2. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 26 ile 50 ve 69

Konu: E-bilet Projesi

  1. #26
    Alıntı serkan_gungordu demiş ki... Mesajı göster
    http://www.sporx.com/futbol/superlig...SXHBQ380217SXQ

    cavcavın bu açıklamalarından da anladığımız şudur: e-bilet güvenlikle ilgili değil, konu tamamen duygusal... tek amaç taraftarı müşteri yapmak. sistem güvenlik üzerine kurulu olsaydı, tribünlerdeki çeteleri ve rant ile büyüyen grupları hedef alsaydı kabul ederim. ancak bu haliyle, "150 milyon tl gelir elde edilecek, %47si takımlara pay edilecek." diyen bir adam varken konuyu tartışmak anlamını büyük ölçüde yitirir. bunların amacı maça gitmek isteyen taraftarları söğüşlemekten başka bir şey değil
    Katılıyorum.

    E-Bilet'e karşı çıkan örgütlü tribün gruplarının büyük bir çoğunluğu buna tribün kültürünün yok edilmesi bağlamında karşı çıkıyor. Elbette bu kaygıya da büyük saygım var ve fakat benim için asıl mesele bu değil. Zira 'ultras' kültürü, 'grupçuluk' adı altında yapılan rezilliklerin Türk tribünlerinin bitmesinde en az rant ve siyaset peşindeki futbol yöneticileri kadar etkili olduğunu düşünüyorum. Zaten bu ikisini bırakın karşıt görmeyi, birbirinden ayırmak bile hata olur. Toplu bir rant ve zorbalık çarkı döndürülüyor, tribün grupları ve onların ağaları da bu düzeni besleyen dişlinin çarklarını teşkil ediyorlar..

    Dolayısıyla bu e-bilet gerçekten holiganizmi, grupçuluğu hedef alsaydı, 'tribün kültürü' vs demez desteklerdim. Çünkü bu pislikler temizlenmeden ne tribün olur, ne de kültürü.. Fakat burada yapılmak istenen holiganizmi işin bahanesi olarak kullanarak, hükümetin tribün üzerindeki gerek ekonomik gerekse siyasi kontrolünü arttırmak. Tutumları da biz yaptık oldu, siz de eşek gibi alacaksınız..

  2. #27
    Meselenin Hüüüüperman'cilik oynayan malum ailenin, yeni bir oyunu olduğu besbelli. Ben en azından tercihimi kullanacak ve Hüperman'e karşı Süperman olacağım. Küsüyorum dağa.Başka banka alternatifleri olmalı zaten bu kartın.

  3. #28
    bu konuda direnme işe yaramayacak bence bu hükümet döneminde hiçbir direniş işe yaramadı grev yapanlar kovuldu eylem yapanlar maglum gazlar falan filan bizim direnmemiz pek birşeye yaramayacak anadolu taraftarlarının çok da umurlarında olmadığını düşünüyorum hiçbir anadolu kulübünün tribünü dolmasa boş oynasalar umurlarında olmaz çünkü daha doğrusu anadolu kulüplerinin iç sahalarını dolduran taraftar sayılarını toplasanız fb nin 1 iç saha maçında gelen taraftar bile etmiyor nerdeyse , sermayenin hedefi biz değil 4 büyükler zaten onların kartlarının daha pahalı olması da bunu açıklıyor. Bunu şöyle düşünüyorum kendimi avutuyorum GENÇLERBİRLİĞİ'mle buluşmama da vergi koydular artık diyip umursamamaya çalışıyorum benzinin 5 lira olduğu yolların paralı olduğu saglıgın paralı olduğu bir ülkede futbol maçlarından rant elde etmemek olmazdı. bu ülkede 100 milyar dolar bir gecede duman oldu kimsenin sesi çıkmadı kimse ayaklanmadı e bilet için hiç kimse kıpırdamaz. konuyla alakalı değil ama Bİnali yıldırım bir tv kanalında seçilirse 3 yıl içinde en az bir izmir kulübünü süper lige çıkaracaz dedi sıra futbolda demekki istediklerini çıkarıp istediklerini düşürebiliyorlar bunlar.

  4. #29
    ALKARA Erdem Ceydilek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Ankara, Turkey, Turkey
    Mesajlar
    262
    biraz önce başlayan maçlarda Samsun'da tribünler bomboş, süper lig mücadelesi veren Balıkesir'de ise büyük boşluklar var tribünde.

