23. Olağanüstü Alkaralar Kongresi Toplantı Tutanakları

[Abreg Çelem]

Tribün elitizmindeki son gelişmeleri tartışmak ve önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda izleyeceğimiz rotayı belirlemek üzere bu akşam (29 haziran 2017 merşembe) saat 19:23'te Kızılay Konur Sk. 26/7 adresindeki Altıüstü Bar'da toplanıyoruz. Herkesi bekliyoruz..

[Erdem Ceydilek]

Bayram tatili bitse de Ankara'nın bomboş olduğu ve birçok Alkaranın Ankara'da olmadığı ve hava sıcaklığının 40'lara dayandığı bir günde 20 kişilik bir ekiple oturduk, biraz hasbihal ettik. Yeni katılan arkadaşlarımızdan alkaralar hakkında görüşler aldık. herkes de gördüğü eksiklikleri paylaştı.

Düzgün işleyen ve katılım sağlanan bir forumun gerekliliği, sosyal medyanın daha aktif kullanımı, bu işler için aramıza yeni katılmış genç arkadaşlarımıza inisiyatif verilmesi, tribünden ayağını kesmiş alkaralar için ikna timleri kurulması, tribünde istikrarlı bir katılımın ve sayımızın artmasının sağlanması, alkaralar ürünleri (atkı, sticker vs.) için girişimde bulunulması konuları konuşuldu.

[Ozan_Güler]

Benim ilk kez yüz yüze görüşme fırsatı bulduğum, Mert - Gürcan - Muzaffer - Meriç arkadaşları tanımama vesile olan bu buluşma (daha doğrusu Olağanüstü Kongre) çok elit bir ortamda gerçekleşti.

Eskilerden Dirim Özkan, Celil ve Deniz Orhan'ın katılımları da benim için süpriz oldu.

Ankara basınının güzide temsilcileri Batlas ve Engin Kocabıyık da toplantımızın basına açık bölümünde yer alarak mesleklerini icra ettiler.

Site Yürütücülerinden ve aynı zamanda Kuzeylilerden Abreg Çelem taaa nerelerden( işte oralardan) gelerek toplantımızın düzen ve disiplin içinde yürümesini sağlamıştır. Yine Sitemizin yürütücülerinden Erdem Ceydilek beyefendi ve sevgili eşleri Arzu hanım da toplantımıza katılma nezaketini göstererek bizleri mesut ve bahtiyar ettiler.

2857 alkaranın katılımıyla gerçekleşen dev anket sonucunda Yılın Taraftarı seçilen Ahmet Ay ve Ekin Emek Berber arkadaşlarımıza Hamdi Reiz'in emanetleri olan zikko (lütfen düzeltmeyin bundan böyle zippo değil zikko dur) çakmaklar teslim edildi.

Kutay yeni bir belgesel hazırlığında olduğundan fazla konuşmadı, çoğunlukla dinlemede kaldı.
Maksut ise tam karşımda oturma şansızlığını yaşadı ve benim susmamı bekleyerek toplantıyı tamamladı. Gerçi ikili görüşmelerde hepimizden başarılıydı ama...

Geriye kim kaldı? T.Bora, ben ve Polates. Eh biz de ziyadesiyle fikir beyan etme fırsatı bulduk diyebilirim.

Bulut Baydar, Özhan - Gökhan kardeşler, Arda, Mehmet- Ömer Soylu, Mehmet Galip, Mehmet Ali, Mehmet Doruk, Mehmet Güner, Mustafa Ateş, Serkan Güngördü, Utku, Ergün X, Onur Ağca, Dr. Ümit gibi sanal alemi iyi kullanan arkadaşlarımız ise Ankara dışında olmaları nedeniyle maalesef bu Olağanüstü Kongreyi kaçırdılar. Ne diyelim sağlık olsun. Bir sonraki buluşmamızın daha kalabalık, coşkulu ve verimli geçmesi dileğiyle...

