Orjinalini görmek için tıklayınız : 5 Basamakta Gençlerbirliği Yonetimi Isleyisi!
Mehmet Ali Çetinkaya
02-Dec-2015, 13:46
2004-05'ten bu yana yönetimimizin işleyiş basamakları en öz haliyle bu!
378
5 basamakta Gençlerbirliği Yönetimi İşleyiş Şeması!
1. İhtiyacına göre değil de menajerin elinde ne varsa ona göre trasnfer yap.
2. Sezon içinde teknik direktör konusunda at koştur. Canın sıkılınca kov yenisini al.
3. Takım kötü gidiyorsa "lig daha önemli" de, kupadan elen.
4. Devre arasında transfere deli gibi para harca "mecburduk!" de.
5. Kümede kal ve başa dön!
Ara kademe: Baktın takım kötü gidiyor tribünlerde homurdanma var, günah keçisi belirle birkaç kelle al zaten bir süre sonra tekrar göreve başlatırsın!
Mehmet Ali Çetinkaya
02-Dec-2015, 17:29
2004-05'ten bu yana yönetimimizin işleyiş basamakları en öz haliyle bu!
378
5 basamakta Gençlerbirliği Yönetimi İşleyiş Şeması!
1. İhtiyacına göre değil de menajerin elinde ne varsa ona göre trasnfer yap.
2. Sezon içinde teknik direktör konusunda at koştur. Canın sıkılınca kov yenisini al.
3. Takım kötü gidiyorsa "lig daha önemli" de, kupadan elen.
4. Devre arasında transfere deli gibi para harca "mecburduk!" de.
5. Kümede kal ve başa dön!
Ara kademe: Baktın takım kötü gidiyor tribünlerde homurdanma var, günah keçisi belirle birkaç kelle al zaten bir süre sonra tekrar göreve başlatırsın!
Ben bu yazıyı 13:46'da yazmışım... 16:33'de Mehmet Özdilek'in ajansspor'daki yorumu: "önceliğimiz süper lig" :)
Arda_Kucukahmetler
02-Dec-2015, 18:55
Aynılarını daha bugün ben düşünüyordum...
Herkes Mehmet hocaya yükleniyor, "takım neden oynamıyor" diye.
Sezon başında bu kadar alakasız adamı oynadığı mevkiye bakmadan "kazı kazan" misali "belki iyi çıkar da parlatırız" diye takıma alan kimdi?
3. haftada aldığın bir adam "taşın altına elini sokmuş adamdır" ve kendi aldırdığı futbolcularla değil senin uygun gördüğün malzeme ile yemek yapmaya çalışır.
Dolayısıyla daha fazla prim tanıman gerek.
Geçen "Gençlerbirliği nasıl düze çıkar?" başlığında yazacağım önemli maddelerden birisiydi bu "ihtiyaç duyulan mevkiye oyuncu almayıp ucuz bulunan adamın, mevki
gözetmeksizin alınması" sorunu.
Sırf bunu yapmasak bile bir tık öne gideriz!
Mehmet Ali Çetinkaya
04-Dec-2015, 09:23
yazıyı gencler.org'da yorum olarak da yayınlamıştım. Fatih Korhan Erdoğan;
"mehmet ali'nin yorumunun %80'ine katılıyorum fakat katılmadığım % 20 lik kısım var ki 4. maddede devre arası alınan yükek maliyetli futbolcular diye tabir etmiş. sezonun ilk yarısı son 6 yıldır hüsrana yakın geçince devre arası ufak tefek transferler oldu doğrudur. aslında bu durumun sonuçlarını da aldık.
peki ama, devre arasında alınmış yüksek maliyetli futbolcular kim onu pek anlayamadım?
2 sene önce björn alındı fuat çapa tarafından ama pek mecburduk gibi bir durum olmadığı gibi adam dah ilk çıktığı maçta 4 atıp sezon sonu sevgilimiz oldu ki satıverdik ve taraftar hüsrana uğradı... yani pek öyle mecburduk diyerek çok paralar harcadıklarını hatırlamıyorum... "
demiş ben de "4. madde anlaşılmamış" diye düşünerek şu cevabı yazdım. Hani burayı okuyan birinin de aklına aynı sporu gelir diye;
"4. madde hakkında
“4. devre arasında transfere deli gibi para harca ‘mecburduk!’ de.”
