesi FB-GS-BJK'liler, "lig ve şild maçlarında üç kulüp birbiriyle maç yaptığı günler hiçbir kulüp maç yapmayacak ve o günler oynayan iki kulübün birinci, ikinci ve üçüncü takımları çarpışacak, çıkan hasılat yalnız oynayan iki kulüp arasında taksim edilecek" bununla da kalmıyorlar maçların tek stad olan Taksim de olacağını ve onun da bu 3 kulübün elinde olduğunu söylüyorlar. (İdmancı Ruhlar, Sy. 239)

3. "1960’ların başında kötü yönetimlerinin faturasını Türk hakemlerine kesip, yabancı hakem isteyen ve federasyonun tüm “hayır”larına rağmen istediklerini yaptıran, hatta “diğerlerinin maçları bilemeyiz ama bizim maçları Türk hakemler yönetmeyecek!” diyenler onlardı." (http://www.mehmetalicetinkaya.com/20...l-hegemonyasi/)

Mehmet Ali Abi güzel başlık açmışın. Yalnız o bahsettiğin eseri okumadım. Bu benim eksikliğim, inşallah okuma fırsatım olur.

Başlıktan giderek yaklaşık 15 yıldır, taraftar düzeyinde futbolun içinde bulunan bir birey, bir Gençlerbirliği taraftarı olarak bu konudaki görüşlerim:

1 Bu 3 takımdan başka ligde başarılı takım olamaz algısı oluşmuş yıllarca. Trabzon ve Bursa şampiyon olup buna darbe vuranlardan. Ayrıca nice Anadolu takımlarının ikincilikleri var.(Sivas hatırladığım)
2 Medyayı çok iyi kullanıyorlar. Spor medyasında yarılan sürenin büyük çoğunluğu bu 3 takıma ayrılıyor, Bazen olmadık reyting, tıkalanma veya tiraj uğruna medyada asılsız haberlerde yer alabiliyor.
3 Yayın gelirinden büyük payı bu takımlar alıyor. Başarıya göre paylaşım denildiği zaman lobilerini devreye sokup engelliyorlar.
4 İş bilmez yöneticileri her sene ligde başarı Avrupa'da başarı diye taraftarını kandırıyor. Boş tarnsferlere milyon dolarlar saçılıyor. Sonra kulüpler borç batağından kurtulamıyor. Devletten yardım bekliyorlar.
5 Yöneticileri ortamı geren demeçler veriyor, şiddeti körüklüyorlar. Fb-Gs maçı için ta Şanlıurfa'da kavga çıkıyor.
6 Anadolu takımlarında yıldızlaşan futbolculara yüksek paralar verip transfer edip hem kendi hem ülke ekonomisine ciddi zararlar veriyorlar vede Anadolu takımlarının başarılı olmasına taş koyuyorlar.

Aklıma gelen bunlar. Birde İstanbul'da oynanan milli maçlarda taraftarlar arasında kulüpçülük yapıldığını, bu durumum milli takıma olan desteği olumsuz etkilediğini ve de bunu önlemek için soz zamanlarda Milli maçların Anadolu kentlerinde( Konya,Antalya) oynanmaya başladığını medyadan okumuştum.