[Ahmet_Ay]

23. olağanüstü kongremize bende katıldım. Necdet, Ozan, Tanıl ve Bülent Abilerim ve sizleri görmek iyi oldu. Ozan Abi beni yılın taraftarı ödülüne layık gördü. Çok teşekkürler.

Mert ve Muzaffer başta olmak üzere yeni arkadaşlarımızda aramızdaydı. Onlara da söz verilip görüşlerini ifade ettiler.

-Forumun daha aktif kullanımı kararı alındı. Bunun için cep telefonlarından daha rahat giriş yapılan bir format, form düzeni diyeyim öyle bir teknik değişiklik planlanıyor. Teknik olarak bilmiyorum ama olduğu zaman telefondan foruma daha rahat giriş olacak, bu kullanılırlığı artılacaktır.

- İkna timleri olarak en başta ikna edeceğimiz 3 kişinin adı zikredildi, bir abimin iknası için görev bende. Diğer abimizin için Ozan ve Necdet Abilerde...,

-Alkaralar sticker ve magnet için tasarımları yakında görürüz. Özellikle Mali Abi sticker olayını çok istiyordu. Bence de çok güzel olacak, gittiğimiz deplasman tribünlerinde ve Ankara'nın dört bir yanında. Magnetlerimiz de evde buzdolabı, kombi vb eşyaların üzerinde parlayacak. Yeni parti atkı da gelecek. Bunları heyecanla bekliyorum.

-Sosyal medyanın aktif kulllanımı konusunu en sona bıraktım. Bu nokta önemli ve de elime yüzüme bulaştırmazsam bende görev alacam. Daha önce başarısız bir Gençlerbirliği sayfa yöneticilik kariyerim var. ( Gençlerbirliği Since regattion 1923 sayfası Adminliği çok kısa bir süre) Bu noktada Bülent Abi ve diğer kıdemli üyelerimiz tecrübe ve bilgi birikimleriyle bizden desteklerini esirgemeyecekler. Sosyal medya aktif kullanıldıkça grubumuza yeni katılımların artacağını varsaydık.

Arada Zeynep Ablayla 4.5G den canlı görüşme de gerçekleştirdik. Ozan Abi toplantıya katılanlara eski alkaralar rozetlerinden de takdim etti. Bira güzel sohbet hoştu.

-

-

[maksut_uzun]

Toplantıda alınan kararları deftere not etmiştim ama buraya girip baktığımda arkadaşlar canavar gibi kararları akıllarında tutmuşlar. :)

Ozan Abi'nin sonlarda sözü bana vermek yerine, sazı eline alarak başladığı konuşmada önemli bir noktaya parmak bastı. O nokta da şu: "Önümüzdeki sezonda ilk kez maçlarımızı başka bir stadyumda oynayacağız. Gördüğümüz o ki yönetim taraftarları yeni stadyuma çekecek transfer yapma niyetinde değil. Sosyal medyada etkili olmak elbette önemli; ancak önemli olan seneye tribünde etkili olmak. O yüzden maça gelin, insanları maça getirin." (Son cümleyi sıkmış olabilirim. :) )

Bunun haricinde küçük bir detay; Alkaralar'ın instagram hesabı da hizmete girecek.

[Ahmet_Ay]

Bunun haricinde küçük bir detay; Alkaralar'ın instagram hesabı da hizmete girecek.

Girdi bile...

[celiltoruner]

Uzun zaman sonra tribün haricinde bu kadar 'elit' Alkarayı bir arada görmek güzeldi..Alkaralar adına verimli bir toplantı oldu..Birçok konu üzerinde fikir birliğine varıldı..İlerleyen günlerde daha fazla Alkaranın bir araya geleceği yeni toplantılarda hem gelinen nokta hem de yeni yol haritası üzerinde konuşmak için bir araya gelmekte fayda var..

[maksut_uzun]

Bunun haricinde küçük bir detay; Alkaralar'ın instagram hesabı da hizmete girecek.