“Normal” bir takım sezon biter bitmez, takımda gözlemledikleri eksikleri kapatmak, takımı güçlendirmek ve uzun maraton için alternatifli bir kadro kurmak adına, planladıkları transferleri ve altyapıdan düşündükleri oyuncuları takıma katar. Bu sayede önlerindeki sezona “hazır” olarak girmiş olurlar. İlk devrede takımın beklenenleri karşılamaması durumunda, ara transfer döneminde birkaç “düzelte” transferine imza atabilirler. Bu iki dönemde yapılan transferler, takımın eksiklerini kapatmak ve takıma artı değer katmak için yapılır ve daha önemlisi bu işler için daha önceden planlanan rakam harcanır.
Üsteki paragraf orta uzun vadeli planları olan takımların transfer işlerinde kullandıkları genel işleyiş basamakları. Oysa 2004-2005’ten günümüze kadarki bölümde yönetimin yaptığı neredeyse her şey tamamıyla plansız ve ful kaos içinde yürütülüyor. Sezon öncesi “hadi bi deneyelim bakalım!” diye alınan ve çoğu zaman neden alındıkları bile bilinmeyen futbolculara paralar dökülüyor. İlk devre kötü giderse ara dönemde, birçok iyi futbolcunun kulüpleriyle sözleşmesi olduğu için ya iyi para dökerek almak gerekiyor ya da kıyıda köşede kalmış bir sürü adam transfer ediliyor. Kısacası totale baktığınızda sezon başında 1 birimlik harcayacağınız para yerine transfere minimum 2 birim para harcıyorsunuz. Ve bu kadar çok parayı harcama sebebiniz, sadece ve sadece kümede kalmak! İşin daha kötü yanı ise sezon sonunda bir önceki sezon gelenlerin birçoğunu bir yerlere yamamak ya da göndermek için kasıyorsunuz hatta tazminat ödeyip gönderiyorsunuz. Transfer maliyetiniz çıkıyor 3 birime.
Sonuç: orta-uzun vadeli bir planla yürütülecek transfer çalışmasına harcayacağınız paradan çok daha fazla para harcıyorsunuz. Tek başarınız kümede kalmak oluyor. Bu arada yeni aldığınız gereksiz transferleri “parlatacağız” diye oynatmak zorunda olduğunuz için, altyapının önünü kesiyor ve işlemez hale sokuyorsunuz. Sezon sonu da birçoğunu gönderiyorsunuz.
Bir önceki seçimde ibra edilen rakamlara göre kulübün “cebindeki” paranın her geçen gün azaldığını da herhalde bilmeyen yoktur.
Şimdi soruyorum; 4. madde yanlış mı?"
Abreg Çelem
12-Aug-2016, 17:56
Bizim Batlas'ın klasspor.com'da yazdığına göre kulübün genel sekreteri basın toplantısında Süperlig'deki bir çok kulübün ciddi maddi sorunlarla boğuştuğunu, hatta bu sorunlar nedeniyle avrupa kupalarına kabul edilmemelerinin söz konusu olduğunu söylemiş. Ve nihayet, onlar Avrupa'ya gidemeyince biz gidecekmişiz ve hasret bitecekmiş! Niye? Çünkü mali yapımız çok güçlü. Bankalarda acayip paramız var. Çok zenginiz!
Bravo yahu! Ligi onuncu sırada bitirmiş halimizle diğer takımlar alınmadı diye Avrupa'ya gideceğiz ve bundan dolayı mutlu olacağız. Al sana Gençlerbirliği'nin yönetim anlayışı... Nasıl bir paraymış şu bankadaki para, anlamadım. Yıllarca başarılı kulüp yönetiminin tek göstergesi olarak gösterildi. Sesimizi çıkardığımızda Cavcav'ın para yaratma/biriktirme
dehası önümüze kondu, biz bozguncu ve fesat olduk; bugünlerde her gık diyene "lan yoksa sen darbeci misin" denmesi gibi...
Ne demiş ünlü düşünür: Bankadaki paralar Gençlerbirliği taraftarının afyonudur!
