Orjinalini görmek için tıklayınız : Gençlerbirliği için devrimden başka yol yok!
serkan_gungordu
08-Oct-2013, 20:26
erdem'in yazısı
18. yüzyılda, artık Avrupa’nın daha ileri bir medeniyet olduğunu kabul etmek istemeyen Osmanlı sarayı gibi bir yönetime sahip olmanın acılarını çekiyor Gençlerbirliği son 10 yılda. Geçmişte tıkır tıkır işleyen bir imparatorluk sisteminin, kazanılan savaşların, kazanılan toprakların gözleri boyadığı, nasıl olsa Allah bizim yanımızda gavura karşı diyerek bilinenlerin okunduğu Osmanlı! Avrupa neden ilerliyor abiler, ablalar diye kendine dert edinmeyen, farkında olunan yeniliklere de bize uymaz diyerek sınırlar dahiline sokulmasına izin vermeyen, hala eski yöntemlerden, kazanılacak savaşlardan medet uman, ama başka şeyleri değiştirmeden artık savaş da kazanamayacağının farkında olmayan o köhnemiş, zamanın ruhuna sırtını dönmüş muhafazakar yönetim anlayışı.
Ne çok tanıdık şu tanımlamalar bir Gençlerbirliği taraftarı için! Köklü ve başarılı geçmişine rağmen 1970′li yıllarda dibi boylamış, sahipsiz kalmış, amatör kümeden ve hatta kapanmaktan kılpayı kurtulmuş bir kulübe başkan bulma çabalarının ürünü olan İlhan Cavcav ve onun ülkedeki herkesin ağzına pelesenk olmuş “başarılı” yönetimi! 1983′te tekrar 1. lige yükselişle birlikte, İlhan Cavcav’ın ülke futbolunu iyi analiz etmesi ve tüccar aklını da işin içine katınca, antrenman yapacak sahası olmayan bir kulüp, ülke futbolunda yeniden esamesi okunan, kasasında ciddi bir miktar para bulunduran, uluslararası standartta tesislere sahip olan, futbolcuların maaşlarını düzenli olarak ödeyen, “gıpta ile bakınan” bir kulübe dönüşüyor. 2000′li yılların başında kazanılan Türkiye Kupası, şampiyonluk yarışına girilen ve ardından UEFA Kupası’nda efsaneye dönüşen sezonlar! İlhan Cavcav tarzı futbol kulübü yönetim anlayışının, futbolun ülkedeki rotasıyla uyum gösterdiği, fark yarattığı yıllar!
Her şeyin, tek bir kişinin ağzından çıkacak lafa göre yürütüldüğü organizasyonlar, bazı dönemlerde üstün başarı gösterseler bile, bu başarıların sürekli kılınması için gerekli olan dinamizme, devrimciliğe sahip değillerdir. Dışarıda şartlar değişirken, hala “ucuza alıp pahalıya satma” tasasında olan İlhan Cavcav’ın eseridir son 10 yıldaki dibe sürükleniş. Kulüplerin elde ettikleri gelirlerin çeşitlendiği, bir maçtaki galibiyetin bir futbolcu satışındaki kadar para getirdiği, üç istanbulluya bonservis ücreti karşılığında oyuncu göndermenin zorlaştığı ve en önemlisi de tüm bunların farkına varabilen diğer kulüpler kadro kalitelerini her sezon güçlendirirken, yerinde sayan İlhan Cavcav! Oyuncuları, teknik ekibi, taraftarı her sezon başında iddiasızlığa, motivasyonsuzluğa mahkum ediyor bu zihniyet ve haliyle yalnızca o motivasyonla yapılabilecek sıçramayı da hiçbir sezon gerçekleştiremiyor takım. Ve her başarısız sezon, her satılan oyuncu, camiadaki bu psikolojiyi perçinliyor. İçinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. Her yıl takıma gelip giden onlarca futbolcunun verdiği maddi zarar da cabası.
Ve geçtiğimiz sezonki Fuat Çapa örneği de, Avrupa’dan, bari bir iki reform yapsın diye getirtilip, Humbaracı Ahmet Paşa yapılan Fransız Comte de Bonneval’i hatırlatıyor. Köhne düzen içerisinde orduda reformlar yapmaya çalışan, biraz yapabilen ama ölümünden sonra yaptıkları da eski düzenin sembolü Yeniçeriler tarafından yerle bir edilen bir acayip adam. İşte size Fuat Çapa’nın Gençlerbirliği kariyerinin özeti!
Bu kulübün önünde iki seçenek var. Ya aynı zihniyetle devam edip, bu sene ya da en geç önümüzdeki birkaç sene içinde küme düşüp, devamında da paraşütsüz olarak dibe doğru serbest düşüş yaparız, ki bu sefer 1970′lerdeki gibi cengaverliğin, fedakarlığın pek de fayda etmeyeceği piyasa düzeni içerisinde kaybolup gitmekten kurtulamayız. Ya da kulüp en kısa sürede kulüp üyeliklerini açık hale getirir (yıllardır üyelik başvurusunun onaylanmasını bekleyen taraftarlar biliyorum), isteyen taraftarın, aidatını yatırdığı, toplantılara katıldığı müddetçe kulübe üye olmasına izin verir, şeffaf ve demokratik seçimlerle birlikte kulüpte bir yönetim değişikliği olur ve bu dinamizmin sürekli kılınmasıyla birlikte, kulübün sahip olduğu potansiyel en efektif şekilde kullanılır.
Kurtuluş için tek reçete budur. Bunun dışında, köhne zihniyet dahilinde yapılmaya çalışılan her adım, bu kulübü her anlamda geriletmeye mahkumdur. Bu kulübün efsane adamlarından, 1970′lerde Hasan Şengel’le birlikte kulübü ayakta tutmaya çalışan Yavuz Yalçınkaya’nın da dediği gibi, “Gençlerbirliği’nin para babalarıyla falan işi olmamalı, genç beyinlerle işi olmalı.” O genç beyinlerin kulübe getireceği dinamizmden, devrimcilikten başka da bir yol yoktur!
http://erdemceydilek.wordpress.com/2013/10/08/genclerbirligi-icin-devrimden-baska-yol-yok/
serkan_gungordu
08-Oct-2013, 20:51
her sene "o geldi, bu gitti" diye kafa yoruyoruz. kulüpte yıllardır süregelen problemleri biliyoruz. ilhan cavcav ve etrafındakiler kulübü yönetemiyorlar. üstelik cavcav'dan sonra yönetimin kime geçeceği bile belli değil. "biz ne yaparsak yapalım kulüp yönetimi bildiğini okumaya devam edecektir" dedğinizi duyar gibiyim. ancak, taraftarın beklediği ve istediği değişiklikleri, en başta da gençlerbirliği'nin kulüp üyeliğinin sağlanması ve hatta teşvik edilmesi, daha şeffaf ve demokratik yönetim talebimizi gür sesle ve defalarca hatırlatmamızda fayda olduğunu düşünüyorum. kulübü büyük düşünmemekle eleştiriyoruz, biz de büyük düşünmeliyiz. bu kulüp için daha iyisini istemeliyiz.
