Yeni sezon başlıyor. Birlikte hareket edebilme pratiği en fazla gelişmiş topluluklardan biri olan "taraftar"ın tribüne çıkma zamanı yaklaştıkça bazı devlet büyüklerimizin uykuları kaçmaya başladı...
Nitekim daha ligler başlamadan tribündeki sakıncalı(!) sesleri susturmak amacıyla polisiye önlemler alınması gündeme geldi. Tribünlerde güvenliğin polise devredilmesi ve siyasi/ideolojik içerikli tezahüratın yasaklanması da bu amaca yönelik atılması planlanan adımlar...
Yapılan açıklamalarda geçen “tribünlerdeki siyasi ve ideolojik anlamdaki kötü tezahüratlar” ifadesi ise önlemlerin hiç de iyi niyetli olmadığını açıkça ortaya koyan önemli bir ayrıntı... Bu ayrıntı “bağzı” seçme tezahürata müdahale etmenin yolunu açıyor; öyle ya, kime göre, ya da hangi siyasi görüşe göre kötü tezahürat? Örneğin bir maçta bir grup taraftar “Ordu Suriye’ye girsin!” dese, bir başka grup “Faşizme karşı omuz omuza!” dese, ikisi de siyasi/ideolojik olan bu sloganların hangisinin ne kadar “kötü” olduğunu kim, hangi kritere göre belirleyecek?
Sonuç olarak, yıllardır ciddi bir güvenlik sorunu yaşanmayan Gençlerbirliği tribünlerinde güvenliğin polise devredilmesini doğru bulmuyoruz. Diğer yandan, şuna inanıyoruz ki tribünler her şeyden önce taraftarın kendisini ifade ettiği alanlardır. Farklı görüşlere, kendisi gibi düşünmeyenlere saygı göstermek ve tribünde bir egemenlik kurma yarışına girmemek koşuluyla gündeme ilişkin görüşlerini, tepkilerini tribünde ifade etmek taraftarın en doğal hakkıdır.
Eğer bir ülkede muhalif bir ses duyulduğunda birilerinin aklına hemen yasaklar ve polisiye önlemler geliyorsa bunun adı faşizmdir, ve asıl korkulması gereken de budur...
Her zamankinden daha çok birlikte olmalıyız.
Birlikte davranarak böyle göz korkutucu faşist yaklaşımlara karşı korkmadan omuz omuza olmamız lazım.
Tarihimize yakışır bir Cumhuriyet Takımı olarak, oyunlara da gelmeden takımımızı desteklemeli ve kendi halkından korkan bu kuklalara karşı dik durmamız gerekmektedir.
Sonuçta yasaklara karşı yasak koymak faşist bir zihniyettir.
Sporda şiddet çalıştayı düzenleniyor.
KATILANLAR:Spor Bakanı , İç İşleri Bakanı , TFF Başkanı.
Daha çalıştay toplanmadan Muharrem GÜLER den açıklama:
Sayın Bakanım (Suat KILIÇ) toplantıdan sonra vaktim olmayacak ben şimdi bir açıklama yapayım.
AÇIKLAMA:"Sivil kıyafetli gözlemci polisler, fanatik ve holiganların bulunduğu tribünlerde görev yapacak, deplasman müsabakalarına da giderek bu grupları takip edecektir" dedi. ; Stadlar'da siyasi hiç bir pankart ve
slogan olmayacak???(gezi muhabbeti uzamasın).
Ben ilk kez bu sezon kombine aldım stada geleceğim özgürlük ve futbol için gelecegim.
Saygılarımla.
GAMBİYETSİZ
Tribünde hiç bir şekilde siyasetin olmamasını düşünenlerdenim..Bu tribünde sağcı da solcu da olur; maçlar miting alanı değildir; şehitler ölmez sloganı faşistlik ; ana dilde eğitim sloganı ise özgürlük (?)
Elbette sağcı da olur solcu da, da sı var işte,
Benim futbolumu yönetenler, idarecilerim her türlü siyasi senaryonun işleticisi ve parçası olacaklar,
ben de herşey yolunda imiş gibi güneşi balçıkla sıvamaya kalkışıp ,
bana her türlü sıvamayı yapanlara sessiz kalayım,
bunun adına da bunun yeri değil , zamanı değil deyip 90 dakikanın sonunu mu bekleyim !
Forum Bilgilendirme Mesajı
Aşağıda belirtilmiş Hatalardan biri oluştu