Mustafa Ates
16-Aug-2016, 10:46
Eveeet 2. Madde zamanlaması için iddia oynamak isteyenler:
Ben 2. Hafta Osmanlı Maçı Sonrası diyorum....
umityasar
17-Aug-2016, 09:50
2. madde Umarım olmaz :(
Bir de şunu uzun uzun tartışmamız gerekiyor:
Cavcav'ın başkan olmadığı bir dönemde nasıl bir yönetim olacak?
Veya daha açık sorayım Cavcav gidince kim gelecek?
Ankaranın sahipsizliği ortada.
Ankaragücü'nü gördük...
Kocaelispor'u gördük...
Karşıyaka'yı gördük...
Altay'ı gördük...
MehmetGUNER
17-Aug-2016, 09:52
sonuç odaklı düşünememe, maloluş ve bedel belirleyememe sorunu var arkadaşımızın. günün insanı..
sevgili arda yazınca haberimiz olmuştu çoğu futbolcumuzdan.. adını bile bilmediğimiz, forma yüzü görmeden yada yeterli süre bulamadan giden oyuncularımıza ödenen cüz'i rakamlar gözümüze batmıyor tabiki.. ama hep söylediğimiz gibi ne verdik, ne aldık meselesi..
akşam pazarında ucuz dometes almaya gidiyoruz ama çelişki şurada: mercedesle almaya gidiyoruz.. ahanda nersei yalnış..;):D;)
3 oyuncuya -diyelim- 1'er milyon veriyoruz ve takıma bolca takviye yaptığımızı zannediyoruz. ama bir oyuncuya, liderlik yapacak, takımı sırtlayabilecek bir hocaya değil de; bir oyuncuya 3 milyon versek, ve buna denge bozucu diye dar bir kalıptan bakmasak günü değil geleceği sağlama alacağız..
yapılması gerekn budur. bunu bile yapamayan 1/15 isabet kaydıyla transfer yapanların, bunu yapmaya bile takati kalmamış, kredi kartlarına UEFA tarafından el konmuş takımların arasından sıyrılmasını mı anlayamamış bu arkadaş..
bide buna başarı demeseydi bari.. sezon öncesi iyi geldi bu..;):D
serkan_gungordu
17-Aug-2016, 15:02
Melih Gökçek konusundaki çıkışını beğendim. Yalnız daha önce kendi özel arsasına alışveriş merkezi ruhsatı almak için, Mehmet Çakır'ı o zamanki Ankaraspor'a peşkeş çekmişti sayın başgan… Melih Gökçek, kendisi ile ortak tezgahladıkları ahlaksızlıkları sürdürmek isteyip yeni önerisini getirince, bu kez pazarlığı beğenmemiş olacak ki, böyle atarlı bir çıkış yapmış. Tüm mevzu bu… E zamanında aynı yatakta yorgan altında güzel işler çevirmiş adam, aynı beklentilere sahip olması gayet doğal ve bir suçlu aranacaksa o da bizim büyük başgan! Sonuçta Ankaranın En Büyük Belediye Başkanı, bu işleri pek sever, bir çağırdığında gittiysen, bundan sonra da hep gitmeni bekler. Bunda şaşıracak bir şey göremiyorum.
