Dün Türkiye Süper Ligi 2017-18 İLHAN CAVCAV Sezonu’nun fikstür çekimi yapıldı. Fikstür çekimine katılan 18 takım arasında bir tek Gençlerbirliği’nin kendi stadyumu yoktu; bir tek Gençlerbirliği’nin ev sahibi olacağı maçların hangi şehirde oynanacağı bilinmiyordu, hem de İlhan Cavcav sezonunda! Bu utançta payı olan her kim varsa, siyasetçisi, yöneticisi, kurumu, hepsini kınıyoruz. Bu ligin en köklü beş camiasından biri olan Gençlerbirliği’nin yalnız bırakılmasına, mülteci konumuna düşürülmesine karşı sesimizi yükseltip, bunun sorumlularına sorumluluklarını hatırlatacağız.” Ankara’da stat vardı da biz mi oynamadık?” diyerek sorumluluklarınızdan kaçamazsınız. Gençlerbirliği Ankara’da kuruldu, kurulduğu ilk günden itibaren hep Ankara’da oynadı ve Ankara’da oynamaya devam etmeli!
Gençlerbirliği’ni herhangi başka bir şehirde oynamaya götüren her türlü fikrin karşısındayız; ve bu kararı alacak olanlar, böyle bir kararı onaylayacak olanlar, bilsinler ki günü geldiğinde bu kararlarından dolayı büyük bir utanç duyacaklar.
Gençlerbirliği gibi, ülkenin en köklü camialarından birinde yönetici olduklarının farkına varamayan, alınan kararlara müdahale konusunda Gençlerbirliği’nin yöneticisi olmanın etkisini gösteremeyen, kendilerine neresi gösterilirse hiç sorgulamadan oraya giden, Ankara’ya yapılacak stadyum konusunda yönlendirici olamayan, göreve geldiklerinden beri bağıra bağıra gelen stadyum sorununu öngöremeyen; her şey bir yana, yeni stadyum yapılmadan eskisinin yıkılmasının çok büyük bir sorun olacağına yıllar önce işaret eden Duayen Başkan İlhan Cavcav’ın bile arkasında duramayan (http://tr.beinsports.com/haber/cavcav-koske-cikti) bir yönetime ihtiyacımız yok. Gençlerbirliği’ne Ankara’da maç yaptıramayacak yönetim hiç beklemesin, bugünden tezi yok hemen istifa etsin!
Göreve geldiği günden beri 5 milyonluk Ankaramızı betonla donatıp, şehri parsel parsel malum yapılara peşkeş çekerken Ankara sporuna tesis anlamında bir kuruşluk yatırım yapmayan; yaptığı yatırımları da bir anlık nefretiyle ortadan kaybeden (bkz. Sarayköy Tesisleri); yarattığı Osmanlıspor ucubesine yaptığı transferlerle Ankaralıların cebinden kaynaklar aktaran; şehrin önemli değeri Ankaragücü’nü batıran ve bugün Ankara’nın merkezinde UEFA standartlarında tek bir stadyum bile olmamasına neden olan yönetim zihniyetini kınıyoruz! Kimden bahsettiğimizi herkes anlıyor, o kişi Ankara’yı tesis anlamında yüzbin nüfuslu şehirlerin bile arkasına itmiştir. Bugün de Gençlerbirliği’ni keyifle Ankara’nın dışına gönderiyor, tek bir çözüm önerisi yok, tek amacı 100 yıllık kulübü yok etmek!
Ankara’nın tesis sorunu 45 bin kişilik bir stadyumla çözülecek mi sanıyorsunuz? 5 milyonluk şehrin merkezinde üst düzey müsabakalara ev sahibi yapacak ikinci bir stadyum olmadığı gibi birinci, ikinci ve üçüncü liglerde yer alan Ankara takımları da rakiplerinden çok daha kötü sahalarda mücadele ediyorlar. Ankara’yı bu hale getiren siyasi sorumluyu kınıyor, lanetliyoruz!
Türkiye futboluna akan milyon dolarları ya kulüplere hiçbir şart olmadan dağıtan ya da kendi keyifleri için har vurup harman savuran; vizyonsuzlukları nedeniyle -sözde özerk- Türkiye futbolunun cahil yöneticilerin elinde fakirleşip siyasetin eline bakar hale gelmesine sebep olan; futbolun kendi kaynaklarıyla kendi tesislerini yapmasını sağlayacak yapıyı kurmayan, kuramayan; koskoca Başkentte tek bir stadyum bile yapılmasını sağlayamamış TFF’yi ve Türkiye’nin futbol yönetiminde payı olan her türlü iradeyi kınıyor, lanetliyoruz.
Biz Gençlerbirliğiyiz, bizim evimiz Ankara ve bin kişilik stadyumda da olsak biz Ankara’da kalacağız, Ankara’da kalmalıyız! Ya Ostim Stadı’nı maçlar oynanırken hazırlarsınız ya da 19 Mayıs Stadyumu’nu yeni stadyum yapılana kadar yıkmazsınız! Bu takımı bu şehrin dışına çıkarmayı düşünen, buna neden olan, bu fikri savunan veya ortak olan herkes Gençlerbirliği'nin ödeyeceği bedelin hesabını vermeye hazırlansın! Çünkü “Kırmızı Kara, Burası Ankara!”
Aşağıda belirtilmiş Hatalardan biri oluştu