  5. #30

  6. #31
    Beyler çok düşünmeyin. Sevgili sporsever arkadaşlarımız passolig denilen kartın 2.baskısını bile yaptırır.

  7. #32
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    edremit
    Mesajlar
    3
    bu passoligin tek güzel tarafı malum istanbul sevdalısı ankaralılara mac seyretmek zor gibi olacak adam tek mac için alırmı bilmem hatta cogu bi haberdir bundan bizim tribunlerimizde onları görmek beni deli ediyor

  8. #33
    Ziya Adnan, 20 Nisan 2014 Pazar günü BİRGÜN gazetesinde yayınlanan yazısında İngiltere'deki uygulamayı da anlatarak E-Bilet ve Passolig sorununu değerlendiriyor: "PASSOLİG: Bizden paso..."

    E-Bilete, PASSOLİG kartına, fişlenmeye, söğüşlenmeye karşı: ‪#‎direntaraftar‬

    PASSOLİG: Bizden paso...

    Baharın habercisi nisan ayının ortalarında nicedir dipte, sonda ve depresyonda olan ülke futbolunun başına yeni bir garabet musallat oldu: E-Bilet ve PASSOLİG... Yeri gelmişken kalemimiz yettiğince anlatalım. Endüstriyel futbolun taraftarı çeke çeke sürüklediği son noktada amaç taraftarları denetim altına alarak güya tribün şiddetini engellemek, her hareketi kontrol altına alınmış, her daim görülebilen “saydam taraftar” yaratmak... Aslında taraftar da denmez, en fazlasından izleyici... Senelik 25 TL ödeyerek alınacak PassoLig kartı, E-Bilet projesi kapsamında stadyumlara girişi sağlarken alışveriş ve ulaşım başta olmak üzere günlük hayatın birçok alanında kullanılabilecekmiş. Tabii bir de bunun yanında maç başına alınacak 2 lira tutarında hizmet ücreti… Görünüşte makul gibi görünse de konuyu irdelemek gerek, malum şeytan ayrıntılarda gizlidir...

    Sevgili Tanıl Bora 12 Mart’ta Radikal gazetesinde yazdığı “Bir Sen Eksiktin E-bilet” başlıklı yazısında elektronik bilet denilen şeytan icadının cennetinin İtalya olduğunu anlatıyor. Adına “Tessera del tifosi” (taraftar kimliği) diyorlarmış. Kart sahibi taraftarların tüm kişisel bilgileri kulüp ve polisin emanetinde saklı… Ayrıca fırsattan istifade kendilerine ticari avantajlar sağlamak, müşteri portföyünü genişletmek isteyen ticari firmalar da kulüpler aracılığıyla kişisel bilgilere ulaşabiliyor. Deplasmana gitmek isteyen taraftarların çektiği çile ise cabası... Bir banka şubesinde kimliği ve vesikalık fotoğrafla birlikte vergi numarasını da ibraz ediyor, polise teslim edilmek üzere bir sözleşme imzalıyor. Eh, futbolseverin tadını kaçıran bunca meşakkatten sonra İtalyan tribünlerinin dolmuyor olmasına şaşırmamak gerek...

    Elektronik bilet uygulaması Ada futbolunda nicedir kullanılıyor, ama bizdeki uygulamayla İngiltere’yi karşılaştırmak elma ile portakal mukayesesi gibi. Ada futbolunda “Season Ticket”, bizdeki adıyla kombine bilet sadece taraftarı olduğunuz kulübün evinde oynadığı maçlarına girebilmek için kullanılıyor. Kombine bilet kulüpler tarafından satılıyor ve aracı kurumlar kullanılmıyor. Örneğin kombine biletine sahip olabilmek için yaklaşık sekiz sene beklemek zorunda olduğunuz Arsenal kulübü kombinesine sahip olamayanlar için farklı üyelik yolları sunuyor. “Red Membership” (Kırmızı Üyelik) adını verdikleri kategorinin üyeleri için her maçta 3.500 bilet satışa sunuluyor. 8-10 sene arasında kırmızı üyelikleri bulunan taraftarlar, “Silver Membership”e (Gümüş Üyelik) terfi ediyorlar. Gümüş üyeler maçtan iki ay önce satışa çıkan biletleri alabiliyor. Ayrıca 4-11 yaş grubundaki çocuklar için “Junior Gunners”, emekli ve engelliler için “Senior Citiziens” katagorileri mevcut... Ancak Arsenal’in sezonluk bileti sadece Arsenal’in evinde, yani Emirates Stadı’nda oynadığı maçlar için kullanılıyor. Yani bizdeki gibi aynı kartla alışveriş, sinema, ulaşım söz konusu değil…

