2013/2014
Süper Lig 15. Hafta Maçı
GENÇLERBİRLİĞİ - GALATASARAY
14 Aralık 2013 Cumartesi, 19:00
19 Mayıs Stadı
2013/2014
Süper Lig 15. Hafta Maçı
GENÇLERBİRLİĞİ - GALATASARAY
14 Aralık 2013 Cumartesi, 19:00
19 Mayıs Stadı
Maç saatinde beklenen hava sıcaklığı -10 dıgriii selsius. Sadakat puanına zam istiyoz!
Gs'ı çok yakından takip eden birisinden duyduğuma göre Gs bizim genç oyunculardan birisini almak için kulübü arıyormuş. Semih'in yanına almak istedikleri genç bir isim.
Muhtemelen Ahmet Çalık...
Haber doğruysa ve Ahmet bunu biliyorsa Ahmet Çalık'ın fb maçından sonraki ikinci maçı olabilir.
Taktik kısmına gelecek olursak... Gs bastırarak oynayacak ve biz kontratak oynayacağız. Tosiç, Stancu, Zec, Gosso ve Jimmy çabuk düşünürlerse goller bulabiliriz.
gs iyi değil aslında.zec oynamazsa kazanabiliriz.
Konu Serdal Eşgin tarafından (10-Dec-2013 Saat 21:03 ) değiştirilmiştir. Sebep: düzeltme
Galatasaray bizim maçın ertelenmesini talep ediyor, sanal duayen ise hemen kabul ediyor. Deseydiler ki; "yorgunuz, hiç oynamayalım, bizim hanemize 3 puanı otomatik yazın" hem vallahi hem billahi hemen kabul ederdi.
Bizim Avrupa da deplasmanda oynadığımız maçların 36 saat sonrasında lig maçına çıktığımızı çok iyi hatırlıyorum. Sözde başkanın, o maçları hatırlatarak Galatasaray'ın erteleme talebinin haklı olmadığını söylemesi gerekirdi. Çünkü, çarşamba- cumartesi arasında tam 72 saat zaman aralığı vardır. Ve de erteleme talebi haklı değildir. Üstelik biz daha yorgun bir Galatasaray ile oynamayı tercih ederiz.
Ancak gönlünde Galatasaray olan bir insan bizim kötü kaderimiz olmuş. Haklarımızı savunmasını zaten beklemiyoruz !
Ben defalarca yazmıyormuyum.Yaşlı cavcav dan ne köy olur ne kasaba diye.Az bir ömrü kaldı .Ya sabır.Genclerbirliğinin Cemal Aydınıda yaşlı Cavcav dır.Yakında kurtuluruz bu adamdan.Amin.
Sayın Serdal Eşgin,
Daha önce bu sitenin bir üyesi olarak üslubunuzla ilgili bir eleştiride bulunmuştum, görmezden geldiniz... Daha sonra benzer bir eleştiri, yanlış hatırlamıyorsam Özgür'den geldi, yine dikkate almadınız... Bu anlayışsızlığınız yüzünden şimdi site yönetimi olarak sizi son kez uyarıyoruz:
Yukarıdaki mesajınıza benzer şekilde, haddini aşan ifadeleri bir kez daha kullanırsanız üyeliğinizi iptal etmek zorunda kalacağız.
a|c
Kalpağımı alır giderim...
İlk defa maç tarihi ve saati denk gelmişti, benim maçı izleyemeyeceğim bir saate ertelenmiş.
Maç günü ve saati hele bi kesinleşsin, bu maçı almamızı kimse engelleyemez...
bozuk zeminlerde daha iyi oynayan rakibimizi 19 mayısın elverişli zeminine gömeriz artıkın.. diye düşünüyorum.
ha bu bir futbol yorumu mu?. değil ama naapalım, bir arkadaşımızın ısrarla belirttiği gibi yaşlı cavcav bu sene futbolun sunduğu bütün dinamikleri atlayıp bu tip hiç bir akla ve mantığa sığmayan yorumdan çok dilek ve temennileri andıran mesajlar atmamıza neden oldu..
ben kazanacağımızı düşünüyorum.
gs den daha iyi oynayacağımıza eminim.
gs futbol filan oynamıyor.
yetenekli ayaklarıyla maç kazanıyor.
defansı da bizden daha iyi değil.
biletixe göre
gs taraftı kale arkası ve kapalı bitti
gençler tarafı kale arkası bitti, sadece gençler maraton kaldı.