efesavas
09-Oct-2013, 01:10
Takımın tekniği-taktiği, yapılan hatalar, maçlar hakkında söyleyecek çok şey var ama tam da yukarıda belirtilen nedenlerle artık bu konulara enerji sarf etmek, yazmak dahi içimden gelmiyor. Erdem çok iyi yazmış, bu kulübün tek meselesi 1980'lere ait bir mantıkla 2000'lerde yönetilmeye çalışmak. Mevcut genel kurul yapısının içerisinden bizi bu arkaik yapıdan çıkaracak, yeni bir anlayışın çıkamayacağı da aşikar olduğundan artık tüm enerjimizi bu doğrultuda kullanmamız gerektiğine yüzde yüz inanıyorum..
Kulübün demokratikleşmesi, içinde bulunduğumuz durumda, aslında zaten bir hak olması gereken taraftarın katılımından çok daha büyük anlam taşıyor. Gençlerbirliği spor kulübünün yaşatılabilmesi için bir zorunluluk bu.. Yavaş yavaş, sabırla, ancak kararlılık ve stratejik bir yaklaşımla bu konuyu empoze etmenin zamanıdır...
mehmet galip
09-Oct-2013, 10:42
cavcav olmazsa liglerde varolamayacağımıza inandırıldık yıllarca.
tüm diktatörlerin yaptığı gibi.
oysa cavcav-onuk mantalitesi bu takım için temel varolma tehlikesi...
yukarıdaki tüm yazılanlara katılıyorum.
bu yönetim mantalitesiyle tutup teknik-taktik konuşmak, hoca ve futbolculara kabahat bulmak tamamiyle hedef saptırmaktır.
"ivedi olarak cem onuk,
kademeli olarak cavcav
İSTİFA."
Serdal Eşgin
09-Oct-2013, 18:26
erdem kardeşin yazdıklatrı yüzde yüz doğru sözler ve inanın bunları 15 yaşındaki bir çocuk bile biliyor.Ama ne hikmetse yaşlı cavcav bilmiyor.Son 10 yıldır sayısız kalitesiz topçu ve hoca geldi ve bunlar klübü zarara uğratıp gittiler.Benim önerim haydigençler taraftar grubu+alkaralar daha başka var mı bilmiyorum çok acil olarak iletişime geçilip bir salon kirALAYIP NE YAPABİLİRİZİ KONUŞMALILAR.salon tutmaları şartda değil açık havada da olur.sonra ortak noktada anlaşılıp bir metin hazırlayıp bunu bizzat cavcav ın eline vermeliler.cavcav yaptığı tüm yanlışlar korkmadan yazılmalı ve eline verilmelidir.bekleme ve sabır etme vakti kesinlikle bitmiştir.Takım şu an artık uçurumun kenarında takımı bu durumdan kurtaracak olan bizleriz.klüp üyelikleri herkese açılttırılmalıdır.yoksa çok geç olacak.
Orhan_Kucukahmetler
09-Oct-2013, 22:02
Gençlerbirliği yöneticilerinin ne düşündüğünü merak ediyorsanız, aşağıdaki adrese girerek okuyun.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/24884694.asp
Mehmet_Doruk
09-Oct-2013, 22:45
Profesyonel yönetim konusunda en güzel örnek Borissa Dortmund ve hatta Arsenal ikisi de kendi imkanlarıyla götürüyorlar, Liverpool zamanında Amerikalılara koluna bir kaptırdı yıllarca kendine gelemedi. Yabancı sermaye ile bir yere kadar. daha çok Zihniyet ve vizyon meselesi, Türkiyede hiç bir takımda profesyonel spor yöneticisi yok, gelecek yıllara ait plan ve program yok. Almanya ve bu işi profesyonel olarak yapan ülkelerdeki futbol kavramı hatta spor kültürü bizden farklı. Yani bir yönetimin gitmesi ile düzelecek diye bir şey yok. Şuurlu yılları aşan sabırlı ve kararlı bir yönetim gerekiyor.
Arda_Kucukahmetler
10-Oct-2013, 09:33
Yönetimde biraz iyi niyet olsa eldeki imkanlarla bu takımı halihazırda çok da güzel çekip çevirirler ama takıma karşı art niyet olduğunu düşünüyorum.
Diğer mesajımda yazdım.. öyle yabancı futbolculara son 10 sene içinde para kaptırıldı ve öyle vasat altı futbolcular gelip sonra da apar topar gönderildi ki, 80'lerde
tüm ülke futbolunun Yugoslav furyasından gördüğü zarara denk neredeyse bizim kulübün zararı.
Sonra da başkan çıkıp ekranlara "tribün ve forma gelirimiz yok, Ankaralı'lar sahip çıkmıyor" şeklindeki klasik savunmalarını yapıyor.
Şu takıma alınan ve "ya tutarsa" mantığının görüntüde ağır bastığı fakat taraftarın "menajer oyunları" şeklinde düşündüğü, skandal niteliğinde yabancı
oyuncu tercihleri olmasa bu kulüp hem yukarıya oynar hem de parası çarçur olmaz.
Fakat büyük bir koordinasyonsuzluk mu desek gözardı etmek mi desek art niyet mi desek bir dolu nedenin yanyana gelmesi, bir kaç olumlu harekette yukarıya oynayan
takımı daima aşağıya çekiyor.
Cavcav bu takımın başında kalmaya devam edecekse ve gerçekten bir şeyler ucuz ve iyi olsun istiyorsa başta menajer ve idari kadroyu değiştirip idealist ve iyi niyet sahibi kişilerle iş yapmalı.
Bu derece ufak bir "niyet" değişikliğinin bile takıma iyi geleceği aşikar. Aslında çok büyük ve meşakatli bir değişim beklemiyoruz.
Sadece iyi niyet ve biraz da istek yeter.
Fakat, "takım UEFA'ya gidecek önünü alalım da gitmesin" dediği dillendirilen bir zihniyetin kafasından başarı adına her an ne geçer bir standartı yok.
MehmetGUNER
10-Oct-2013, 11:55
kurtuluş için devrim kelimesi ne amaçla kullanıldı bilemiyorum.