    Deplasman maçlarına gitmek isteyen tarafların “Loyalty Bonus” (Sadakat Puanı) adı verilen puanına bakılıyor; öncelik doğal olarak daha fazla deplasmana gitmiş olan taraftarlarda… Eh, sezon boyunca ülkenin statlarını tavaf eden stat hacılarının o kadar önceliği olsun haliyle. Arsenal’in 60 bin kapasiteli Emirates Stadı’nın 2006 senesinde açıldığını, yaklaşık 40 bin kombine biletli taraftara sahip olduğunu da hatırlatalım.

    ***

    Bizde ise yakın gelecekte hayata geçecek PassoLig’in amacı taraftarı fişlemek ve müşterileştirmek... Bir taşla iki kuş anlayacağınız... Yediden yetmişe telefonların dinlendiği, özel hayat bilgilerinin, mahremiyetin hiçe sayıldığı çivisi çıkmış memlekette bir de üstüne taraftar veri tabanı açmak, bu tabanda yer alan kişisel bilgileri paylaşmak, futbol taraftarını müşterileştirmek değilse nedir merak ederim!

    Bir de o kartın kulübe değil de, bankanın birine ait olması durumu var ki eyvah eyvah! E-bilet projesinin ticari ortakları arasında iktidara yakın duran Çalık Holding’in olduğu söyleniyor. Taraftar sadece kombine bilete değil, ayrıca bir de o karta para ödemek zorunda bırakılıyor, yani futbol üzerinden yeni bir rant kapısı, taraftarın —takım sevgisi sömürülerek— cebinden bir sermaye grubuna oluk oluk para akışı... Eh, “Futbolun içinde bu da var,” diyeceklerdir belki ama ben almayayım, sizin Passolig’inize benden paso!

    Gökçek gazabına beş sene daha mahkûm kadersiz Ankara’mın güzel takımı Gençlerbirliği tribünlerinin müdavimlerinden sevgili Necdet Özkazancı takımının Alkaralar taraftar sitesinde konuyla ilgili şunları yazmış; kulak verelim: "’Futbol budur işte!’ denilerek kin, nefret, kavga, şiddet, küfür, düşmanlık, şike, rant vs. gibi birçok kötü malzemeyle başkalaştırılarak futbol olmaktan çıkarılmış bir futbolun topluma başat spor olarak dayatıldığı bir ortamda bunlara ek olarak bir de e-bilet ya da bize sunulan adıyla PASSOLİG kartı... Yeter artık! Ben almayacağım; Süper Lig ve 1. Lig maçlarına gitmeyeceğim. 2. Lig, 3. Lig ve amatör futbol maçları... Bir de yeni başladığımız hentbol... Bu uygulamaya imza atan federasyon yönetimine ve kulüplere bol PASSOLİG’li maçlar diliyorum.”

    Necdet Özkazancı’ya katılıyorum. Her ne kadar e-bilet uygulaması görünüşte pratik gibi görünse de asıl amaç taraftarı fişlemek, futbol taraftarlarının takım sevgisini sömürerek ticari bir pazar yaratmak. Üstelik yerel seçim süreci boyunca “özel hayatımıza girdiler” diye bas bas bağıran bir iktidarın döneminde! Kaldı ki ülke futbolunun kalitesi ortada… Kalitesiz bir ürüne kim fazladan para vermek ister ki! İnternet sitelerinin birinde konuyla ilgili yazan ve maçları boykot edeceğini belirten taraftar meseleyi pek güzel özetlemiş: “Bizim kalbimizdeki aşk uzaktan sevmeye de yeter!”.

    Velhasıl bir türlü anlamadılar ama biz yine haykıralım: Artık anlasanıza yahu! Biz müşteri değiliz, taraftarız!

    http://birgun.net/yazi-goster/ziya-a...paso-2444.html

    İsim:  Ziya Adnan - Birgün (Passolig; Bizden Paso) 20.04.2014.jpg
Görüntüleme: 261
Büyüklük:  99.7 KB (Kilobyte)

  9. #34
    Yarin Genclerbirligi taraftar gruplarinin saat 16.00 eskiyeni alt katta e-bilet ve cuma gunu yapilmasi olasi protestolar konusalacak. Herkes e-bilet hakkindaki dusuncelerini paylasacak. Buyrun siz de gelin.