İbrahim Üzülmez ile ilgili açıklamaları ise Cavcav gerçeğini bir kez daha çıplak gözle görmemizi sağladı. Bu açıklamaları ile İbrahim Üzülmez'i küçük düşüreceğini sanıyor ama aslından gerçekten küçük düşen bir tek kendisi. En beceriksiz kulüp başkanlarının bile alçalmayacağı kadar alçaldı ve zavallı durumuna düştü. Uzun süredir hakkında edindiğimiz izlenimin ne kadar doğru olduğunu, herkese göstermiş oldu. Kulübün benzinini kullanıyormuş. Ayıptır ya! Gençlerbirliği kulübü teknik direktörü, 1500 TL’lik ev kiralayıp içinde yaşamaya razı oluyorsa, bu kendisinin ancak ne kadar alçak gönüllü olduğu hakkında bir fikir verir bize. Mahmut Hoca usulü başkanlık yapmaya çalışan 1970ler öncesinden kalma bir şahıs olsa da, azıcık kafası çalışıyor olsaydı,hocanın primleri kendisi için değil, futbolcularının mutluluğu için istediğini bilirdi. Ama nato mermer, nato kafa! Ligin ikinci yarısında İbrahim Üzülmez'in takıma eli değmeseydi, küme düşecektik ve bu düşüşün tek sorumlusu bizim öpücük sever büyük büyük başkan ve beraber iş tezgahladığı komisyoncu menajerler olacaktı. (milyon dolarlarca para verip getirdiği ve yine milyonlarca para verip tazminat ödeyerek gönderdiği futbolcu bozuntularını burada anmadan geçmek olmaz). Ben İbrahim Üzülmez olsam bugün kulüpten ayrılırım ve bana neden soranlara söyleyeceğim tek cümle olur: “nedenini bana değil psikiyatristlere sorun” Durum gösteriyor ki, Sayın Başkan hala 1970lerde yaşıyor. Yo hatta 1970lerde değil, Osmanlı döneminde yaşıyor hazretleri. Kongreyi toplayacakmış da, yerine oğlunu getirtecekmiş. Bunca yıllık emeğine saygı duyan Gençlerbirliği taraftarları bile arkasından lanetler okuyor. İlhan Cavcav’ın 82 yaşında geldiği durum budur. Keşke bugünleri görmeseydin de, biz seni iyi bir başkan, kulübünü seven bir insan olarak hatırlasaydık.
Mehmet Ali Çetinkaya
17-Aug-2016, 15:19
CAVCAV'DAN BOMBALAR-1: "HOCANIN DİNİ İMANI PARA"
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, kulübün teknik direktörü İbrahim Üzülmez hakkında açıklamalarda bulunurken, genç teknik adamın paraya doymadığını öne sürdü.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Gençlerbirliği’nin 38 yıldır yöneticiliğini yapan İlhan Cavcav, teknik direktör İbrahim Üzülmez’in bu sezon transfer ve paraya doymadığını öne sürerek, "Bizim hocanın dini, imanı para." dedi.
Kırmızı-Siyahlı kulübün 81 yaşındaki tecrübeli başkanı İlhan Cavcav, yaptığı açıklamada, kırmızı-siyahlı ekibin genç teknik direktörü İbrahim Üzülmez’in "gidişatından" memnun olmadığını söyledi. Başkent temsilcisinin zor döneminde, 18 yöneticinin karşı çıktığı bir durumda yalnızca kendisinin İbrahim Üzülmez isminde ısrar ettiğine dikkati çeken Cavcav, "Geçen sene başarılı olmadı diyemem, haksızlık etmiş olurum ancak bu sene ne transfere doyuyor, ne paraya doyuyor. Prim şu diyorum illa bu olsun, 10 bin lira, yok 15 olsun. Kazandığım para ne? Geçen sene primler 350-400 bin liraydı, primler bu sene de böyle devam ederse yarıda kalırız. Şu anda bu arkadaşımızın gidişatından pek hoşnut değilim bunu belirtmek isterim." ifadelerini kullandı.
Üzülmez’in alınan oyunculardan haberinin olmadığı yönünde beyanatlar verdiğini dile getiren Cavcav, "Sen gidip İsa’yı, Musa’yı izliyor musun? Televizyondan izlemekle canlı izlemenin farklı olduğunu belirtmek isterim. Bu bakımdan bazı sıkıntılarımız var, tahmin ediyorum aşacağız." diye konuştu. Genç teknik adama 1 milyon 200 bin, yardımcılarına da 500 bin lira verdiklerini açıklayan Cavcav, şunları kaydetti:
"Aldığı paranın yarısına gelecekler vardı"
"Dün yöneticilerle görüşmüş, ev isterim, araba isterim. Bu nasıl iş, senin evini, arabanı, atını, eşeğini ben verdiğim zaman nasıl olacak bu iş. İnsan bunu talep etmekten utanır. Ev kirası bin 500 Lira, arabası var ama kulübün arabasına binecek, kulübün benzininden istifade edecek. Bu istek ve talepleri ona karşı güvenimi sarsıyor. Türkiye’de hoca az. Herkes haklı olarak ona buna sarılıyor. İbrahim Üzülmez’i kim tanırdı? İyi futbolcuydu tamam, Beşiktaş’ta oynadı tamam. Aldığı paranın yarısına gelecek adaylar vardı. 500 bin Lira'ya, hem de bizim içimizden. Türkiye’ye futbolcu kazandırdığımız gibi antrenör de kazandıralım diye hedefledim. Umarım hem İbrahim hoca, hem de biz başarılı oluruz."