Ekabirler çalışıyor. Instagram hesabı: www.instagram.com/alkaralar

[MERT DELİBAŞ]

23. Olağanüstü toplatımızda benim ilk Alkaralar toplantımda toplantıya katılan herkesle tanışma fırsatı buldum bu benim için çok önemliydi.Ozan Güler abinin bana verdiği rozette beni çok mutlu etti ve Alkaralar grubunda olduğum tescillenmis oldu. ( Daha ne kadar tescillenecekse foruma üyeydim c blokta macları izlemeye basladım. Whatsappta varız tescillendik canım neyse konuya dönelim) Bana söz verdiklerinde ben de tabikide düşüncelerimi aktardım. ( 3 sözcüğün 1 tanesi adam kelimesi olarak yanlıs anlaşılmasın cinsiyetçi birisi degilim. Katıldığım ilk toplantının günahı olmaz diyerek sıyrılıyım ) Alınan kararlar beni çok mutlu etti. Tabii uygulanırsada süper olucak ve bu iş bize düşüyor gibi yani gençlere tabii bende görev almak isterim ama bu is 5 6 kisiye yıkılırsada kötü dün söylemeyi unuttum . Alkaralarda eksikliğin biri bazı arkadaslar cok calısıyor bazı arkadasların sadece grubu Alkaralar demek istediğimi anlatabilmişimdir. Bu yeni girişim bütün herkese eşit görev verilerek çok güzel işleyebilir. Kısaca toparlarsak bir girişim yapıcaksak herkese esıt görev verilerek herkesin yemekte tuzu olacak ve sağlam adımlarla büyüyecegız. Yemekte pot kıra kıra insanların dişlerinı sıkmasına neden olmus olabilirim. Sevgili abilerim ve ablalarım yeni statta yeni maçlarda görüsmek üzere . Çok güzel bir toplantıydı cok güzel bir sohbetti. Birada güzeldi.

[Meriç Ayberk Özkaya]

Ozan abinin de hepimize verdiği ayarla bende dün akşamla alakalı bir kaç satır yazmak isterim. Öncelikle kendi adıma alkaraların erdem abi mali abi gibi daha genç yüzüyle tanışmıştım ilk başlarda dün ağır abilerle kendi deyimleriyle dinazorlarla da tanışmış olduk :) gayet verimli oldu ve genel kararlar itibariyle önümüzdeki bir kaç zor sezonu da düşündüğümüzde grubu tekrar canlandırma kararı ciddi şekilde alındı. Biz gençlere de bu konuda önemli görevler düştü haklı olarak kan tazelemeye her zaman ihtiyaç duyulur. Sosyal medyayı daha aktif kullanmanın buradan sağlanan artıların da foruma yönlendirmesi konusu bence önemli. Artık daha ulaşılabilir olacağız. Herkesten ilginç fikirler ve katkılar beklenecek değerlendirilecek. Ama daha kalabalık bi şekilde tekrar toplanabilirsek ve bu toplantıları daha sık hale getirebilirsek daha da doğru fikirler gelecektir düşüncesindeyim.

[Necdet Özkazancı]

Oh oh, ne güzel... Foruma girmek isteyince girilebiliyor, yazmak isteyince yazılabiliyormuş. :)