şeffaf, demokratik, katılımcı ve futbolun içinden geçtiği anı yakalamış, kulübümüzü çağdaş kurum yapacak kulüp yönetimine giden yollar; hukuk yoluda dahil olmak kaydıyla hala açıktır.
ama bu yolların nerede olduğundan ve nasıl katedileceğinden kimsenin gerçekten haberi yoktur.. bunu çok uzun zamandır söylemekteyim ve bu yolların denenmesini veya en azından dile getirilmesini önermekteydim. fakat bu arada bu tartışmanın taraftarlar arasında başlamış olması çok olumlu gelişmedir. bunuda belirtmek gerekir.
taraftarların yönetimde yer alması ise bu grupların yapısına uygun olarak ütopiktir.. hala bu görevi üstlenip altından kalkamayacak, sorumluluk taşımayan metin diyadinin, mesut bakkalın, fuat çapanın yada devre arasında cavcavla aynı rüyayı görüp, kadromuza katılan vasıfsız oyunculara olmadık övgüleri düzen bir grubun bu yapılanmayı bozacağı açıktır.. çünkü taraftar grupları çok geniş bir yelpazeye sahiptir ve yapısı gereği homojen değillerdir.. onlar sadece ister.. ki; istemezse zaten bir gariplik vardır onlarda..
gözardı edilmemesi gereken birşey varki; tüm spor kamuoyunun hala duayen dediği, kulübü kendisinin sanan bir başkanı iktidardan uzaklaştırmaya kalkışıyoruz. mevcut kulüp yönetiminin parasal iktidarını yerinden sarsacak, çağdışı teokratik düzenine, hile ve dezenfornasyonla sürdürdükleri kurumlarına saldıracak ve onları yerinden edecek, gerekirse birleşik alternatif yönetim talibi yok..
bir başkentin süperligde tek başına kalmış, alt yapısı ve tesisleri modern kulüp yapılanmalarına örnek gösterilen, ekonomik sorun bir yana kasada artı parası olan kulübümüze böyle bir yönetim alternatifinin çıkmayışını neye bağlıyorsunuz?. şu geldiğimiz noktada sadece vefa duygusuyla açıklanabilirmi bu körlük?.
böyle birşeyin sadece bir kere denemiş olması ve hiçde görülmemiş bir biçimde son bir haftada kaydedilen 1200 kadar üyenin oyuyla önünün tıkanması bir daha denememek için yeterli sebep olabilirmi?.
elinde çağdaş, demokratik kulüp yönetim tüzüğü olan, halkla ilişkiler politikasını misyon edinmiş, basın desteğini kazanmış, kabul edilebilir projeleri olan ve bu projelere sahip çıkabilecek profesyonel bir kulüp yönetimine yada böyle bir yönetim ufukta hala görülmüyorsa ortaya çıkanların bu misyona sahip olmasına destek vermeliyiz..
aksi takdirde, sitemizde bile hala sürmekte olan; takım yanlış oynatılıyor: cavcav kötü.. takım yanlış diziliyor: cavcav kötü.. kombine bulamıyoruz: cavcav kötü.. kapıda çok bekliyoruz: cavcav kötü.. metro geç geldi: cavcav kötü diyerek hala kulübümüzü cavcavın malı zanneden kamuoyunu kendimize güldürürüz..
hele hele bundan çok daha vahim birşey yaparak: hoca iyi de; cavcav kötü.. bunu diyenler cavcavın aslında bu çok değerli ve bilgili hocaları getirmekle iyi birşey yaptığını, onun hala kulübünü ileri götürecek yönetim melekelerine sahip olduğunu ama işte nasıl olduğunu bilemedikleri bir aksilik sonucu buralara düştüklerini ve bu kadar açık ve bariz ortada duran basiretsizliğin aslında küçük bir yol kazası olduğunu ortaya attıklarından bile haberleri yok..
bu tip taraftar sadakati(!)yle -bir keresinde köleliğin kabülü demiştim- bütün ekipler sezon başında bu yoğun mücadeleye kalkışacak takımlarını özenle oluştururken; sadece satacak bir geremi bulurmuyum hayaliyle, eksik ve dengesiz takım kadrosu kuran, ve bu kadronun başına çapsız ve bilgisiz hocaları getiren, artık her kararında yönetişim beceriksizliği sergileyen, iyice basiretsizleşmiş ve kulüp iktidarını idame ettirebilme melekelerini kaybetmiş, çağın çok gerisinde kalmış yönetimimizin kulübümüzü kulübümüzü felakete sürüklediğini; onu 33 yıldır başarıyla yönettiğini ve hala onu duayen sanan ve öylede niteleyen spor kamuoyuna anlatamayız..
anlatamazsak; kursağında hala cavcavın lokması olanların, onu kulübün sahibi ve babası kabül edenlerin karşısında 33 gün kalamayız..
Ahmet_Ay
10-Oct-2013, 21:38
Yabancı transferlerinde edilen zarara ve fiyaskoya değinmişiniz, biz hala Geremi masalını dinliyoruz.
Dünyada artık değişen teknoloji ve koşullarda kimsenin görmediği bir oyuncuyu üçe alır beşe satarım devri bitti. İngiliz, İspanyol kulüpleri 10 yaşındaki çocuklarla sözleşme imzalıyor.
Yakın zamana kadar alt yapı ve tesislerimizle övündüler, artık neredeyse her takımın alt yapısı ve güzel tesisleri var. Sportif başarı olmadığı sürece bunlar bizi öne çıkarmaz.
Cem Onuk gitti, geldi, Bir ara başkanla arası kötüydü, naptı etti geri döndü. Kesinlikle kulüp kapısından içeri girmemeli.
Hiçbir yöneticimiz veya başkanımız birgün de çıkıp hedefimiz şampiyonluk ya da Avrupa demedi. Demiş olsalar bile buna yönelik bir politikamız olmadı.(2003 dönemi hariç). Son yıllarda al oyuncuyu yeni takım kur takım sezonun ortasına doğru otursun, sivrilenleri devre arası veya sezon sonu elden çıkar( Çoğuda bonservissiz) sonra gelecek sene yeniden takım kur.İşler kötü gidince hoca değiştir.
Kulüp üyeliğine başvurup, üye olamayan taraftarlarımızda var.
Bu olumsuzluklar ve zihniyet devam ederse iyice dibe vurmamız kaçınılmaz olacak ve bizi daha zorlu günler bekleyecek. Bu sezon belki düşmeden kurtulacağız, ama öteki sezon gene aynı şeyleri konuşuyor olacağız.
