uralnadir demiş ki...
Sevgili Gençlerbirliği Yönetimine,
Size yanılmıyorsam Perşembe günü bir mektup yazarak Beşiktaş maçındaki deplasman tarafı biletlerini (hakkımız olan biletleri) Beşiktaşlılara bırakmış olduğunuz için biraz sitem etmiştim. Bir grup arkadaş bu maça gidecektik ve hem deplasmanda takımımızı yalnız bırakmayacak hem de tarihi bir değer olan İnönü Stadında oynanacak son maçı seyredecektik. Sonrasında gelen haberlerle gelecek olan kişilere bilet ayarlandığı söylendi. Biz de biraz söylendik ama yine de orada olacaktık.
Ben bu haberi ilk aldığımda bizlere 100 kişilik kadar, farklı bir kapıdan girebileceğimiz bir yer düşünmüştüm ne yalan söyleyeyim. Bu sayede hem kendi güvenliğimiz hem de maç seyretme konforumuz sağlanabilecekti. Fakat bir kez daha gördüm ki zekanıza yine haksızlık etmişim. Stada gittiğimizde biletler bizi doğrudan Beşiktaşlı taraftarların arasına eski açık tribününe yönlendirdi. Polislerle konuştuğumuzda bizim rakip tribüne Beşiktaşlılarla birlikte gireceğimiz ve bir arada maçı izleyebileceğimiz ifade edildi. Ve öyle yaptık.
Şurada bir parantez açmam lazım sevgili yönetim. Bizler bugüne kadar getirdiğimiz ve her yerde övündüğümüz Gençlerbirliklilik kültürü ile gittiğimiz her deplasmanda el üzerinde tutuluyoruz. Kimseyle bir husumetimiz yok ve gördüğüm ve bildiğim kadarı ile kimsenin de bizle bir husumeti yok. Dün de süreç benzer gelişti. Beşiktaşlılar içeri girebilmemiz için sırasını bile verdi. Fakat o sıraya girmek kolay olmadı. Bize bir tribün ayrılmadığından Beşiktaş’ta yaşanan tüm çatışmaların içinde kaldık. Biber gazı yedik ağladık. Evet biber gazına da, polis copuna da alışkanlığımız vardır ama ilk defa futbol yüzünden, üstelik kendi tuttuğum takım için bile değilken bunlara sadece sizin yüzünüzden maruz kaldığımızı lütfen hatırlatmama izin verin. Hani belki siz şu an rahatça kendi aranızda taraftarınızın bilet sorununu ne kadar güzel çözdüğünüzü konuşuyor da olabilirsiniz.
Neyse içeride de Beşiktaşlılar ile (birkaç fazlaca içmiş sert arkadaş hariç) bir sorun yaşadığımız söylenemez. Biraz küfür dinledik o kadar. Bize değil. Oyuncularımıza ve diğer takımlara. Hayatımda ilk defa üstelik de bir deplasmanda kazanmak istemedim sevgili yönetim. Çünkü o zaman bizlerin sevinci ile orada o misafirperverlik neye dönüşürdü bilemiyorum. Onun içindir ki ilk golü yediğimizde bir rahatlama geldi. Bana ve diğer arkadaşlara. Sonra da zaten top da oynamadan farklı yenildik. Staddan ayrıldık.
Sonuç olarak Cumartesi günü deplasmanda yaşananlar umarım herkese biraz ders olur. Bugüne kadar problem çözme becerileri konusunda çok başarılı olduğumuz söylenemese de umarım bundan sonra becerebiliriz.
Bir de Metin Diyadin ile anlaştığımızı duydum. Teşekkürler
Paylaş