-
o gün, o saatte stadda olanlardan herkes alır sadece biri verir..
sahadaki takımların kadrosundakiler ve kulübedekiler, td'ler, yardımcıları, doktorlar, masörler, başkanlar ve yönetim kurulundakiler ve tanıdıkları bile.. ve hatta kapıdaki güvenlik ve bilet kontrol görevlileride dahil olmak üzere maç saatinde stadda kim varsa birşeyler kazanır, psatadan payını alır ama bir tek trübündekiler ceplerinden, çoluğunun çocuğunun rızkından kestiğini verir...
üstelik bu kitle onca soğuğa, yağmur ve yaşa, kulüp yöneticilerinin kendilerine reva gördüğü eziyete rağmen genede, defalarca, yeminler ettiği halde tekrardan beş beş para verir..
o yüzdendir ki; bu kitle veli-nimet olarak adlandırılır ve herşeyin, her değerin üzerinde tutulur.. du.. o gün stadda tek fedakarlıkta bulunan bu insanların sahaya tacizlerine ve -maalesef- küfürlerine bile katlanılırdı. futbolculara kesin talimat verilmişti. yarım metreden küfür yesen bile dönüp bakmayacaksın diye..
endüstriyelleştiği söylenen futbolun içinden geçtiği süreci taraftarlar yakalayamadı.. kabullenemiyorlar..
renkleri uğruna herşeyi göze aldıkları, gece gündüz akıllarından çıkaramadıkları o takımlar ve kadrolarındaki oyuncular artık onların biricik sevgilileri değil.. artık parayı veren başkaları var ve inanılmaz paralara doymuş futbolcu bozuntularının artık veli-nimete ihtiyacı yok..
öyle olmasaydı sahaya giren taraftarı rakip takımın oyuncuları zaten etkisiz hale getirmişken, güvenlik koşup etrafını sarmışken yerde yatan -kim olursa olsun- zayıf ve çelimsiz insana, güçlü kuvvetli, iyi beslenen ve yerdekine göre daha atletik zırtapozların kramponlarıyla neden vursunlar ki?.
o adam sana bunca yıl sabretti. kimse yüzüne bakmıyordu, bu saftirikler seni başlarına taç yaptılar.. rüyanda göremeyeceğin paraları emeklilik ikramiyen gibi futbolunun son deminde önüne serdiler.. sahaya girdiyse suçu bellidir. zaten kolayca etkisiz hale getirilmiştir ve cezasını da mahkeme verecektir..
nooldu böyle birdenbire rollermi değişti?. sen efendi onlar köle mi?. sen kime vurursun be kabiliyetsiz..
entüstriyel futbola hoş geldiniz, sevgili taraftarlar.. asgari ücretinden ayırdığın, çocuklarının rızkından kestiğin ve saygı duyulası özveriyle sunduğun o küçük miktara bunların ihityacı yok..
alışsanız iyi olacak..
hem bu dediklerime, hemde bunca yıl adam dediklerinizin dünkü olay hakkında dediklerine alışsanız iyi olacak.. başta rıdvan dilmen'in ve diğer bir kaç yazar bozuntusunun kan donduran yorumu: "ben cezasını bilmiyorum ama sahaya giren biri arkadaşıma vuracak, bende ona vururum arkadaş".
bu yorum hakkında söyleyecek çok şey var ama yapanın şerefsizliğine veriyorum.. sahaya giren "biri" değil.. taraftar.. bir kulübün tek ve gerçek sahibi..
sahadaki de arkadaşın değil.. senin gibi futbolcu.. serbest meslek erbabı.. pastanın kaymağını yiyen ayrıcalıklı..
mahalle maçımı yapıyoruz burada ki; arkadaşını, arkadaşımıza karşı koruyorsun?. mahalle maçı yapıyorsak madem; ver o verdiklerimizi.. avamın hakaretlerine maruz kalma.. simit sat onurlu yaşa..
bunada alışağız arkadaşlar.. rıdvan bile önüne başkalarının yem koyduğunun farkına varmışken; bize bu yerlerden gitmek düşer...
endüstriyelleştirlmeye çalışılan futbol, sizden bir tek şey istiyor.. anlayın artık..
güce tapacaksınız.. itaat edin..
Konu MehmetGUNER tarafından (16-Dec-2013 Saat 13:29 ) değiştirilmiştir.
-
Mehmet Abi;
Dün oynanan Kasımpaşa- Beşiktaş maçının basit bir futbol maçı olmadığını düşünüyorum.
Sahaya giren taraftarın tekmelenmesi elbette kabul edilemez.
Ama işin içinde başka işler olduğunu hissediyorum.
İzleyelim, sonuçları görelim. Gerçi bu ülkede sonuçlar her zaman bir sis perdesinin arkasındadır.
İşte Komplo Teorim:
İkinci yarı ile birlikte FB yarıştan düşecek ve bu kronik Ersun Yanal zaafı olarak lanse edilecek.
Ardından bağırmaya başlayacaklar:
Kasımpaşa şampiyon alkışlasanaaaa.
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları
Paylaş