Kaynak: http://www.tribundergi.com/forum/vie...#ixzz2nLORdSUi
durum bu kadar vahimse sadece maraton bize kalıyor demektir.
bu maçta gslilerin bize karşı bayağı üstünlüğü olacak.
hem maratona erken gitmeli, hem de maç boyu hiç susmamalıyız.
90 dk destek. trabzon maçındaki gibi...
sedat sakatlanmış.
http://www.yurtspor.com/haber/gencle...soku/7948.html
İstanbul takımlarıyla oynadığımız maçlarda yaşadığımız malum problemlerden dolayı yarın en geç 1 saat kala tribünde olmaya çalışalım.
gooool stancuu
dk 6
Ben bu maçın en önemli kazancının Ferhat Görgülü olduğunu düşünüyorum. Nazilli kupa maçına da takımda neredeyse ayakta olan tek oyuncumuzdu ve yanılmıyorsan bu akşam ilk kez lig maçına çıktı. Ahmet Çalık'ın ilk kez oynadığı ve kazandığımız geçen yılki Fenerbahçe maçını hatırlattı bize. Bu, takım için alınan bir puandan da önemli. Ayrıca Zec'in, gerekli olduğunda defansın sağında oynayabileceğini de göstermesi iyi oldu.
Tribünde izlerken, Galatasaray'ın golünde Ramazan 'acaba çıkmalı mıydı' diye konuştuk, ancak akşam yeniden izlediğimizde Ramazan'ın çıkmasının çok zor olduğu görülüyor. Bir defans oyuncumuzun daha Özgür ile birlikte tıpa çıkmaması nedeniyle Drogba rahat vuruş yapabilmiş.
Üç puan da olabilirdi ama Galatasaray'dan alınan bir puan da iyidir. Üç puanı rövanşta devre arasında alınacak golcünün golüyle alırız artık...
Yediğimiz golde bariz ofsayt ama bahane değil bu yediysek atmalıydık ileri uç adamlar final paslarında heyecan yapmasalar bugun 3 puanı kutluyor olacaktık.
Ferhat-Ahmet-Kulusiç-Sedat gibi stoperlerimiz varken bir de Belaruslu oyuncuyu aldılar. Ferhat Görgülü bugün ligdeki ilk maçına çıktı ve şahane oynadı. Hem de sol beke yakın bir noktadaydı. Direkt, gömük stoper de oynamadı. Ve takıma uyumu ile performansı haricinde kendinden emin tavırları ve topu oyuna sokuşu da çok iyiydi.
Belaruslu ile anlaşma iptal etseler yeridir.
Bir yandan da takım, defansif oyunu fena yapmıyorken rakip ceza sahası içinde yine yokları oynadı. Atılan gol haricinde duran toplar da dahil neredeyse ceza sahsında pozisyonumuz yok.
Hep topu ileri yıkıp ileride "aaaaaaaa eeeeeee... bu top nasıl oynanacaktı, unuttuk" hallerine büründü takım. Defans oyuncusundan çok oyun kuran ve asist yapan oyuncu ve cezasahasında etkili bir forvete ihtiyacımız var. Uzun süredir söylüyoruz bunu...umuyoruz ki, yönetim, iyi bir ligden etkili ve direkt sonuç alınacak "olmuş" futbolcu bulabilir.
Yine, Mununga tiplemesinde oyuncu alacaklarsa da hiç almasınlar daha iyi.
Gosso çok çalışkan ve kademeler arasında çok iyi iletişim kuruyor takım onun sayesinde. Fakat yine de orta saha ileriyi besleyemiyor. Gosso-Özgür-Doğa, okey.
Fakat Azo tipinde bir adam şart.
Bu arada maçtaki ilginç durumlardan birisi de, geldiğinde uzun süre top kullanma becerisi eleştirilen Özgür İleri'nin nerdeyse "sıfır pas hatası" ile oynaması.
Fakat yine de geçen seneki direncinde değil. Biri ilerlerken birisi gerilerse teknik direktör bunu nasıl yorumlar bilmiyorum.
Bu arada yedekler kimlerdi bilmiyorum ama Serkan Yanık yerine Ahmet Çalık'ın sağ bek oynaması değişik bir çözümdü.
Önünde Jimmy oynasa belki daha iyi olurdu.
Uzun süredir yazıyorum, Zec'in kanada, Stancu'nun da ileri uca geçmesi gerek, böyle daha verimli olurlar şeklinde.
Zec iyi de oynadı kanatta. Fakat solda Zec sağda da Jimmy oynasa daha mı iyi olurdu diye düşünmedim de değil.
Sonuçta, takım ezilmedi ve gücünü optimum kullanmaya çalıştı. Bir şeyler oturmaya başmaış ama sonuca yönelik oynayamıyoruz.
İyi transfer şart!!!
Becerikli bir orta saha ve forvet yapımız olsa farklı kazanabileceğimiz bir maçtı.
Maalesef ayağımıza gelen topları iyi değerlendiremiyoruz.
Bu hafta farklı bir defansımız vardı, elinden gelenin en iyisini yaptılar.
1 Puanı Ramazan'a (ve Ferhat'a) borçluyuz. Özellikle son dakikalarda Burak'ın vuruşunda defansa çarpan topa kontra pozisyonda yakalanmasına rağmen çok güzel çıkardı.
Zec bu sezon oynadığı en iyi oyunu -özellikle defans yönüyle- oynadı.
Maçın en iyi yönü Ahmet, Ramazan, Ferhat ve Yusuf Emre'nin aynı anda sahada olmasıydı. Fazla değil, sadece birkaç iyi yabancı oyuncu ile bu takım çok iyi yerlere gelir.
Biraz göze batan her oyuncuyu ''bu oldu'' diye satmayalım yeter...
Herşeyden önce tribün çok kötüydü. Ne bir destek verebildik , ne de pozisyonlarda GS taraftarına göre etkiliydik. Üstelik GS taraftarı da 30 dk boyunca bize küfretmesine rağmen. Nedimler bu tip maçlarda ortadaki grubu organize etmeye çalışacağına, sol ve sağ tarafı organize etmeli. Çok zayıf kalıyoruz destekte.
Rüzgarlı girişinden girip kapılara yöneldiğimizde İstanbul takımlarıyla oynadığımız maçlardan alışık olduğumuz senaryo bir kez daha tekrarlandı. Gs taraftarlarının ellerinde atkı, üzerlerinde formalarla sanki kendi tribünlerine giriyorlarmış gibi rahat oluşunu ve üstelik birçoğunun kombinelerle içeri girdiğini gördüm.
İçeri ilk girdiğimizde Gençlik Parkı Kale arkasının tamamını hınca hınç dolu görünce ufak bir şok yaşadım. Saatli kale arkası ve Sol kapalı yetmezmiş gibi Gençlik Parkı kale arkasının yarısının da rakip taraftara ayrılmasıyla iç sahada resmen deplasmanı yaşayacağımız belliydi.
Tribünde üstünlük sağlamamızın tek yolu ilk dakikalarda atılacak ve İstanbul çocuklarının hevesini kaçıracak bir goldü ama o bile çare olmadı.
Kadroya baktığımda 3 stoperi görünce 5 li defans yapacağımızı düşündüm ama sonra sağ bek olmadığını fark ettim ve Gs’nin 3-5-2 sine 3-5-2 ile karşılık verdik. (Hocanın maç sonu açıklaması da böyle.) Tosic solda güven veriyordu ama sağda Allahtan Riera yerine Hakan Balta gibi daha defansif bir oyuncu vardı da Zec’in arkasına fazla bindiremedi. Bizim açımızdan baktığımızda sağda Zec’i ileride Jimmy’i oynatmak yerine Jimmy’i kanatta kullansaydık Hakan Balta’nın karşısında daha etkili olurdu.
Ferhat Görgülü kupa maçlarında iyi performans sergilemişti. Özellikle Ankara’da ki Nazilli maçında takımın en iyisiydi. İlk süper lig maçında da gayet iyi oynadı. Yusuf Emre’de takımın oyun kurucu eksikliğini giderecek düzeyde keşke daha fazla süre alsa. Ramazan’ın da kazanılan 1 puanda büyük emeği vardı.
Final paslarını biraz daha iyi yapabilseydik (özellikle ilk yarıdaki Zec’in Stancu’nun önüne zamanında oynamadığı pozisyon) maçı erken koparabilirdik.
Gs’nin golü görüntülerden görüldüğü üzere ofsayt ve 90.dk da Stancu’nun araya kaçtığı ve kaleciyle karşı karşıya kaldığı ofsayttan kesilen pozisyonun da ofsaytla alakası yok.
Her şeye rağmen 1 puan da olsa fena olmadı.
Kulusic ile yollar ayrılacakmış diye duydum. umarım asparagastır
Duyduğum kadarıyla maçta tribünler yine İstanbul işgali altındaymış...