Güzel ve verimli bir toplantı oldu. Uzun zamandır görüşemediğimiz arkadaşlarla görüştük, hasret giderdik. Mert, Meriç, Muzaffer gibi yeni arkadaşlarımızla tanıştık. Toplantıda söylediğim ve birkaç defa da yazdığım gibi Alkaralar Forumu bizim asıl yaşam alanımız. Sosyal medyayı yadsımıyorum tabii. Orası da önemli ama bizim Alkaralar olarak dışa dönük yüzümüzün forum olduğu konusunda ısrarlıyım. Kendisini kişilik olarak Alkaralar'a yakın gören genç taraftar kardeşlerimizin üye olup, toplanıp paylaşımlar yapabileceği en güzel ve kullanışlı ortam bence... Şu durgun tatil döneminde bile takımın durumu, transferler, stat ve tribün konusu, yeni sezondaki tezahüratlarımız, hazırlık maçları vs. gibi paylaşımda bulunabileceğimiz birçok konu var. Forum ne kadar canlı olursa Alkaralar'a ve Gençlerbirliği taraftarlık kültürüne katkısı da o kadar fazla olacaktır. Genç kardeşlerimizin forumda aktif olmaları, yeni katılımlara zemin hazırlamaları hepimizi mutlu edecektir. "Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde" Gençlerbirliği'nin ve uzun yıllar boyunca verilen büyük emeklerle oluşturulan Gençlerbirliği taraftarlık kültürünün Alkaralar'a ihtiyacı var. Bir tatil döneminde yaptığımız toplantıya 20 kişiden fazla bir katılım sağlanabiliyorsa, zorlu bir kış akşamında 30'dan fazla arkadaşımız yeni yıl yemeğinde bir araya gelebiliyorsa, maçlarda da her zaman yeterli sayılabilecek bir sayımız varsa, Facebook ve Whatsapp'ta birçok arkadaşımız aktif olarak paylaşım yapabiliyorsa asıl yaşam alanımız Alkaralar Forumu için gerekli olan un, şeker ve yağ fazlasıyla var demektir. O zaman ne duruyoruz, yapalım artık şu helvayı... :)

[Necdet Özkazancı]

Toplantıdan bir kare... :)

479

[Gurcan Akgoz]

Toplantıya geç de olsa ben de teşrif ettim. Ve daha önce yazılanlarda söylendiği gibi, bayram ertesi ve bir yaz tatil günü olmasına rağmen katılan sayısının çokluğu ve herkesin watsapp grubunda açılan ve gündem konusu olan konulara full konsantrasyonu ziyadesiyle bu şartlar altında çok memnuniyet vericiydi.

Konuşulanlara gelecek olursak, her ne kadar konu netleşmiş ve çözüm yolları belirlenmiş gibi gözükse de ben biraz daha herkesi derin düşüncelere gark ederek, çözümü daha sağlam temellere oturtmak ve bu yüzden biraz daha "kötü polis" rolünü edinmek pahasına olsa da konuyu sosyolojik ve psikolojik açıdan biraz irdelemek istiyorum.