Cavcav, Üzülmez ile 15 Temmuz Demokrasi Kupası’nda da primler konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Üzülmez’in bu maçta primin ne kadar olacağını sorduğunu anlatan Cavcav, "Dedim ki, bir yerden para alacak olsak, mesela bir milyon alacak olsam, 500 de ben ekler, 1,5 milyon veririm. Spor yazarlarından (TSYD) gelen para 100 bin Lira, 25 bin Lira'sını cemiyet alıyor, kaldı 75 bin Lira. Ben nasıl veririm bir milyon lira prim. Bizim hocanın dini, imanı para. Düşünüyorum da sahte para bastırılıyorsa, bastırayım, bunun önüne yığayım, al arkadaş sana para diyeyim. Böyle şey olmaz." ifadelerini kullandı.
CAVCAV'DAN BOMBALAR-2: "GENEL KURUL DÜŞÜNÜYORUM, BAŞKANLIK KOLTUĞU OĞLUMA..."
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, genel kurulu toplamayı düşündüğünü ve başkanlık koltuğunu oğlu Murat’a bırakacağını söyledi.
İlhan Cavcav, başkanlık koltuğunu oğlu Murat’a bırakacağını söyledi. Cavcav, "Yaşım 81, bir iki ay sonra 82’ye gireceğim. 82 sene daha yaşayacak değilim." dedi. Sezon öncesi Erzurum ve Hollanda’daki kamplarda oynanan hazırlık maçlarında alınan sonuçların kendisini kaygılandırdığını vurgulayan Cavcav, "Bir haftadır nefsimle mücadele ediyorum. Genel kurulu toplayıp seçime gideyim diyorum. Ben zaten kulübün onursal başkanıyım. Onursal başkan olarak kalayım, biri gelsin, benden iyi bu işi götüren biri, götürsün. Var mı bu biri, yok. Bir görebildiğim oğlum var. Murat’ı getireceğim, ben de babası ve onursal başkanı olarak yardım edeceğim." diye konuştu.
Yöneticilere sitem etti
"TSYD Ankara Şubesi’nin düzenlediği 15 Temmuz Demokrasi Kupası’nda hayati bir maç oynuyoruz, yöneticiler yok. Gençlerbirliği’nde samimi olarak söylüyorum artık benim devrim doldu. Bu devirden sonra da kulübe zarar vermek istemiyorum. 18 tane yönetici var, bunların arasından 2 ya da 3 kişi maça gelir, koşturur. Final maçına 3 kişi geliyor. İkinci başkansın maça gelmiyorsun. Bu insanlarla nasıl çalışayım. Benim ilk fırsatta yapacağım oğlumu getirmek. Yanına da yeniden yönetim kurulu yapmak suretiyle. Onursal başkan olarak ben yardım edeceğim. Başka türlü, içeride olan arkadaşlarımdan daha ziyade, ümit bağladığım kişilerden bir fayda gelmeyeceğine, Allah’ın bir olduğuna inandığım gibi inandım."
"15 Temmuz’da Ankara’daydım"
Tecrübeli başkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da olduğunu belirterek, "İşittiğim zaman, samimi olarak, bir Anadolu evladı olarak, çok büyük endişe duydum." diye görüş belirtti. Türkiye’nin sıkıntılardan geçtikten sonra bugünlere kavuştuğuna dikkati çeken Cavcav, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bırakın darbeyi, bu gibi kelimelerin dahi gazetelerde çıkması ülkemiz için zaaftır. Türkiye daha önce de bu düşüncelerle hareket edenlerle karşı karşıya kaldı, ihtilaller yapıldı ama bugün düzene girdi. Ticaret adamı olarak ülkeme sesleniyorum, arkadaşlar birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Ülkemizin başına bir sıkıntı gelirse bu sıkıntıyı hep beraber yaşarız."
CAVCAV'DAN BOMBALAR-3: "ZORUNDASIN GÖKÇEK"
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav'ın açıklamalarından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de nasibini aldı.
