Konu: 2016-17 Süper Lig 34. Hafta / Gençlerbirliği - Kasımpaşa

2016-17 Süper Lig 34. Hafta Maçı

GENÇLERBİRLİĞİ	KASIMPAŞA

2 Haziran 2017 Cuma, 17:00
19 Mayıs Stadı

Sezonun son macını evimizde oynamak gibisi yok. 19 Mayıs Stadyumunda son maçımız olabilir ve üzgünüm çünkü maça gelemeyeceğim. Bu maçımız son maç olmasını istemem. Sezonun son macinda kazanmalıyız. Takım gecen hafta Bursa maçında süpriz yaptı. Bu maçta favori gibi duruyoruz. Keyifli bir futbol izlemek istiyor artik taraftar onun icin bu maca iyi hazırlanılmasi gerekir
Sezonu 3 puanla kapatirsak yazada mutlu girmis oluruz. Goller Rantie, claro milinkovic aydın maç sonu 4-1 Haydi bastir GENÇLERİM at golleri

Sezonun son maçı, belkide 19 Mayıs'ta son maçımız. Kazanırsak kutsal hedefimiz olan 8.ciliğe ulaşacağız. Maç Cuma 17:00, ters bir gün ve saatte. İmkanları zorlayıp gelmeye çalışalım derim.

Bu yıl kısmetse ilk defa aranızda olacağım.
Cuma sabahı hızlı tren ile Ankara'ya geliyorum.
Ana amacım altmış küsur yılımın geçtiği efsanevi stadımız adı güzel 19 Mayıs ile vedalaşmak.
Tabi sezon finalinde de aşık olduğum renkler ile bir arada olmak.
Bu yıl İstanbul'da Paşa, GS,Bjk maçlarına gittim.
FB, Başak maçlarını kaçırdım.
Bu maç Ankara'da bu yıl ilk ve son maçım olacak.
Stadımıza veda konusunda çok duygu yüklüyüm.
Biraz fotoğraf da çekeceğim.

Sizleri de beklerim çocuklar.

Maçta 360 derece fotograf alalım devre arası gençler C Blok olarak son defa

Ne dedik?

"Sekizinci olmamız engellenemez!"

Engelleyebildiler mi?

Engelleyemediler.

Engelleyebilirler miydi? Buna güçleri yeter miydi?

Engelleyemezlerdi. Güçleri yetmezdi.

Neden?

Çünkü... (Çünkü'den sonrasını yazalım ve tartışalım. Hadi bakalım, gelsin cevaplar.)

Bu tarihi maçı tribünden izleyemediğim için öncelikle üzüntülerimi belirtmeliyim.
Maçı, Vedat'ın kafa golüyle kazandığımızı ise telefonuma gelen mesajlardan anladım.
C Blok ahalisi olarak çekilen fotoğrafa eklenmek isterim.

8. olmamız engellenebilir miydi? Hayır !

Çünkü kendi sahasında az gol yiyen, yalnızca 3 kez mağlup olan bir takımın sekizinciliği engellenemezdi.
Orta sahasında Khalili gibi çok koşan, rakibi bozan bir elemanın varsa 8. olmaya mecbursun arkadaş.

Sezonu güzel bitirdik. Kutsal hedefimiz olan sekizinciliği elde ettik.

Sekizinci olmamız elbette engellenemezdi. İç sahada "acemi hakem", "acemi yancı", "hakem simit sat,onurlu yaşa" gibi tezahüratlarla hakemleri baskı altına alan bir takımın sekizinci olması nasıl engellenecekmiş? Engellenemedi işte. İç saha performansımız dudak uçuklattı bu sezon. İşte taraftar budur.

Sevgili site yürütücüsü arkadaşlardan rica etsek "8. Olmamız Engellenemez" diye ayrı bir başlık açabilirler mi?

Az yukarıda Polates ile başlayan bu tartışmaya katılan arkadaşların yazılarını da oraya aktarmayı da unutmayalım. Lütfen!