Mehmet Ali Çetinkaya
11-Oct-2013, 10:03
Her sezon aynı oyunu izleyip aynı masalları dinlediğimizden olacak ne anlatmak, ne yazmak, ne de konuşmak istiyoruz. Hepimizin üzerinde büyük bir sıkılmışlık, bıkmışlık, tükenmişlik ve hissizleşmişlik hali mevcut. Çünkü yıllardır ne yaparsak yapalım hiçbir şeyin değişmeyeceğini öğrendik. Ne olursa olsun, birilerinin hep aynı masalı anlatıp, aynı oyunu oynayacağını gördük...
12 yıllık Gençlerbirliği kariyerim boyunca Cavcav, sadece 2002-03 sezonu sonunda farklı davrandı. Ersun Yanal'ı tutmak için ve onu memnun etmek için elinden geleni yaptı. O kadar... Son 12 sezonda yaşadığımız tek sürpriz buydu.
Bunun dışında her şey aynıydı. Hiçbir şey değişmedi. Sürekli yalanlara inandırıldık.
"Gençlerbirliği'nin alt yapısı süper" dendi. "Genç futbolcular yetiştirilip büyük rakamlara satılır" dendi. "Ucuza alıp pahalıya satar tek geliri de budur" dendi. "Anadoludan şampiyon çıkmaz" dendi. "Seyirci olmadığı için şampiyonlğa oynayamaz" dendi...
Ama biraz geçmişe dönüp bakınca, biraz araştırınca, biraz rakamları incelediğinizde, aslında bunların hepsinin kocaman birer yalandan ibaret olduğunu öğrendik.
Gençlerbirliği'nin altyapısının "o kadar iyi olmadığını", "paramız yok" denmesine rağmen yapılan transferlerde inanılmaz rakamların harcandığını, bir sezonda transfer edilen futbolcuların ortalama %70inin sezon sonunda zararına gönderildiğini, kar edilen futbolcuların çok çok az olduğunu, taraftarın az olmasının tek sebebinin yönetimin vurdumduymazlığı ve sürekli istanbul takımalarına karşı "önünü ilikler" duruşundan kaynaklandığını... (buradaki üç nokta: "daha neler var neler de, inanın içimden yazmak gelmiyor!" anlamında)
Uzun lafın kısası: bu sezon kurtarır mıyız bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var, Anadolu takımları için tüm kuralların değiştiği Türk futbolunda, "bu zihniyete sahip" Gençlerbirliği'nin en üst ligde yeri yok. Olmayacak da!
Dip not: Yazı yazıp bir blogda yayınlamanın en güzel yanı, tekrar tekrar aynı şeyi yazmanıza gerek olmaması. Bir de Gençlerbirliği taraftarıysanız bir kere yazın en az 35 yıl aynısına link vermeniz yetiyor... O yüzden buyurun, isimleri değiştirin okuyun en az 35 yıl idare eder bir yazı: Aynı Tas Aynı Hamam (da Nereye Kadar?): http://www.mehmetalicetinkaya.com/2013/05/ayni-tas-ayni-hamam-da-nereye-kadar/
MehmetGUNER
12-Oct-2013, 12:32
gençlerbirliğinin alt yapısı süper değildi.. adı koyulamayacak kadar süperdende öteydi..
mevcut yönetimin beceriksizliğini ve basiretsizliğini kurtuluşumuzun tek çaresi olan çocuklarımıza yüklemenin hiç alemi yok.. istanbul üçlemesi bu gün süperlige çıkardığı bir oyuncuyu gösterip kendilerine övgüler düzerken, bizim malzemecisi, masörüde dahil bir takım çıkardığımız görülmüyorsa üzülürüz şimdi.. yönetme melekelerini yitirmiş, tıstikisi bitmiş kulüp iktidarı son yıllarda aldığı üstüste facia denecek kararlar gibi gençlerimizin etrafından sansarları uzaklaştıramadı.. onlara 4 senede 3 lig şampiyonluğu, birde lig üçüncülüğü -cebren ve hile ile- yaşatan hocalarını sudan bir sebeple kovdu, dünyada bir ilk: bir futbol kulübü daimi arpalık haline getirdi ve başına şimdiki sonumuzu hazırlayan kendi öz evladımız ama beceriksiz ve kariyersiz metin diyadini getirdi.. zaten o, tabanca gibi takım hacettepe gençlerbirliğini bile çıkaramamıştı.. başka bir evladımız osman hoca olmasaydı.. sonrada üzerine titrememiz gereken gökhan gönül fenere, giray trabzona yok denecek fiatlarla gönderildi. bunlar herkesin dikkatini çektiği için seçtiğim örnekler.. şu anda ligin kalburüstü her takımında bu alt yapıdan yetişmiş, oynadıkları takımın önemli oyuncuları olmuş oyuncularımız var.. hepside sıralamada bizim üzerimizde olduğuna göre birinin doğruyu bulamadığı gerçek..
para harcamayı sevmeyen ama bu durumda da alt yapıdan başkada çıkışı bulunmayan bu tükenmiş yönetimin bunu görmesini beklemiyorduk inşallah..
hep söylediğimiz birşey var: bi kere yaptın bitti mi?.
valencia'dan döndükten sonra o takıma bir santrofor takviyesi yapılmadı.. kabiliyetsiz yönetim hem alt yapıyı tarumar ediyor hemde takıma dışarıdan ihtiyacı olan takviyeleri yapmıyor.. çok zaman ve çok para kaybedeceğini gerçekler söylüyordu..
o takımın tek eksiği etkili bir santroforu kadromuza katıp, daha sonra bursasporun bile olabildiği bu ligde üstüste şampiyonluklara ambargo koymak işten bile değildi.. üç metre ötesini göremeyen yönetimimiz ise valenciadan dönen takımı artık değeri yükseldiği için elinde tutmanın zor olduğuna kanaaat getirip, hepsini neredeyse bedelsi gönderdi..
esas o takımı avrupada 4. tura kadar yükselten elebaşıları "ersun yanal'ı milli takım istediyse yapacak birşey yok" bahanesinin arkasına sığınıp, kendisinden 1 milyon $ alacağımız olduğu halde nazlanmadan gönderdi..
cavcav gibi biri bir adamı bırakalım 5 kuruşu, 1 milyon $ alacağı silerek gönderiyorsa bunda bir iş olduğunu bile kimse sorgulamadı.. küçük adam büyük takımların başkanlığını yapamadı.. yapamazdıda..