İlhan Cavcav, Ankara 19 Mayıs Stadı’nın yeniden yapılmak üzere yıkıldığında Kırmızı-Siyahlı ekibin maçlarını Osmanlı Stadı’nda oynaması gerektiğini belirtti. Osmanlı Stadı’nın sahası yapılırken Beşiktaş’a verildiğini hatırlatan Cavcav, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile saha yıkılacak diye konuştum. OSTİM Stadı’nı, 7-8 milyon harcayarak oynanır hale getireceklermiş ama Ahmet Çalık’ı verecekmişim. Sayın Başkan dedim, Melih Bey, sen Ankara’nın belediye başkanısın, sen bunu zaten yapmak mecburiyetindesin. Ben tarlada mı oynayacağım."
Ankara dışındaki kentlerde belediye başkanlarının kulüplere verdiği desteği takdir ettiğini dile getiren Cavcav, "Maalesef biz Ankara olarak böyle bir belediye başkanına sahip olamadık, bunu üzülerek söylüyorum. Ben şahsen Melih Bey, çoçuklarını sevdiğim, inandığım güvendiğim bir arkadaşım. Son olanlar benim de ona güvenimi zedelemedi diyemem." şeklinde konuştu.
kaynak: http://www.klasspor.com/tr/haber/73729-Cavcavdan_Bombalar_3_Zorundasin_Gokcek.html
Mehmet Ali Çetinkaya
17-Aug-2016, 15:30
2014-2015 sezonu 2. haftası Mustafa Kaplan;
2015-2016 sezonu 2. haftası Stuart Baxter;
ve şimdi de 2016-2017 sezonu başlamadan İbrahim Üzülmez'i gönderme çabaları.
İlhan Cavcav, çok uzağa gitmeden, son 3 sezondur kendini itibarsızlaştırmakta sınır tanımıyor. Her açıklamasından sonra sosyal medyada "trend topic" oluyor ve 7'den 77'ye herkesin dalga konusu oluyor. Ama umrunda mı? ya da farkında mı? belli bile değil. Daha da önemlisi Gençlerbirliği ismini her geçen gün daha da itibarsızlaştırıyor!
Bu açıklamanın ardından sezona "TD'nin istifası" ya da "istafa etmeme kavgası" ile en az 3-4 hafta harcayacağız. Sonrasında yeni td gelecek ve bu arada 2016-2017 sezonu da güme gidecek!
"O 18 yönetici" takımı düşünüyor olsalardı şu an istifayı verip "buyur Cavcav ne yapmak istiyorsan yap bizden bu kadar!" demeliydiler! Ama susup oturuyorlar "Cavcav sonrası"nı planlamaya çalışıyorlar. Yazık!
Hiçbir takım bu kadar hançerlenmemiştir! Hem de kendi adamlarından! Yazık ki ne yazık!!!
Mustafa Ates
17-Aug-2016, 15:49
Bu bomba açıklamalar her zaman olduğu gibi sezon başına denk geliyor.
Ancak bu sefer konuştukları tam bomba.
Hepsi birbirinden faullü cümleler ama ben en çok ''Oğlumu Getireceğim'' cümlesine takıldım.
Sen ne dersen de Gençlerbirliği hala dernek ve dernekler yasasına göre seçim yapılır.
Başkanı da delegeler seçer. Delegelerin hepsi senin adamın bile olsa kimin başkan olacağına -yasal olarak- sen karar veremezsin.
Bu da sayın başkanın delegelere olan saygısını gösteriyor.
Abreg Çelem
17-Aug-2016, 15:52
Açık açık "İbrahim Hoca, ben seni sevmedim. Aha da bu senin tazminatın, buyur kapı" dese, ona bile razıyım.. Bu nasıl çirkin bir açıklamadır arkadaş! Ya ama dur, Cavcav olmasaydı biz amatörde sürünüyorduk; bankadaki paraları, tesisları hep ona borçluyuz; yaşa varol büyük başkan!