Daha önce de defalarca dile getirdik; maç sırasında o stadyumda kral kulüptür, ya da öyle olmalıdır. Emniyet öyle istiyor, polisler böyle yapıyor diyerek sorumluluktan kurtulamazsınız. Emniyet o stadda güvenliği sağlamakla görevli bir memurdur, sorumluluk ise kulüp yönetimine aittir. Orada bir olay olsa hesabını Gençlerbirliği'nden mi yoksa Ankara Emniyeti'nden mi soracaklar? Tribün olayları yüzünden bir ceza verilse bize mi yoksa emniyete mi verilecek?
Maçtan günler öncesinden oraya Galatasaraylılar'ın geleceğini biliyorsunuz. Saatler önce güvenlik kurulu toplantısı yapıyorsunuz. Elinizde kanun, yönetmelik var, herşey açık: eğer Gençlerbirliği tribününe rakip takım taraftarı girerse güvenlik bu kişileri tribünden çıkarır.. O kişiler de "benim elimde biletim var" şeklinde artistlik yapamaz. Ya da olmadı gişelerin ve turnikelerin üstüne uyarı asarsın, söyleyecek hiç lafı kalmaz denyonun...
Neyse, geçen sene de, hatırlarsanız Beşiktaş maçında ortalık karışmıştı. Hatta bizzat bizim arkadaşlarımız da Beşiktaşlılar'ın püskürtülmesine katılmış fakat huzuru bozan taraf(!) oldukları için polisin müdahalesine maruz kalmışlardı... Ardından yönetimi eleştiren bir açıklama yayınlamıştık. Açıklamanın çok sert olduğunu iddia eden bazı alıngan yöneticilerimiz ise böyle açıklamalar yapmaktansa bize haber verseniz, biz de ona göre bundan sonrası için önlemlerimizi alırız mealinde bazı telkinlerde bulunmuşlardı... Bu sorunun yıllardır yaşadığımız kronik bir sorun olduğunu bilmiyorlardı çünkü, anlattık biz de kendilerine durumu...
Bütün bunlardan sonra, birader, şu anda n'apacağımızı, ne diyeceğimizi bilemiyoruz vallahi! Hadi bizim eski sitenin açıklamaları, forumu uçtu, eyvallah.. Ama belleğimiz niye bu kadar sığ? Geçen sene ve daha önce yaşananların ardından aynı şeyler bu sene nasıl yine yaşandı?? Aynı açıklamaları tekrar mı yazalım, hadi yazdık diyelim, yine birileri çıkıp bu kadar sert eleştirmeye ne gerek vardı derse ve ben onun ağzına yumruğu indirsem bana temiz çamaşır falan getirir misiniz? Ne diyelim, ne yazalım siz söyleyin???
Son notum "introduction to tribün - 101" dersinin heyecanlı öğrencilerine: Gençlerbirliği tribün tarihi seninle başlamadı birader, sen ortada yokken kimler nelerle uğraştı bilmiyorsun, yani bu tribün için milat falan değilsin maalesef... Kafanda bir tribüncülük konsepti olabilir; maçı ayakta izleyen, sürekli hoplayan, zıplayan, 90 dakika bağıran, en ufak gerilimde birilerine bişeyler koyan, sokan..... Şunu bil ki tribünde herkes senin taraftarlık anlayışına uymak zorunda değil, kimi oturarak "maç izlemek" ister, kimi maç izlerken (Hamdullah Abi'nin izin verdiği limitler dahilinde) çekirdek çitlemek ister, kendi bilir... Ve sen kendi normlarına uyup uymamasına bakarak bu insanların ne kadar iyi/kötü taraftar olduğuna karar veremezsin...
a|c
Kalpağımı alır giderim...
Malesef FB, GS, BJK maçlarını hiç mi hiç sevmiyorum.
Kendimi başka bir diyarda hissediyorum.
Sağımda,solumda tanımadığım insanlar, bir şekilde bir yerlerden kombine-bilet ayarlamış rakip takım tarftarları.
Ne takımları gol attığında sevinebilecek cesarete sahipler ne de kendi takım trübünlerine gidebilme onuruna.
Ve bu durumda bağırdığımdan da birşey anlamıyorum, çünkü her bağırdığımda yanım duvar gibi sessiz.
E bu ortam dolaylı olarak bizim oyuncularımızı da etkiliyor. Arkalarında sağlam bir destek olsa aşka gelecekler (bkz. Trabzon maçı) bu kesin.
bu sorunu Alkaralar olarak trübünde anında bizim çözme şansımız yok.
''Yönetim uyuma taraftarın işgal altında'' desek kimse duymaz.
Bari birileri bu yazdıklarımızı görse de BJK maçı için tedbir alsa...
Paylaş