  10. #35
    Gökhan'in da belirttiği gibi, akşam eski yeni de tüm taraftarlar yapilacak protesto biçimini konuşmak için toplanacaklar. Fikir belirtmek isteyen, ya da. Orada bulunup konuşmaları takip etmek isteyen herkes gidebilir.

  11. #36
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Sincan/Fatih
    Mesajlar
    334
    Üniversitede yüksek lisans yaparken hem kredi hem kimlik kartı olan bir kart yollamışlardı.Kredi özelliğini hiç açtırmamıştım. Öğrencinin banka- finans işlerine alet edilmesine sinir olmuştum. Okul bitince kartı direk iade etmiştim.

    Verdiğim örnek ne kadar alakalı bilmiyorum da yazılanları okuyunca aklıma bu geldi. Passolig uygulaması hedeflediği amaçların dan çok taraftara ekstra maliyet getirecek bir uygulamaya benziyor. Etkin bir tepkiyle kaldırılmasa bile daha adam akıllı bir hale getirilmesi için kamuoyu oluşturulabilir.

    Uç bir düşüncem daha var. Kırk yılın başı birisi maça gitmeye niyetlense tek bir maç için adama dünya kadar maliyet çıkacak, tribüne yeni gelecek kişiler içinde bu geçerli. Yanımızda misafir getirme olayı belkide bitecek. Ayrıca ben ortaokul lise öğrencisi çocuklarında maçlara gelebileceğini zannetmiyorum. Harçlıklarından artırıp 5-10 lirayı zor denkleştiren çocuk nasıl kart alsın, nasıl aktive ettirsin. 18 yaşından küçüklerin o işlemleri için veli şartı da koyarlar, çoğu ailede ekonomik veya başka nedenlerden çocuğunu maça göndermek istemez

  12. #37
    Değerli Gençlerbirliği Taraftarı Arkadaşlar…

    25 Nisan 2014 Cuma akşamı 19 Mayıs Stadı'nda oynanan Gençlerbirliği - Bursaspor maçının ikinci yarısında E-Bilet ve PASSOLİG kartı saçmalığını protesto etmek amacıyla stadı terk eden taraftar arkadaşlara teşekkürler... Güzel, gerekli ve anlamlı bir protesto oldu.

    Ancak biz stadı terk ederken bazı taraftarlarımız ve taraftar olmayan seyirciler bize katılmayıp statta kaldılar. Her insan ayrı bir dünya ve herkesin takım sevgisi, anlayışı kendine göre... Kimsenin takım sevgisini nasıl göstereceğini/göstermesi gerektiğini sorgulayamayız. Bizimle birlikte hareket etmedikleri için kimseye bir şey söylemeye, sitem etmeye, kimseyi grev kırıcı olarak suçlamaya hakkımız yok. Çünkü henüz E-Bilet, Passolig saçmalığı hakkında tam olarak bilgi sahibi olmayanların sayısı bir hayli fazla... Bu akşam stattan çıkmayan taraftarlarımızdan/seyircilerden de önümüzdeki dönemde -durumu anladıkça- bize katılacaklar olacaktır mutlaka... Bizim bu konuyu yeterli ve anlaşılır şekilde her yerde, her platformda bıkmadan usanmadan anlatmamız, anlatmaya devam etmemiz, dün akşam bize katılmayanları da suçlamak yerine kazanmaya çalışmamız gerekiyor. Yani statta da hep birlikte söylendiği gibi: "BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!"

    Böyle durumlarda yılmamak lazım... Daha yeni başladık. Bu daha başlangıç! Bıkmadan, usanmadan bu konuyu anlatmalı, gündemde tutmalı, her yerde paylaşmaya çalışmalıyız. Ayrıca, dün akşam yaptığımız protestodan görüldü ki, yalnızca E-Bilet ve PASSOLİG kartı protestosu yeterli olmayacak. Önümüzdeki kısa dönemde taraftar örgütlerince mutlaka LİG TV protestosunun başlatılması lazım... Çünkü tribünde taraftar varmış, yokmuş, birçok kulüp yönetiminin umurunda bile değil... Onlar LİG TV'den aldıkları paraya bakıyorlar. Bundan sonra hedefimizde LİG TV de olmalı... Yumuşak karınları orası... LİG TV müşterilerinin arasında bizim gibi düşünen taraftarların sayısı da yadsınamayacak kadar fazladır. En az %15-20 gibi bir oranı oluşturuyoruzdur diye tahmin ediyorum. LİG TV, mevcut müşterisinin en az % 15-20'sini kaybetmeli ki sistem sıkıntıya girmeli ve futbolu yönetenler ne oluyor diye sormalılar…