2017-2018 Gençlerbirliği’nin Miladı Olsun

Konu belediyenin desteklediği bir takım olunca tüm yetkililerin pervane olmasına alıştığımız, bilinen son örnek Osmanlıspor için hızlı bir şekilde yapılmaya devam edilen Eryaman Stadyumu, Ankara’ya yapılacak yeni stadyumla ilgili onlarca bilgi akışı olmasına rağmen hiçbir ilerleme sağlanamadı. Bu yüzden hala kuşkuyla baksak da, 19 Mayıs Stadyumu’nun Gençlerbirliği - Kasımpaşa maçından sonra yıkılacağı ve yaklaşık 2 yılda yenisinin inşa edileceği söylendiği için Cuma günü 17 gibi çok kötü bir saatte oynanmasına rağmen izin koparıp gelebilen arkadaşlarla tribündeki yerlerimizi aldık.

C Blok’da bizler son kez toplanırken, Ural ve Zeynep’in ufaklıkları İdil ve Toprak da 5 numaralı formalarıyla 19 Mayı’a ilk kez adımlarını atıyorlardı.

İlk 11’in sürprizi devre arasında alınan ve sadece Osmanlıspor maçında forma şansı bulan Umut Sözen’di. Maça Gençlerbirliği etkili başladı. İyi bir form yakalayan Issah ve Rantie’ye Muriqi ve birkaç haftadır oynamayan Serdar eklenince takım güzel pozisyonlar üretmeye başladı. 45’te Anıl’ın ortasına Muriqi’nin yarı uçan kafasıyla Alkaralar 3 puanı hanelerini yazdırdı ve 2007’den bu yana, dile kolay tam 10 sezon, ilk kez puan cetvelinde 9.luğun üzerinde 8. olarak ligi tamamladılar.

Baştan Başlamak Gerek

2017-2018 sezonunu kulübün miladı haline getirmek için en baştan başlamak gerekiyor. İlk olarak yıllardır tekrarlanan hatalardan ders çıkartmalıyız. Ucuz ve çok yabancı futbolcu almak yerine, örneğin bu sezon kulüpte 20 yabancı futbolcu vardı, kaliteli birkaç yabancı ve altyapıdan gelecek vadeden oyuncularla eldekileri en iyi şekilde harmanlayıp yeni sezona hazırlanmak gerekiyor. Böylece hem altyapının önü açılmış olur, ki bu sezon kulüpteki bazı yabancı oyuncular bile ligde forma şansı bulamadılar, hem de kulübün transfer ve yıllık ücret giderleri azalır.

Transfere harcanacak üst limiti de, bir önceki sezon TFF’nin “puana para” uygulamasında kazanılan parayla sınırlamak da dengeli bir şekilde ilerlemek ve artı kasa olarak kulübün ilerlemesi için güzel bir hamle olacaktır.

Altyapının daha işlevsel olarak kullanılması için orta-uzun vadeli planların hayata geçirilmesi ve özellikle Avrupa’da bu işi iyi yapan kulüplerle koordine olup feyz alınması belki de ortaklaşa çalışılması gerekiyor. Altyapı ne kadar kaliteli meyve vermeye başlarsa, bu kulübün de sırtı hiçbir zaman yere gelmeyecektir. Kaldı ki son yıllarda "para kazandığımız tüm transferlerin altyapı oyuncuları olduğunu görmekle işe başlayabiliriz.

İkinci olarak başkandan başlayarak yönetici ve teknik adamların basına ve taraftarlara ortak bir dil kullanmaya başlaması gerekiyor. Çünkü gelenekler ancak ortak bir dille yaratılabiliyor. Örneğin birkaç gün önce Türkiye Kupası’nı kaybeden Başakşehir teknik direktörü Abdullah Avcı’nın “bu sezon ikinci finalimizi de kaybettik ama yılmayacağız, çalışacağız ve gelecek yıl da iki kupa için mücadele edeceğiz” sözleri bir geleneği başlattıklarının habercisi. Benzer bir şekilde başkan ve yöneticilerinde gelecek sezona dair verecekleri mesajlar futbolcular, taraftarlar ve basının nezdinde karşılığını bulacaktır.

Bu nedenle bizim de kulüp olarak bir an önce bir hedef koyup, her açıklamada bu hedefin samimiyetini göstermek adına gerekli hamleleri yapmamız ve yılmadan bu yolda devam etmemiz gerekiyor.

Gençlerbirliği’nin şu anda koyabileceği en samimi hedef her yıl Türkiye Kupası ve Avrupa Kupalarına gidiş biletidir. İlk yıllar bu hedef gerçekleşmese bile samimi bir şekilde hedefe inanmışlık ortaya koyulursa arkanızdan geleceklerin sayısı her geçen gün artacak ve başarıya daha da yaklaşılacaktır.