Yöneticiler hakkındaki şikayetlerinde çok haklı. İçlerinde gerçek Gençlerbirlikli sayısı bi'kaç kişi. Peki bu şikayet konusu olan vurdumduymaz yöneticileri yönetime Hamdullah Abi mi soktu la? Bu camiada herkes biliyor ki yönetim kuruluna alınanların büyük kısmı sırf bazı yetenekleri(!) için alınır. Mevcut yönetim kurulundaki bazı isimlerin açık açık Bizans taraftarı olduğunu da münasebetsiz Kuzeyliler ortaya çıkarmıştı hatta... Bu insanların takımın peşinden koşmasını, maçlara gelmesini nasıl bekleyebilirsin ki? Sen değil misin kendi egoların uğruna gerçek Gençlerbirliklileri harcayan!.. Ya ama dur, Cavcav olmasaydı biz amatörde sürünüyorduk; bankadaki paraları, tesisları hep ona borçluyuz; yaşa varol büyük başkan!
MehmetGUNER
17-Aug-2016, 16:13
bu adamla maç bile seyredilmez..;)
Erdem Ceydilek
17-Aug-2016, 17:18
3 başlık var açıklamada, üçü de birbirinden saçma.
Serkan'ın da dediği gibi zamanında Çakır'ın transferinde Gökçek'le bu hesaplara girmişsin. Belki de bizim bilmediğimiz daha neler var. Şimdi çıkıp da "kandırıldık" mı diyeceksin?
Başkanlık mevzusu yıllardır tekrarladığı nokta. "Bırakacağım ama kimseye güvenmiyorum" Bu tek adam iktidarını Cavcav kendi yarattı. Camianın sahip olduğu beşeri sermayeyi yerle bir edip, herkesi kulüpten uzaklaştırdı. Yanına da "haklısınız başkanım" çekecek, kulüp yönetimindeki pozisyonlarını kendi iş hayatlarında avantaja çevirme derdindeki, istanbul takımı yalakası adamlarla doldurdu. şimdi de veliaht belirliyor. orta ve uzun vadeli sonuçları açısından ilhan cavcav'ın bırakmasını ve yerine oğlunun geçmesini olumlu görüyorum. saltanat sisteminin kulüp tarihine kazıyacağı kara lekeyi, cavcav'ın ani bırakışı sonrasında oluşacak kara deliğe tercih ederim.
Ve teknik direktör mevzusu... Hocayla anlaşamayabilirsin, devam etmek istemeyebilirsin. Ama yol yordam bilmek ayrı bir erdemdir. Sözleşme imzaladığın birini kovmak istiyorsan, her kurumda olduğu gibi kovarsın, sözleşmenin gereklerini de yerine getirirsin. Böyle pis pis işlere başvurmaya gerek yok. Ciddi olarak söylüyorum, bence bizim kulüpte -şu andaki yönetim şekli içerisinde- klasik anlamda bir TD olmasına gerek yok. Kulüp çalışanlarından birini o pozisyona memur gibi getirip devam etmek en makulu. Bundan gayrısı herkese sinir stres olarak geri dönüyor.
MehmetGUNER
18-Aug-2016, 10:17
para isteme benden, buz gibi soğurum senden.. (anonim).
serkan_gungordu
18-Aug-2016, 14:18
bu arada cavcav'ın yaptığı açıklama, melih gökçek'in belediye kaynaklarını kullanarak, osmalıspor'a kaynak aktırdığının belgesidir. cumhuriyet'in saygıdeğer savcılarını göreve çağırıyorum. :D
Abreg Çelem
31-Aug-2016, 16:28
Cavcav'da bu performans varken bu başlık aşağı düşmez vallahi!
17 Ağustosta yaptığı açıklamaların ardından;
Önce İbrahim Üzülmez için söylediği Bizim hocanın dini, imanı para" laflarını yedi. Aynı gün kulüp sitesinden açıklama yapıldı. Efendim, Cavcav, İbrahim Üzülmez hakkında olumsuz bir şey söylemek istememiş aksine bir duayen, bir ağabey olarak tavsiyelerde bulunmuşmuş.. Adam döver gibi tavsiye!
Şimdi de Melih Gökçek'e salladıklarını yerden temizliyor. Hem Melih'ten, hem ailesinden özür dilemeler, röportajı yapan gazeteciyi itham etmeler, yanlış anlaşıldım ayakları, ...
Yahu ya hiç konuşma ya da lafının arkasında dur! En çok bozulduğum da, bi bizden özür dilemiyor! :p
vBulletin v4.2.0, Copyright ©2000-2017, Jelsoft Enterprises Ltd.