    E-Bilete, PASSOLİG’e, LİG TV’ye, fişlenmeye, söğüşlenmeye karşı: #direntaraftar

  13. #38
    Sn Özkazancı, söylediklerinizin bir kısmına katılıyorum. Protestoya katılmayan taraftarlar/seyirciler konusunda ise sizin gibi düşünmüyorum. Bu kadar olup bitenden habersiz olabileceklerini düşünmüyorum. Anlaşılan o ki, taraftar değil, müşteri olarak görülüp, ceplerinden daha fazla para alınıp yeterli alt yapısının olmadığını düşündüğüm bir bankaya aktarılmasına duyarsızlar. Demek ki asıl konu şiddeti önlemek değil. Rant yaratmak. Bu arkadaşlarımız "Ne olacak ki. Altı üstü tüm yıl içinde cebimden fazla olarak 30 TL civarında bir para çıkacak. Çok önemli değil" diye düşünüyor olabilirler. Bu 30 TL civarındaki parayı tüm seyircilere yaydığımız zaman ne kadar büyük bir para olduğu görülecektir. Sporun, spor olmaktan çıkarılmasının son perdesi bu olsa gerek.

    Kararlılığımız gösterme konusunda daha ciddi önlemler alınması gerektiğine inanıyorum ancak ileri günlerde göreceğiz ki passolig kartı yetkililerin umduğundan da fazla satılacaktır. Çünkü biz buyuz. Lütfen seçim sonuçlarına bakın, irdeleyin ve buna göre passolig kartının geleceğinin ne olabileceğine karar verin.

    Yine tekrarlıyorum. Benim için bu koşullar altında futbol maçlarına gitmek bitmiştir. Yıllarca Beşiktaş taraftarıydım. Şimdi ise bırakın aldığı yenilgiye, beraber kaldığı zaman bile tepki gösteren bir Gençlerbirliği taraftarıyım. Yine de tek kişi dahi olsam kararımdan dönüp maçlara gitmeyeceğim.

  14. #39
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Ankara Yenimahalle
    Mesajlar
    62
    Ben de Cuma akşamı maçın ikinci yarısı başlarken tribünü terk edenlerdenim. Gösterilen tepkinin ne kadar doğru olduğunu, etkisinin olup olmayacağını kuşkusuz zaman gösterecektir. Ancak bir yerde yanlış bir iş yapılıyorsa, bu yanlışlığın muhatabı olanların karşı çıkması normaldir, kaçınılmazdır. Tarihte çok örneği var, kimi zaman bir tek kişi yanlışa karşı çıkmıştır ve onun haklı olduğunu ise ancak zaman göstermiştir. Öte yandan, Necdet bey gibi ben de bizimle birlikte davranmayan ve tribünleri terk etmeyen, maçı izlemeyi sürdüren taraftara bir şey diyemiyorum. Kendilerince haklı gerekçeleri mutlaka vardır. Ben de bir an için ‘kalsam mı acaba’ diye düşünmedim değil. Kalsaydım eğer, yalnızca bir galibiyete tanıklık etmiş olacaktım, ama sonrasındaki iç hesaplaşması daha zor olacaktı. Yani vicdanım rahat.
    Bu 19 Mayıs’ta yıllardır ne maçlara tanık olduk. Takımın kötü, çok kötü oynadığı zamanlar da oldu, muhteşem galibiyetlere, olağanüstü geri dönüşlere tanık olduğumuz zamanlarda. Tüm statlarda olabileceği gibi. Kilometrelerce uzakta, Antalya’da bizden ayrı iki takımın oynadığı bir maçta atılan gol sayesinde kümede kalıp 19 Mayıs’ta sevindiğimiz günler oldu. Bu kez ise durum biraz farklı idi. İlk kez bir maçı, önceden planlandığı gibi, ikinci yarının başında yarım bırakıp tribünleri terk ettik. Taraftarı olduğumuz takımı rakibiyle, muhteşem Süleymanla, şeref tribünündeki güruhla, lig tv’nin kameralarıyla, emniyetin foto muhabiriyle, reklam tabelalarıyla kısacası endüstriyel futbola dair tüm araçlarla baş başa bırakıp tribünleri terk ettik. Eve dönerken bunları düşünmüştüm. Umarım futbolcularımız bizi yanlış anlamamışlardır ve ne yaptığımız konusunda imkan bulanlar onları bilgilendirebilir. Aklımda kalan bir örnek: İkinci yarının başında tribünden toplu ayrılma başladığında bizim tribüne en yakın yerde duran sağ bekimiz Hakan durdu, iki elini yana açtı, şaşkınlığı belli idi, ‘ne yapıyorsunuz, niye gidiyorsunuz, bizi niye bırakıyorsunuz’ der gibi baktı. Mümkün olsaydı da orada oturup ne yaptığımızı, niye yaptığımızı paylaşabilseydik onunla ve diğer çocuklarla (Doğa’nın maç sonrası yaptığı açıklama bu konuda biraz yüreğime su serpti diyebilirim).
    Bu arada ben de asıl yumuşak karnın lig tv olduğuna inanıyorum. Kulüp yöneticileri için, lig tv gelirlerinin yanında, maça gelen 3-5 bin kişinin bilet parasının esamesi bile okunmayabilir. Belki maçlara ne kadar az kişi gelirse o kadar iyi bile olabilir, onlar için ve memleketi yöneten daha yukarıdakiler için. Benim hiçbir zaman lig tv’im olmamıştı, bundan sonra da olmayacak. Yenimahalle Hasan Doğan ya da OSTİM Stadyumu’nda semt takımlarının maçlarını izlerim, bir mahalle takımının taraftarı olurum daha iyi.
    Bir de, Antalya maçına gideceğim ama, belki takımla vedalaşmak için.