bu günlere gelene kadar olacakları sayfalarca yazdık köşeye astık.. bunlar bana hiç yabancı gelmiyor.. küçük kasaba tüccarlarının yönettiği büyüyemeyen, atlayamayan takımların sonu neyse bizim yaşadıklarımızda o.. bu yüzden çok sakinim ve olacakları bekliyor; mevcut kulüp iktidarının yönetim politikalarını tümüyle reddeden.. demokratik, katılımcı, şeffaf, taraftar ve halkla ilişkilere önem veren, dışa açılılan, çağın futbol gereksinimlerini yakalamış gerekirse birleşik alternatif kulüp yönetiminin çıkmasını bekliyorum..
mevcut kulüp yönetiminin geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi sadece bir tek doğru kararı olsa bile biz bu paçoz ligde tutunurduk ama bu seferki sezonda aldığı bütün kararlar yanlış ve herkesin zannettiği gibi devre arasında da düzeltemeyecek..
doğru olan sadece bu.. alt yapımızın yetersiz olduğu ve cavcavın bize gurur dolu yılları yaşatan hocamız ersun yanalı tutmaya çalıştığı doğru değil.. en küçük bir karar alımında, kıyıda köşede kalmış önemsizde olsa tek doğrusu olsa bile söylerdik.. ama bu sefer yok ve ne kadar kalitesiz olursa olsun bu lig bu kadar kabiliyetsizliği taşıyamaz..
futbol, para değil.. kupa, kasa değil..
MehmetGUNER
21-Oct-2013, 14:23
dün akşam tv'lerde başkanında istifa ettiğini okuyunca "bizden bu kadar nefret etmesinin sebebi olmalı" diye düşünüyordum. neyseki sabah istifa etmek istediğini ama çok sevdiği kulübün(!)den gelen baskılar neticesinde ayrılmaktan vazgeçtiğini söylemiş..
çünkü şu ortamda yapabileceği en büyük kötülük bırakıp gitmek olabilirdi.. yaklaşık on yıldır artık bırakıp gitmesinin kulübümüzün geleceği açısından çok olumlu olacağını yazar dururduk ama böyle değil.. kimsenin görmediği veya görmek istemediği ama bağıra bağıra gelen kaosun tamda göbeğindeyiz şimdi ve ne yazıktırki; kendi projeleriyle, kabul edilebilir yol haritaları ve uygulayabilecekleri kaynaklarıyla ortaya çıkmış kulüp yönetimi taliplileri yok.. hemde şampiyonluğa susamış, bunu gerçekleştirecek yapılanmaya sahip, diğerlerinin boğuşmak zorunda kaldığı bütün sorunları halletmiş bir başkent temsilcisinin taliplisi olmayışı anlaşılaşılabilir değil.. birde bu ortamda terkedilip bilinmeze atılmak, en kötü kararları almaktan daha kötü olabilirdi..
geçtiğimiz forumlarda uzun uzun bahsettiğimiz için yeniden başa dönmeye lüzum görmüyorum.. bu noktaya geleceğimiz gün gibi ortadaydı ve bu tartışmaların artık taraftarlar arasında çoktan yapılması gerektiğini söylediğimi hatırlatayım sadece..
her zaman elit ve çağdaş taraftarlık anlayışıyla övünen gençlerbirliği taraftarlarının arasından; cavcav yaşlı, cem onuk şişman gibi eleştirilerden sıyrılıp, alternatif kulüp yönetimlerine giden yolların mevcut ve hala açık olduğunu gören ve bu yoldan kulüp yönetimine giden alternatif taliplileri desteklemeye ve teşvik etmeye çağırıyorum..
sorun cavcavın kendisi değil, alternatifinin olmayışıdır..
bu güne kadar tek tek ele aldık ve işaret ettik, dinlenilmedi.. artık kulak arkası edilmesin lütfen.. çünkü cavcav gördü biz hala görmedik: kulübümüz tarihi bir dönemecin tam ortasında ve çıkış yolunu kimse gerçekten bilmiyor..
33 yıldır başkanlığını yaptığı kulübümüze birazcık olsun sevgisi varsa tez elden kulübü seçimli genel kurula götürecek olağanüstü kongre kararı alır ve demokratik, şeffaf bir seçim sürecinde isterse kendide engin bilgi birikimi ve tecrübesiyle yerini alır..
mehmet galip
21-Oct-2013, 15:27
sorun cavcavın kendisi değil, alternatifinin olmayışıdır..
bu zaten her alanda ülkenin sorunu değilmidir abim:confused:
serkan_gungordu
21-Oct-2013, 15:36
sorun cavcavın kendisi değil, alternatifinin olmayışıdır..
bu güne kadar tek tek ele aldık ve işaret ettik, dinlenilmedi.. artık kulak arkası edilmesin lütfen.. çünkü cavcav gördü biz hala görmedik: kulübümüz tarihi bir dönemecin tam ortasında ve çıkış yolunu kimse gerçekten bilmiyor..
33 yıldır başkanlığını yaptığı kulübümüze birazcık olsun sevgisi varsa tez elden kulübü seçimli genel kurula götürecek olağanüstü kongre kararı alır ve demokratik, şeffaf bir seçim sürecinde isterse kendide engin bilgi birikimi ve tecrübesiyle yerini alır..
sevgili mehmet abi, "cavcav istifa" diye bağırdığınızda sadece cavcav'ın istifasını dile getiriyor olmazsınız, yönetilme biçiminden memnun olmadığınızı da dile getiriyorsunuzdur.
cavcav'dan sonrası yoksa, bunun da sorumlusu bizzat cavcav'dır. ayrıca sonrası her ihtimalde olacak. belki cavcav istifa etmeyecek ama sonsuza kadar yaşayacak değil ya bu adam.
taraftar, kendi memnuniyetsizliğini dile getirmekten imtina ettiği anda, taraftar olmaktan çıkar. burada sayısız yanlış sayılıyor. takım baştan aşağı yanış yönetiliyor. hayatının her hafta sonunu gençlerbirliği'ni izlemeye göre ayarlayan insanlar bu duruma sadece seyirci olabiliyorlar. gerçekten gençlerbirliği'ni sevenler, gençlerbirliği'nin geleceği ile ilgili söz sahibi değiller. tüm bunları topladığımızda "cavcav istifa" sesi çıkar. 20. dakikada da çıkar, 1. dakikada da çıkar. iyi niyetli taraftarın yönetime baskı yapması, hem tribünde, hem de sosyal medyada yapılması gereken doğruları daha yüksek sesle söylemesi gerekiyor.
onur_aydogan
21-Oct-2013, 23:37
Herseyden önce kulübün nihai hedefinin önce ligde, sonra Avrupa'da şampiyonluk kazanmak olduğu benimsenmeli ve kamuoyuna ilan edilmeli.
Dünyanın en bilgili, yetenekli, bilimsel yöntemlerle çalışan altyapı hocaları transfer edilmeli.