Evvela tribünlerimizin total niteliğinin düşmesi probleminin-her ne kadar genel çıtamız halen diğer tribünlere göre daha yüksek olsa da- sadece bizim öznel problemimiz olmadığı, aslında daha kaotik bir sorunun çözümüne odaklandığımızı düşündüğümü belirtmek isterim. Ve bittabiki konunun eninde sonunda gelip dayanacağı yer başta pasolig ve 3 temmuz eşiği. Bu iki vaka tribünlerde ender de olsa futbolseverlik bilinciyle ve taraftarlığını da bir kenara bırakmadan güzel ve temiz futbol izlemek isteyen kesimin -bizde ise ortalama olarak daha çok olan kesimdi bu- adeta keskin bir bıçakla kesilir gibi Turk futbolundan ve tribünlerden kesilmesine neden oldu. Yani demem o ki, aslında bizim el attığımız şey, bizim ölçeklerimizin de dışında, kaynağı Türk futbolunun yönetiminde ve belki de süregelen konjonktür nedeniyle siyasette bile diyebileceginiz bir problem. Yani bu "hadi bak Gençlerbirliği sana uyan bir takım. Bence federasyon, hükümetin zorlamasıyla çıkarttığı, bir banka kartıyla gelme kuralını şart koşmuş da olsa maçlara yine de gel. Gençlerbirliği özel bir kulüp. Türk futbolunun eğretiliklerinin dışında. Vereceğin bilet parası bu düzenin yaratıcılarının himmetine gitmiyor. Çarpık düzeni teşvik ederek daha da çarpıklaştırmıor. Gençlerbirliği bu çölde bir vaha gibi" diyerek soz konusu kişilikteki insanları ikna edebileceğiniz bir sorun gibi gözükmüyor. İnsanlardan biraz da hayat görüşlerine ters istikamette hareket etmelerini istemek,ilkelerini çiğnemesini istemek gibi bir şey pasolig sahibi olmalarini istemek. Sakın yanlış anlaşılmasın, kendimi de katarak maçlara giden, Gençlerbirliği'ni hayatının bir parçasıymışçasına takip eden bizlere "ilkesiz" demiyorum. Şu konjonkturde halen süper ligde tuttuğu takımın maçlarına giden bizler romantik futbol taraftarlarının kalan belki de son tortusuyuz. Gençlerbirliği sevgimize dayanamıyoruz. Vazgecemediğimizden ve çoğumuz aslında onca iş güç arasında zar zor maçlara gidebilecek yoğunluğa sahipken yine de şartlarımızı zorlayıp gidiyoruz. Benim zaten asıl anladığım, şikayetimizin biraz da alkaralarin eski ahalisinden çok sayıda insanın artık uzaklaşmış olması ve meydanın sayıca azlığımızı görüp hakkımızda atıp tutmaya cesaret kazananlara kalmış olmasıdır. Bunun sebebi de artık köklü addedilebilecek bir taraftar grubu olan alkaraların kemik kadrosunun çoğunun ögrencilikten iş güç sahipliğine ve evli çocuklu statüye kavuşmuş olmasından dolayı elini eteğini çekmesi, başka şehire taşınmış olması vs. Bunlar aslında meselemizin alt metni. Ve sonuç olarak da meydan bütün tribünlerde olduğu gibi (tek yumruk, belestepeliler, demir pence vs.) Gençlerbirliğinde de meydan pasoligin getirmiş olduğu yeni nesil hazır malzemeci, internette de forum kültürüne yabancı, söyleyeceğini facebook dan en fazla beşer kelimelik bir ya da iki cümleyle ifade eden, adeta fast food kesime kalıyor. Ve de onları çok güzel hipnoz edebilen, eski nesilden olsa hatta içlerinden biri öğretmen olsa bile ayni kısırlığa sahip ve giriş gelişme sonuç kısımlarıyla bir metin yazamayacak kişiliklere kalıyor. Yahu adam bizim facebook sayfasında, Gençlerbirliği'nin kimliği olan centilmenliğinin zararlı olduğunu iddia edip "ağız tadıyla i... hakem diyemeyecek miyiz, bunun neresi kötü" diyebiliyor. O raddeye geldik.

Demem odur ki, içinizi karartmak gibi olmasın ama, bizim yanımıza çekmeye çalışacağımız insanlar pek kalmadı gibi bence, artık tribünlere gelenlerden. Onlar daha çok tv den avrupa liglerini takip ediyor, Şampiyonlar ligini izliyor. Ya da tamamıyla futboldan elini eteğini çekmiş hafta sonu etkinliğini ya sinema tiyatroyla ya da ilgi çekici diğer şeylerle, ne biliyim eşiyle beraber seyahatlerle geçiriyor. Belki de bir kısmı artık yurtdışında yaşıyor. Biz watsap grubunda konuştuğumuz gibi geriye kalan 7/24 facebookcu,instagramci insanları mı cezbetmeye çalışacağız-ki bunlar zaten yeni türeyen, bizi elitizmle suçlayan fırsatçıların ağına kolayca düşebiliyorlarsa bize uyum sağlayamayacaklarını düşünüyorum. Tıpkı yukarıda örneğini verdiğim ağız dolusu i... hakem tezahuratını yapmak isteyen arkadaş gibi- yoksa maça gelemeyecek olsa bile alkaralarla stat dışında da bütünleşecek, maçları tv den de olsa takip edebilecek, maçlara gidemese bile alkaralar toplantılarına yemeklerine gelerek bundan zevk duyacak kitleye mi ulaşmaya çalışacağız. Ki zaten bu insanlar interneti de daha efektif,araştırmaya yönelik olarak kullanan insanlar oldukları için forumumuzu takip ederek bizi rahatça bulabilirler diye düşünüyorum. Watsap grubumuzda yazıldığı gibi merak edip araştırıp maça gelerek "Gençlerbirliği de buymuş demekki" diyip bir daha da Gençlerbirliği ve Alkara merakını kaybedecek birisi olduğuna ben inanmıyorum.i