  15. #40

  16. #41
    Atila Abi, Kulusic, Instagram'da yapılan ve tribündeki olayları birkaç cümleye özetleyen bir yoruma "We know everything"(Her şeyi biliyoruz) şeklinde yorum yapmış. Hakeza Oktay'ın eşi Mine Delibalta da Twitter'dan e-bilet aleyhinde gayet sert tonda bir tweet atmış. Doğa'nın söylediklerini hepimiz dinledik zaten. Dolayısıyla takımda e-bilete yönelik ciddi bir bilinç oluştuğunu düşünüyorum ben.

  17. #42
    Bursa maçındaki organizasyondan gün içinde tesadüfen karşılaştığım M.Ali sayesinde haberdar oldum.
    Dolayısı ile karar sürecinde lehte ve alehte hiç bir katkım olmadı.
    Bu ahvalde 2. dakikada stada girdiğimizde kimseden çıt çıkmamasına şaşırmadım.
    Anladığım kadarı ile Alkaraların büyük bir çoğunluğu bu etkinlikten haberdar değildi.
    Hal böyle olunca bizimle birlikte stadı terk etmediler diye kimseyi suçlayamayız.
    Bizim oğlanda istemeye istemeye çıktı, sonrasında Zec golü atınca bana oracıkta saldırdı.

    Atila Bey'in belirttiği gibi, biz dışarı çıkarken Hakan Aslantaş tüm iyi niyetiyle bizi gözetlemiş ve ''nereye gidiyorsunuz'' dercesine ellerini yana kaldırmıştı.
    İyi mi yaptık? Evet.
    Daha iyisi olabilir miydi? Tartışıp, üzerinde kafa yormamız gerekir, belki olabilir.
    Mesela ben basının yeterince haberdar olmadığını gözlemledim. Sadece spor basını olarak düşünmüyorum çünkü konu düşündüğümüzden daha genel ilgi görüyor.
    Lütfen Antalya maçında maçı sonuna kadar izleyip, Takım ve Stadla bi güzel vedalaşalım çünkü bu son 90dk olacak

  18. #43
    Biz (tüm ülkedeki futbolseverler), "Sarı Öküz Hikâyesi"nde olduğu gibi bu maçı "Temmuz 2011" olayında kaybettik. Sarı öküzü daha o zaman vermiştik. Kendi adıma bir öz eleştiri yapacak olursam, aslında tribünü ve Süper Lig maçlarını stadyumda ve televizyonda izlemeyi daha o zaman bırakmalıydık. Ama yok "takım sevgisi", yok "takımı sahada yalnız bırakmama", yok "takıma sahip çıkma" falan filan derken, bu rezalete göz yumarak görmezden gelip stadyumlara gitmeye ve televizyondan izlemeye devam ettik. Bu rezillik karşısında biraz da kaba kulüp şovenizminin de etkisiyle sessiz kalarak ya da sesimizi yeteri kadar çıkarmayarak bir anlamda çanak tuttuk ve destek sağlamış olduk; adeta meşruiyet kazandırdık.