Vizyon sahibi genç ve yetenekli bir hoca ile uzun vadeli bir anlaşma yapılmalı ve alınan skorlar ne olursa olsun sabredilmeli.
Şampiyon takımda yer alabilecek oyuncular değil, bizi bu hedefe taşıyamayacak oyuncular satılmalı.
Tüm G.Birliği taraftarları kulübe üye yapılmalı ve aidatını ödediği sürece oy kullanabilmeli.
Diğer profesyonel kulüplere üye olanların kulüple ilişiği kesilmeli.
Lisanslı ürün satışına gereken önem verilmeli.
Kombine biletler sadece kulüp üyelerine satılmalı ve bu haktan vazgeçmediği sürece her yıl aynı koltuğu satın alabilmeli.
G.Birliği taraftarlarının yaşadığı her yerleşim biriminde bir temsilci atanmalı ve kulüple iletişim sağlanmalı.
Kulüpte tüm pozisyonlar için gerekli kalifikasyonlar belirlenmeli ve atama prosedürleri oluşturulmalı.
Kulübün sportif başarı hedefleri doğrultusunda futbolcu alma ve satma prosedürleri belirlenmeli.
Kulübün gelir ve gider hesapları tüm kulüp üyelerinin denetimine açık olmalı.
Bunları önce halledelim, devamını yazarız.
serkan_gungordu
22-Oct-2013, 01:53
bu arada anladığım kadarıyla cavcav görevi bırakmak konusunda ciddi...belki bugün, belki yarın; cavcav'ın başkanlıkta geçireceği günler sayılı... umarım gitmeden önce kulübün anahtarını doğru insanların eline verir. bundan başka yaşama şansımız yok.
Ozan_Güler
22-Oct-2013, 02:42
Sanırım sezon bitmeden seçimli genel kurul olmaz. Kaldı ki ne kadar yıpransa da, yorulsa da ben Cavcav'ın başkanlığı bırakacağına ihtimal vermiyorum.
Bence sizler de böyle bir gelişme beklemiyorsunuz. Öyle olsa ' Gençlerbirliği için devrimden başka yol yok! ' denir mi. Dermiyiz.
Alkaralar kurulalı 10 yılı biraz geçti. Bu siteye üye olan olmayan binlerce taraftar Ersun Yanal'lı 2 sezon hariç gün yüzü görmedi. Site üyelerinin onlarcası 'bu gidiş iyiye gidiş değil ' diye hemen her sene kim bilir kaç yazı kaleme aldı. Bu amaçla yazılmış yazıları alt alta toplasak Kızılay'dan Beştepe'ye yol olur. Bu kulübün belgeselini hazırlayan arkadaşlar özel bir bölüm açıp yönetim biçimimize de değinseler geleceğimiz açısından iyi olur. Dışarıdan bakıldığında kurumsal bir yapımız varmış gibi zannediliyor. İşin aslının öyle olmadığını en iyi biz biliyoruz. Burası İlhan Cavcav ve mahdumları Limited şirketi değil de bir spor kulübüyse ve bu kulübün en üst karar organı da genel kuruluysa işe oradan başlamak gerekir.
MehmetGUNER
22-Oct-2013, 11:08
sonuçta;
daha doğrusu yaklaşık 5 yılın sonunda bir tek onur aydoğan yazdı: cavcav'dan sonra ne olacağını yada ne olmasını beklememiz gerektiğini..
herhalde bizim devrimimiz bu olmalı: "mevcut kulüp iktidarının yönetim politikalarını tümüyle reddeden.. demokratik, katılımcı, şeffaf, taraftar medya ve halkla ilişkilere önem veren, dışa açılmış, çağın futbol gereksinimlerini yakalamış, gerekirse birleşik alternatif kulüp yönetiminin artık ortaya çıkması gerektiğini kavramış olmak".. oh bee..
aksi takdirde, diğer 17 takım kulüpler veya dernekler yasasına göre yönetiliyorken, yada ortada buna benzer bir yönetişim usulü varken; mevcut kulüp iktidarını seçimli genel kurul dışında ne gibi bir yöntemle değiştirip hangi ligde oynamayı planlıyorsunuz ki?.
tamam biz küfür etmeyelim ama ankaragüçlüler bizim yönetimimizin çeyreği kadar bir süre başkanlık yapmış cemal aydın'ı tam 2 sene boyunca küfür ederek gitmeye razı ettiler.. biz ne yaparsak 35. yılını doldurmak üzere olan ve kendini kulübün sahibi sanan cavcav gider???...
yukarıda yazdıklarımızı sağlayamayacak bile olsa en azından geçtiğimiz dönemlerde ortaya çıkmış bir alternatif yönetimin ilgi bulamaması, cavcav'ın karşısında ilk muhalif yönetim alternatifinin bizzat gençlerbirliği taraftarlarınca yalnız bırakılması bir daha benzer bir muhalefetin çıkmayışının sebebi olamaz mı?.
taa o zamanlardan beri artık cavcavın miyadının dolduğunu, artık onursal başkanlığa çekilip kulübümüzü kurumsal bir yapıya kavuşturması gerektiğini kelimenin tam doğru tabiriyle suya yazdığım için söyledim bunları.
onca beceriksiz futbolcuların ve basiretsiz hocanın değilde; onları bulup getirenin hesap vermesi gerektiğini söylerken, bu hocalardan ve bu futbolculardan mucize bekleyenlerin artık:
elinde ve fikrinde ulaşılabilir hedefleri olan, kabul edilebilir yol haritaları ve bunları gerçekleştirecek kaynakları ortaya koyabilen bir alternatif kulüp yönetiminin ortaya çıkmasını sağlamak ve desteklemek gerektiğini görmesi ve bilmesi gerekiyor..
her hafta birinin devrim yaptığı bir ortamda bizim devrimimizde bunun görülmesi olsun bari..
hale bak ya.. olması gereken en basit bir şey bizim için devrim oluyor..
Erdem Ceydilek
23-Oct-2013, 09:26
Sevgili Mehmet abi, elbette devrimden kastım, yönetimi alaşağı etmek değil. Kulübün üye yapısının, senin ve Onur abinin çok güzel şekilde özetlediği prensipleri paylaşanların çoğunlukta olduğu bir yapıya dönüştürülmesidir benim devrimden kastım. Ama takdir edersin ki, saltanatla yönetilen kulübümüz için böyle bir talep de devrimden aşağı kalmaz.
umityasar
05-Nov-2013, 22:20
Devrim olmadı sadece palyasyon amaçlı Şifo Mehmet geldi.