[Gurcan Akgoz]

Bence en etkili yöntem, eğer "insanlar artık sadece sosyal medyayı kullanıyorlar, oradan ilgilerini çeken bir link bağlantısı görürlerse tıklıyorlar" diye düşünüyorsak; mesela işbu başlığın linkini, "şu elitizm meselesi" başlığının linkini vs Alkaralarin facebook, twitter, instagram hesaplarında paylaşmaktır.

[maksut_uzun]

Taraftarların tribünden elini ayağını çekmesindeki en büyük nedenler tabii ki Pasolig ve 3 Temmuz soruşturması. Ancak eski ya da müstakbel taraftarların tribüne gelmemesinin en büyük sebebi Gençlerbirliği'nin iddaasız futbolu. Ben inanıyorum ki Gençlerbirliği şöyle seyri zevkli bir oyun oynamaya başlasın, o eski taraftarların bir kısmı ve "Gençlerbirliği güzel oynamaya başladı, hafta sonu bir gideyim de gözümün pası silinsin!" diyecek futbolseverler pasolig eziyetini katlanarak maçlara birer ikişer gelmeye başlayacaktır. (Ha elbette ki bu neden bizler için "oturup Gençlerbirliği iddaalı oynamaya başlayıncaya kadar bekleyelim" anlamına gelmiyor.)

[Tanıl Bora]

Sevgili arkadaşlar,
Çok basit, çok eski, çok bayağı gelebilir ama ben bire bir markajın hâlâ etkili bir teknik olduğuna inanıyorum.
Gençlerbirliği maçlarına gidişimi tek tük olmaktan istikrarlı hale getirdiğim 1990'ların ortalarından itibaren, çok sayıda insanı "gel yaa" diye maça getire getire ayağını alıştırdığımı biliyorum.
Tabii şimdi Pasolig bu doğal yöntemin önünü kapatıyor ama ne denmiştir: dağ ne kadar yüksek olsa da yol onun üzerinden aşar.
Velhasıl bu eski usulü boşlamayalım, adam adama çalışalım.

[Aksit Ozkural]

Toplantı ile ilgili yazılarınızı ilgi ile okudum. Mutlu oldum.
Bu gurup çok şeyleri başardı, yine başaracaktır.
Önümüzde zorlu geçecek iki yıl var.
Duyduklarım doğru ise kaliteli bazı oyuncuların peşindeyiz. Yakında duyulur.

Biz İstanbul'da periyodik olarak toplanıyoruz ve ayrı bir whats up gurubumuz var
Elimizde 20 metrelik GENÇLERBİRLİĞİ ILERI pankartımız var kulüp amblemli ve alkaralar amblemli.
Tabii esas olan siteye yazmak.

Ben geçen sezon sadece 19 Mayıs'a veda maçımıza ( Kasımpaşa ) gelebildim.
Bu yıl dilerim bu sayı artar.
Aslında siz sevgili arkadaşlarımı görmek için bile Ankara'ya gelmeye değer.
Inanın ki hepiniz çok özleniyorsunuz.

Çalışıp çabalayalım. Tribünlerimizi hareketlendirelim.
Zor bir iki sezon başka bir stadda oynayacağız ama takım asla yalnız kalmamalı, bu bizim taraftarlık ve sevda borcumuz.

Sevgili Tanıl'cığıma katılıyorum.
Allah, dağına göre kar verir.

Hepinize selamlar.