    Geldiğimiz bu noktada ligin açık ara şampiyonu olan takım UEFA tarafından "şike zanlısı" olarak görüldüğü için geçen sezon Avrupa Ligi'nden ihraç edildi; önümüzdeki sezon da Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılamayacak. Aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanmış olan kulüp başkanı bir kahraman edasıyla ortada geziyor ve ona adeta "tapan" yöneticiler, futbolcular, taraftarlar ortada hiçbir şey yokmuş, hiçbir şey yaşanmamış gibi hep birlikte çılgınca şampiyonluk kutluyorlar. Ligi ikinci bitirme ihtimali olan bir takım da iki sezon Avrupa kupalarından men edildi. Önümüzdeki sezon da ne olacağı belli değil... Yöneticileri, teknik direktörü "şike zanlısı" olarak tutuklanan ve hatta bazıları mahkum olan takımın o zamanki başkanı şimdi Futbol Federasyonu Başkanı koltuğuna oturmuş; bu rezaleti bir güzel akladıktan sonra E-Bilet, PASSOLİG saçmalıklarıyla, yaptıklarının üstüne bir de tüy dikiyor. "Şike zanlısı" olarak görülen birçok kulüp, "sahaya yansımadı" denilerek elini kolunu sallaya sallaya Süper Lig'de oynamaya devam ederken; soruşturulan, tutuklanan, mahkum olan birçok yönetici ve futbolcu da hiçbir şey olmamış gibi görevlerine ve futbol hayatlarına devam ediyorlar. Biz de hiçbir şey olmamış gibi "takıma destek olma" adına maçlara giderek 2011 rezaletine meşruiyet kazandırmaya devam ediyoruz. Her şey unutuldu gitti. Bunları hiç yaşamamış gibiyiz ya da bunları yaşayan biz değiliz de başka bir ülkenin insanları... Hani derler ya, "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür!"

    Ama artık bu iş kabak tadı verdi ve ben bu rezil ortamdan çok sıkıldım. E-Bilet ve PASSOLİG rezaleti belki de bardağı taşıran son damla benim için... Kısacası cuma akşamı birçok taraftarla birlikte ikinci yarısı başlayınca stattan çıktığım Gençlerbirliği - Bursaspor maçı benim için bu sezonun son maçı oldu. Antalyaspor maçında da, önümüzdeki sezonda da yokum. Benden PASO!

    Benim kişisel kararım ve duruşum böyle... Önce futbolseverim, sonra taraftarım. Futbolun katledildiği, adeta ırzına geçildiği bu rezillik hiçbir şey olmamış gibi devam ettiği sürece sırf takım sevgisi adına görmezden gelme oyununu daha fazla sürdürmek istemiyorum. Daha önceki bir mesajımda da belirttiğim gibi her insan ayrı bir dünya ve herkesin takım sevgisi, anlayışı kendine göre... Kimsenin takım sevgisini nasıl göstereceğini/göstermesi gerektiğini sorgulayamayız. Maçlara gitmek, PASSOLİG kartı almak isteyen arkadaşlara da kimse bir şey diyemez. Herkes kendi vicdanına, kalbinin sesine göre istediği gibi düşünmekte, istediği gibi davranmakta özgür...

  19. #44
    güzel bir haber geldi: e-bilet'e durdurma kararı çıkmış. tabi kulüpler paranın kokusunu aldıkları için bu işin peşini bırakmayacaklardır.
    bakalım bu hafta maçlarda nasıl bir sistem uygulanacak.

    Tüketici mahkemesinde flaş e-bilet kararı

    ANKARA 16. Tüketici Mahkemesi, büyük tepki toplayan Passolig uygulamasına ilişkin, “Tüketici kitlesinin mağduriyetine sebep olmamak için” uygulamanın durdurulmasına kararı verdi. Mahkeme verdiği kararın tüketicilere duyurulması için Basın İlam Kurumu’na talimat yazısı yazdı. Bu karar ışığında kulüpler, normal bilet satışı yapabilecekler.