2 hafta önce CavCav İstifa diyen taraftar memnun (!)
6 puana tav oldu bizimkiler...
Fena halde diğer tribünler benziyoruz bu açıdan da.
MehmetGUNER
06-Nov-2013, 15:51
sevgili ümit yaşar arkadaşımız çok doğru bir noktaya temas etmiş..
hesaplarımızda yer 3 puan olarak yer alan elazığspor maçından sonra, extradan gelen bu üç puan kelimenin tam anlamıyla ilaç gibi oldu..
yatağa düşmüş, gözümüz bir alt lige takılmışken bünyemizi ayağa kaldıran bu ilaç aklımızı baştan almamalı.. sorun hala orada ve her beceriksiz hocadan sonra gelen yeni hoca transferinde belirttiğimiz üzere dahada büyüyerek duruyor..
ne mehmet özdilek elinde sihirli değnek olan bir hoca, nede cavcav kulübünü yine yeniden her zamanki gibi çamurdan çekip alacak hoca seçimini yapan bir duayen..
sorun yapısal..
sorun yapısal ve biz ne diyersek diyelim spor kamuoyunun "duayen" diye şahlandırdığı kulübünü böylesine zorlu(!) bir ligde uzun yıllar başarıyla yönetmiş; gerçekte ise günden güne felakete sürüklendiğini göremeyecek kadar kör olmuş, kulübümüzün sorunlarına ilgisiz, tek adamlığın bütün yok edici etkilerine maruz bırakan bir kişi tarafından yönetiliyor olmamız..
tekrar etmekte fayda görüyorum:
çaresiz değiliz.. alternatif kulüp yönetimine giden yollar mevcuttur ve hala açıktır. sorun bu yolların nerde ve nasıl ulaşılabilir olduğundan kimsenin gerçekten haberi olmamasıdır.. bunun bir kere denenmiş ve kulüp tarihinde hiçde görülmemiş bir biçimde hile ve düzenbazlıkla bertaraf edilmiş olması yeniden denenmemesi ve hatta dile getirilmemesi için bir sebep olamaz..
biz eski dönemlerde olduğu gibi fikir üreten, fikirleri kulübümüz camiasında kabul gören bir sitenin mensupları olarak bu tip tartışmaların göbeğinde olmamız gerektiğini yineliyorum..
fikirlerinde artık maddi bir güç olduğu günümüzde alkaraların bu yolları bulup çıkaran ve nasıl uygulanacağını öneren günlerine ulaşması gerektiğini söylüyorum..
tabi bunu derken cavcav yaşlı, cem onuk şişman gibi düzeysiz ve yer aldığı sitenin değerini düşürücü yorum diyemeyeceğimiz hakaretlerin dışında bir şeyler önerelim diyorum..
Göktan Başaran
07-Nov-2013, 00:23
Zaman'dan Okay Karacan'ın son yazısı. Bence yazıdaki gibi bir 'şampiyonluk' ihtimalinden bahsedebildiğimzde artık bu bir devrimdir zaten:
Tecrübeyi konuşturma zamanı
Mehmet Özdilek Antalyaspor’u 5 yıl çalıştırdı. Ertuğrul Sağlam 4,5 yıl Bursaspor’da görev yaptı.
Özdilek 5 yıl önce ekonomisi zayıf, oyuncu seçim opsiyonu elindeki imkanlarla sınırlı Antalyaspor’u adım adım şekle sokmaya çalıştı. Takım bu dönemde sürekli stadyum sorunu yaşıyor, seyircisinin etkisi gittikçe zayıflıyordu. Zaten Antalya kozmopolit bir şehre dönüştüğünden taraftar örgütlenmesinin temelini oluşturan “memleketçilik” meselesi ivmesini kaybediyordu. Ne var ki takım yıldan yıla ekonomisini toparlayarak kendine gelmeye başladı. Belki efsane işler yapmadılar ama geçen yılın ilk devresinde adım adım büyüyüp başa güreşilebileceğinin ispatını yaptılar.
Bursaspor her zaman iyi bir seyirci potansiyeline sahipti. Ortalama üstü bir futbol kapasitesi vardı ve ekonomik potansiyeli Antalya’ya oranla daha kuvvetliydi. Türk ekonomisi içinde etkisi olan başkanlar tarafından yönetildi ve hep daha çok gündemde oldu.
Sağlam, ligin tecrübeli ama büyük takımlarda şansları yaver gitmeyen oyuncularla, iyi yabancıları bir araya getirdi. Kendi içlerinde yetiştirdikleri oyuncuların performanslarını da ekleyince Anadolu’ya şampiyonluk getirdiler. Sağlam, ekonomik olarak daha rahat çalışmıştı.
Sağlam, sezon başında ekonomisi çok da parlak olmayan Eskişehir’e gitti.
Mevcut takımı eldeki genç oyuncularla harmanlayarak hasarları gidermeye çalıştı. İstediği tek yabancıyı getirip yola çıktı. İlk 9 haftada başa güreşen takımlara karşı oynayıp alabileceğinin maksimum’unu hanesine yazdırdı. Şimdi Eskişehir seyircisiyle Sağlam prensipleri gelecek için bir araya geldi. Eskişehir’in yeni şampiyon adayı olması için şartlar neden oluşmasın ki?
Zamana ihtiyaç var..
Mehmet Özdilek, Diyadin gidene kadar maçlarını ezilmeden ama kazanamadan bitiren büyük sorunlar yaşayan Gençlerbirliği ile iyi bir başlangıç yaptı. Takıma yeniden enerji yüklemesi yaptığını fark edebiliyoruz.
Bu kez ekonomisi en güçlü takımın hocası ve bu potansiyeli zirveye taşımak için imkanları yüksek. Başkan Cavcav tersi davranmazsa devre arası takviyesi ile tırmanışa geçecekler. Özdilek ayrıca ilk kez kemik bir seyirci topluluğuna sahip olmanın lüksünü yaşıyor. Gençlerbirliği kombine sahibi 6000 taraftarıyla şimdiden Özdilek için büyük güç oluşturmuş. Bunu zaten kendisi söylüyor.
Sonuç olarak Mehmet Özdilek 5 yıllık Antalya tecrübesini tüm imkanların olduğu Gençlerbirliği ile kullanmaya hazır.
Son beş yıllarını aynı takıma hizmet ederek geçirmiş, ellerindeki imkanlar doğrultusunda başarıyı yakalamış iki teknik adamın kendi en iyi performanslarını göstermek için istim üzerinde oldukları kesin..
Sağlam ve Özdilek’in hikâyelerini iyi takip edin, eğer başaramazlarsa eminim onların değil yönetimlerinin formsuzluğunu konuşuruz.
Gençlerbirliği ile Eskişehir bu ligin 6’ncı şampiyonu olmaya aday değil mi?
UCHE GİTTİ, KASIMPAŞA BİTMEDİ
Tabii ki zengin Kasımpaşa bu adaylık listesinin içinde yer alacağını gösteriyor. Ekonomileri, yönetimlerinin titiz ve prensipli karakteri zirveyi hedeflediklerinin göstergesi. Onların diğer iki takıma göre tek eksiği izleyici sayısı ve taraftar yönetim soğukluğu..
İyi futbol iyi oyuncularla oynanır. Kasımpaşa enfes bir hücum hattı kurdu. Yabancı seçiminde tam isabet. Eldeki oyuncuları bu karmanın içinde yüksek performans verir hale getirdiler. Normal şartlarda tüm skor yükünü taşıyan Uche’nin ayrılığının büyük boşluk yaratması beklenirdi. Bobo olmayınca Kayseri, Vleminkcx olmayınca Gençler, Pinto olmayınca Bursa, Necati durunca Eskişehir, Almeida sek sek oynayınca Beşiktaş gol sorunlarını çözemedi. Henrique iyi bir sezon geçirerek sorunları öteledi. Burak durunca Drogba devreye giriyor, Sow yetmeyince, Webo sonuca götürüyor.
Yani eğer forvetiniz aksıyorsa takım çözülüyor!
Koskoca bir sene Uche’nin ayağına bakan takımdan, tüm mevkilerin skor yüküne katıldığı bir takım olmak ancak kalite ve iyi organizasyon ile açıklanabilir.
Favorimin Scarione olduğunu bu sütunu takip edenler biliyor. Büyük potansiyeli var ve daha da ileri gidecek, Batalla’nın Bursa’ya yaptığını yapacaktır.
Özetle Kasımpaşa, Eskişehirspor ve Gençlerbirliği’nin başarmak için her türlü imkanı var ve onları izlemek heyecan veriyor.
Sivas’ı geçen hafta konuşmuştuk, aynen devam ettiklerini biliyorsunuz..
Serdal Eşgin
08-Nov-2013, 15:44
cavcav ın seneyede bu takımı krize sokmayacağını kim garanti edebilir?Yaşlı cavcav la yüz yüze görüşen mutlaka bu forumda birileri vardır.Bu yazdıklarımızı bir yüzüne karşı okusun.Bakalım ne diyecek.
Yukarda onur aydoğan ın yazdıklarının altına imzamı atıyorum.
selim_turker
08-Nov-2013, 16:31
adamın istibdat dönemi bitmek bitmedi. ne hırsmış anlayamadım?!
Erdem Ceydilek
13-Nov-2013, 17:59
Bu yazıyı yazdığım zaman Metin Diyadin vardı ve ligde dipteydik. Cavcav'ın bu hafta içindeki açıklamalarından sonra, yazıyı aşağıdaki ufak giriş paragrafıyla bir gazeteye yollamaya karar verdim. Bugün SoL gazetesinin spor sayfasının manşetinde yayınlandı yazı. Aslında Cavcav'ın kendini aklamaya çalıştığı şu zamanlarda daha manidar bu taleplerimiz.
"Metin Diyadin’in takımdan ayrılışı ve Şifo Mehmet’in teknik direktörlük koltuğuna oturmasıyla yakalanan üç maçlık galibiyet serisi, Gençlerbirliği’nin yapısal ve kronikleşen yönetim sorunlarının görmezden gelinmesine neden olmamalı. İlhan Cavcav’ın hafta içinde yaptığı “beni eleştirdiniz ama bakın işte nasıl takır takır top oynayan takım kurmuşum” minvalindeki açıklaması da bu yapısal sıkıntıların yine hasıraltı edileceğinin bir göstergesi."
http://haber.sol.org.tr/spor/bestepede-demokratik-yonetim-sart-haberi-82561
Nevzat_Akcaoglu
13-Nov-2013, 19:26
Arkadaslar
İlhan ağabey mesajı almıştır ve de Ocak'ta takviye yapacaktır bence..Yapmazsa ısımız çok zorlaşir ama Ocak transferlerinin de faydaları bir yere kadar diyelim.Bizim ana omurga iyi olmalı yanına alacağımız en fazla 2-3 kisi.Forvet orta saha vede geriye 1 er takviye ancak.
Necdet Özkazancı
13-Nov-2013, 23:32
Eline sağlık Erdem... Olması gerekeni her fırsatta ve platformda ortaya koymalıyız. Benim hayalim, Barcelona gibi binlerce üyeli bir kulüp... İlk aşamada hiç olmazsa 19 Mayıs Stadı'nın seyirci kapasitesi kadar kombine biletli üyemiz olmalı... Aslında Gençlerbirliği'nde olsun, diğer tüm spor kulüpleri ve derneklerde olsun (hatta sendika ve kooperatiflerde) üyelik konusunda dernekler mevzuatından da kaynaklanan, yönetimde olanın lehine bir istismar olanağı var. Yönetimde olanlar özellikle seçim zamanı sıkıştıklarında, kendi taraflarında yer alacak, kendilerine oy verecek kişileri üye yaparak iktidarlarını sürdürme yoluna giderler. Bunu geçmiş dönemde bizim kulüpte yapılan seçimde yaşadık. Bugün kulübün en saygın üyesinin, divan kurulu başkanının kulüp yönetimine yaptığı üyelik teklifleri bile kabul görmüyorsa sebebi biraz da burada: "Kime oy verecek? Bizden mi, yoksa onlardan mı? Bizdense sorun yok. Ama ya onlardansa?!" Bana göre, şu anda Cavcav, Gençlerbirliği'nde tek adam gibi gözükmekle birlikte kulüp yönetiminde Cavcav'ın dengelediği oligarşik bir yapılanma var ve Cavcav sonrasında kulübün parasal durumunun da etkisiyle ciddi bir mücadele söz konusu olacak gibi gözüküyor.
(Not: Konuyu önemli bulduğumdan, tartışma belki burada da canlı bir biçimde sürer diye düşünerek Facebook'ta yazdığım mesajı buraya da kopyaladım)
Erdem Ceydilek
16-Nov-2013, 20:57
Necdet abi, bizim behzat başgan kulübe üye olmuş. Bir üye bir üyedir :)
Şaka bir yana, köhne dernekçilik anlayışından dolayı kulüp bir çıkmazın içinde olabilir ama bu konuda da muhtemel çıkış yolları vardır diye umut ediyorum.
vBulletin v4.2.0, Copyright ©2000-2017, Jelsoft Enterprises Ltd.