Yine Aynı Tezgah, ve Yine Sessiziz...

Cumartesi günü oynayacağımız Fenerbahçe maçı öncesinde rakip takım yönetimi yaptığı açıklamalarla TFF ve MHK'yı baskı altına almaya çalışırken Gençlerbirliği cephesi pasifliğini sürdürüyor...

Geçen hafta, Elazığspor deplasmanında beraberlik alan Fenerbahçe, hafta boyunca yaptığı açıklamalarla TFF ve MHK'yı baskı altına almaya çalışıyor. Sarı-lacivertliler’in ligin 20. haftasında Sivas'ta kaybettikleri 3 puanın ardından yaptıkları açıklamalar ve bir sonraki hafta evlerinde kazandıkları Kasımpaşa maçındaki hakem kararları ortadayken ve benzer bir şekilde, geçen sezon Caner'in kırmızı kart gördüğü ve Fenerbahçe'nin berabere kaldığı Eskişehirspor deplasmanının ardından yaratılan gerilim ortamının akabinde Kadıköy'de oynadığımız ve Gökhan Gönül'ün Jimmy'yi panolara ittiği (ve bırakın kartı uyarı bile almadığı) karşılaşmada hakem Yunus Yıldırım, berbat bir maç yönetmiş ve oyuncularımız adeta dayak yiyerek sahadan yenik ayrılmışlardı.

Aslında Türkiye futbolu, şampiyonluk yarışında bulunan Üç İstanbullu’nun puan kayıplarına sebep olarak gördükleri hakem hatalarının ardından yarattıkları puslu havaya ve ardından kazandıkları haksız puanlara alışkın. Lige kötü başlayan, ardından toparlanan ama son haftalarda aldığı kötü sonuçlarla düşme potasına oldukça yakın bir durumda bulunan ekibimizin cumartesi günü İstanbul'da oynayacağı maç, Fenerbahçe için şampiyonluk yarışında, Gençlerbirliği için ise düşme hattından uzaklaşmak için hayati bir önem taşıyor. Bu yüzden, sarı-lacivertli kulübün ve yöneticilerinin oluşturdukları sisli ortamı bir nebze olsun dağıtmak, kamuoyuna daha önce yaşanan örnekleri hatırlatarak, haftasonu neler olabileceği konusunda uyarılarda bulunmak Gençlerbirliği Spor Kulübü'nün görevidir.

Oysa daha önce yaşadığımız hakem hatalarını sosyal medyada taraftarlarına şikâyet eden kulübümüz tarafından Fenerbahçe maçına bir gün kalmışken yukarıda açıkladığımız durumla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamakta ve sis ortamının daha da baskın bir şekilde yarınki maça nüfuz etmesine seyirci kalınmaktadır.

Alkaralar olarak Gençlerbirliği Yönetimini, Türkiye futbolunun sadece Üç İstanbul takımından ibaret olmadığını ve en azından bizim de bu toplulukta var olduğumuzu anımsatmak adına göreve davet ediyoruz...