Geçtiğimiz günlerde Gençlerbirliği taraftar topluluğu Alkaralar orijinal bir işe imza attı. Bunun herhangi bir yerde kaydı tutulmadığı için tam olarak bilemeyiz ama Türkiye'de ve dünyada ilk diye tanımlamakta bir beis görmüyoruz. Takımın genç oyuncusu İrfan Can Kahveci, 22 Kasım akşamı Alkaralar'ın Whatsapp'taki grubuna 2 saat boyunca konuk olarak katıldı ve Alkaralar’la sohbet etti. Aşağıda bu sohbetin "geyik muhabbeti" diye tabir edilen yerleri kırpılmış halini okuyabilirsiniz.
Takım sence de maç içinde çok gergin değil mi? Kart görme anlamında ipin ucu bir kaçtı mı gerisi geliyor. Sen dahil altyapıdan yetişen oyuncularımıza sonsuz sevgi ve kredimiz var ama bazen sahadaki gereksiz hareketlerinize çok kızıyoruz.
Aslında maçına göre değişiyor. Bazı maçlar sert geçiyor ya da hakemin art niyetli olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bazı maçlarda hakemin üzerimize geldiğini hissediyoruz. İtiraz etmesek üstümüze çıkıyor, etsek sarı kart. Gerçekten bazı hakemlerin art niyeti sanki daha maç başlamadan belli oluyor gibi. Hislerim kuvvetlidir hata yapan hakem olur, illa ki yapacak, ama ön yargılı olunca hazmedemiyorum. Gerçekten beni çileden çıkartıyor bu durum.
Ama böyle yaparak oyundan düşüyorsunuz? Örneğin Rizespor maçında daha ilk dakikada Ahmet kendinden geçti ve sonra da golde hatası vardı.
Haklısınız oyundan düşüyoruz belki ama oluyor işte. Maç heyecanı ve hakemin davranışları sahada bizleri etkiliyor.
U21 Milli Takımı'yla Almanya'ya karşı oynadığınız maçtaki kırmızı kartında kabahati hakemde mi buluyorsun yoksa kendinde mi peki?
U21 maçında yapmamam gereken bi olay oldu. Dönüp arkamı gidebilirdim ve kart yemeyebilirdim. O an Alman futbolcu ayağıma basmıştı ve ben hakeme bir şeyler diyordum. Sonrasında çocuk üzerime yürüdü, ben de ittirdim. %70 benim hatam %30 hakem. Kırmızı kart olduğunu düşünmüyorum. Sarı olabilirdi.
Bizler taraftarlar olarak dışarıdan bakınca kulüpteki yönetim zafiyetlerini çok net görüyoruz ve sinirimizi bozuyor. Yönetimdeki İstanbul takımı taraftarları, sürekli değişen teknik direktörler, alınan çöp yabancı futbolcular, futbolcu menajerlerine harcanan milyonlar vs. Futbolcuların gündeminde bu yönetim sıkıntıları oluyor mu?
İlla ki her işte zafiyetler olur. Bizim açımızdan da zafiyetler var onların açısından da var ama tabi bana düşmez bu işleri konuşmak. Fakat biz de aramızda konuşurken altyapımızda veya Hacettepe’mizde o kadar iyi oyuncular varken sizin deyiminizle "çöp" yabancılara verilen paraya üzülüyoruz. Yazık verilen paralara. Biz bu kulübün cefasını da sefasını da çekiyoruz ama onlar sadece sefasını çekiyorlar. Onların yerine, takımımızın eksiğine göre nokta transferler yapılsa, geri kalan da altyapımızdan ve Hacettepe'mizden giderilse sıkıntı yok bence
Peki sen hoca olsan Hacettepe ve U21'den bu sene kulüpten ayrılanlardan kimleri Gençlerbirliği'ne geri getirirdin?
Burak Çolak'ı alabilirdim. Tayfur Bingöl olabilir. Atabey Çiçek bence değerlendirilebilir. Daha çok isim var, Beratlar falan. Alınan oyunculardan daha kaliteliler bence.
Peki Gençlerbirliği için bir ideal 11 yapmanı istesek?
Bana düşmez 11. Bizim takım dışında yap derseniz yaparım.
İbrahim Üzülmez hocanın sürekli kadro kalitesinden yakınması takımda öz güven kaybına neden oldu mu? Sence kadro kalitemiz nasıl?
Kadro kalitesi çok kötü değil bence. Elbette eksiklikler var bana göre bölge bölge. İbrahim Hoca'nın sözleri, biz tanıdığımız için, onu baba gibi gördüğümüz için öz güven anlamında bir eksiklik yaratmadı. Onun sözlerini şöyle yorumluyorum: Geçen sene takım kadromuz çok alternatifliydi, çok rekabet vardı. Herkes birbirini itiyordu. Buna bağlıyorum sözlerini. Bazı transfer istekleri vardı, onlar da olmadı galiba.