    Taraftar Hakları Dayanışma Merkezi (Taraf-Der) avukatları Ertuğrul Cem Cihan ve Kemal Ulusoy, büyük tepki toplayan e- bilet uygulamasının tüketiciyi mağdur ettiği gerekçesiyle Ankara 16. Tüketici Mahkemesine başvurarak, tedbir kararı verilmesi talebinde bulundu. Dava dilekçesinde, “Mahkemece karar verilinceye kadar Passolig adı verilen elektronik bilet uygulamasının daha fazla mağduriyete yol açmaması amacıyla tedbir kararı verilmesini talep etme zarureti doğmuştur. Passolig uygulamasından kaynaklı ihlal edilen haklarının tespitini, hukuka aykırılıkların giderilmesini ve taraftarların (tüketicilerin) gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için zorla imzalanan sözleşmelerin geçersizliğine karar verilmesini talep ederiz” denilmişti.

    PASSOLİG’E DURDURMA KARARI

    Ankara 16. Tüketici Mahkemesi, Taraf-Der’in tedbir talebinin kabulüne karar verdi. Kararda, “Davacının temsil ettiği tüketici kitlesinin mağduriyetine sebep olmamak için teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve Passolig uygulamasının durdurulmasına karar verildi” denildi.

    GAZETELERDE İLAN EDİLECEK

    Mahkeme, verilen kararın gazetelerde yayınlanması için Basın İlan Kurumuna talimat yazısı yazdı. Talimat yazısında mahkemece Passolig uygulamasına durdurulma kararı verildiği hatırlatılarak, “Passolig uygulamasının durdurulması şeklindeki tedbir kararımızın ülke düzeyinde yayınlanan gazetelerden birinden derhal ilan edilmesi rica olunur” denildi.

    ARTIK SATIŞI YAPILAMAZ

    Taraf-Derneği avukatlarından Ertuğrul Cem Cihan, mahkemenin verdiği tedbir kararını Hürriyete değerlendirerek, “Tüketici mahkemesi talep ettiğimiz tedbir kararını verdi. Şu anda Passolig satışı yapılamaz. Yapılırsa suç işlenmiş olur. Taraftarlar sakın e-bilet almasınlar. Taraf-Der olarak haklı hukuk mücadelesine devam edeceğiz. Tribünlerin kimsenin rant alanı olmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.

  20. #45
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Angara'nın göbüğü
    Mesajlar
    177
    Yarın(Perşembe) Ankara Adliyesinde duruşma var.
    Takipte olalım.

  21. #46
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    17 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Angara'nın göbüğü
    Mesajlar
    177
    Yaz kızım;
    İtirazın reddine...

  22. #47
    maçları eskiden trt'de bedava izliyorduk. kaliteli futbolcu alacağız, bütçe lazım diye diye cine5, digiturk derken maç biletlerini de zamlandırıp, futbolu fakirlerin izleyemediği bir spora dönüştürdüler.

    kulüpler hala daha fazla gelirle futbolu üst seviyeye çıkarmaktan bahsediyorlar. havuz, digiturk vs'den para geliyor ama bizim takımları açık kanal dönemindeki gibi avrupa'da tokatlamaya devam ediyorlar. bir şey değişmedi. futbolu zenginleri avrupa'nın pahalı futbolcularıyla ego tatmin aracına dönüştürdüler. ortada başarı filan yok. hala vatandaşı nerden tırtıklarız da kaynak buluruz derdindeler. şimdi de bu e-bilet formülünü buldular. o kadar yırtınıyoruz. adamlar hala bu e-bileti nasıl alabilirim diyorlar. kim demişti futbol toplumların afyonudur diye. hakikaten güzel demiş..

  23. #48
    Kombine fiyatları Klasspor'a göre açıklanmış.
    http://www.klasspor.com/tr/haber/366...elli_oldu.html
    Alkaralar olarak kombine/e-bilet e karşı yaklaşımımızı geç olmadan tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
    Özdilek gelmişti Özdilek gitti,
    Özdeş geldi Özdeş gitti,
    Kaplan geldi elbet Kaplan gidecek!
    Takım yabancı topçu barınma klubü gibi!
    Ama biz Alkaralar olarak ses çıkarmıyoruzu geçtim
    Artık tartışmıyoruz bile...
    E-bilet de öyle olmasın tek isteğim.

  24. #49
    ALKARA Erdem Ceydilek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    9 Jun 2012
    Bulunduğu yer
    Ankara, Turkey, Turkey
    Mesajlar
    262
    ben kombine almayacağım. kesin kararlıyım. hacettepe'nin maçları ve hentbol takımının maçları bu seneki adresim olacak.

    eğer mutabakata varırsak, Alkaralar olarak tribünleri boykot ettiğimizi belirten bir açıklama da yapabiliriz.

  25. #50
    E Bilet'e , kombineye, Cavcav'a hayır.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •