Şampiyon Gençlerbirliği Projesi

[Cagri_Nerkiz]

Vleminckx kalmalı mı? (http://www.alkaralar.org/showthread.php?55-Vleminckx-Kalmal%FD-m%FD) başlığında bu konuya değinmiştim.


"bir kaç sene planlı bir Gençlerbirliği'nin ilk üçte kalıcı konuma getirlimesi ve Ankara'ya şampiyonluk getirilmesi" projesi hiç yönetimce düşünülmüş müdür ya da hayata geçirilmiş midir, geçirilecek midir? sorularını sormak istiyorum.
Eğer buna benzer bir fikir ile SPORTİF başarı için proje hayata geçiyorsa bence en önemli şartlar sırasıyla; teknik kadro istikrarı, alt yapıya verilecek önem, kadro istikrarı ve bütçe planı (ekonomik başarı), tanıtım planı (halkla ilişkiler) olmalıdır. demiştim.

Bence diyerek aklıma mantıklı gelen bir kaç şeyi yazıp alkaralara gerisini bırakacağım bakalım bizce nasıl şampiyon oluruz.
Öncelikle projenin iskeleti için düşünülen oyunculara "ülke futbolunda önemli bir tarihi başarıyı yaşama"; "Kulüp tarihinin en önemli kadrosu olmak ve tarihi ölümsüzlük" gibi misyon işlenmeli.
Tabi bunu işleyecek istikrarlı bir teknik kadro yönetimi.
Şu an ki kadromuzun dezavantajı gibi görünen tecrübesizlik (özellikle Türk/Gurbetçi oyuncular için), böyle bir projedeki oyunculara yüklenecek misyon ile avantaja dönüşebilir. Başarı açlığı ve ilk olma motivasyonunu inandırıcı şekilde uygulamak lazım. Tabiki bu iskelet, altyapıdan çıkacak ve yine "kulübün efsanesi" olma misyonu verilebilecek oyuncular ile desteklenmeli ki yeni iskeletin ön çalışması da tamamlanmalı.
Bütçe kısmı muamma, Türkiye faktörü.
Tanıtım çalışmalarının başarılı örneklerini bu sene gördük. Sportif başarılar geldikçe ve proje yoluna girdikçe bu çalışmaların etkileri daha yüksek olacaktır.

Not: biraz pozitif düşünerek; kulübü seven ya da profesyonel olan yöneticilerin gerekliliği, futbolcu karakteri vb gibi olumsuzlukları devre dışı bıraktım.

[onur_aydogan]

Çağrı çok güzel bir başlık açmışsın. "Kulüp tarihine geçmek" bir futbolcu için çok önemli bir motivasyon kaynağı. Bunu eski futbolcularla yaptığım sohbetlerde fark ettim.

Şampiyon G.Birliği projesi için atılacak ilk adım bunu başarabilecek yetenekte ve futbol anlayışında olan bir hoca ile hemen 5 yıllık sözleşme imzalamak olmalı. Bu hocaya altyapı dahil tam yetki verip yanına bir sonraki dönemde bu futbol anlayışını devam ettirecek G.Birliği'nin simgesi haline gelmiş eski bir futbolcumuzu yardımcı antrenör olarak atamalıyız.

Mevcut kadroda takım oyununa uygun olup ayağına top yakışan oyuncular ile beşer yıllık sözleşme yenileyip, eksik mevkiileri tamamlamak için bir izleme grubu oluşturmalıyız.

Altyapıya dünyanın en iyi hocalarından birini getirip minik futbolcuların iyi bir altyapı eğitimi almasını sağlamalıyız.

Her ne kadar şampiyonluk puan ile kazanılsa da bizim amacımız futbolun bir gösteri sanatı olduğunu unutmayarak izleyenlere keyif veren, hatta mümkünse daha önce hiçbir takımın denemedeği bir G.Birliği futbol anlayışını sahada tatbik etmeye çalışmak olmalı.

Yukarıda plan hayata geçirildiğinde tribünlerin dolacağını ve medyanın gerekli ilgiliyi göstereceğini tahmin ediyorum.

[Mehmet Ali Çetinkaya]

Gençlerbirliği Spor Kulübü'nde "her şey var ama tamamlanmış hiçbir şey yok!"

İlk önce hedefin, "şampiyon olmak" yerine "her yıl üstüne koyan bir sistem" olması gerekir. Ülkemizdeki en büyük sıkıntı istikrarsızlık ve anlık/nadiren/tesadüfü başarılar da asılı kalmakdır.

Önümüzdeki güzel bir OFTAŞ/Hacettepe örneği var aslında. Onlar bize, bir takımın iskeleti korunur ve önlerine "bir başarı haritası" çizilirse, genç, tebrübesiz ve hatta dar bir kadronuz olsa bile şampiyon olunabileceğini 5 yılda 3 kez ispatlamıştır.

Uzun lafın kısası sürekli geliştirilen ve sürekli işleyen bir "futbol sistemi" oluşturulur ve istikrarlı bir şekilde desteklenirse hem sportif başarı, hem para, hem de taraftar kazanılabilir.

Hele bir de bunu küçüğünden büyüğüne herkesin günbirlik yaşadığı, dünü bilmediği (yada sadece ufak başarıları hatırladığı) yarını görmediği bir ülke futbolunda başarmak bana göre çok daha kolay olacaktır...

[Mehmet Ali Çetinkaya]

Gençlerbirliği Spor Kulübü'nde "her şey var ama tamamlanmış hiçbir şey yok!"

İlk önce hedefin, "şampiyon olmak" yerine "her yıl üstüne koyan bir sistem" olması gerekir. Ülkemizdeki en büyük sıkıntı istikrarsızlık ve anlık/nadiren/tesadüfü başarılar da asılı kalmakdır.

Önümüzdeki güzel bir OFTAŞ/Hacettepe örneği var aslında. Onlar bize, bir takımın iskeleti korunur ve önlerine "bir başarı haritası" çizilirse, genç, tebrübesiz ve hatta dar bir kadronuz olsa bile şampiyon olunabileceğini 5 yılda 3 kez ispatlamıştır.

Uzun lafın kısası sürekli geliştirilen ve sürekli işleyen bir "futbol sistemi" oluşturulur ve istikrarlı bir şekilde desteklenirse hem sportif başarı, hem para, hem de taraftar kazanılabilir.

Hele bir de bunu küçüğünden büyüğüne herkesin günbirlik yaşadığı, dünü bilmediği (yada sadece ufak başarıları hatırladığı) yarını görmediği bir ülke futbolunda başarmak bana göre çok daha kolay olacaktır...

Oysa Gençlerbirliği Spor Kulübü hiçbir şeyi tam olarak yapmıyor.

1. Altyapıda istikrarlı bir şekilde eksiğe uygun futbolcu yetiştiremiyor.

2. Altyapıdan yetiştirdiği futbolcuları as takıma düzenli olarak yerleştiremiyor.

3. 1 ve 2. madde düzgün bir şekilde işlemediğinden dışarıdan sürekli transfer yapıyor. Bu transferlerin birçoğu da eksiklere göre değil genelde "bunu ileride satar para kazanırız" diye alınıyor. Böyle olunca da dengeli bir takım kurmak yerine sadece "boşa" futbolcu transfer edilmiş ve paralar çöpe atılmış oluyor.

4. Teknik direktör konusunda hiçbir istikrar sağlanmıyor. 3 maç kötü ise gitsin deniyor yada iyi bir sezon bile geçirse sonrasında yine sıfır güven ile yola devam ediliyor.

5. Futbolcuların transfer görüşmelerinde, "burasını basamak olarak görün. sizi parlatıp daha büyük takımlara satacağız" dendiği "bir başarı öyküsü" olarak anlatılıyor. Ki bunu duyan futbolcunun takımı sahiplenmesini nasıl bekleyebilirsnizi ki?

Dip not 1: Geçenlerde Gençlerbirliği'nin futbolculara ödediği ve satarken kazandığı bonservisler hakkında yaptığım bir araştırma ile "Cavcav/Cem Onuk/Gençlerbirliği ucuza alır pahalıya satar" sözünün ne kadar yalan olduğunu net bir şekilde gördüm.

Dip not 2: Sivasspor ve Antalyaspor'un ciddi ve uzun vadeli bir şekilde takımlarının çıtalarını yükseltmeye yönelik çalışma planları yaptığını birkaç kere duydum. Bu da bizim gibi hala yerinde sayan ve her konuda "90'ları" yaşayan bir takım için, maalesef sonun başlangıcıdır!

[emre_ozyildiz]

Şampiyon Gençlerbirliği projesine bir önerim var,

Geçen yıl hazırlanan "sadece gençlerbirliği" vidyosu gerçekten istenilen hedefe ulaşmıştı ve sesini duyurmuştu. Eğer şampiyon bir takım olacaksak, bunun en büyük destekçisi olan taraftarında stada gelmesinden geçiyor.

Benim fikrim mesela "şehrinize ve takımınıza destek verin" şeklinde teması olan ve ankaralıları bir an düşündürüp gaza getirebilecek bir vidyo hazırlayıp sanal ortamda yaymak.

Kendim istanbulu pek sevmediğimden ama ekmek parası yüzünden de istanbul merkezli bir şirkette çalıştığımdan dolayı, uyuz oluyorum ankarayı hor görmelerinden. ve beni gençler taraftarı olmamı sağlayan en büyük etkende hem gurbetlik hem de bu düşünce yapısı olduğundan, etkileyici bir organizasyon olur diye düşündüm.

[onurakdogan]

henüz öğrenciyim, ama portfolyoma koyduğum bir işim vardı kulübümüz için yapılmış ,"bizim mahallenin çocukları, kendi mahallesinde oynamayan çocukları sevmez" şeklinde çevirilebilecek bi iş. kırmızı-kara konseptiyle yapılan imaj çalışmasının büyük yararı oldu, bu sene maratona gelenlerin sayısının artmasını buna bağlıyorum. para kazanmak yerine harcama evresine geçmemiz lazım bizim artık. eksik mevkilere yapılacak nokta atışı transferlerle kurulacak bir iskelet bizi birkaç yıl içerisinde üst sıralara götürür.