Takımımızın yeni hocası ile ilgili düşüncelerin neler?
Takımımızın yeni hocası ağabeylik bakımından da taktiksel bakımdan da bence gayet iyi. Geldiğinden beri bir hayli çalışmamız oldu. Bize oynatmak istediği taktiği herkes benimsemeye başlıyor.
Ümit Özat, İbrahim Üzülmez'den neyi farklı yapmaya çalışıyor?
Dediğim gibi, Ümit Hoca'nın kendine göre bir taktik anlayışı var. Zaten kornerlerden dahi çözmüş olmanız gerekir iyi izlediyseniz. Her şeyi takım halinde yapıyoruz. Herkes hücum, herkes savunma. Arada kopukluklar olsun istemiyor. Bunu da ilerleyen zamanlarda daha iyi yapacağız. Bu taktik anlayışıyla da herkese daha az yük biniyor, çünkü her şeyi toplu yapıyoruz.
İbrahim Üzülmez ile daha az mı taktik anlayış vardı? Buradan bunu mu anlamalıyız?
Daha az değil tabii ki. Ama İbrahim Hoca'da ağır basan taraf işin duygusal yanıydı. Bir hocanın teknik-taktik katkısı daha ağır basar tabii ki ama mental katkı da çok önemli. Özellikle Türk oyuncular duygusal olduğu için mental anlamda daha fazla etkileniyorlar hocalardan.
Peki çok fazla hoca değiştirmek seni bireysel olarak nasıl etkiliyor?
Elbette olumsuz olarak etkilediği noktalar var. Ama iyi yönünden bakarsak hepsinden ayrı ayrı şeyler kapabiliriz.
Bizim kulüpten yetenekli genç oyuncu çok geldi geçti. Çalışkan olmayanlar potansiyelini değerlendiremeyip kayboldu gitti. Örnek Tarık Daşgün, gördüğüm en yetenekli yerli oyuncu, Soner, şimdi Akhisar'da yedek. İdmanlardan sonra ekstra çalışma yapıyor musun?
Genelde idmanlardan sonra, bazen de önce yapıyorum. Onun haricinde özel birebir çalıştığım bir hocam var. Onun salonunda birebir eksiklerime dair çalışmalar yapıyorum.
Her fırsatta İstanbul değil de direk yurt dışında oynamak istediğini söylüyorsun. A Milli takıma seçildikten sonra ise bu takımlarda oynayan futbolcularla birlikte oynama fırsatı buldun. Bu fırsat İstanbul takımlarıyla ilgili görüşlerini değiştirdi mi?
Benim İstanbul değil de direk yurt dışı düşüncem hiç değişmedi. Ne olursa olsun bir an önce yurt dışına gitmek istiyorum. Kendimi ne kadar geliştirirsem benim için o kadar kar. Bir an önce yurt dışındaki en büyük takımlarda oynamak istiyorum. Milli takımdaki atmosferin bir etkisi olmadı yani. Ama biliyorum ki buradan doğrudan isim yapmış kulüplere gitmek biraz zor. Köln gibi takımlara, yani projeli takımlara gidip orada kendimi geliştirip, daha sonra isim yapmış takımlara gitmeyi isterim.
Bizler senin yurt dışı idealini saygıyla karşılıyoruz. Ancak Gençlerbirliği transferlerinde İlhan Cavcav faktörü var. Türkiye’den bir kulüp senin için iyi bir bonservis bedeli önerir, başkan da bunu kabul ederse ve senin Türkiye’den bir kulübe transfer olmanda ısrarcı olurlarsa buna karşı çıkabilir misin?
Evet önceliğim yurt dışı ama yurt dışından teklif olmazsa ve başkan beni vermek isterse yapacağım bir şey yok. Bu kulübe para kazandırmış olurum ve giderim. Ama önceliğim yurt dışı. İki teklif olursa bir yurt dışı bir yurt içi, önceliğim ısrarla yurt dışı olur.
Peki Gençlerbirliği olmasaydı, lig ayırmaksızın hangi Anadolu kulübünde oynamak isterdin?
Hiç düşünmedim ama Başakşehir olabilirdi.
Bizler Gençlerbirliğini çok farklı bir noktaya koyuyoruz. Tarihsel geçmişi ve duruşuyla bir kültür olduğunu, her zaman aydınlık bir tarafı olduğunu düşünüyoruz. Altyapıda ve daha sonrasında da profesyonel olunca sizler takımın kültürünün ne kadar farkındasınız? Bildiğim kadarıyla altyapıda bu kültürle yetişmiş çok hoca var. Onların size birikim aktarması ne düzeyde?
Altyapıdaki benim zamanımda hocalarım gerçekten Gençlerbirliği'nin kültürünü bize çok iyi yansıtıyorlardı. Biz her şeyin farkındayız. Gençlerbirliği'nin ne kadar büyük bir kulüp olduğunun da farkındayız. Taraftar kültürü de bunlardan birisi. Bizim taraftarımızdan başka efendi bir taraftar göremedim ben.
Passolig'den sonra tüm takımlarda olduğu gibi bizim de tribünde sayımız azaldı. Yıllardır kulüptesin. Passolig'den öncesi ve sonrası sahadan anlaşılıyor mu? Bir fark görebiliyor musun?
Tabii ki de fark anlaşılıyor. Ben bu kulübün UEFA Kupası'nda mücadele ettiği zamanlarından beri tribündeydim. Ama bence şu çok saçma geliyor bana. Sizler Gençlerbirliği taraftarısınız. Passolig artık çıkmış, yürürlükte olan bir uygulama. Çok büyük bir engel de değil bana kalırsa. Belki sizce öyledir ama ben taraftar olsam takımım için her şeyi yaparım. Maraton tribünü dolsa yeter bize.
Şurada 1000-2000 taraftarız statta maç izleyen. Maraton adına konuşursam lütfen taraftar maç sonunda sizi çağırdığında takım olarak, galip gelseniz de yenilseniz de takımın tamamını getir lütfen. 11 adam göremedik daha. Yarısı soyunma odasına gidiyor arkasına bakmadan yarısı maratona geliyor. Takım olmanın güzelliği o.
Dikkate alacağım. Siz çağırdığınız zaman biz hepimiz geliriz merak etmeyin.
“Tecavüz meşrulaştırılamaz” tagi ile bugün geri çekilen yasa tasarısına tepkini dile getirdin. Son zamanlarda çok fazla futbolcudan böyle mesajlar görmüyoruz. Bunu neye bağlıyorsun? Ve bu mesaj bizi epey etkiledi. Onu da söylemeden geçmeyeyim.
Beni başkalarının ne düşündüğü, yazıp yazmaması ilgilendirmez. Ben kendime göre, kendi vicdanıma göre neyi iyi görüyorsam onu yaparım, neyi yanlış görüyorsam da karşı çıkarım.
Kısa kısa...
Altyapıdayken top toplayıcılık yaptın mı?
Yaptım
En çok hangi topçumuz etkiledi seni o zamanlarda?
Skoko. Bir de Hurşut Meriç Youla’yı da severdim. Penaltıcı Daems’i de severdim.
Takımda en iyi serbest vuruşu kim kullanıyor sence?
Ben Marko iyi kullanır.
FIFA oynuyor musun? Oynuyorsan Gençlerbirliği'ni alıyorsun? Gençlerbirliği'nde en gerçekçi kimi yapmışlar?
Beni yapmışlar Çok iyiyimdir FIFA’da.
Son zamanlarda takımca en sevilen, saygı duyulan ve futbolculuğu, karakteri beğenilen yabancı oyuncumuz kim ya da kimler? Sen hangi yabancımızı beğeniyorsun?
Stancu
Sahada Serdar ile çok uyumlu olduğunuzu görüyoruz. Var mı bu işin bir sırrı?
Serdar benim istediğim tarz futbolculardan. Hızlı ve göz göze gelir hep benimle. Hissederim koşacağını. Topu ona göndermeye çalışırım ben de hissettiğim zaman.
İbrahim Hoca’ya twitter’dan yazdığın veda mesajındaki “daha iyi yerlerde buluşuruz” ifadesiyle ne kastettin?
“Daha iyi yerler” derken takım olarak bahsetmedim. Sadece hayat olarak bahsettim. Nasibimiz nereyse, en iyi yer nereyse orada karşılaşırız inşallah.
Dövmende ne yazıyor?
Ailemin isimleri doğum tarihleri var dövmemde.
Tribünden kilo almışsın gibi görünüyor. Doğru mu bu?
Kilo almadım. Hatta geçen seneden 3 kilo azla oynuyorum. Belki çalıştığım için kastan öyle görünüyordur. Bir de bende doğuştan gelen bir kalça var ondan öyle görünebilir.
Saçlarını kestirmeyi düşünüyor musun?
Bazen kestireyim diyorum, sonra yok diyorum o kadar emek verdim. Bu aralar kestirmeyi düşünmüyorum.
Aşağıda belirtilmiş Hatalardan biri oluştu