Gösterilen sonuçlar: 1 ile 22 ve 22

Konu: İlhan Cavcav'ı yazıyoruz

Threaded View

  1. #11
    ALKARA
    Üyelik tarihi
    20 Mar 2013
    Bulunduğu yer
    Kızılay
    Mesajlar
    310
    seksen öncesiydi. sınırsız atı emek sermaye birikimi kendisinden kimsenin böyle birşey talep etmemesine rağmen gene dünyayı yeniden şekillendirmeye kalkışmıştı. her on senede bir olduğu gibi sistem gene kriz yaratmıştı ve benim kısaca salyalı kapitalist dediğim kimine göre vahşi kapitalizm, tam adı da sınırsız artı emek sermaye birikimi olan mutlak sömürü düzeni, içine sürüklendiği krizin hasarlarını çalışan kesimlere, yoksul halka yıkmak için bir dizi baskı ve şiddet içeren cendereyi halka dayamıştı.
    ürettiğinden payına düşeni alamayan zaten zordaki emekçi kesim dahada zorlaşan yaşam şartları karşısında naçar kalıyordu. köylüler ve yoksullaşan halk yığınları başkalarının ayıplarının kendilerine fatura edilmesine öfkelenip yollara dökülmüştü. ülke geneline yayılan hak arayış mücadeleleri top yekün protestolara dönüşmesi uzun sürmedi. hak arayan insanlara karşı devleti koruma adında şiddet yasalarının, faşist baskıların ve bütün bunların yetmediği yerlerde militarist gücün acımasızca kullanıldığı günlerdi. artık ülkede kan, zulüm, işkence fütursuzca uygulamaya sokuldu.

    anti kapitalist hareketin olmazsa olmazı aydın kesimi olan öğrenciler; protestonun, baş kaldırmanın, karşı koymanın, haklı direnişin liderliğini üstlendiler. okullar eğitimin yanında direniş merkezlerine, boykot hareketlerinin örgütlendiği alanlara döndü. altmış sekizlilerin başlatıp, şekillendirdiği. sınırlarını koyduğu anti kapitalist hareketin içine bi fiil daldı yetmiş sekizliler. nasıl dalmayacak?. kiminin abisi, kiminin babası, anası, ablası ya bir fabrika bahçesinde, ya bir tarlada yoksulluğa karşı direnirken baskı ve şiddete maruzdu.

    direniş hareketleri yükseldikçe baskınında sertleştiği günlerde girmiştik ankara devlet mimarlığa.. maltepedeki eski adı yükseliş, yeni adı da gazi üniversitesi olan a.d.m.m. akademisine. artık maltepede kavganın gürültünün ortasında bizde vardık, onlarda..
    okuldan tek çıkış olan sokak, maltepeye kadar dümdüz uzanırdı ve tamda koç yurdunun altındaki dükkandan bozma kulüp binası denmeyecek kadar küçük kulüp odasına doğru çıkardı. uzunca bir zaman alan yol boyunca hep bunları faaliyet halinde görürdük. çarık sağlamsa taksilerle, yok değilse yoldan çevirip pazarlık ettiklerini gördüğümüz cebeci emek dolmuşlarıyla maçlara veya antremanlara giderlerdi. üstleri başları çamur içerisinde döndüklerinde çıkarırdık bunları..
    kavganın gürültünün ortasında gözümüze çarpardı bunların gidiş gelişleri. polis coplarından, dipçiklerden, panzerlerden kaçarken bahçelerine düşerdik bazen..
    bizimki böyle başladı.. taraftarlık denmez ama o acılarla, zorluklarla yakınlaştığımız garip bi samimiyet..
    onlarında yoktu la.. görüyoduk işte.. yokluğun birlikteliği, gardaşlık..

    rahmetlinin gençlerbirliği başkanlığına seçilmesi de o yıllara rastlar. ortamın oluşmasının beklenmesini müteakiben yürürlüğe konulan faşist seksen darbesi sonrasında yeni dünya düzenine garkolup, okulu bitirme sürecinde gene beraberdik. kulübün yanındaki kahvelerde üniversite tavlası langırt falan oynardık. station dolmuşlarla antremana, maça gidip gelen bunları görürdük hala.. hatta anıttepedeki turnuvalarda sınıf arkadaşımız, şekersporlu ümit’in samimi arkadaşı gençlerbirliği sağbeki mehmet kızıltepe’yi sınıf takımda oynatırdık. rahmetlinin etkisini göstermeye başladığını, işlerin yoluna koyulmasıyla, para yüzü gördüklerini iyi biliriz.. çok sıkıntı çektiklerine şahidiz. hepsi gözümüzün önünde oldu. nasıl çamurdan çıkıp, avrupaya yol aldıklarını birebir gözlemledik.

    bunlar bir gün bir otobüs almışlar. taksilerle dolmuşlarla gidip gelmekten, deplasman masraflarından kurtulmak için o zamanların gözde otobüsü 302’yi çekmişler kulübün önüne.. maltepede pırıl pırıl parlıyor kulübün renklerini taşıyan mübarek.. her tarafını süslemişler, oyuncular etrafında gezinip duruyorlar, kurbanlar kesiliyor, sevinç tavan yapmış..
    la bi otobüse bu kadar sevinilir mi?. dedik ya yokluğun gözü kör olsun..

    sayın ilhan cavcav böyle bir kulübü aldı avrupada adının hece hece ezberleneceği söylenen bir kulüp haline getirdi. bizi çocuğu gibi gördü. profesyonelce eğitim bile olsa başka ellere vermedi. hep üstümüze titredi. bizi dışarıdaki tehlikelerden yamyamlardan koruma uğruna ömrünü verdi..

    hep iyi günleriyle anacağız..
    Konu MehmetGUNER tarafından (31-Jan-2017 Saat 09:16 ) değiştirilmiştir.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •